BESTAMİ BOZKURT YAZDI : VAZGEÇEBİLİYORSAN AŞIK DEĞİLSİN
VAZGEÇEBİLİYORSAN AŞIK DEĞİLSİN
İlkokul 1. Sınıflar ve okul öncesi kurumlar ufak tefek aksamalarla yüz yüze eğitime başladı.
Bu yüz yüze eğitimler hibrit eğitim modeli şeklinde üç hafta şartlı devam edecek. Yani Pazartesi-Salı birinci grup, Çarşamba dezenfekte işlemleri, Perşembe-Cuma ikinci grup okulda yüz yüze eğitime alınacak, sair zamanlarda uzaktan eğitimle devam edilecek.
Bu, pilot olarak yol gösterici olacak.
Yani 3 hafta boyunca virüsün toplumsal tehdidi yukarı yönlü arttırması durumunda ta ki bu virüs toplumsal tehdit olmayı bitirinceye kadar ara verilecek.
Bu zamana kadar hep okulların açılması gerekliliğini bir “eğitim delisi” olarak savundum.
Çünkü sosyal hayatın tüm sacayakları işlerken okulların kapalı kalması eğitim hemen terkedilebilir ve vazgeçilebilir bir sosyal oyalantı olarak algılanabilir ve eğitimin gereksizliği toplumun gündemine bomba gibi düşebilirdi.
Ziya Öğretmen, tüm rizikolarına, karşısında yoğun bir olumsuz tabloya ve toplumsal reaksiyona rağmen okulları gecikmeli de olsa yüz yüze eğitime açabildi.
Geçmiş yazılarımda da 1 Haziran 2020 tarihinde hayatın her alanı yeni normal-kontrollü sosyal hayatla yeniden başlatılırken okulların açılması gerektiği fikri üzerinde durdum. Çünkü o dönemde okulların açılması toplumsal algıda eğitimin vazgeçilemeyecek bir zorunluluk olduğu vurgulanacak, toplumda yoğun reaksiyonların oluşmasının önü alınacaktı. 3 haftalık okul sürecinde aşamalı ve numune bir minyatür eğitim modeli geliştirilebilirdi. Hem okullar üç haftalığına açılmış olsaydı “açılır, açılmaz” tartışması da yaz boyu toplumu bu denli germeyebilirdi. O dönemde virüs aşağı yönlü eğilim göstermeye başlamış, Ziya Öğretmenin elini de rahatlatmıştı.
Ancak Ziya Öğretmen, virüsün tekrar yukarı yönlü hem de amudi bir ivmeyle hızla tırmanışa geçtiği ve sağlık bakanlığının yayınladığı verilerin güvenilirliğinin tartışılmaya başladığı ve artık toplumsal patlamanın da pik yapmaya döndüğü ateş hattında kararlılığını sergileyerek çok büyük risk aldı ve şartlı açtı.
Antrparantez eğitimin vazgeçilemez bir ihtiyaç olduğunu ortaya koyduğu için Ziya Öğretmene minnettarız.
Geçen yılki ilkokul 1.sınıflar henüz okuma yazmaya geçmişti ki katil pandemi çocukları nefes kadar ihtiyaç olan okullarından, öğretmenlerinden alıkoydu.
Ziya Öğretmenim!
Bu çocuklar tam okuma yazmaya tutunacakken 6 aylık aranın ardından eğitim öğretim hayatından tamamen kopmak üzere… çoğu okuma yazmayı unuttu, arafta heba olup gidecekler.
Peki şimdiki 3.sınıflar önemsiz mi? Tabi ki hayır ancak onlar kritik eşiği geçmiş durumdalar.
Açabiliyorsak tüm kademeleri açabilmeliyiz. Açamıyorsak da bu seneki ilkokul 2.sınıfları da okula dahil etmeliydik.
Eğitim öğretimden kopmalar orta ve uzun vadede etkisi derinden hissedilecek türbülansları ortaya çıkaracak ve bu hasarlar uzun vadede kara deliğe dönüşecek.
Bunun araştırmaları dünyada yapılıyor. Çocukların eğitim öğretimden kopmasının dünya genelinde kara delik gibi telafisiz bir boşluk doğuracağı ortaya çıkıyor.
Ziya Öğretmenim!
12 Ekim 2020 sonrası için planlamalarınızı okulların açılması gerektiği üzerinde çalıştığınızı belirtiyorsunuz. Bunu çok değerli buluyoruz.
Belki bu tarihi bile beklemeden il milli eğitim müdürlükleri aracılığıyla 2. Sınıflar, 3.sınıflar, 4.sınıflar… şeklinde sınıflar açılabilir.
Özellikle riskin en az olduğu bölgelerde kontrollü sosyal hayat bağlamında (ilkokul- orta-lise)öğrencileri peyderpey açılmalı ve eğitim öğretim dönemine gecikmiş olsak da başlamalıyız.
3 hafta sonrasında “virüs arttı” deyip mini mini 1’leri kanırtarak okuldan çekmemeliyiz. Bu, tarihi hata olur.
Gerekirse okul öncesini çekip okulları sadece mini mini 1’lere bırakmalıyız ve eğitim öğretimin risklerini düşürerek çocukların eğitim hayatlarını sürdürmelerini sağlamaya çalışmalıyız.
Bu pandeminin kış öncesinde pik yaptıktan sonra kendisini etkisiz hale getireceğini umuyoruz. Toplum bağışıklığı gerçekleşmek üzere… hasta sayısı artıyor ve öldürme oranı gittikçe azalma eğilimi gösteriyor.
İnşallah katil pandemi eğitim öğretim hayatımızda daha fazla hasar oluşturmadan kendisini enterne eder.
Ne diyelim!
Vazgeçebiliyorsan aşık değilsin!
Biz de eğitimin aşıklarıyız. Eğitime giden yollarda umarsızlık teknesinde yüzdürülmeye alışmak ve alıştırılmak istemiyoruz. Bu yolda sosyal medya başta olmak üzere her ortamda bizi mantık çerçevesinde eleştirenler candır ancak hakaret edenler karakterlerinin gereğini sergiliyorlar, onlar değişmez.
Ya bir yol bulursun ya da bahane! Bahane bulanlar yol bulanları sevmezler, bu yüzden!
twitter.com/bestamibozkurt
facebook.com/thebestbozk
linkedin.com/bestami-bozkurt
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.