Binlerce Venezuelalı Ülkeyi Yürüyerek Terk Ediyor
Güney Amerika ülkesi Venezuela’nın yaşadığı ekonomik, sosyal ve siyasal krizin boyutları pandemiyle birlikte daha da artıyor.
Güney Amerika ülkesi Venezuela’nın yaşadığı ekonomik, sosyal ve siyasal krizin boyutları pandemiyle birlikte daha da artıyor. Beslenme, barınma, sağlık ve ulaşım gibi en temel gereksinimlerini bile karşılayamaz hale gelen binlerce Venezuelalı, çareyi, ülkeyi yürüyerek terk etmekte buluyor.
Uzmanlar, yaşanan yeni göç dalgasının halkın en yoksul kesiminin yaşam kalitesini artırma çabasından öte hayatta kalma mücadelesi olduğunu belirtiyor.
Son yılların en ağır ekonomik krizlerinden birini yaşayan Venezuela’da pandemiyle birlikte yaşam koşulları her geçen gün daha da zorlaşıyor. Karantinadan dolayı şehirlerarası toplu ulaşımın yasak olduğu ülkede, geçinemeyen binlerce kişi, yurtdışına yürüyerek ulaşmaya çalışıyor.
Caritas yardım kuruluşundan Gabriela Mayer, “Bugün çok sayıda Venezuelalı göç etmek için sınıra yürüyerek ulaşmaya çalışıyor. Bu insanların çoğu aylık 3 doları bile bulmayan asgari ücretle ve eş-dost desteğiyle durumu idare etmeye çalışan ama pandemiyle birlikte artık yaşayamaz hale geldiği için çareyi göç etmekte bulan, ülkedeki en yoksul kesimi oluşturuyor.
Sınıra yürüyerek ulaşmaya çalışanlar arasında tansiyon ilacını bile alamaz hale gelen 70 yaş üzeri emeklilerden tutun, okulunu bırakarak çalışmaya giden liselilere kadar her yaştan insan bulunuyor.
Pasaportları bile olmayan bu kişiler, sınıra ulaştıklarında insan kaçakçılarıyla ilişkiye geçip, yasadışı yollardan Kolombiya’ya geçmeye çalışacaklar ve çoğunun gideceği ülkede ne yapacağına dair bir fikri bile yok” diyor.
Sınıra yürüyenler arasında yer alan Jose Rivero, “Ben 4 çocuk babasıyım ve bahçe işlerinde çalışarak geçiniyorum. Ancak pandemide iş bulmak zorlaşınca elimizde avucumuzda ne varsa harcadık. Her gün sabah erkenden elime bahçe malamı ve bahçe makasımı alıp iş aramaya çıkmama rağmen para kazanamadığım günlerde yemek yiyemiyorduk.
Benim için en dayanılmaz olan şey çocuklarım kahvaltı istediklerinde onlara “akşam yemeğine kadar sabredin” dedikten sonra, akşam eve eli boş dönmekti.
Artık bıçak kemiğe dayanınca göç etmeye karar verdim ve 2 gündür yürüyorum. Eşimi ve çocuklarımı 5 parasız ve yapayalnız bırakmak zorunda kaldım ve inanın bu hiç kolay değil. Venezuela’da onca petrol, altın ve zenginlik varken bizim bu yaşadığımız şey hiç adil değil” diye konuşuyor.
Halkın yürüyüşçüler olarak adlandırdığı bu kişilere yardım etmek için yürüyüş güzergahında elinde bir bidon su ile bekleyen ya da yiyecek dağıtan onlarca yardımsever görmek mümkün.
Gönüllü yardımcı Daglas Molina, “Aç ve susuz bir şekilde, günlerce yürüyerek sınıra ulaşmaya çalışan insanlar, Venezuela’da yaşanan ağır ekonomik krizin bir göstergesi. Konuştuğumuz kişiler arasında üniversite mezunları da var, el emeğiyle geçinenler de, engelli vatandaşlar da... Ancak hepsinin ortak noktası, pandemiyle birlikte hemen günde en fazla bir öğün yiyebiliyor olması. Bizi en çok etkileyen durum ise çocukların durumu. Çocuklar gecenin soğuğu gündüzün sıcağı demeden, bazıları yalınayak da olsa yürümek zorunda kalıyor“ diyor.
Sınıra ulaşmaya çalışanlar arasında en dikkat çeken kesimlerden biri de çocuklarıyla birlikte günlerdir yolda olan çok sayıda yalnız anne.
Maria Alejandra Gomez, “Benim 3 çocuğum var, evlere temizliğe gidiyordum ancak pandemiyle birlikte kimse temizliğe çağırmayınca aç kaldık.
Evde bir gün yemeğimiz olsa ertesi gün olmuyordu, ayrıca çocuklarıma aylardır ayakkabı, kıyafet, okul için kalem defter bile alamıyorum. Ben ve benim gibi yollarda olan binlerce kişi hayatta kalmanın ve çocuklarımıza insanca bir yaşamın bir yolunu başka ülkelerde arayacağız çünkü burada bu mümkün değil.
5 gündür yoldayız. Yağmur çamur demeden yürüyor, otostop çekiyor, yol kenarlarında uyuyoruz. Özellikle çocuklarım için çok zor ama sınıra az kaldı. İnşallah bir gün her şey düzelir ve biz de ülkemize döneriz” diyor.
Uzmanlar, kendi ülkelerinde hayatta kalma olanaklarını tamamen yitirenlerin sayısı arttıkça, yürüyerek göç olgusunun da kitleselleşeceğini belirtiyor.
Caritas yardım kuruluşundan Gabriela Mayer, “Yürüyenlerin çoğu yorgun ve depresyonda. Aralarında, göç yolunda kaybettikleri aile fertlerinin cesetlerini yol kenarına gömerek yola devam edenlerden, ‘en kısa zamanda dönüp çocuklarımızı alacağız, ne olur onlara iyi bakın’ yazılı bir notla 2 çocuğunu bırakıp giden ebeveynlere kadar birçok örnekle karşılaştık. Bu insanların yaşadıkları tam olarak bir ölüm kalım mücadelesi” ifadelerini kullanıyor.
Yaşanan ekonomik ve sosyal sorunlardan dolayı son beş yılda her 6 kişiden birinin göç etmek zorunda kaldığı Venezuela’da, göç sorunu pandemiye rağmen artacak gibi görünüyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.