Bir fantazi
Çidem Ergüvenç'in yeni yazısı...
On yedi ya da en çok on sekiz yaşlarımızdayken en eski ve en yakın arkadaşlarımdan biri otuz beş, otuz altı yaşlarında, kısa boylu, tıknaz, açık başlı, gözlüklü bir adama âşık oldu; ya da kendini âşık oldu zannetti. Adamın adı Talat. Ben hiç tasvip etmedim ve ona makul olma konusunda telkinlerde bulunmaya başladım. Fayda etmedi; bana buluştukları zaman aralarında geçen konuşmaları, adamın iltifatlarını anlattıkça duruma nasıl müdahale edebilirim diye dertli dertli düşünmeğe başladım. Arkadaşım bir gün bana, “Oh capito che tiamo” nun sözlerini hatırlayamamış ““kapito, kapito diye bir şarkı var, adının tamamını biliyor musun”” diye sordu, ben söyleyince de bu bizim şarkımız olsun dedi” bilgisini aktardı.
Gün geçtikçe baktım ateş bacayı sarıyor, bir şeyler yapmam lâzım. “Bak, sana bir fantezimi anlatmak istiyorum” dedim ve aldım sazı elime.
“Sen şimdi Talat’ı çok seviyorsun ya, onunla bir aşk evliliği yapıp muradına ereceksin. Onun da senden başkasını gözü görmeyecek ve bu durum seni dünyanın en mutlu kadını yapacak. Sana “”Bundan sonra senin adın kapito olacak ki şarkımızı hiç unutmayalım”” diyecek. Sen de jest olsun diye, ““Ben de sana Taloş diye sesleneceğim”” diyeceksin; hani gençlik çağrıştırsın diye. Adam Taloş’la galoşu karışacak ve sana surat asacak. Sen bin dereden su getirip aranızdaki ilişkiye çok değer verdiğini anlatmaya çalışacaksın.
“Günler ayları kovalayacak, bir erkek çocuk, ardından ikinci erkek çocuk. Taloş hayatından çok memnun. Oğlanların adı “Kapitonun Prensleri”, aslında kendine krallık payesi çıkarıyor da tevazu gösterdiğini sanıyor.
“Sen yavaş yavaş ne halt ettiğini düşünmeğe başlarken bir sabah Taloş tombikliği yüzünden göbeğinin üstüne çekemediği çizgili pijamasıyla tuvalete girecek. Çocuklar dışarıda çığlık çığlığa; Taloş içeriden seslenecek, “”Kapitom benim, prenslerimiz neden huysuzluk ediyor? Ben kabız olmuşum, bekliyorum burada, sen çayın altını yakıver”” deyince, sen içinden kabızlıktan patlasa keşke diye düşünüp, sonra da anında pişman olacaksın, ne olsa Taloş’una kıyamazsın.
“Taloş rahatlamış bir ifadeyle tuvaletten çıktığında sen çocukları çoktan besleyip giydirmiş olacaksın. Adamın yaptıkları giderek daha da çok sinirine dokunmaya başlayacak ama aile göreneğin ve çocuklarına düşkünlüğün bu sözde yuvayı yıkmana izin vermeyecek. Zaten anne-babanın, ve de dedenin böyle bir şeye asla onay vermeyeceğini ikimiz de gayet iyi biliyoruz. Adamın ise senin bu ruh halinden asla haberi olmayacak. İki çocuğu ve işini yapan, çocuklarına bakan, hizmette kusur etmemek için yırtınan karısıyla memnun mesut yaşayıp gidecek. Bunları mı yaşamak istiyorsun?” diye sordum.
Beni erkek arkadaşından soğutmakla suçladı, epeyce de söylendi ama bildiğini de okudu. Ne var ki sözlerim etkili olmuş besbelli ki bir aya kalmadan ayrıldılar.
Sevgili arkadaşım ne yazık ki kendine lâyık bir partner seçemedi. Aile baskısından kurtulmak için vasıfları iyi gözüküp aslında sahtekârın bir olan bir adamla evlendi.
Aslında anne-baba baskısından kurtulmaktı amacı ama ne yazık ki bunu başaramadı çünkü eşi ve kendisi çalışmak durumundaydı ve biricik oğluna annesi, babası baktığı için onların baskılarını hep üzerinde hissetti. Mesleğinde ilerledi, gelebileceği en üst noktaya geldi ama mutlu oldu mu bilemem. Genç sayılabilecek bir yaşta mutluymuş gibi davrana dururken yitip gitti.
Sanatkâr ruhlu arkadaşım, birçok genç kız gibi aile baskısından kurtulmak için kendisinin hiç hak etmediği çözümler arayarak bir yaşam sürmüştü. Işıklarda dinlensin.
Kız çocuk ana babaları, kızlarınızı rahat bırakın lütfen, onları gereksiz yere sıkmayın, yaşama ve soluk alma haklarını ellerinden almayın.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.