Bozuk bilgisayarla adım attığı işte milyonlar kazanan girişimci açıkladı
BBCBozuk bilgisayarla adım attığı işte milyonlar kazanan girişimci Freddie Figgers insanlara tavsiyesini açıkladı: Koşullara baş eğmeyin.Dünyanın önemli girişimcileri arasında yer alan ve bozuk bilgisayarıyla başladığı işte milyonlar kaz
Girişimcilik dünyası, önemli hikayeleri gün yüzüne çıkarmaya devam ediyor. 31 yaşındaki girişimci Freddie Figgers'ın hikayesi de duyanları hem duygulandırdı hem de azimlendirdi. İlk kez 9 yaşında bozuk bir bilgisayar sahibi olan Figgers, küçüklükten bu yana elinde olan bilgisayar tamiri yeteneğini geliştirerek teknoloji alanında çok önemli işler başardı. Şu anda milyonlarca dolar kazanan bir şirketin sahibi olan Figgers, insanlara da bir tavsiyede bulundu. İnsanların girişimden korkmaması gerektiğini belirten Figgers, "Koşullarınızın kim olduğunuzu belirlemesine izin vermeyin" ifadelerini kullandı.
BBC Türkçe'de yer alan habere göre 8 yaşındayken babası Nathan'a, nerede ve nasıl doğduğunu sorduğunda unutulmaz bir yanıt almıştı. Freddie, doğduktan hemen sonra Florida'nın kırsal bir bölgesinde büyük bir çöp konteynerinin yakınına terkedilmiş olarak bulunmuştu.
"Bana bunları anlattığında, 'Tamam çöpüm ben' diye düşündüm, istenmediğimi hissettim. Ama babam omuzumdan tutup 'Dinle beni, bunun hiç bir zaman seni üzmesine izin verme' dedi."
ORTA GELİRLİ AİLE EVLATLIK ALDI
Freddie'yi evlat edinen Nathan Figgers, ufak tefek tamirat işleri yapan bir usta, eşi Betty Mae Figgers ise tarım işçisiydi.
1989 yılında yani Freddie'nin dünyaya geldiği yıl 50'li yaşlarındaki Figgers çifti, Kuzey Florida'da 8 bin kadar nüfuslu kırsal bir yerleşim olan Quincy'de yaşıyorlardı.
Figgerslar daha önce bir çok çocuğa koruyucu aile olarak bakmışlardı ama iki günlük Freddie'yi oğulları olarak evlat edinmeye karar verdiler.
Freddie Nathan ve Betty Mae'de ihtiyacı olan bütün sevgiyi bulduğunu ama Quincy'deki çocukların bazen çok zalim olabildiğini anlatıyor.
"Çocuklar benimle alay edip 'Çöplük bebeği' , 'Çöp oğlan', 'Seni kimse istemiyor', ya da 'Pissin sen' gibi şeyler söylerlerdi. Bazen okul otobüsünden indiğimde arkadan gelip beni yakalayan çocuklar beni çöp bidonuna atarlar ve gülerlerdi."
KAHRAMAN VE ROL MODELLERİ
Çocukların sataşmaları öyle bir noktaya geldi ki babası artık onu otobüs durağında bekliyor ve eve kadar onunla birlikte yürüyordu. Ama çocuklar Nathan'a da laf atmaktan geri durmuyorlardı.
Freddie için Nathan ve Betty Mae birer kahraman ve rol modeliydi.
"Babamı bazen hiç tanımadığı insanlara yardım ederken, evsizlere yiyecek götürürken görürdüm. İnanılmaz bir adamdı ve ikisi beni alıp yetiştirmişlerdi, işte ben de böyle biri olmak istiyordum."
ÇÖP KONTEYNERLERİNDEN İŞE YARAR EŞYA TOPLADILAR
Hafta sonları Freddie ve Nathan çöp konteynerlerini dolaşır ve evlerden atılmış eşyalar arasında işe yarar bir şeyler olup olmadığına bakarlardı. Freddie'nin gözü bilgisayarlardaydı.
"Eski bir deyiş vardır. 'Birinin çöpü başkasının hazinesidir' derler. Ben de bilgisayarlara meraklıydım. Hep bir Gateway bilgisayarım olsun istiyordum ama o sırada alacak paramız yoktu."
Sonunda bir gün, Freddie 9 yaşındayken Goodwill adındaki ikinci el eşya dükkanına gittiler ve orada çalışmayan eski bir Macintosh bilgisayar gördüler.
"Tezgahtarı ikna ettik. 'Hey Size 24 dolara bırakırım' dedi. Aldık eve getirdik. Sevinçten çıldıracak gibiydim."
TEK TEK PARÇALARA AYIRDI
O sırada Freddie zaten radyolar, çalar saatler ya da video çalarlardan oluşan bir çok elektronik cihazla içli dışlı olmuştu. O andan itibaren bütün ilgisi bozuk Mac bilgisayarına yöneliyor.
"Eve gittiğimizde çalışmadı. Ben de tek tek parçalarına ayırdım. Bakarken kapasitörlerin bozuk olduğunu fark ettim. Lehim tabancam vardı. Babamın radyolu çalar saatinden aldığım parçaları bilgisayarın kapasitörlerinin yerine lehimledim."
Aşağı yukarı 50 denemeden sonra, bilgisayar sonunda çalışıyor. İşte o an Freddie, hayatı boyunca teknolojiyle uğraşmak istediğine karar veriyor.
" Bilgisayar, çocukların benimle dalga geçmesinin verdiği bütün acıyı almıştı" diyor.
Ne zaman okulda birisi sataşsa içinden "Eve gidince bilgisayarımla oynayacağım" diye düşünerek yatışıyor.
12 yaşına geldiğinde becerileri başkalarının da dikkatini çekmeye başlıyor. Okul sonrası kulübünde, diğer çocuklar bahçede oynarken, Freddie okulun bilgisayar laboratuvarındaki bozuk bilgisayarları onarmaya girişiyor.
"Sabit diski bozuksa değiştiriyordum. Hafızası yetersizse RAM ekliyordum" diyor.
BOZUK BİLGİSAYARLARI HAYATA DÖNDÜRDÜ
Okul sonrası faaliyetlerin sorumlusu aynı zamanda Quincy'nin belediye başkanıydı ve Freddie'nin bozuk bilgisayarları birer birer hayata döndürdüğünü görünce, anne ve babasını alıp belediye binasına gelmesini istedi.
"Belediye binasına gittiğimizde bana bir arka odadaki bilgisayarları gösterdi. Aman Tanrım, belki 100 tanesi üst üste dizilmişti. Başkan, 'Bunların tamir edilmesi lazım' dedi."
O andan itibaren Freddie okuldan sonraki bütün zamanını, saati 12 dolara, bu bilgisayar yığınını tek tek tamir etmeye harcıyor.
"Parası mühim değildi aslında. Sevdiğim bir şeyi yapma fırsatıydı ve çok zevk alıyordum."
"TAM BİR BİLGİSAYAR FARESİ"
Bir kaç yıl sonra bir programlama fırsatı çıktı. Quincy kentinin su basıncını ölçen saatleri kontrol edecek bir sisteme ihtiyaç vardı ve şirket bunu yapacak bir bilgisayar programının yazılımı için 600 bin dolar vereceğini açıklamıştı.
Kentin yöneticilerinden biri "Hey Freddie tam bir bilgisayar faresi. Belki bu işi yapabilir" dedi.
"Ben de 'Efendim fırsat tanırsanız ben aynen bu programı yazabilirim' dedim. O da bana ihtiyaç duyulan programı kurma fırsatı verdi. 600 bin dolar almadım. Normal ödememi alıp eve döndüm."
Bu Freddie'nin hayatında önemli bir dönüm noktası oldu. Daha 15 yaşındaydı fakat anne ve babasını üzen bir kararla okulu bırakıp kendi bilgisayar işini kurmaya karar verdi.
"Eğitim, iş bulma, emeklilik döngüsüne inanıyorlardı. Ben bu zinciri kırıp başka bir şey yapmak istedim" diyor.
İŞİ GİDEREK BÜYÜDÜ VE BAŞARILI OLDU
Bir iki yıl içinde Freddie'nin işi giderek büyür ve başarı kazanırken, babası Nathan hızlı bir Alzheimer sürecine giriyor.
Geceleri aniden uyanıp o gece televizyonda gördüğü bir şeyi aynen tekrarlamaya başlıyor. Bazen sabahları bir kalkıyor ki Nathan ortadan kaybolmuş.
Alzheimer'ın yol açtığı bir şey bu. Bazen tam giyinmeden ama her zaman ayakkabıları ayağında dolaşmaya çıkıyor.
Bu gelişme Freddie'nin ilk icadının da sebebi oluyor.
"Babamın ayakkabılarını aldım. Tabanında bir oyun oluşturup içine 90 megahertz gücünde bir hoparlör, mikrofon ve geniş bir bölgesel ağ kartı yerleştirdim. Bunu bilgisayarıma entegre ettim. Bunlar Apple veya Google harita uygulamalarından önce oldu hep. Bilgisayarım üzerinden de Tomtom'la birleştirdim.
"Babam ortadan kaybolunca bilgisayarımda bir düğmeye basıp, "Hey baba, neredesin?" diye sorabiliyordum. Ayakkabısındaki cihazdan çıkan sesle bunu duyuyor ve 'Fred, nerede olduğumu bilmiyorum' diyordu."
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.