-İttifaka katılım çağrınıza ilk refleks Meral Akşener’den geldi. Bir buçuk saatlik bir görüşme yaptınız. Görüşmenin çerçevesini ‘Altılı Masa’ya katılım talebiniz oluşturdu. Bu ziyareti nasıl değerlendiriyorsunuz? Akşener’e açıkladığınız ittifaka katılım gerekçeleriniz neler?

Şu anda ‘Altılı Masa’ içerisinde yer alan partilerin ana bileşenleri demokrasi kültürünün yayılması ve parlamenter sisteme dönüş noktasındaki kararlılıktır. Biz de bu kapsamda ittifaka katkı sağlayabileceğimizi düşünüyoruz. Bu katkının çerçevesi genç seçmeni ittifaka çekmek noktasında olmasının yanı sıra farklı siyasal çalışmaları yapabilmek anlamında da önem arz ediyor. Türkiye’de seçimlere giderken büyük bir demokrasi masası oluşması gerekiyor. Bu noktada ‘altılı masa’ özelinde önemli bir duruş sergilendi. Biz de görüşmede Sayın Akşener’e ‘bu ittifakın bir parçası olabiliriz’ çağrısını gerekçelendirdik.

-Akşener’in tutumu ne yöndeydi?

Meral Akşener ile yaptığımız görüşmede olumlu tutumlarının devam ettiğini gördük. Tabii biz ‘Altılı Masa’ya demokrasi masası diyoruz. Dolayısıyla masada bulunan altı lider arasında da bir demokratik hukuk söz konusu. Yaptığımız çağrı 14 Kasım’daki toplantıda görüşülecek. Meral Hanım kuşatıcı ve sahiplenici bir tavır sergilemiş oldu. Bu bizi çok memnun etti.

-Teklifiniz altılı masada gündeme geldiğinde olumlu sonuçlanmazsa nasıl karşılarsınız? İui Parti’nin olumlu tutumuna karşı masadan çıkacak olumsuz bir sonuç altılı masada bir krize neden olur mu?

Olumlu sonuçlanır, beni kırmazlar. Bizim ittifaka katılma talebimiz, İyi Parti’nin bize olumlu yaklaşımı, Sayın Akşener’in ziyareti 'Altılı Masa'da bir krize neden olur mu kestirmem zor; partnerlerin diyalogları ile ilgili bir durum. Ancak toplumsal bir rahatsızlık, infial oluşabilir. Çünkü bu konuda toplumsal bir beklenti var. Toplum bunu beklerken, bu kadar hazırken ittifaka katılımın olumsuz sonuçlanması toplumu üzer. Böyle bir kriz boyutu oluşabilir. Ben masadan olumsuz bir yanıt çıkacağını düşünmüyorum.