Rahmetli Sadri Alışık’ın canlandırdığı “Ofsayt Osman”ın unutulmaz repliğidir: Bu da mı gol değil. Çeşme uzun süredir ekolojik yıkımın en fazla hissedildiği ve himaye edilen sermaye gruplarının en fazla saldırdığı yer. “ Dünyada örnek gösterilecek “diye sunulan Çeşme Projesi’nin hala nasıl yapılacağı belirsiz. Taş ocakları ve enerji yatırımları hakim falan dinlemeden devam ediyor. Hem de çevre ve şehircilik ilkeleri yerle bir edilerek. Yani aynı filmdeki repliğe benzer bu güzel sahil kenti ofsayttan gol yemeyi sürdürüyor.

Bu kez Germiyan ayaklanmış durumda.  Germiyan Muhtarı Işık Kaya köyün doğu cephesindeki Kislecik mevkiinde bir firmanın  2016’da inşa etmeye kalkıştığı tesise karşı açtıkları davayı kazandıklarını ancak mahkemenin ÇED olmandan tesis kurulamayacağı kararını verdiği halde Ağustos 2020 başında firmanın ÇED izni almadan ormana yollar açmaya başladığını söylüyor.

Başını Germiyan’ın akil adamlarından Engin Önen’in başını çektiği çevreciler çalışmaları durdurmak için belediyeye müracaat ettiler. Belediye zabıtaları inşaat yasağını gerekçe göstererek çalışmayı mühürledi. Ancak İzmir Valiliği çalışmaların kamu yararına devam etmesine karar verdi. Bunun üzerine sadece çevreye değil tarihi eserlere de tahribat olduğunu söyleyen Germiyanlılar konuya duyarlı herkese açık bir toplantı düzenlediler. Toplantıya 150 ye yakın kişi katılırken Çeşme Belediye Başkanı’nın ve CHP li milletvekillerinin toplantıda olmaması gerçekten hazin ve düşündürücüydü. Peki Germiyan Köy Kahvesi’nde yapılan o toplantıda neler konuşuldu?

Muhtar olayın gelişmesini anlattı uzun uzun. EGEÇEP Sözcüsü Berna Ulutaş  valilik ve bakanlık kararına karşı itiraz edilebileceğini söylerken çevrecilerden Dr. Ahmet Güler hukuk davalarının yanı sıra yaşam alanına RES kuran firmanın ürünlerinin boykot edilmesi gerektiğini belirtti. Avukat Sehrazat Mercan mücadelenin hem hukuksal hem de sosyal alanda devam etmesinin önemine vurgu yaptı. Ziraat Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Teyfik Türk bu olayın peşini bırakmayacaklarını belirterek, bölgenin tahribatına izin vermeyeceklerini ifade etti. Gerek arkeolojik gerekse orman tahribatının inanılmaz boyutta olduğunu dile getiren Engin Önen Germiyan’da zaten olması gerekenden fazla RES ve taş ocakları olduğunu söyledi ve “Eşkıya dünyaya hükümdar olmayacak” dedi.

Daha sonra tarihi eserlere tahribat alanına gidildi. Firma çalışanları protestocuların alana girmemeleri için iş makinaları ile yolu kapattı ancak çevreciler yine de arkeolojik sahaya ulaştı. Alanda inşaat sahasında bulunan Antik Roma devrinden kalan mezarlar, su kuyusu ve kilise temellerinin tahrip edildiği tespit edildi. Arkeolog Elif Koparal, bölgenin arkeolojik açıdan çok önemli bir bölge olduğunu, bu bölge için 2016’da hazırladıkları raporların ne yazık ki sümen altı edildiğini söyledi.

Çeşme Müze Müdürlüğü başta olmak üzere konuyla ilgili kurumlar hızlı hareket ederlerse iyi olur.En azından çalışmalar durur, itirazlar mahkemelere sunulur ve hakimlerin kararları beklenir. Böyle bir protestodan söz ederken Çeşme’ye kurulan RES’lerle mücadelesini yıllardır sürdüren Doğru Parti kurucularından  Fatma Esen Kabadayı Whiting’den söz etmesem eksik kalır. Whiting  Çeşme’de vahşi bir RES yapılaşması olduğunu belirterek  bunlara karşı Madeleine Staaf Kura ile birlikte yıllarca mahkemelerde mücadele edip kazandıklarını ancak RES’lerin sökülmesi kararının uygulanmadığı vurguluyor. Whiting, Çeşme’de RES’lerin kaçak yapısı ile ilgili açtıkları davalar gibi Germiyan’daki bu kaçak yapıya da karşı duracaklarını belirtiyor..