Bunlar Neslimize ve Geleceğimize Musallat İç Mihraklardır...
Şevket Bülent Yahnici'nin yeni yazısı...
Türk Ceza Kanunu'muz insanı,insan vucudunu/varlığını, hepsinden öte de insan ırzını,namusunu,şeref ve haysiyetini koruma adına , muhtemel saldırıları önleme, kişileri böylesi fiillerden caydirabilme adına hükümler getirmiştir.
Cinsel saldırı, cinsel istismar suçları altında düzenlenmiş bu fiil ve suçların ve cezalarının, insanın vücut dokunulmazlığının korunması yanında, manen namusunun,ırzının, şeref ve haysiyetinin korumasını da sağlamak amacıyla getirilmiş olduğu tartismasizdir.
Ahlak ve maneviyat seviyesi yüksek,birbirlerine karşı saygıyı,hoşgörüyü yaşayabilen ileri,medeni toplumlarda benzer olaylar/fiiller en alt seviyededir.
Ahlaken tefessuh eden, manevi çöküntü yaşayan toplumlarda ise benzer olaylar/fiiller/suçlar artış gösterir.
Bu işlerin dinle, diyanetle bir ilgisi,alakası olmadığı da, yaşayarak öğrenilmiş bir gerçek ve sonuçtur.Ister musluman,ister hristiyan,ister budist,musevi hangi toplum olursa olsun insan fıtratı bir kere bozuldu ise, bu tür sapkinliklarin da artması normal işleyiş olmaktadır. Neticede "iyi insan", "saygili insan", "namuslu kisi","ahlaklı insan" ( ya da bunların aksi anlam taşıyan ) gibi özelliklerin dinlere,inanclara göre sekillenmemekte olduğu mevcut tecrübelerle anlaşılmış bulunuyor.
IYILIK- KOTULUK ; DOGRU- YANLIŞ;
GUZELLIK- CIRKINLIK ; AHLAK- AHLAKSIZLIK gibi kavramların din anlayışıyla paralellik arzemedigini insanlık tarihi boyunca gördük.
Hiçbir zaman kötüye dair örnekler genele dair suçlamaların sebebi olamaz. Ancak, bir toplumda kötüye dair örnekler fazlaca yaşanır hale geliyor ve yaygınlık kazaniyorsa işte o zaman bu sosyolojik gerçek , üzerinde düşünülmeye değer ve çözüm aranması gerekir hale gelindiğini gösteriyor demektir.
Son birkaç yıl itibarıyla Ülkemiz, tam da yukarıda tarif etmeye çalıştığımız hale gelmiş bulunmaktadır.
20 seneyi geçer bir zaman diliminde din ve dini eğitimi katlatmis ; resmi anlamda okulları coklukla imam- hatip okullarına cevirmis olmamıza ; resmi egitim sisteminin dışında yüzlerce tekke,tarikat,zaviye, medrese,kuran kursu ile onbinlerce çocugu,genci resmiyet dışı eğitime yonlendirmemize rağmen bu toplumda ahlaksızlığın,maneviyat duskunlugunun bu derece yükselişe geçmiş oluşu neredeyse Ülkemizin en büyük problemlerinden biri haline gelmiştir.
TCK dedik..
Cinsel saldırı dedik.
Cinsel istismar dedik.
TCK bu fiil ve suçları düzenlerken "irza tasaddi" , "fiili livata" ( daha ziyade erkek küçük çocuklara tecavuz) " sarkintilik" "irza tecavuz/saldiri" kelimelerini kullanmaktadır.Bu suçların yaşı küçük olanlara karşı işlenmesi agirlastirici sebeptir. Mağdurun yaşı mühim olmaksızın "rıza dışı olma" ve " zor kullanma" diğer agirlastirici sebeplerdir.Turkiye son yıllarda, özellikle de 6 yaşında kızla evlilik olayının kamuoyuna düşmesiyle birlikte son günlerde bu konuyu ziyadesiyle konuşur hale geldi...Görüldü ki,vaziyet /olaylar görülüp,bilindiğinin - veya bilindiği farzolunanin- çok üzerinde vahimdir. Pıtırak gibi yurdun dortbir yanından içleri ürperten,yürekleri sızlatan haberler geliyor.Benzer olayların bir yandan din motifli mahfellerden geliyor oluşu ( tekkeler,tarikatlar,kurslar,hocalar, seyhler,şıhlar gibi) ; bir yandan da Bakana kadar uzanan ve çoğunlukla bu çevrelerce dile getirilen " ya çocuğun ve ailesinin rızası varsa" tezi nasıl bir bataklığın içine düşmüş/düşürülmüş olduğumuzun delilidir.
6 yaşındaki bebeklerini "tasaddi"den, küçük erkek çocuklarını tecavüzden, kiz/erkek demeden küçüklerini cinsel saldırı ve istismardan koruyamayan bir toplum haline donustuysek ; TCK'nda getirdiğimiz cezalar işlemez hale geldiyse ; mağdurlar çaresiz, mutecavizler güçlü ve pervasızsa vay halimize, "veyl bize"...
Bu kucukler ,bu çocuklar geleceğimizdir, neslimizdir. Geleceğimiz olan nesle el uzatanlar, Millete de dusmandirlar ve geleceğimizi karartmaya çalışan iç mihraklardir, iç düşmanlardir.Yaptiklari işin "bebek katillerinin" yaptığından farkı nedir? 6 yaşındaki bebeklerini,küçük kızlarını,erkek çocuklarını bu iç mihraklardan/ düşmandan koruyamayan bir toplum nasıl olacaktır da dış mihraklardan gelen düşmanlığa karşı koyacaktır?
"Çocukta ve ailesinde rıza arayan" bir görevli sorumsuzla bu işler yürümez,yürümüyor!..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.