BÜYÜK İHANET….
Alp Tufan’ın yeni yazısı
Sevgili okuyucularım tekrar bayramınızı kutlarım,umarım güzel bir bayram geçiriyorsunuzdur.
Yazımın başlığı büyük ihanet!
Nerden esinlendim bu yazacaklarımın hepsini bir KAHİN yazmış olarak değerlendirin.
Gerçekleşirse bu kehanetlerimin ve yazdıklarımın içeriğinden tekrar yeni bir başlangıç yapmamızın mayası olduğunu kabul edin.
Ülkemiz ulu önder MUSTAFA KEMAL ve silah arkadaşlarının başında olduğu milleti arkasına alarak CUMHURİYETİMİZİ kurduklarından bugüne geldiğimizde devletimiz bu coğrafyada çok yakın tarihlerde parçalanırsa bunun bir sorumlusu olucak yaptığı ihanet ile.
Bu ihaneti yapanın öldüğünü bilin bunun ismini ve mezar yerini, bu büyük çöküş olduktan sonra ben olmasamda birileri benim adıma açıklayacak.
Unutmayın en büyük hainlikleri hayatta ezilmiş ve silik olarak yaşamış insanlar yaparlar.
Kıskançlık ve eziklik içinde olan bu insanlar onlara yaptırılan bu ihanetlerle ülkenin ve rejimin çökmesine neden olurlar.
Bu çöküş çok ciddi anlamda algılanıp büyük bir manevra yapılmazsa kısa zamanda gerçekleşecek, gençlerimiz maalesef bunla burun buruna kalacaklar.
Bu ihaneti yapan kişi, tanınmayan halktan olan basit görünümlü bir kişiydi.
Uzun zaman evvel hayatını kaybetti.
Unutmayın bir çivi bir nal,bir nal bir at,bir at bir süvari,bir süvari bir ordu,bir ordu bir zafere imza atar.
İşte sır bur da bir gurup mason yapısı içinde olan bu kişinin onlar adına kendi ailesine yaptığı ihanet İNGİLİZ ve AMERİKAN yıkım projelerinin tamamının yürümesine imkan verdi.
1983 yılında başlayan ve adım adım yürüyen bu ihanetin yol süreçlerinde 17/25 aralık 1998 ikinci milat ve atak yaparak bizleri bugüne getirdi.
Aslında önünüze gelen tamamen seyrettiğiniz ve öğrendiğiniz her şey bir ilizyon.
Özellikle İNGİLİZ ve siyonizimin ekonomik gücü ile yönetilen bu akıl çok yakında coğrafyamızda ve bizde çok büyük kırılmalara yol açacak.
Adım adım doğru yolda yürüyen bu projenin önüne çıkmak şu anda imkansız olarak görünüyor.
Bunun sebebini kısa olarak söylersek 1983 yılındaki kırılma ve bunların gücü ele geçirmesi ile ANGLASAKSON zekasının çok ciddi başarılı yol alması TÜRKLERİ bu coğrafyada çok zor durumda bırakacak.
Çünkü planın stratejik tüm alt yapısı bugünler itibari ile hazırlandı artık siyasi yapısına çok yakında geçilecektir.
Tüm bu BÜYÜK İHANET planının uygulayıcıları özellikle 100 yıl evvel İNGİLTERE devletinin coğrafyamızda yaptığı planın şimdiki uygulayıcıları.
Yaptıkları insan kaynaklarına yatırım çok büyük,özellikle doğu ve güney doğu anadolu’da çok çeşitli insan kaynaklarına yaptıkları yatırım çok gizli ve çok güçlü.
Bölme ve parçalama senaryosunun ikinci etabı olan 17/25 aralık 1998 operasyonundan sonra dini tarikatlarda tüm bu plana dahil edilerek adım adım demografik yapı,sosyal yaşam bozularak, en sonda SURİYE savaşı ile göç yollarının açılması ile artık nihayi sona ulaşılmış durumda..
Elli yıllık APO ve FETÖ hadisesi bu büyük ihanet planının adeta temeli.
Bu temel üstüne BÜYÜK İHANETİN amacı hasıl olucak.
1983 yılında start alan bu dünya güçlerinin ülke üstündeki operasyonunda en büyük başarıda toplumdaki dürüstlük ilkesini yavaş yavaş ortadan kaldırmak.
Emtia ve maddiyatı ön çıkartarak benim MEMURUM işini bilir kelimesini propaganda aracı ve psikolojik harp unsuru kullanarak toplumdaki yozlaşmayı rüşveti,yolsuzluğu olağan hale getirerek ÇÖKÜŞ sisteminin hızını yükseltmek oldu maalesef başarıya ulaştı.
Osmanlı devletinin en son döneminin en büyük sorunu olan yolsuzluk ve rüşvet toplumumuzun her köşesine dağalmış durumda,bunun adınada İŞ BİLMEK,İŞİNİ BİLMEK deniliyor.
Özellikle din üstünden yapılan politikalar TÜRK kelimesinin sanki yanlış bir kelime olarak algılanması,TÜRK’ lüğü aşşağılamak sanki TÜRKLERİN ülke içinde geçmişte tüm yapılan zulümlerin mimarı olarak gösterilmesi hepsi bir ALGI operasyonu.
AMERİKA ve İNGİLTERE,İSRAİLE bir kelime edemeyen Anadolu yurdumun insanı TÜRK kelimesi olunca özelikle şu son yıllarda zulmün abidesi gibi algı yaratılıyor.
Bunda özellikle gerçek vatansever TÜRKLERİN ortada olmamasıda bu hadiseleri tetikliyor.
Osmanlının son döneminde mecburen SÜRGÜNE gönderilen Osmanlının ermeni vatandaşlarını soyan öldüren kürt çetelerin şuçunu OSMANLININ TÜRK subayları ve yöneticilerine atan BATI dünyasının baskısı ile TÜRKLER yargılandılar,sürgünlere yollandılar,hapislere atıldılar.
Ama bu modern ve duyarlı OSMANLI DEVLETİNİN TÜRKLERİ bu ülkeyi yani TÜRKİYE CUMHURİYETİNİ yeniden kurdular.
Türkiye Cumhuriyetine kim plan ve program içinde ihanet ediyorsa şeçilmiş insanlardır.
Onların nüfus hareketleri ve geçmiş tarihlerine baktığınızda ortaya çok ciddi sonuçların çıktığını göreceksiniz.
Londra,Washington merkezli özellikle MASON locaları içinde kendilerini saklamış bu yapılanmalar, çünkü içlerinde her türlü okumuş kariyer sahibi olmuş meslek erbabı var bunların bu ihanet içinde olmasından dolayı bu ihanetler çok ciddi anlamda tutarlı bir şekilde yürüyor.
Bunların hedefinde olan insanlar,her türlü şantaj,baskı,korkutma,yıldırma gibi operasyonların etkisi altına alındığı gibi bazı kişilerinde hayatına kast edip ortadan kaldırılmasının önü açılmıştır.
Çok güçlü oldukları içinde bu cinayetlerin hiç biri ortaya çıkmamış basit faillerle olaylar örtülmüştür.
İşte bu büyük ihanetin aparatı olan kişide bu sistem değiştiren gücün eline geçmesi MASONİK yapının İŞÇLİĞİNİ yapıp bu ihanet için yakınlarının öldürülmesine yardım ve yataklık yapmış.
Sonrasında onların yolunu tıkayan kişiyede 17/25 aralık 1998 tarihinde yine sızma bir operasyonla KARBULUT gibi çöken bu MASONİK yapının geniş ordusuna yardım ve yataklık yapmaktı baş rolü oynayarak.
Arkasından dönemin BAŞBAKANI merhum BÜLENT ECEVİT beyefendinin daha sonraki zamanda bu APO yu bize AMERİKALILAR niye verdi anlayamadım demesinden anlayın.
Yine dönemin İÇ İŞLERİ BAKANI sayın SADETTİN TANTAN döneminde FETÖ’ nün ülke dışına çıkıp bir daha dönmemesinden ihanetin nasıl start aldığını düşünün.
Kısa bir zaman sonra 25 ağustos 2001 günü göstere göstere gelen mason üstadı merhum ÜZEYİR GARİH beyin cinayeti.
Tüm bunlara rağmen şahsımı hep tehdit eden,bu son kırk yılda bu tehditleri arkadaş ve akraba çerçevesi ile bana aktaran bu yapının kişilerine karşı mücadele vermekten ve hakkımı aramaktan hiç vazgeçmedim.
Sebebi bir silahı kullanmak için yetiştirilenin silahı gasb edilip düşmana verilirse basit mantık NE OLUR…:)
DÜŞMAN size gelir o silahla sizi vurur değilmi…
Siyaset satranç oyunudur bugünlerde MEZOPOTAMYA iç barış ve ırak ve suriye devletinin bir kısmını içine alan TÜRKİYE haritalarını ve söylemlerini görünce gülüyorum.
Sizi o yola sokanlar bilin on hamle sonra Türkiye Cumhuriyetini SEVR haritasının geldiği duruma çekicekler.
Bu işin aparatı olan bir numarayı ben 1996 yılında dört boyutlu satrançta yendim,ayağıma kadarda getirdim,ona TÜRK kahvesi ikram ettim.
Kendisi söyledi satranç bilmiyorsun ama dört boyutlu satrancı çok iyi oynuyorsun.
Tabi yenilen BARONUN ekibindekilerde dört boyutlu satranç oynamak için hep sıraya giriyorlar,her defasında yenildiklerinde İNGİLTERE’DEN öğrendikleri her şeyi hayatlarına uygularlar bir tek şeyi uygulayamıyorlar.
Nedir o? CENTİLMENLİK…
Bunlar ORİENT oldukları için İNGİLİZ centilmenliğini bir türlü öğrenemediler,genetik kalıpta yok..
Çok açık anlatırım ben size ama ORHUN ABİDELERİNDEN şu yazıtı vereyim.
Alp Er Tunga öldü mü?
Dünya ıssız kaldı mı?
Felek öcünü aldı mı?
Şimdi yürek yırtılır.
Felek yarar gözetti.
Gizli tuzak uzattı.
Beylerbeyini kaptı.
Kaçsa nasıl kurtulur?
Beğler atlarını yordular.
Kaygı onları durdurdu.
Benizleri yüzleri sarardı.
Safran sürülmüş gibi oldular.
Erler kurt gibi uludular.
Hıçkırıp yaka yırttılar.
Kısık seslerle haykırdılar.
Ağlamaktan gözleri kapandı.
Gönlüm içten yandı.
Yetmiş yaş yaşlandı.
Geçmiş zaman arandı.
Tüm günler geçse de,
Yine de aranır.
SAYGILARIMLA,
ALP TUFAN.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.