ÇERNOBİL NÜKLEER SANTRALİ'NİN KALINTILARINDA YAPILAN SON TESPİTLERE GÖRE, RADYOAKTİF AKTİVİTE TEKRAR YÜKSELİŞE GEÇİYOR !
Tarihin en büyük nükleer felaketlerinden birine sahne olan Çernobil Nükleer Santrali'nden korkutucu yeni haberler geliyor. Tespitlere göre santralin kalıntılarında, radyoaktif aktivite tekrar yükselişe geçiyor!
Tarihteki en kötü nükleer kazadan 35 yıl sonra, Çernobil Nükleer Santrali'nin yıkılmış çukurlarının derinliklerinde, erişilemeyen bir bodrum katında nükleer füzyon reaksiyonları yeniden alevlenmeye başladı.
Science Magazine'in bildirdiğine göre, Nükleer Enerji Santralleri Güvenlik Sorunları Enstitüsü'nden (ISPNPP) Ukraynalı bilim insanları, kısa bir süre önce Çernobil Nükleer Santrali'ndeki erişilemeyen bir odadan çıkan alışılmadık derecede yüksek sayıda nötron tespit etti ve bu da bir füzyon reaksiyonunun yeniden oluşmaya başladığını gösteriyor.
Sheffield Üniversitesi'nde nükleer madde kimyası profesörü ve Birleşik Krallık Radyoaktif Atık Yönetimi Komitesi üyesi Neil Hyatt, Science ile yaptığı görüşmede olayı "bir barbekü çukurundaki köz gibi" şeklinde tanımladı. 26 Nisan 1986'da nükleer felaket meydana geldiğinde, Ünite Dört reaktörünün çekirdeğinin içeriğinin çoğu, kavurucu yoğun bir ısıda erimişti ve 170 ton ışınlanmış uranyumun, en sonunda soğuyarak katılaşmış lav gibi sertleştiği reaktör salonunun bodrum odalarına akmasına sebep olmuştu.
Radyasyon seviyeleri yıllar boyunca nispeten sabit kaldı, ancak bir yağmur sonrasında bir nöron sıçramasının (nükleer füzyon reaktörünün kanıtı) meydana geleceği belirtilmişti. Felaketten kısa bir süre sonra reaktör salonunun üzerine kurulan ilk sığınağa rağmen, yağmur suyu hala sorunlu bölgeye sızıyordu. Suyun varlığı, nötronları yavaşlattığı ve uranyum çekirdeklerine çarpma ve bölme şanslarını artırdığı için füzyon seviyelerini artırdı, böylece daha fazla nötronun ortaya çıkışını sağladı.
2016 yılında santralin kalıntılarının üzerine radyasyon sızıntısını durdurmak için tasarlanmış yeni bir lahit kuruldu. Bu, ISPNPP'in yakıtın çoğunun boşaltıldığı oda 305/2 civarında olağandışı radyoaktivite noktaları fark etmesine kadar büyük ölçüde başarılı görülmekteydi.
Tepkimenin nedeni tam olarak anlaşılmış değil, ancak pek çok endişe verici olasılık bulunuyor. Science'ın söylediğine göre ISPNPP verileri, yakıtın kurumasının, nötronların herhangi bir uranyum çekirdeğine çarpma ve bölünme olasılığını azaltmaktan ziyade arttırdığını gösteriyor. Profesör Hyatt gibi bağımsız bilim insanları da kesin olmasa da bunun bir olasılık olduğunu doğruluyor.
Şimdi ise bu sorunun nasıl çözüleceği konusu görüşülüyor. Planlardan biri, sertleştirilmiş radyoaktif eğimde delikler açmak ve bir reaktörde etkili bir kontrol çubuğu görevi gören ve etrafta dolaşan nötron sayısını azaltan bor çubuklarını yerleştirmek için bir robot kullanmayı içeriyor.
Neyse ki henüz korkmak için bir sebep yok. Bu son keşfin yetkililerin ve bilim insanlarının yakından takip etmesi gerektiği bir sorun olduğu kesin olsa da, bazı gazetelerin önerdiği gibi orijinal ölçeğe yakın herhangi bir başka felakete yol açması pek olası değil. Yine de bu sorun, 1986 felaketinin mirasının yıllar boyunca nasıl sürdüğünün altını çiziyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.