Rusya-Ukrayna. savaşının etkileri sürüyor. Savaştan spor dünyası da ciddi anlamda etkilendi.

Yaşanan gerilimin ardından Rus milyarder Roman Abramovich, sahibi olduğu Premier Lig ekiplerinden Chelsea'yi satışa sundu.

Roman Abramoviç'in satılığa çıkardığını açıklamasının ardından Türk iş adamı ve Mutki aşiretinin lideri Muhsin Bayrak, kulübü satın almaya talip olduğunu açıkladı.

"TAMAMEN BİZİM KONTROLÜMÜZDE"

Chelsea'nin Türk bir şirkete satışının Türkiye açısından oldukça önemli ve tanınırlığı artıracak bir adım olacağını dile getiren Bayrak, "Ülkemiz için çok önemli bir reklam olacak. Ülkemize ve holdingimize önemli bir vizyon katacak, o yüzden kararlıyız. Şu anda da tamamen bizim kontrolümüzde ve bizim gücümüzde. Durum budur, iyi ilerliyoruz şu anda. Biz reklam olsun diye böyle bir girişimde bulunmadık." ifadelerini kullandı.

ABRAMOVİCH 140 MİLYON STERLİNE ALMIŞTI

Premier Lig kulüplerinden Chelsea, 19 yıl önce Rus iş adamı Roman Abramovich tarafından yaklaşık 140 milyon sterline satın alınmıştı.

Aradan geçen süreçte yapılan harcamalar hemen herkesin dilinde yer alırken teknik direktör Jose Mourinho ile başlayan çıkış süreci, Chelsea'nin bir dünya markası olma yolunda önünü açtı.

Abramovich başkanlığında 5 kez Premier Lig şampiyonluğuna uzanan Londra ekibi, 2 Şampiyonlar Ligi, 5 FA Cup, 3 Lig kupası, 2 Avrupa Ligi, 1 UEFA Süper Kupa, 1 FIFA Kulüpler Dünya Kupası ve 2 kez de İngiltere Süper Kupa zaferi elde etti.

Alman teknik adam Tomas Tuchel'in çalıştırığı Chelsea'nin, Transfermarkt verilerine göre güncel kadro değeri 883 milyon euro. Kulübün en değerli oyuncuları ise Romelu Lukaku (100 milyon euro), Mason Mount (75 milyon euro), Kai Havertz (70 milyn euro), Reece James (55 milyon euro) ve 50'şer milyon euro değeri bulunan Timo Werner ile N'Golo Kante.

Bu sezon Premier Lig'de 25 maça çıkan "Maviler", 50 puan ve iki maçı eksik olmasına karşın lider Manchester City'nin 16 puan gerisinde üçüncü sırada bulunuyor.

Kron, araştırmaların 2023 yılının sonunda, kişisel verilerin gizliliğine ilişkin kanunların dünya nüfusunun yüzde 75'inin kişisel bilgilerini kapsayacağını öngördüğünü duyurdu.

Şirketten yapılan açıklamaya göre, güvenlik ve risk yönetimi günümüzde kuruluşlar için yönetim kurulu düzeyinde bir konu haline geldi.

Güvenlik ihlalleri gittikçe yaygınlaşırken daha karmaşık hale geliyor. Bu da tüketicileri korumak için yeni yasaların çıkarılmasına ve şirketlerin güvenlik unsurunu aldıkları kararların ilk sıralarına taşımalarına neden oluyor.

Araştırmaların ortaya koyduğu tahminlerin ilk sırasında, 2023'ün sonuna gelindiğinde, kişisel verilerin gizliliğine yönelik kanunların dünya nüfusunun yüzde 75'inin kişisel bilgilerinin kapsayacağı yönünde.

Gartnet Magic Quadrant for PAM Raporu'na göre, dünyada Ayrıcalıklı Erişim Yönetimi (PAM) alanında faaliyet gösteren en iyi 10 şirket arasında yer alan Kron; Avrupa, Asya-Pasifik, Güney ve Kuzey Amerika başta olmak üzere tüm dünyaya siber güvenlik ürünlerini ihraç ediyor. İstanbul İTÜ ARI Teknokent'teki merkezi, Ankara Bilkent Cyberpark ve İzmir'deki AR-GE merkezleri ve New Jersey ofisiyle çalışmalarını hız kesmeden sürdüren Kron, PAM yazılım üreticisi olarak Gartner Peer Insights değerlendirmelerine göre global PAM pazarının "güçlü performans" gösteren şirketleri arasında yer alıyor.

- "2025'e kadar yönetim kurullarının yüzde 40'ında siber güvenlik komitesi bulunması öngörülüyor"

Açıklamada görüşlerine yer verilen Kron Kurumsal İş Birimi Satış Direktörü Ümit Çelik, raporların 2024 yılına kadar siber güvenlik ağı mimarisini benimseyen kuruluşların güvenlik olaylarının finansal maliyetlerini ortalama yüzde 90 oranında azaltabileceklerini gösterdiğini belirterek, şunları kaydetti:

"Kuruluşlar artık farklı yerlerde çeşitli teknolojileri destekliyor. Bu nedenle esnek bir güvenlik çözümüne ihtiyaçları bulunuyor. 2024'e kadar kuruluşların yüzde 30'u, aynı satıcının sunduğu bulut tabanlı Güvenli Web Ağ Geçidi (SWG), Bulut Erişimi Güvenlik Aracıları (CASB), Sıfır Güven Ağ Erişimi (ZTNA) ve Hizmet Olarak Güvenlik Duvarı (FWaaS) uygulamalarını devreye alacak. 2025'e kadar kuruluşların yüzde 60'ı, üçüncü taraf işlemlerini ve iş ilişkilerini yürütmede siber güvenlik riskini birincil belirleyici olarak kullanacak. Fidye yazılımı ödemelerini, para cezalarını ve görüşmeleri düzenleyen yasaları çıkaran devletlerin yüzdesi, 2021'de yüzde 1'den azken, 2025'in sonunda yüzde 30'a yükselecek. 2025 yılına kadar yönetim kurullarının yüzde 40'ında nitelikli bir yönetim kurulu üyesi tarafından denetlenen özel bir siber güvenlik komitesi bulunması öngörülüyor.

Siber güvenlik, yönetim kurulları için en önemli konu haline geldiğinden, yönetim kurulu düzeyinde bir siber güvenlik komitesi ve daha sıkı bir gözetim ve denetleme olacağını söyleyebiliriz. 2025 yılına kadar CEO'ların yüzde 70'i siber suçlardan, şiddetli hava olaylarından, toplumsal olaylardan ve siyasi istikrarsızlıklardan kaynaklanan tehditlerden korunmak için bir kurumsal dayanıklılık kültürü inşa edecek. 2025 yılına kadar siber saldırganlar, insan kayıplarına neden olacak kadar başarılı bir şekilde operasyonel teknoloji ortamlarını silah olarak kullanabilecek. Kötü amaçlı yazılım, IT'den OT'ye yayıldıkça odağı son sorumluluk CEO'da olacak şekilde iş kesintilerinden fiziksel zarara kaydırıyor. Global çapta yapılan araştırmaların sonuçları, veri gizliliğini sağlamak veya fidye yazılım saldırılarına karşı kurumları korumak, veri ve erişim güvenliği altyapısının merkezi olarak yönetilmesinden geçtiğini gösteriyor."

Özellikle bu türden saldırıları ve veri ihlallerini önlemenin etkili yollarından birinin "PAM (Privileged Access Management)" adı verilen çözümlerinden geçtiğini bildiren Çelik, Kron olarak, sundukları çözümlerle geleceğe hazırlıklı olunmasını sağladıklarını aktardı.