CHP KADROLARI (4) ALİ ÖZTUNÇ

CHP KADROLARI (4) ALİ ÖZTUNÇ

Nuray Başaran CHP KADROLARI'NIN 4. Haftasında Ali Öztunç İle Buluştu.

CHP KADROLARI (4)

ALİ ÖZTUNÇ:

-ERDOĞAN AİLESİ KENDİSİNİ DEVLET SANIYOR!

-CHP ARTIK SOKAKTA VE HERKESE DOKUNMAYI BAŞARDI

-ÖN YARGILARI BIRAKTIK

-ANKARA’DA OTURUP OY BEKLEME DÖNEMİ BİTTİ

-AKP HALA DİNİ DUYGULARI KULLANARAK OY DEVŞİRMEYE ÇALIŞIYOR AMA MİLLET YEMİYOR.

-MİLLET BAKIYOR ; HIRSIZLIK VAR, YOLSUZLUK VAR, KUL HAKKI VAR, ZULÜM VAR. ‘ NASIL BU DİNİ DEĞER ?’ DİYOR

-ERDOĞAN KAYBEDECEĞİ İÇİN ERKEN SEÇİME GİTMİYOR

-CHP’NİN KAPISI HERKESE AÇIK

-TÜRKİYE’NİN EKONOMİDEKİ EN İYİ İSİMLERİ CHP’DE

- TÜRKİYE’Yİ BU CEBERUT YÖNETİMDEN , MİLLETİN SIRTINA ÇÖKMÜŞ OLAN YÖNETİMDEN KURTARACAĞIZ

-KÖYLERDE KEMAL BEY İÇİN, ‘ NAMUSLU, DÜRÜST, DÜZGÜN ADAM ,Ç ALMAZ, ÇIRPMAZ’ DİYORLAR ‘

- ADALET VARSA PARA DA OLUR

5’Lİ ÇETENİN ÇALMASINA İZİZN VERMEYİP ÇALDIKLARINI DA ALACAĞIZ

- İŞ ADAMLARI İŞ YAPTIRIRKEN RÜŞVET VERMEKTEN BIKMIŞ

whatsapp-image-2022-06-19-at-21-44-09-1.jpeg

Karşımda bu kez bir genç bir meslektaşım var: Ali Öztunç. CHP kadrolarının hem genç hem de gençlik kollarından gelen Genel Başkan Yardımcısı.

Gurbetçi bir ailenin Almanya doğumlu çocuğu . Siyasete yaşadığı ilçede yönetimde olan babası ile birlikte başlıyor. O günlerde afiş asmak, belki duvarlara yazı yazmak gibi işleri çocukça kafasında belki de oyun sanıyor. Babasının görev yaptığı binanın temizliğini de yapıyor, konuşulanları ve ilkelerini de kendisine destur ediyor.

Yani?

Siyasetin tozunu daha çocukken yutuyor. Okuyup gazeteci oluyor ama siyasette onu bırakmıyor. O da siyaseti. Şimdi yönetim kadrolarında olduğu Ali Öztunç’a sorduk; CHP ile büyüyüp de CHP’nin de ‘büyüdüğü’ne şahitlik edebiliyor mu? CHP ve o, nereye koşuyor? CHP kadroları yeterli mi? Bu kez muhalefet olmaya veda edebilecekler mi? Bir basın mensubu olarak medyanın geldiği durumu nasıl değerlendiriyor? İktidara geldiklerinde neyi nasıl düzeltecekler? Erdoğan neden erken seçime gitmiyor? CHP Atatürk’ü, Ak Parti dini ve dini değerleri siyasette kullanıyor mu? Gençler CHP’ye ne kadar uzak, ne kadar yakın? Tüm soruların cevabı virgülüne dokunmadan:

NURAY BAŞARAN:

Ali Öztunç kimdir?

ALİ ÖZTUNÇ:

Ben 1976 doğumluyum. Gurbetçi bir ailenin çocuğuyum. Almanya’da doğdum . Babam işçiydi Almanya’da ama Türkiye’ye geldik 84’de . İlk, orta ve lise Elbistan Kahramanmaraş’ta bitirdim. Daha sonra Gazi iletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümünden mezun oldum. 96’da Kanal D de stajyer muhabir olarak işe başladım. Sonra gece muhabiri oldum. Çeşitli alanlarda siz de biliyorsunuz polis, adliye, bakanlıklar, başbakanlık, cumhurbaşkanlığı, genel kurmay muhabirliği yaptım, savunma muhabirliği, savaş muhabirliği yaptım . 2 savaş yaşadım. 2011 yılında milletvekili aday adayı oldum CHP’den. O zaman listeye giremedim. 2013’te RTÜK üyesi oldum. 2015’te milletvekili adayı oldum. Akşam seçildim, sabah düştüm yurtdışı oylarıyla. 2018’te Maraş’tan bu defa çıktım. 3 dönemdir parti meclisi üyesiyim . Son kurultaydan sonra genel başkan yardımcısı olarak genel başkanımız çevre ve doğadan sorumlu olarak atadı . Gazeteciliğimde de parti üyesiydim. Çok zordur , aslında daha doğrusu yanlıştır, bir gazetecinin parti üyesi olması ama ben gençlik kollarında yetiştim. Babam ilçede yöneticiydi. Ben de gençlik kollarında yetiştim. Ufak çocukken yani 89 seçimlerinde 13 yaşındaydım, Elbistan’da partiyi temizlerdik , süpürürdük afiş asardık. Belediye adayımızın 87 seçimlerinde bir akrabam milletvekili adayıydı , onun afişlerini asardık, konvoylara giderdik, küçük çocuktuk ama partinin tozunu yutarak geldik. İki kitabım var ; biri En Son Umutlar ölür diye . Savaşta yaşadıklarımı yazmıştım. Yıllar önce birde Devr-i Mahzuni diye Aşık Mahzuni’nin hayatını yazmıştım kendi el yazısı notlarıyla . Tiyatro oyunu da oldu. Bayağı bir oynandı , 500’ün üzerinde oynandı hala da devam ediyor. Evliyim 1 oğlum oldu 6 aylık.

80 DARBESİ, CHP VE MHP GENÇLİĞİNİN ÜZERİNDEN BULDOZER GİBİ GEÇTİ

NURAY BAŞARAN:

Hayırlı olsun. Hem partinin genç üyelerindensiniz , bu nedenle gençliği temsil ediyorsunuz , hem de gençlik kollarından geliyorsunuz oradan başlayalım istiyorum. CHP gençlerle mesafeli mi ? Gençleri CHP çekim alanına alabiliyor mu ? Z kuşağı geçen seçimlerde çok önemli bir oy potansiyeline sahipti bu seçimlerde de neredeyse de seçimin kaderini belirleyecek orada bir kitle var. Ama CHP’nin bu gençleri çekemediğine dair bir algı var. CHP gençlerden kopuk mu? Genç bir CHP’li olarak neler eksik? Bu konuda neler yapılmalı ya da yapıyorsunuz?.

ALİ ÖZTUNÇ:

Şöyle söyleyeyim; bunu ikiye ayırmak lazım. Bir CHP gençliği , klasik CHP gençliği. Bir de bahsettiğiniz Z kuşağı var. CHP’nin klasik gençliği , CHP’nin örgütlerinde yetişen, yer alan devamında siyaseti CHP’nin içinde yapan kitle. 80 darbesi o kitleyi darmadağın etti, yani 80’den önce CHP’nin gençlik kolları çok güçlü bir gençlik kolu .

NURAY BAŞARAN:

80 darbesi tüm gençleri apolitik hale getirdi ama bu durum tüm partiler için aynı. Bundan bütün partiler etkilendi

ALİ ÖZTUNÇ:

Kastım o ama CHP gençliği ve MHP gençliğinin üzerinden buldozer gibi geçti 80 darbesi. Yani iki tarafın , - 1 oradan 1 oradan, 2 oradan 2 oradan – diye hatırlarsınız . CHP gençliğine çok büyük darbe vurdu 80 darbesi. Devamında apolitik bir gençlik yarattı . Darbe sonrası Özal dönemi apolitik bir dönem yarattı. Gençler daha çok arabesk kültürle yetişmeye başladı. Siyaset ile ilgilenen gençlerin başı belaya girmeye başladı . Üniversitede göz altına alınmaya başlandı. hHç olmadığı halde, başka çeşitli örgütlerle suçlandılar falan filan. Bir de şimdiki genç kuşak var Z kuşağı dediğimiz . Onlar bambaşka. Onlar da biraz politikaya uzaklar. Çok politikanın üzerinde değiller ama izliyorlar. Yaşam tarzlarına müdahaleyi izliyorlar , teknolojiye ayak uydurulamamasını izliyorlar ve pek çok konuda kaygılıları var. Bu kitle yaşı itibari ile doğduğu günden bu güne bir tek Tayyip Erdoğan’ı görmüş.

NURAY BAŞARAN:

Evet, Ak Parti iktidara geldiğinde 1 yaşında olanlar bu seçimde 20 yaşında ve oy kullanacaklar ve sizi hiç tanımıyorlar. Bunlara ne söylüyorsunuz, nasıl ulaşacaksınız , ne diyeceksiniz? Çünkü CHP yönetimlerini bilmiyorlar uzun süredir CHP maalesef iktidardan uzak.

CHP’NİN TARİHİ , ONURLU BİR TARİH

ALİ ÖZTUNÇ:

AKP hükümeti o gençlere geçmişe ait iftiralar anlatıyor. Olmayan şeyler ama genç kuşak öyle bir nesil ki ; okuyor, görüyor, inceliyor, artık teknolojinin ilerlemesinden kaynaklı bu telefon akıllı telefonunu açıyor, yazıyor; 73 diyor 74 diyor , Kıbrıs diyor, kim ne demiş bunların hepsinin tek tek çıkartıyor ve akıl süzgecinden geçirdikten sonra kendine göre bir fikir oluşturuyor

NURAY BAŞARAN:

Yani CHP’nin Google tarihçesi iyi mi demek istiyorsunuz?

ALİ ÖZTUNÇ-

CHP’nin tarihi onurlu bir tarihtir. CHP’nin tarihi Kuvay-i Milliye’dir, CHP’nin tarihi Cumhuriyetin kurulmasıdır, devletin kurulmasıdır, CHP’nin tarihi çok partili sisteme geçiştir, Kıbrıs Barış Harekatıdır, darbelerle yüzleşmektir, darbelere karşı mücadele etmektir, darbelerden darbe yemektir en büyük darbeyi CHP yemiştir bütün darbelerde. O yüzden CHP’nin geçmişini görüyor şimdi Z kuşağı. Bakıyor doğduğundan beri Tayyip Erdoğan diye birisi var ; baskısını görüyor, gençler ağzını açanın göz altına alındığını görüyor. 14-15 yaşındaki çocukların Tweet atmaları yüzünden göz altına alınmalarını görüyor. Konser yapmak istiyor , ‘yasak’ diyor. ‘O’nun göğüs dekoltesi var ‘diyor. ‘ O’nun bilmem neyi var’ diyor. Çeşitli bahanelerle yasaklanıyor. Eee baskı da var . Genç baskıyı kaldırmaz. Delikanlı dediğimiz o zaten, delikanlı sadece erkek için değil kız için de geçerli yani kanı haraketli . Hemen tepki verebilen, hemen tepkisini gösterebilen demektir. O delikanlı erkek ve delikanlı kız çocuğu, ‘ ben bir bireyim’ diyor. O yüzden de anketlerde CHP’ye Z kuşağının ilgisi görülüyor, bu net. Artı AKP gençliğinden kaçıyor. Çünkü AKP gençliği bir dönem cemaat şimdi başka tarikatlar cemaatler o gençliğin içerisinde. Şimdi bakıyor o gençliğin içine girersen bunların da içine girersin ; şuna girersin. Ürküyor. ‘ ne demek ‘ diyor, ‘ illa ben bir partiye üye olmak zorunda mıyım’ diyor, ‘bir partiye üye olarak mı bir şeyler yapabileceğim ‘ diyor. Artı son yerel seçimlerde CHP’li belediyeler kazandıktan sonra CHP’nin olduğu belediyelere yerlere bakıyor özgürlük var, konser var, öğrenciye otobüs bileti daha uygun, öğrencinin yurdu sağlanabiliyor, örneğin Çankaya Belediyesi her akşam Çankaya Belediyesinin içinde her akşam öğrenciye yemek veriliyor ve bedava.

CHP KADROLARI GENÇLEŞİYOR

NURAY BAŞARAN-

Belediyeler ve yerel yönetimler CHP noktasında gençliğe dokunabilmeyi başarıyor

ALİ ÖZTUNÇ-

Başardılar ve başarıyorlar da bizim parti örgütlerimiz de başarıyor ve gençleştiriyoruz da kadroları. Mesela Kahramanmaraş kurultay delegelerinin yarısından fazlası gençlerden oluşuyor. Böyle bir şey yoktu, daha önce 30 yaş altı gençlerden oluşuyor.

NURAY BAŞARAN-

Parti meclisinizde yaş ortalaması nedir ?

ALİ ÖZTUNÇ-

Yaş ortalamasını bilmem ama çok genç var 19-20 yaşında Hakan Uyanık var. Mesela son milletvekili seçimlerinde benim listemde iki genç vardı. 25 yaş altılardı bunlar. Şimdi yine olacak. Kahramanmaraş listemizde gençler olacak. Türkiye genelinde gençler olacak. Yani o gençlere belediye meclisi üyeliklerinde yer verdik. Listelerimizde gençleri almamız gerekiyor, genç milletvekillerimiz var Aysu Bankoğlu Bartın milletvekilimiz, genç bir milletvekili genç bir kardeşimiz . Yani daha yaşı genç onun dışında da genç milletvekillerimiz var . Yani gençlere dokunmaya başladık , sonuç almaya başladık. 6 milyona yakın oyları var ve Z kuşağı dediğimiz kuşak , geleceği belirleyecek yani Türkiye’nin geleceğini belirleyecek.

NURAY BAŞARAN-

20 yıllık Ak Parti iktidarı çok uzun iktidarda kalınca; kamuoyu, Türkiye’nin iktidar sorunu kadar muhalefet sorunu olduğunu çünkü CHP’nin iktidara yürümek için siyaset üretemediğini ve buna da oylarının artmamasını gerekçe olarak gösterdi. 20 yıllık iktidar bu kadar yıpranmışken ya da doğal olarak

ALİ ÖZTUNÇ:

Artmadığını kim söylüyor?

NURAY BAŞARAN:

20 yıldır muhalefette? İlk kez bu kez bir hareketlilik görülüyor.

AK PARTİ SON YEREL SEÇİMLERDE ASLINDA İKTİDARINI KAYBETTİ

ALİ ÖZTUNÇ:

Nuray Hanım ölçü son seçim mi?

NURAY BAŞARAN:

Hayır, 20 yıllık Ak Parti’nin iktidar dönemi . 20 yıllık da CHP’nin muhalefet dönemi var. 20 yıl çok uzun bir süre değil mi?

ALİ ÖZTUNÇ:

Çok uzun bir süre. Şimdi 2002 yılında iktidara gelen bir Ak Parti var. %34’dü yanlış hatırlamıyorsam, iki partili bir sistem vardı yani iki partili bir parlamento oluştu. Devamında gelen seçimlerde AKP gücünü katlayarak, - burada medyayı kullandı, ekonomiyi kullandı devletin tüm olanaklarını kullandı - bir çok şey yaptı. Geldiğimiz bu süreçte son seçimi baz alırsak; yerel seçimler, İstanbul’u kaybettiler. İstanbul’u kaybeden Türkiye’yi kaybeder diyen Tayyip Erdoğan’dır. İstanbul gitti, Ankara gitti, Adana gitti, Mersin gitti, Ardahan gitti daha çok yer sayabilirim.

ERDOĞAN SEÇİMİ KAYBEDECEĞİNİ BİLDİĞİ İÇİN ERKEN SEÇİME GİTMİYOR

NURAY BAŞARAN:

Şu anda siyasetin cazibe merkezi artık CHP’dir diyebilir miyiz?

ALİ ÖZTUNÇ:

Bütün bunlar CHP’nin iktidara geldiğini, oyunun artığını gösteriyor. Biz de anket yaptırıyoruz . Bize , aylık rutin, ‘ gerçekten görelim bakalım rakiplerin durumu nedir, ittifakların durumu nedir’ diye yaptığımız anketler var. Tabii bunları paylaşmıyoruz, kendimiz değerlendirmesini yapıyoruz. O anketlerde görüyorum ki , CHP şu anda Türkiye’nin birinci partisi, İktidar partisi %25’in altına düştü . Doğru anketlerde , manipülasyon yapılmayan anketlerde CHP şu anda birinci parti konumunda ve düzenli artış her zaman sağlıklıdır. Hayatta da öyledir. Bir mesleğiniz vardır; hızlı çıkarsanız, hızlı hızlı inersiniz. Biz yavaş yavaş özümseye , özümseye , topluma anlata anlata , aile destekleri sigortalarımızdan tutun, yolsuzlukları, yasakları, pek çok şeyi anlata anlata geldiğimiz noktada CHP’nin haklılığı görülüyor ve geldiğimiz noktada CHP , Türkiye’nin birinci partisi . İlk seçimde zaten göreceksiniz bu sonucu. O yüzden Tayyip Erdoğan seçime gitmiyor, erken seçime gitmiyor yoksa giderdi hiç durmazdı

NURAY BAŞARAN:

Evet, sizin dediğiniz gibi iktidar partisi; hem medyayı , hem de medyanın manipülatif gücünü kullanıyor ve belki bunlar da etkili oluyor. CHP kadrolarını Türkiye tanımıyor. CHP kadroları sizce Türkiye’yi yönetmeye yeterli mi? Vatandaş , ‘beni bunlar yönetebilir ‘ deme noktasında mı? Bu noktada vatandaşa ne anlatacaksınız?

ALİ ÖZTUNÇ:

Efendim bir defa CHP bir kitle partisi . CHP’nde her kitleden temsilciler var. CHP’nin içerisinde çok donanımlı isimlerde var ekonomi, sağlık, eğitim, medya her alanda çok donanımlı isimler var.

TÜRKİYE’NİN EKONOMİDEKİ EN İYİ İSİMLERİ CHP’DE

NURAY BAŞARAN:

Bu kuşku niye o zaman? CHP bu kişileri tanıtamıyor mu, anlatamıyor mu?

ALİ ÖZTUNÇ:

Belki orada bir eksikliğimiz olabilir, belki iletişim sorunumuz olabilir, yani insanlara bizim değerlerimizi çok öne çıkartamıyor olabiliriz. Ama Türkiye’nin ekonomideki en iyi isimleri bizde. Yani bakıyorsunuz; Faik Öztrak, Selin Sayek Böke, Akif Hamzaçebi’ler… şimdi çok da isim saymak istemiyorum. Ama pek çok konuda Türkiye’nin çok önemli isimleri CHP’liler ve CHP’ye gelmeye davam ediyorlar. İktidara gelen CHP’ne pek çok saygın isim kendi alanında çok uzmanlaşmış isim bizlerle görüşüyorlar. Bürokraside olsun, dışarıda olsun ve bunlar katkı vermek istiyorlar ve veriyorlar da. Ben CHP’nin kadrolarının çok iyi olduğunu düşünüyorum CHP genel başkan yardımcısı olduğum için söylemiyorum bunu gerçekten çok iyi kadrolar var ve sağlam isimler var, bunlar oturduğu zaman Türkiye’yi gerçekten çok farklı bir noktaya getirecek isimler.

NURAY BAŞARAN:

70’li yıllarda Bülent Ecevit ile birlikte ‘öteki Türkiye’ CHP’nin arka bahçesiydi . Maalesef sonrasında ‘ öteki Türkiye’yi CHP kaybetti . CHP ‘nin Cumhuriyet elitistlerinin bir partisi durumuna dönüştüğü ileri sürülüyor. Buna katılıyor musunuz? CHP olarak ‘öteki Türkiye’ ile ne kadar barışıksınız?

CHP ARTIK TÜM TÜRKİYE

ALİ ÖZTUNÇ:

Şöyle; CHP taşra da var olan, gecekonduda olan , toplumun dar gelirlinin sözcüsü olan bir CHP, 80 darbesiyle gerekten çok büyük bir darbe yemiş bir CHP. Ardından Özal iktidarı ve sağ iktidarlarının verdiği zararlar , CHP’nin bir dönemki yanlış politikaları, CHP’yi başka bir noktaya getirmiş. Sizin söylediğiniz bir noktaya getirmiş . Doğru ama şu anki CHP’nin emin olun toplumun tüm kesimleriyle ilişkisi var. Bakın ben 2 gün önce Erzincan’daydım İliç’te, İliç’te kahvede oturan yurttaşlarla sohbet ettik. Ekonomik geliri düşük insanlar. Küçükbaş hayvancılık yapan , peynircilikle geçinen insanlar, geçmişte CHP’den kopmuşlar, savrulmuşlar. ‘Şimdi tekrar baba ocağına dönüyoruz’ diyorlar. Niye ? Dokunulduğu için. Bana diyorlar ki , ‘bazen siyaset nedir, televizyonlara üniversitelere gidiyoruz siyaset nedir, herkese göre bir tanımı vardır. insan kazanma sanatı denebilir, politika denebilir. Bana göre siyaset dokunmaktır, dokunursan varsın. Dokunmazsan yoksun. Bir adamın cenazesine gitmiyorsan , en kötü aramıyorsan, adam sana niye oy versin? Köyüne gitmiyorsan, köyünün sorunu nu dile getirmiyorsan, mahallesindeki sorunu dert edinmiyorsan, niye sana oy versin ? CHP bir dönem Ankara’dan oturmuş sahaya çıkmamış. Halk partililer bize oy versin, o bize yeter, denmiş . Ama şimdi öyle değil . Bakın son iki buçuk yıldır; otuzarlı, yirmi -beşerli gruplar olarak Anadolu’ya gidiyoruz. Bu hafta 15 milletvekilimiz Amasya’daydı benimle birlikte . 15 milletvekilimiz Erzincan, Tunceli, Elazığ bölgesindeydi; kahveye gidiyoruz, derneğe gidiyoruz, tüm odalara gidiyoruz, meslek gruplarına gidiyoruz, sivil toplum kuruluşlarına gidiyoruz , temsilcilerle görüşüyoruz, valiliğe gidiyoruz, hükümet konağına gidiyoruz, rektöre gidiyoruz, askere gidiyoruz, sokağa çıkıyoruz, esnafa gidiyoruz, büyük köylere gidiyoruz, oy almadığımız köylere gidiyoruz.

ARTIK SOKAKTAYIZ

NURAY BAŞARAN:

Artık sokaktayız diyorsunuz

ALİ ÖZTUNÇ-

Evet öyle iki, iki buçuk yıldır sokaktayız. Biz öyle olmasa , Kahramanmaraş gibi bir yerde son yerel seçimlerde 5.37 olan oyu biz %30’lara çıkartamazdık. Kahramanmaraş’ta benim seçim bölgemde, o kadar çok köy vardı ki sıfır oy aldı . CHP son seçimde hiç yok her köyden oy aldık, en az oy adlığım köy 6-7. Daha önce sıfır almış, ya da merkez sağın kalesi olarak bilinen köyler 20-21 oy almış. 2000 oy var , 20-21 oy çıkmış. Son seçim 1100-1200 oy aldım oralardan . Kahramanmaraş merkezde CHP’nin oyu 10-12 bin civarındaydı, son yerel seçimlerde 85 bin oy aldık . Nasıl aldık ? Dokunduğumuz için, derdiğini dert edindiğimiz için, o insanlara ulaştığımız için aldık ve önyargılardan arındığımız için. En önemlisi bu tamamen önyargılardan aranmış durumdayız, efendim işte bunun başörtüsü var, olabilir. O başörtüsü takar, diğeri takmaz, olabilir.

ÖN YARGILARI BIRAKTIK

PROFESYONELLERLE ÇALIŞIYORUZ

NURAY BAŞARAN:

Önyargılar o zaman bir önceki dönemde problemdi CHP için

ALİ ÖZTUNÇ-

Tabi problemdi. Bir noktaya sıkıştırıyordu CHP’yi. Siyasette ve o dar yerde kalıyordu, o oyu alıyordu. Onun dışında başka yerlerden oy almak için çaba harcamıyordu, iletişime girmiyordu. Orayla eğer siz bir ilde milletvekili çıkartamıyorsanız seçimi kaybediyorsanız. Sorumlusu vatandaş değil, sizsiniz. Bir düşüneceksiniz, ‘ niye kaybettik biz acaba?’, bir değerlendirme yapmak lazım. Biz son seçimlerde milletvekili çıkartamadığımız illerde niye çıkartamadığımızı tartışıyoruz saatlerce. MYK’mızda olsun, milletvekili gruplarımızda olsun, kamplarda olsun , saatlerce konuşuyoruz. Ne odu ? Aday mı yanlıştı? Aday iyiydi de , bize mi güven duyulmadı ? Partiye oy verilmedi gibi tüm değerlendirmeleri yapıyoruz ve bunu nasıl buluruz diyoruz. Geçmişe göre daha bilimsel çalışıyoruz , matematikle çalışıyoruz , anketlerle çalışıyoruz, daha profesyonel kadrolarla çalışıyoruz . Bazen siyasette iletişimi , siyasi iletişimcilere bırakmak gerekir. Ben siyasetçiyim; ben en iyisini bilirim yok, siyaset iletişimcileri var orada. Siyasetin hocası var orada , onlardan da bir şeyler alacaksın. Akademik anlayışı , pratiğe çevireceksin . Bunları yapmaya başladığımızdan beri kazançlıyız ki son yerel seçim bunun göstergesi.

NURAY BAŞARAN:

Demirel yasaklardan sonraki ilk seçimlerde , ‘emanet oy ‘ istemişti. Sayın Kılıçdaroğlu da CHP’yi merkeze çekmek istiyor ya da yavaş yavaş merkeze çekmek için bir takım atılımlar yapıyor. Bu durum zaman zaman da eleştiriliyor; CHP Atatürkçülükten uzaklaştı, farklı bir noktaya geldi diye.. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz? CHP bu noktada merkeze geldi mi, merkeze gelirken farklılaştı Kemalist ideolojiden uzaklaştı mı? Atatürkçüler CHP dışında mı kaldı ? Ne diyorsunuz?

CHP ATATÜRK’TEN TAVİZ VERMEZ

ATATÜRK’ÜN PARTİSİ CHP’DİR

ALİ ÖZTUNÇ:

Atatürk’ün partisi CHP’dir. CHP Atatürk’ün partisidir , bunun ötesinde yok böyle bir şey. Bu laf, bu söz daha çok CHP içerisinde siyaset yaparken çeşitli bahanelerle adaylıklar nedeniyle listeye girememe nedeniyle ya da siyasi kişisel beklentisi gelişmediği için , olgunlaşmadığı için ayrılan arkadaşlarımızın başka partilerde CHP’yi yıpratmak için ya da kendilerini ayağa kaldırmak için kullandığı bir söz. Böyle bir şeyin gerçekliği kesinlikle yoktur . CHP’si Atatürk’ün partisidir. Atatürk demek, CHP demektir. CHP demek Atatürk demektir. Biz bu konuda asla taviz vermiyoruz Atatürk demek Türkiye demektir . Ayrıca Türkiye demek de Atatürk demektir. Sonuçta Türkiye’nin harcını mayasını oluşturan isim Mustafa Kemal Atatürk’tür ve o bizim baş tacımızdır. O’nun gösterdiği ilkeler doğrultusunda biz yolumuza devam ediyoruz. CHP kendini anlatamamıştır.

NURAY BAŞARAN:

CHP’nin Atatürk üzerinden siyaset yaptığı AKP’nin de din üzerinden siyaset yaptığı noktasında da eleştiriler var siyasi düzlemde. Bugün geldiğimiz noktada CHP’yi nasıl konumlandırıyorsunuz?

AKP, DİN ÜZERİNDEN SİYASET YAPMAYA DEVAM EDİYOR AMA ARTIK MİLLET YEMİYOR

ALİ ÖZTUNÇ:

AKP din üzerinden siyaset yapmaya devam ediyor hala. İnsanların dini değerlerini kullanmaya çalışıyor . İnsanların dini duygularını kullanmaya çalışıyor, o şekilde oy devşirmeye çalışıyor ama millet yemiyor. Bakıyor hırsızlık var, yolsuzluk var, kul hakkı var, zulüm var. ‘ Nasıl bu dini değer ?’ diye bakıyor. CHP, Atatürk’ün çizgisindedir ama Mustafa Kemal Atatürk’ün ismini kullanarak siyasette oy devşirmeye çalışmaz. Biz Atatürk’ün önderliğinde onun gösterdiği yolda gidiyoruz ama asla ve asla Atatürk’ün arkasına saklanıp da yanlışlarımızı kapatmaya çalışmayız , yanlışımız hatamız varsa önümüze koyarız . Ki koyuyoruz . Değerlendirmemizi yaparız. Geçmişte vatandaşa CHP yanlış anlatıldı CHP’de bu yanlış anlaşılmayı düzeltmek için çaba harcamadı.

NURAY BAŞARAN:

Niye?

ALİ ÖZTUNÇ:

HERKESİN OYUNA TALİBİZ

Geçmişte harcamadı. Daha demin bahsettiğimiz sebeplerden dolayı, belli bir kesim olsun ve o kesimi konsolite edelim mantığıyla. Ama bu yetmiyor. Biz toplumun tümünün partisiyiz. Hakkari’de ki yurttaşımızın da partisiyiz , Edirne’de ki yurttaşımızın da partisiyiz, biz geçmişte hangi partiye oy verirse versin herkesin oyuna talibiz . Hangisine oy verirse versin geçmişte, nitekim yine Maraş’tan örnek vereyim. Aldım ben , herhalde uzaydan gelip bana oy vermediler. 172 bin oyu herhalde uzaydan almadım 35 bin yerel seçim oyu olmuş geçmişte, AKP’ye oy veren MHP’ye oy veren kitle verdi bize oyu.

NURAY BAŞARAN:

Yani ne olursanız olun gelin söylemi bu seçimde CHP’nin söylemi mi olacak? Mevlana’nın dediği gibi.

TÜRKİYE KÖTÜ YÖNETİLİYOR

ALİ ÖZTUNÇ:

Türkiye kötü yönetiliyor . Türkiye büyük bir krize girmiş durumda . Türkiye’nin yeniden ayağa kalkması için CHP’ne ihtiyacı var, CHP’ye ihtiyacı varken , bizim bize destek olacak, olan tüm vatandaşlarımızı bekliyoruz partiye. Bu kapı herkese açık.

NURAY BAŞARAN:

Şimdi şöyle bir algı var; bu benim de çok hoşuma giden bir şey: ‘ CHP’de tek başına herkes çok şey aslında ama bir araya gelip bir şey olamıyor’ diye. AKP’ye baktığımda bir gazeteci olarak, ‘ bireyler tek başına hiçbir şey ama bir araya geldiklerinde çok şey olabiliyorlar . ‘ Buna katılır mısınız?

ALİ ÖZTUNÇ:

Geçmiş için doğru ama son yerel seçim gösteriyor ki , o şey bitmiş . o algı yıkılmış

NURAY BAŞARAN:

Türkiye, Kemal Beyin 6’lı masayı kurmasından dolayı artık bir araya gelip bir şey olmaya doğru gittiğine inanmaya başladı mı?

CHP’DE HER TELDEN SES ÇIKMIYOR ARTIK, HEDEFE KİLİTLENDİK. HEDEF İKTİDAR OLMAK

ALİ ÖZTUNÇ:

Büyük bir başarı 6 siyasi partiyle bir masada oturmak. 6 siyasi partinin bir masada oturması; dünya görüşleri birbirinden farklı, hayata farklı pencereden bakan ama tek gayeleri Türkiye olan, büyük Türkiye’yi yaratmak ve yaşatmak olan 6 liderin bir arada olması büyük başarı . Bunu tüm liderlere borçluyuz. Genel başkanımız koordinasyonunu yaptığı için en büyü teşekkürü genel başkanımıza sunuyoruz ama diğer liderler de bu anlayışla yaklaşıyorlar ve eskiden her telden bir ses çıkabilirdi ama artık CHP’de o yok . CHP’sinde herkes tek hedefe kilitlendi iktidar olmak.

NURAY BAŞARAN:

Bu parti disiplini mi , yoksa başka bir şey mi?

ZAMAN BİZİ OLGUNLAŞTIRDI

ALİ ÖZTUNÇ:

Zaman biraz bizi olgunlaştırıyor. Artık iktidar olmamız lazım Nuray Hanım Toplum bizden bunu bekliyor. 70 yaşındaki amca elindeki bayrağı alıp gidiyor elektrik direğine asıyor. 50 yaşındaki teyze köyde CHP’nin bir adayının posterini alıyor okulunun duvarına asıyor. Gençler CHP yazısı yazıyor, bunlara bizim borcumuz var.

NURAY BAŞARAN:

CHP hem muhalefetti , hem de kendi içinde de parti içi muhalefeti vardı çok büyük.

ALİ ÖZTUNÇ:

Tabii meşhur

NURAY BAŞARAN:

Maalesef. O muhalefet bugün ne durumda?

ALİ ÖZTUNÇ:

TÜRKİYE’Yİ BU CEBERUT YÖNETİMDEN , MİLLETİN SIRTINA ÇÖKMÜŞ OLAN YÖNETİMDEN KURTARACAĞIZ

CHP , dediğim gibi kilitlendi, iktidara kilitlendi. Parti içi meseleleri herkes bir tarafa bıraktı. Bizim tek bir amacımız var: ‘ Türkiye sıkıntıya gidiyor ‘diyoruz . Önce Türkiye, sonra parti. Türkiye’yi önce kurtaracağız. Türkiye’yi ayağa kaldıracağız, Türkiye’yi bu ceberut yönetimden , milletin sırtına çökmüş olan yönetimden kurtaracağız. Kişisel hesaplarımız yok. ‘Bu niye aday oldu , ben olamadım, şu şurada başkan oldu, ben niye olamadım, ben niye beceremedim ‘..gibi bu tip kişisel isteklerimizi bir kenara bıraktık ve tamamen iktidara odaklandık . Bunun için uyum içerisinde çalışıyoruz ve buna ayak uyduramayanlar zaten ayrıldılar. Yani kişisel hırsı mantığının önünde olanlar gittiler, mantığımızla hareket ediyoruz.

NURAY BAŞARAN:

Peki bu ceberut dediğiniz sistem, iktidar olabilmek için 50+1 mecburiyetini getirdi. Bu noktada da cumhurbaşkanlığı meselesi görünen o ki , -parti içinde bunu isteyen belediye başkanları da var. belediye başkanı olmayan gönüllüler de var. - ismi geçenler var ama , ‘Kemal Bey’in hakkıdır’ deyip 6’lı masanın da oluşturucusu olarak Kemal Bey’ in de adı ön planda. Sizce kim olmalı aday?

13. CUMHURBAŞKANI CHP’Lİ OLMALI

ALİ ÖZTUNÇ:

Türkiye’yi ayağa kaldıracak olan, Türkiye’yi bu krizden kurtaracak olan 13. Cumhurbaşkanı CHP’li olmalı.

NURAY BAŞARAN:

O isim kim?

ALİ ÖZTUNÇ:

O isim CHP’liler de olduğu gibi, benim de zihnimde aklımda olan genel başkanımızdır . Tabi ki başka ötesi yoktur bunun ama buna 6’lı masa karar verecek . O 6 lider karar verecek buna. Eğer biz çıkıp da diğer 5 lider bir şey söylemeden adayımız genel başkanımız diye açıklamalar yaparsak, diğer 5 lidere haksızlık yapmış oluruz. Sonuçta 6’sı bir araya gelmiş, o 6’sı birlikte hareket ediyorlar, o 6’sı birlikte karar verecekler ama benim Ali Öztunç olarak fikrim tabi ki genel başkandır.

NURAY BAŞARAN:

Peki o 6’lı masadan herhangi bir lider ben de adayım derse?

ALİ ÖZTUNÇ:

6’lı masa oturur konuşur , bunu görüşürler , kim çıkarsa, ‘ emrin başım üstüne’ deriz.

NURAY BAŞARAN:

Kemal Bey’in alevi olması ile ilgili bir problem ön plana çıkarılıyor . Türkiye’nin bunları çoktan geride bırakmasına rağmen bunlar bilerek mi yapılıyor ? Kemal Bey’in adaylık noktasında Alevi olması dez avantajı mıdır?

CAMİYE İMAM , CEMEVİ’NE DEDE SEÇMEYECEĞİZ. CUMHURBAŞKANI SEÇECEĞİZ

ALİ ÖZTUNÇ-

Hiç öyle bir şey yoktur . Biz camiye imam ya da cem evine dede seçmeyeceğiz. Biz memlekete cumhurbaşkanı seçeceğiz. Bu durumda o kişinin dürüstlüğüne bakılır, namuslu mu diye bakılır, hırsızlığı var mı diye bakılır, devlet adamlığı nedir diye bakılır, toplumda buna bakılır. Bu bahsettiğiniz konu birileri tarafından pompalanan toplumun çok az bir kesimi tarafından dile getirilen- ama %2- %3 değildir bu kesim- onlar tarafından söylenen bir şey. En muhafazakar köye gidin, Kemal Bey için bu konuşulmuyor; ‘Kemal Bey namuslu, dürüst, düzgün adam ‘diyorlar. ‘Çalmaz, çırpmaz ‘diyorlar.

KÖYLERDE EKONOMİ KONUŞULUYOR

NURAY BAŞARAN-

Başka neler konuşuluyor köylerde?

ALİ ÖZTUNÇ-

Ekonomi konuşuluyor, her yerde ekonomi konuşuluyor. Samimi söylüyorum , ben 15 gün içinde herhalde 13-14 vilayet gezdim . Her yerde ekonomi. Hiç kimse başka bir şeyle meşgul değil, ya adam diyor ki , ‘evime et götüremedim ‘diyor’. ‘ Eşim canın sağ olsun ‘dedi diyor. ‘ ikinci gün yine istedi, yine götüremedim ‘diyor. ‘ Beyim bak hele çaresine’ dedi diyor. ‘ Üçüncü gün dedi ki diyor , ya 250 gram kıyma getir de çocuklara bir şey yapacağım ‘dedi diyor. ‘Alamadım’ diyor, eşim dedi ki diyor, ‘ 250 gram da mı alamadın’ diyor ağırıma gitti diyor. O noktaya gelmiş toplum. Yani ailelerin dağılması noktasına getiriyor ekonomi. İnsanların açlığı , sefaleti, inanın evine ekmek götüremiyor insanlar. Koca koca amcalar, teyzeler, yıllarca çalışmışlar, emekli olmuşlar . 1 lira daha ucuza almak için saatlerce ekmek kuyruklarında bekliyorlar. Nuray Hanım zeytinyağı almış başını gitmiş, çiçek yağı almış başını gitmiş, şeker, tuz, çay yüzde kaç artmış. İnsanlar artık vallahi de billahi de boğazından keserek yaşamlarını sürdürmeye çalışıyorlar. Akşam saat 10’dan sonra makineyi açalım da elektrik faturası daha az gelsin diyorlar.’ Köyden gidip çeşmedeki sudan getirelim de su parası çok vermeyelim ‘ diyorlar, o noktaya gelmiş insanlar . Büyük bir ekonomik kriz var. Büyük bir yoksulluk var ve toplumun her kesimi etkileniyor; beyaz yakalılarda etkileniyor . Artık bakın orta geliri olan bir beyaz yakalı çocuğunu gidip özel kolejde okutup daha keyifli bir hayat sürüp işte haftanın 2 günü 3 günü dışarıda yemek yiyebiliyordu. Artık o da yok. Çoluğu çocuğuyla bir akşam oturup yemeğe gitse dünyanın parasını ödeyecek, özel okula gönderdiği zaman nasıl ödeyeceğim diye düşünecek, nasıl yapacağım diye düşünecek, çok büyük bir kriz var. Bu toplumun fay hatlarını daha da derinleştiriyor ve korkum o ki çok yuva yıkılır ve bunun önüne geçmek için bir an önce seçim yapılması gerekiyor.

NURAY BAŞARAN-

Siz nasıl düzelteceksiniz?

ADALET VARSA PARA DA OLUR

5’Lİ ÇETENİN ÇALMASINA İZİZN VERMEYİP ÇALDIKLARINI DA ALACAĞIZ

ALİ ÖZTUNÇ-

Bir tüm dünyada, demokrasilerde erken seçim kararı alındığı zaman rahatlama başlar. Ne zaman bir ülkede kriz olsa, özellikle ekonomik kriz , erken seçime gidilir. 99-2002 bunlar da öyle geldiler. Erken seçim kararı alındığında bir takım düzelmeler olur. İki CHP iktidarında göreceksiniz demokrasi gelecek, demokrasi geldiği için dış yatırımcı gelecek, şimdi dışarıdan bir yatırımcı Türkiye’ye gelip neden Türkiye’ye yatırım yapsın? Tayyip Bey’in‘ iki dudağı arasında , Tayyip Bey el koyun dediği zaman el konulacak, şurayı vermeyin dediği zaman verilmeyecek bir yer. Yatırımcı güvenmiyor, güvenmediği için getirip yatırım yapmıyor. Bir dış yatırım olacak, kendiliğinden olacak bu demokrasi geleceği için. Çünkü her şeyin başı demokrasi. Adalet varsa, para da olur. İki 5’li çete diyoruz, adı 5’li kaldı daha da fazla sayıları. O 5’li çetenin çalmasına izin vermeyeceğiz , çaldıklarını da alacağız.

ÇALINANLARI GERİ ALACAĞIZ

NURAY BAŞARAN-

Nasıl alacaksınız?

ALİ ÖZTUNÇ-

Kanunla alacağız , yani gerçekten adil tarafsız bir hesaplamayla alınacak bunlar. Şimdi düşünebiliyor musunuz , 10 liralık işi veriyor 100 liraya , 90 lirası çalınmış. İşte o paranın bir kısmı komisyon olarak veriliyor, bazı vakıflara oradan Amerika’ya gidiyor. Orada birilerinin hesaplarına yatıyor, onların hepsinin hesabını soracağız. O çalınanların hepsini geri alacağız. Garantili köprü efendim, 3000 araç geçmezse üstünü ben tamamlarım. niye tamamlıyorsun kardeşim devlet olarak ben yapsaydım ya da hesaplat o köprünün maliyetini ver. Bir de kar marjını müteahhite ver, parsını gönder. Niye veriyorsun bu garantiyi? Niye zengin etmek için ? Kimi ? Yandaşı. Bunlara asla izin vermeyeceğiz. Tasarruf ; 13 tane uçak olur mu ya? Cumhurbaşkanlığında hadi diyelim olsun dev bir uçak olsun, cumhurbaşkanımız da hadi ikinci de olsun, ya bir de fazladan verelim üç olsun, ağanın eli tutulmaz diyelim. Bu millet 3 uçağı cumhurbaşkanına versin , 13 niye var? 10 tanesi niye var? Çok fazla savurganlık var. Bizim Kahramanmaraş milletvekilimiz İmran Kılıç Hoca rahmetli oldu, Allah rahmet eylesin, cenazesine gittik. AK Parti bir uçak tutmuş Anadolu Jet’ten ben de bindim. AKP’nin tuttuğu uçağa CHP’nin ilin vekili olarak onlarla birlikte gittim cenazeye. 80 kişi var uçakta . 150 kişilik galiba uçak, biz indik cenazeye gittik, bir baktım Sayın Şentop geldi, Hulusi Bey geldi, Sayın Soylu geldi, diğer bakanlar geldi . Havaalanına dönüp baktığımda gördüm ki , hepsi özel jetlerle gelmiş , ya zaten uçak kalkıyor buradan, yarısı dolu. Binip ona gelsene mübarek adam. Hayır özel jetlerle geliyorlar, işte bu savurganlığa son vereceğiz. Bu kadar israfa son vereceğiz, her yerde saray niye yaptırıyorsun ya ? Ne gerek var ? Niye bu masraflar? Bu ışıklar yanıyor, elektrik faturası ödeniyor, toplumun sırtından inanılmaz. Bir şatafatlı hayat yaşanıyor, bunlara son verdiğimiz zaman zaten otomatik olarak ekonomi de düzelmeler meydana gelir.

NURAY BAŞARAN-

CHP bir dönem sermaye düşmanı olarak görüldü ya da gösterildi . Siz gösterildi diyeceksiniz onun için o kelimeyi de kullanmak istedim. Yani CHP sermaye ile nasıl yol yürüyecek iktidara geldiğinde?

İŞADAMLARINDAN KOMİSYON VE RÜŞVET ALMAYACAĞIZ

ALİ ÖZTUNÇ-

Bizim sermaye düşmanlığımız hiçbir zaman olmadı, olmaz da . Hiçbir aklı başında bir siyasi parti , sermayeye düşmanlık yapmaz. Niye yapalım ki , sermaye düşmanlığı, sermaye bizim zenginliğimizdir . O iş insanları iş adamları bizim zenginliğimizdir. Tabi birlikte yol yürüyeceğiz, Türkiye’yi tekrardan ayağa kaldırmak için, istihdam yaratmaları için onlara destek olacağız, onların sıkıntılarını aşmaya, çalışmalarına da yardımcı olacağız ama onlardan komisyon almayarak yapacağız. Onlardan rüşvet almadan yapacağız biz bunu.

NURAY BAŞARAN:

İş dünyasının CHP’ye bakış açısını son zamanlarda nasıl görüyorsunuz? Onlar da cazibe merkezi olarak sizi görüyorlar mı? Size ne kadar yakın ya da mesafeliler?

İŞ ADAMLARI , İŞ YAPTIRIRKEN RÜŞVET VERMEKTEN BIKMIŞ

ALİ ÖZTUNÇ:

Olumlu görüyorum, evet bizi görüyorlar. Özel toplantılarda bunları söylüyorlar . Buraları ziyaret ediyorlar. Ticaret odası başkanları geliyor, iş adamları geliyor . Türkiye’nin büyük iş insanları geliyorlar , namusuyla çalışan gerçekten istihdam yaratan, gerçekten alın teriyle para kazanan ve Türkiye’ye gerçek anlamda katma değer katan tüm iş insanlarıyla da biz yol yürümeye devam edeceğiz. Hırsızlık- arsızlık yapan ayrı, onu bir tarafa bırakıyorum. Ben milleti soyan tüyü bitmemiş yetimin hakkını çalan, fakir fukaranın hakkını çalanlar ayrı ama iş dünyasının bize bakışının olumlu olduğunu her geçen gün daha daha olumlu hale geldiğini gittiğimiz illerde görüyoruz. Gittiğimiz illerde ticaret erbabından görüyoruz, iş adamından, iş insanından görüyoruz . Bir karşılık oluşuyor çünkü artık rüşvet vermek istemiyorlar, artık bir iş insanı bir iş yaptırırken rüşvet vermek istemiyor, bıkmışlar.

NURAY BAŞARAN-

Bunları aleni söyleyenler var mı size?

ALİ ÖZTUNÇ-

Var, bizim bildiklerimiz var. Tabi, ‘ filanca yeri almak için filanca yere rüşvet verdim ‘diyor , söylüyor adam. Ispatı var mı , yok ama verdim diyor.

NURAY BAŞARAN-

İş insanları son dönemde sermayelerini yurt dışına götürüyor. Gençler de gelecekleri için yurt dışını tercih ettiklerini söylüyor. İktidara geldiğinizde bu duruma nasıl çözüm bulacaksınız?

ALİ ÖZTUNÇ-

İki kesim parasını götürüyor, biri hırsızlık yapan hırsızlıkla para kazanan kesim parasını kaçırıyor. Bir de, alın teriyle çalışan ciddi bir gelir elde etmiş olan sadece iş insanı değil profesör, akademisyen, - girmiş günde 5 ameliyat yapmış para kazanmış para biriktirmiş- onlar da AKP korkusuyla götürüyorlar. Çünkü iki dudak arasında biliyorsunuz , ‘şunun hesabına el koyun’ bitti. Demokrasi ve adalet olmadığı için , onlar da bir şekilde parsına el konmasın diye, yani anasının ak sütü gibi helal olan parasına birileri çökmesin diye , parasını yurtdışına götüren var. İki kesim, ikinci kesimin ben ülkeye demokrasi geldiği zaman parasını ülkeye geri getireceğine inanıyorum ve görüyorum. İlk kesim ise zaten hırsızlık parasını götürüyor, onlardan da almak bizim boynumuzun borcu.

NURAY BAŞARAN-

En önemli sorunlardan bir tanesi malum liyakat. Bu konuda CHP liyakat noktasında ve partili noktasında nasıl bir tercihte bulunacak?

ALİ ÖZTUNÇ-

Yirmi yedi buçuk yılını devlette geçiren Kemal Kılıçdaroğlu liyakati esas alacak en önemli isimdir. Burada bile devlet dışı partide dahil bir şey yaparken liyakate bakıyor genel başkan. Ya bu bunun adamı, bu bunun yakını , diye bakmıyor . Gerçekten ben MYK üyesi olduktan sonra daha yakından tanıdım genel başkanımızı. Bazı şeyler söylediğimiz zaman, ‘ hayır ‘ diyor . ‘ Bu liyakat bu adamın, bunu bu adam yapacak’ diyor. ‘Türkiye’de iyi isimlerden birisi bu ‘ diyor. Efendim şu partiliymiş , bu partiliymiş bize uzakmış hiç önemli değil . Adam liyakat sahibi mi, evet, bu konuda uzman mı evet, bu adam sürdürecek, o yüzden biz bürokraside namuslu insanlara çağrı yapıyoruz, ‘ aman imza attırmaya çalıştılarsa imza atmayın, hırsızlığa , yolsuzluğa bulaşmayın, siz namuslu insanlarsınız, namuslu bürokratla biz gelince çalışmaya zaten devam edeceğiz’ diyoruz.

NURAY BAŞARAN:

Yani ikimizde medyacı olunca medyaya değinmeden röportajı kapatmak mümkün değil. Medya konusunu da özellikle sizinle konuşmak istedim. Benim 35 yıl bitti sizin kaç bilmiyorum ama önceki medya da - ben yaşadığım için aynı gruptaydık hatta o zamanlar Çukurova grubundaydık- Tayyip Erdoğan’a yer vermiyordu Tayyip Bey geldi bütün medyayı aldı ve diğerlerine yer vermedi. Bu noktada da iki medya grubu oluştu ; Her iki mahallenin de artık medyası var. Gelinen bu noktayı ben şöyle değerlendiriyorum , katılır mısın bilmiyorum ama ; bir muhalefetin medyası var , muhalefetin küçük PR şirketi gibi çalışıyor. İktidarın da büyük medyası var, iktidarın PR şirketine dönüşmüş. Bizim o bildiğimiz gazetecilik ilkelerinden çok uzak. Medya da zaman zaman gündeminizde var mı ? Gündeminize gelecek mi ? Nasıl bir çözümünüz olacak nasıl bir çözüm üreteceksiniz?

ALİ ÖZTUNÇ-

Tarafsız medyayı yaratmak gerekiyor, özgür medyayı yaratmak gerekiyor, sen hatırlıyorum Akşam Gazetesi’nde hükümetin hiç hoşuna gitmeyecek haberleri köşe yazılarını yazıyordun, belki ufak tefek sitemler geliyordu ama yazıyordun, yazabiliyordun, yani sitem oluyordu niye diye.

NURAY BAŞARAN-

Bugün de yazıyorum ben çok şükür

ALİ ÖZTUNÇ-

Ama bugün kendi gazeten olduğu için yazabiliyorsun

NURAY BAŞARAN-

Ben zaten yer bulamadığım için hiçbir yerde, mecburen kendi gazetemi kurdum.

ALİ ÖZTUNÇ-

Erbakan hocayı takip ettim Refah Yol hükümetinde . Gerçekten çok ağır haberler yapardık, eleştirirdik , ağırdan kastım o bir gün çıkıp da ağzını açmamıştı adamcağız. Hiçbir şey dememişti, herhangi bir şeyi olmamıştı ama bu hükümet ile birlikte zaten sıkıntılı ve özgürlüğü yitirmekte olan medya iyice bitti . Kurtarmanın tek yöntemi bana göre , -bu benim kişisel düşüncem - gazeteleri gazeteciler çıkaracak, iş adamından patron olmayacak, yani bilmem ne fabrikası var bilmem ne santrali var , bankası var , gazeteyi satın alıyor o gazeteyi yada televizyonu diğer ticari işlerini rahat yapabilmek için kullanmaya çalışıyor. Bu olmamalı. Gerçek bir gazeteci , gerçek bir televizyoncu bunu yapmalı , o gazeteyi yapmalı ki özgür ve bağımsız olabilsin.

NURAY BAŞARAN-

Ama bunun da bir ekonomik durumu var, biz sosyal sorumluluk projesi olarak başladık ama ekonomisi çok ağır , sen de biliyorsun , bunu nasıl düzelteceksiniz?

ALİ ÖZTUNÇ-

Bunu teşvikle, medya teşvik edilmeli. Kimi devlet teşvik edecek Anayasamızda var ; basın hürdür sansür edilemez diye , değil mi?

NURAY BAŞARAN-

Medya bir güvenlik sorunu haline de geldi bunu da yazdım. Çünkü hayat boşluk kabul etmiyor. Neden ? Siz gerçek medyayı yaratamazsanız, DW geliyor, BBC geliyor, o geliyor bu geliyor ve insanlar diğerlerinde güven problemi yaşadığı için - bunların ileride yaptığı yada yapacağı manipülatif haberleri daha özgür medya olarak göründükleri için- onların yazdıklarına inanıp onların peşinden gidebiliyorlar ve bu bir milli güvenlik sorunu aynı zamanda bence. İlk başta ele alınması gereken konuların başında medya geliyor ve senin çok büyük bir sorumluluğun olduğunu düşünüyorum. Bu konuda bir çalışmanız var mı?

ALİ ÖZTUNÇ-

Müthiş bir tespit, şöyle bizim partimizin medya örgütlenmesi var medyadan sorumu arkadaşlarımız var…

O arkadaşlarımız bununla ilgili çalışıyorlar medya ile ilgili çalışıyorlar ben daha çok çevre ve doğa haklarından sorumlu olduğum için kendi alanımla ilgileniyorum ama eski bir gazeteci olarak ara ara fikir sorulduğu zaman kendi fikrimi söylüyorum, iktidarımızda ama göreceksiniz.

NURAY BAŞARAN-

İktidarınızın medyası olacak mı?

ALİ ÖZTUNÇ-

Hayır, özgür medya olacak iktidarımızın medyası olursa farkımız kalmaz. AKP ile şunu yapmayacağız iktidara geldik şu şu iş adamı sen şunları satın al bunların yaptığı gibi benim yayın organım ol demeyeceğiz.

NURAY BAŞARAN-

Şu genel yayın yönetmen olsun, şu yazsın, falan diyecek misiniz?

ALİ ÖZTUNÇ-

Hayır bizim farkımız kalmaz o zaman bunlardan . O zaman eski Türkiye devam eder. A değişir B gelir , demokrasi olmaz , demokrasinin olması için medyanın özgü olması gerekiyor, en önemli koşullardan bir tanesi demokrasi için medya özgürlüğü, medya özgürlüğünü sağlayamazsanız biz o bahsettiğimiz şeylerin hiçbirini yapamayız.

NURAY BAŞARAN-

En büyük sorunlardan bir tanesi de adalet, zaman zaman adalet arayışlarını CHP yürüyüşler ile gündeme getirdi. Ama diğer taraftan da bu eylemleri terör ile ilişkilendirildi. FETÖ’cü olmakla ya da terör örgütleriyle iş birliği yapmakla suçladı, sizin partiniz de FETÖ’cüler var mı? Terör örgütleriyle iş birliği yapıyor musunuz?

AKP’NİN İÇİNDE FETÖ VAR

ALİ ÖZTUNÇ-

Baştan sona AKP’nin yalanları, iftiraları . CHP’nde FETÖ’cü denilen o örgütün lideri ile görüşen yok ama AKP’de var. Gidip ayağının dibinde oturanlar bakan oluyorlar, gidip beraber fotoğraf çektirenler bakan oluyorlar. FETÖ’nün Türkiye sorumlularından bazılarının kardeşleri Türkiye’de bakanlık yapıyorlar. AKP’nin içinde FETÖ’cü olup gidip takke alıp Pennsylvania’dan gelip, ‘ Fettullah Hoca bana takke verdi , ne mutluyum ‘ diye basın açıklaması yapanlar; AKP milletvekili, bizde yok. Bizim terörle FETÖ ile uzaktan yakından alakamız yok . Dün de yoktu bugün de yok yarın da olmayacak ama AKP’nin içerisinde FETÖ var. Yani bir yargılama yapılsa mesela geçmişte atılan tweetlerden dolayı yargılama yapılsa -Canan Kaftancıoğlu gibi - AKP’nin yarısı FETÖ’cü , diğer yarısı PKK’lı. Çözüm sürecinde attıkları tweetler, FETÖ ile ilgili attıkları tweetler ortada. Yani bizde böyle bir şey yok. Yani bunlar zaten AKP’nin sıkıştıkları zaman PKK sorunu terör örgütleri falan diye kaçış yolları, işte rampadan inerken tırların kaçabilmesi için kaçış yolları yaparlar ya otobanlarda, onlar onu görüyorlar ama kaçış yolları bitti.

NURAY BAŞARAN:

Okudun mu bilmiyorum ama ben geçen hafta Doğu Perinçek ile bir röportaj yaptım ve zannediyorum cumartesi, Pazar iki bölüm halinde yayınladık. Doğu Bey şöyle dedi: ‘FETÖ ile geçmişte bir birlikteliği vardı Tayyip Bey’in ama 15 Temmuz’da Tayyip Bey FETÖ’cülerin bir kısmını içeri tıktı bir kısmını öldürdü ‘dedi.

ALİ ÖZTUNÇ-

Bilemem.

NURAY BAŞARAN-

Buna katılır mısınız?

ALİ ÖZTUNÇ-

Bilemem yani. Doğu Perinçek ne dedi bilmiyorum ama o konuda yapılması gereken tek bir şey var 15 Temmuz darbe girişimini araştırma komisyonu kuruldu, o komisyona gelip bilgi vermesi gereken en önemli isimler bilgi vermediler . Yapılması gereken bir şey var; 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin gerçek bir komisyon kurulmalı , herkes dinlenmeli . Düşünebiliyor musunuz Genelkurmay başkanı esir alınıyor ama gelip komisyona bilgi vermiyor. MİT Müsteşarı MİT Başkanı duyum alıyor, ‘ uyardım’ diyor , gelip bilgi vermiyor. Cumhurbaşkanı eniştesinden öğreniyor, bütün bunların açıklanması gerekiyor ve komisyona gelip tüm milletvekillerinin, tıpkı yolsuzlukları araştırma komisyonu gibi herkesin gelip bilgi verip anlatacak ve o zaman her şey ortaya çıkar. FETÖ’nün siyasi ayağı açıklanmadan kimin ne olduğunu söylemek yanlış olur.

15 TEMMUZ KOMİSYONU YENİDEN KURULMALI

NURAY BAŞARAN-

Zaman zaman CHP bu konuda isimler listeler olduğunu söyledi ama bir türlü gidip o isimleri açıklamadı savcıya teslim etmedi neden?

ALİ ÖZTUNÇ-

CHP, FETÖ’nün siyasi ayağının araştırılması için defalarca önerge verdi hepsini reddettiler, İyi Parti verdi reddettiler gerçek anlamda FETÖ’nün siyasi ayağı ortaya çıkarsa o isimlerde kim olduğu ortaya çıkar günü gelecek Türkiye bunları yaşayacak kimlerin olduğunu görecek günü gelecek FETÖ’cü siyasetçiler kimmiş o gün kimden ne medet umuyorlarmış ne bekliyorlarmış ortaya çıkacak.

DIŞ POLİTİKA DEVLET İŞİDİR

NURAY BAŞARAN-

Tabi belki senin alanın değil ama bölgedeki gelişmeler de çok önemli . Türkiye dış politikada son dönemde Rusya endeksli politikalar uygularken Amerika ile karşı karşıya geldiği noktada NATO’dan çıkma toplantıları restleri de gündeme geliyor. Bir taraftan da buna karşılık Amerika’nın Yunanlıların zapt ettiği ya da kuşattığı adalarda kurduğu üs’ler ve Güney Kıbrıs’ta kurduğu üs’ler de Ege’de bir savaş ihtimalini de yaklaşıyor, bu da tartışılıyor , medya da tartışılıyor. Bir çok kişi de böyle bir riski görüyor, adaları kaybettiğimiz konuşuluyor ama ana muhalefet olarak siz bunu çok dillendirmiyorsunuz ve bu konuda ne düşünüyorsunuz?

ALİ ÖZTUNÇ-

İç politikayı ayrı dış politikayı ayrı görüyoruz. Dış politika devlet politikasıdır. Biz dış politikayı kullanarak içeride siyaset yapmayı doğru bulmuyoruz . Tayyip Erdoğan tam tersini yapıyor, dış politikayı kullanarak içeriye siyaset yapmaya çalışıyor. Bunun yanlış olduğunu düşünüyoruz, biz devletin çıkarları doğrultusunda dış politikada devleti yönetenler ile birlikte olduk, olmaya devam ederiz . Finlandiya meselesinde Tayyip Erdoğan hükümeti bakalım bu konuda da zikzak yapacak mı bakalım? Diyor ya , ‘Rahip Brunson bu can bu bedende kaldıkça alamazsınız’ dedi ve verdi . Bir telefonla Deniz Yücel meselesinde onda ha keza aynı şekilde , ‘Rasmussen NATO genel sekreteri olamaz’ dedi, gidip oy verdiler. O zaman onun gibi zikzak çok fazla yapıyor. Bakalım dik duracak mı göreceğiz, hep beraber buyursun getirsin TBMM’ne biz Kuvayi Milliye doğrultusunda elimizden ne geliyorsa yaparız ve dış politikada iç siyasete alet etmeden o bakış açısıyla bakmadan , devletin çıkarları için gereken neyse yaparız.

NURAY BAŞARAN-

Özellikle NATO özelinde sormak istiyorum NATO’dan çıkmalı mı Türkiye?

ALİ ÖZTUNÇ-

Yani ben kişisel fikrim olarak NATO’dan çıkmanın yanlış olduğunu düşünüyorum. Yani NATO şu anda dünyadaki en önemli güçlerden komitelerden birisi. Türkiye’nin NATO’dan çıkmasını belki birileri isteyebilirler ama bu yanlış bir adım olur ama NATO’ya bağlı bazı ülkelerin de terörle ilişkisini kesmesi gerekiyor.

NURAY BAŞARAN:

İktidara geldiniz , yapacağınız ilk üç şey ne olacak?

ALİ ÖZTUNÇ:

Adalet, ekonomi, sağlık, eğitim politikasının yanlışlığı. Çok şey var yani ama ekonomiyi hemen düzeltme lazım; bunu da adaletle, yargıyla düzeltmek gerekecek. Adalet gelmesi gerekiyor ülkeye , adaletin gelmesi için çaba harcayacağız , demokrasi getireceğiz, demokrasiyi taçlandıracağız, eğer ülkede demokrasi ve adalet olursa , ekonomide düzelir diyoruz . En önemli sorunu ekonomi Türkiye’nin, en önemli sorunu ekonomi.

NURAY BAŞARAN-

Bu soruyu sohbet süresince sordum değişik şekillerde ama yine de sormak istiyorum; vatandaş niçin size oy versin?

ALİ ÖZTUNÇ-

Vatandaş eğer, daha refah Türkiye’de daha ekonomik şartların iyi olmasını istiyorsa, barış ile kavga olmadan barış içerisinde kutuplaşma olmadan yaşamak istiyorsa, herkes birbirine daha pozitif baksın diyorsa, çocuklar yatağa aç girmesin istiyorsa, öğrenci üniversiteyi kazandığında yurt sıkıntısı yaşamasın diyorsa, birisi telefonla konuşurken, ‘ ya dinleniyor muyum acaba’ kaygısına düşmek istemiyorsa, birinin ola ki mahkemeye düştüğü zaman siyasetçinin peşinde koşmamasını istiyorsa , yani mahkemede kitapta ne yazıyorsa onun uygulanmasını istiyorsa, vicdanlı ve adil yargılama istiyorsa, ekonominin daha iyi olmasını istiyorsa, gelir düzeyinin artmasını istiyorsa, milli gelirinin artmasını istiyorsa, herkesin iş sahibi olmasını istiyorsa, işsizlik kalmasın istiyorsa , Cumhuriyet Halk Partisi’ne oy vermesi gerekir. Bunu anlatıyoruz.

NURAY BAŞARAN:

Bazı kesimler , devlet mekanizmalarının çöktüğünü , çürüdüğünü söylüyor . En basiti devleti bir zaman halk TSK olarak tanımlardı, belli mekanizmaları vardı , şimdi orası yok oldu deniyor, siz buna katılıyor musunuz?

ALİ ÖZTUNÇ-

İşte darbeler dönemi, darbelerden sonra 80 darbesinden sonra özellikle, silahlı kuvvetler ile gazetecilik yaptığımız dönemler MGK’lar da olsun onların kokteyllerine falan o durumları görüyorduk , yaşıyorduk. Yani demokrasiye inanan sivil insanlardık ama askerlerin birtakım şeyler yapmak istediğini görüyorduk ama bu zamanla onun etkisi azalacaktı ve azaldı da nitekim. Bunun AKP ile ilgisi yok. 80 darbesi zamanları köye jandarma girdiğinde, millet hazır ol da bekliyordu. Yani şu anda bakıyorsunuz insanlar gelişen teknoloji ile birlikte daha rahat konuşabiliyorlar ama şimdi bakıyorsunuz sivil korku var . Hükümetin korkusu var , telefonum dinleniyor mu, eskiden asker mi dinliyor diye bakıyordu , şimdi AKP mi dinliyor diye bakıyorlar, AKP’nin kurduğu ekipler mi dinliyor diye bakıyorlar şimdi.

NURAY BAŞARAN-

Parti devleti olmasına katılıyor musunuz AKP’nin

ALİ ÖZTUNÇ-

Tayyip Erdoğan söylüyor bunu, Tayyip Erdoğan diyor, bana yönelik yapılan her şey devlete yapılmıştır diyor. Ne alakası var? Sen devleti yönetmekle ilgili seçilmiş bir siyasisin , devlet ayrı sen ayrı. Sen kimsin ki , kendini devlet yerine koyuyorsun? Ne alakası var senin yaptığın hata , devletin hatası mı ? Senin yaptığın yanış devletin yanlışı mı? Hayır senin yanlışın, senin hatan.

DEVLET ADİL OLMAKTAN ÇIKARILDI

NURAY BAŞARAN-

Peki devlet mekanizmalarının erozyona uğradığına katılıyor musunuz?

ALİ ÖZTUNÇ-

Çok fazla, çok fazla yani devlet adil olmaktan çıktı . Yani çıkartıldı. Devlet aile devleti haline geldi, yani parti devleti olmanın ötesinde, yani aile devleti . Erdoğan ailesinin devleti gibi şu anda görülüyor. Devletin içini boşalttılar Devleti başka bir noktaya getirdiler, kendilerini devletten zannediyorlar çünkü sarayda ki öyle zannediyor. En ufak ilçedeki ilçe başkanı da kendini öyle görüyor. Ben diyorum, bazı AKP milletvekilleri bir şey olduğu zaman ben devletim diyor. Ne münasebet , nerede devletsin sen ya? Nerede devletsin sen ? Devleti yönetmekle seçilmiş , beş yıl sonra görevi bitecek olan bir bireysin. Devlet dünyanın en büyük organizasyonu, sen organizasyonu yönetmekle görevlisin ama organizasyon değilsin. Sahibi de değilsin, hepimiz devletin sahibiyiz. Siz de , ben de, hangi partiye oy verirse versin, 85 milyon devletin sahibidir ama bunlar toplasan 5 bin kişidir , devletin sahibi biziz diyorlar.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler