CHP KADROLARI: FAİK ÖZTRAK! NURAY BAŞARAN SORDU, FAİK ÖZTRAK YANITLADI (1. BÖLÜM)

CHP KADROLARI: FAİK ÖZTRAK! NURAY BAŞARAN SORDU, FAİK ÖZTRAK YANITLADI (1. BÖLÜM)

Dizi yazımızın 5. Bölümünde Parti Sözcüsü, Genel Başkan Yardımcısı ve Tekirdağ Milletvekili Faik Öztrak konuğumuz. Öztrak ile telefonla konuştuğumuzda İzmir sokaklarındaydı. Ayağının tozuyla Ankara’ya gelir gelmez Genel Merkez’deki odasında buluştuk.

İŞTE O RÖPORTAJIN BAŞLIKLARI:

- AKP BİTMİŞTİR

- MERKEZ BANKASININ KASASI BOŞ

- GÜVEN VEREN BİR İKTİDAR GELSİN MERKEZ BANKASI DOUP TAŞAR

- KARA GÜNDE KULLANILMAK ÜZERE MERKEZ BANKASININ BİLANÇOSUNDA TUTULAN PARALARA EL KOYDULAR DAMATLA BERABER KAYINPEDER

- EKONOMİYE DAYANAMAYIP KASIMDA SEÇİME GİDERLER

- DEVLETİ AKP TEMSİL ETMİYOR

- İKİ KRİZDEN BİRİ EKONOMİK KRİZDİR, DİĞERİ YÖNETİM KRİZİDİR.

- CHP EKONOMİK KRİZİ VE TÜRKİYE’Yİ YÖNETMEYE HAZIR

- ERDOĞAN LİYAKAT DEĞİL , SADAKAT ARIYOR

-LİYAKATLİ KADROLARLA TÜRKİYE BU KRİZDEN 6 AYDA SIYRILIR

- KURTARICIYA DEĞİL LİYAKATLİ KADROLARA İHTİYAÇ VAR

-TÜM DARBELERDE EN ÇOK SIKINTI ÇEKEN PARTİ CHP OLMUŞTUR

-CHP SADECE KURUCU DEĞİL İSTİKRARIN DA PARTİSİ

-CHP AVRUPANIN EN KÖKLÜ PARTİSİ

- CHP HİÇBİR ZAMAN ELİTİST BİR PARTİ OLMADI, OLMAMALI DA

- GÜVEN HİSSEDEN GENÇ DE, İŞ ADAMI DA ÜLKEDEN GİTMEZ

whatsapp-image-2022-06-26-at-23-12-40-5.jpeg

NURAY BAŞARAN

Dizi yazımızın 5. Bölümünde Parti Sözcüsü, Genel Başkan Yardımcısı ve Tekirdağ Milletvekili Faik Öztrak konuğumuz. Öztrak ile telefonla konuştuğumuzda İzmir sokaklarındaydı. Ayağının tozuyla Ankara’ya gelir gelmez Genel Merkez’deki odasında buluştuk. Röportaj için dosyalar ve rakamlar ile gelmişti. Yardımcıları (rakamlar ve gerekli evraklar için) hazır vaziyetteydi.

Önce kendisinin başkanı olduğu Ekonomi Masası’nı oluşturan isimler ve özgeçmişlerinin bulunduğu ve CHP’nin de bunu kitapçık haline getirdiği dosyayı verdi.

Doğrusu o listede kimler yok ki….Faik Öztrak’ın Başkanı olduğu o ekonomi Masası’nın kurmaylarını röportajımızın 3. Bölümünde Çarşamba günü aynen sizin için N Gazete sayfalarında yayınlayacağız.

Zira Türkiye’nin her evinde ekonomik sıkıntının hissedildiği bugünlerde ana muhalefet ekonomiyi kimlere teslim ediyor ya da kimlerle ekonomiye hazırlanıyor bilelim diye.

Bugün ise Faik Öztrak’ın bu konuda çok önemli açıklama ve tespitleri ile önemli sorunların ve soruların cevaplarını araladık. Konuğumuz Faik Öztrak olunca , , ister istemez CHP’nin kuruluşundan bugüne kadar geldik. Zira dedesi Faik Öztrak ile aynı ismi paylaşan Faik Öztrak’ın neredeyse tüm ailesi kuruluştan bu yana CHP’de ve önemli görevlerde. Ama ana konudan ayrılmadan. Ana konu ekonomi. Virgülüne dokunmadan bugün ilk bölüm.

CHP Genel Merkez’inde bu kez iktidar heyecanı çok canlı yaşanıyor. Onu hissediyorsunuz. Bir sonraki röportaj konuğumuz ise adeta TBMM’de, ‘Temiz Eller Savcısı’ gibi çalışan CHP Parti Okulu’ndan yetişmiş ve CHP’nin genç kadrolarından Zonguldak Milletvekili Deniz Yavuz Yılmaz’a soracağız, her şeyi.

whatsapp-image-2022-06-26-at-23-12-40-6.jpeg

Nuray Başaran :

Yerel yönetim seçimlerinde Türkiye’nin yüzde 60 ‘ını kazanan-CHP’nin cazibe merkezi olduğu görülmekle birlikte 20 yıl muhalefette kalmanın dezavantajı var. Türkiye , ‘CHP Kadroları kim? Bizi nasıl yönetecekler? ’ diye merak ediyor. Bu çerçevede biz de yazı dizimizin 5. Bölümünde size sbir çok şey sormak istiyoruz. Önce Faik Öztrak kim? Siz kendinizi nasıl tanımlıyorsunuz?

Faik Öztrak:

İnsanın kendi kendini tanımlaması son derece zor ama yıllarca bu devlete hizmet etmiş olan bürokrat kökenli bir kişiyim . Kariyerime Devlet Planlama Teşkilatında başladım. Ondan sonra Bankacılık Düzenleme Denetleme , orada müsteşar yardımcısı oldum. Ardından Bankacılık Düzenleme Denetleme Kurumunun kuruluş sürecinde başkan yardımcılığı yaptım. Daha sonra da ülkede büyük kriz- ekonomik kriz - patladıktan sonra da Hazine Müsteşarlığına geldim. Daha sonra da Hazine Müsteşarlığından emekli oldum. Bir süre köşe yazarlığı yaptım, ekonomi ile ilgili bazı üniversitelerde ders verdim. TÜSİAD Koç Üniversitesi Ekonomik Araştırmalar Formunu kurdum. Ondan sonra da siyasete atıldım, 2007 yılından itibaren de siyasetteyim.

Nuray Başaran :

Dedenizin adını taşıyorsunuz, babanızın adı şu anda oğlunuzun adı. Siyasi bir aile geleneğinden geliyorsunuz. Adını taşıdığınız edeniz hem Osmanlı bürokratı , hem Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunda çok önemli görevler yapmış biri. Babanız keza öyle. Uzun bir kuşak aile CHP’de görev yapmış durumda. Bu soruya en doğru cevabı siz verirsiniz diye düşünüyorum; CHP’nin kurucu parti olması , Türkiye’de bir süre sonra çok partili döneme geçildikten sonra avantaj mı oldu dezavantaj mı oldu?

TÜRKİYE’DE HİÇBİR ZAMAN MUHALEFET SORUNU OLMADI

Faik Öztrak:

CHP her zaman bu ülkede sadece kurucu parti olmadı aynı zamanda da istikrarın sembolü oldu. Yani bugün Avrupa’nın en eski siyasi partilerinden biri , eski de demeyelim ama en köklü, en uzun geçmişe sahip olan siyasi partilerinden biri CHP. Hiçbir parti siyasi hayatta bu kadar uzun değil . Türkiye’nin en uzun geçmişe sahip partisi ama Avrupa’da da bizim gibi bir geçmişe sahip olan parti sayısı , 1-2 tane köklü Almanya’daki İngiltere’deki partiler dışında pek yok. Dolayısıyla CHP Türkiye’de bir başka açıdan bakıldığında da istikrarın sembolü oldu . Ben bu nedenle Türkiye’nin kurucu partisi olmasının , CHP açısından ciddi bir daha doğrusu Türkiye açısından Türkiye’nin kurucu partisini hala iş başında olmasının büyük bir avantaj olduğunu görüyorum. Yani Kurtuluş Savaşı’ nda başlamışsınız , Müdafaa-i Hukuk ve Kuvayı Milliye’den gelmişsiniz , tek parti olarak. Bir müddet götürmüşsünüz ve ondan sonra da Türkiye’nin demokrasiye geçmesinde de çok önemli bir rol oynamışsınız. Bu sürelerin hepsinde yeni gelişmelere , dünyadaki gelişmelere de, ülkenin ihtiyaçlarına göre uyarlamışsınız. Sosyal demokrat bir parti olarak konumlanmışsınız, Türkiye’deki işçi hakları ile ilgili bütün gelişmeleri sağlayan parti olmuşsunuz ve bu çizgide de bugüne kadar devam etmişsiniz ve bugünde de herkesi kucaklayan , gerçekten herkesi kucaklayan bir parti olarak milletimizin desteğini talep ediyorsunuz.

Nuray Başaran :

Ama 20 yıldır ana muhalefette . Çok uzun bir süre. Hem iktidar için hem muhalefet için insanlar bu 20 yılda, ‘ Türkiye’nin iktidar sorunu olduğu kadar muhalefet sorunu da var’ bile dediler. Bu süreçte baktığımızda işçi, emekçi kesiminin sesi olan CHP’nin ya da öteki Türkiye’nin sesi olan CHP’nin oraları kaybettiğini gördük. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?

TÜM DARBELERDE EN ÇOK SIKINTI ÇEKEN PARTİ CHP OLMUŞTUR

Faik Öztrak:

Öncelikle ben, ‘ Türkiye’de iktidar sorunu var ama muhalefet sorunu da var ‘ diyenlerin özellikle iktidarı eleştirmekten çekinenler olduğunu düşünüyorum . Türkiye’de hiçbir zaman muhalefet sorunu olmadı. Muhalefet her zaman yapıcı oldu ; mecliste de bu böyle oldu , işte Avrupa birliği uyum yasalarından başlayıp bugüne kadar uzanan bir süreçte biz muhalefet olarak her zaman demokrasiden yana tavır aldık. Türkiye’de adaletin, yargının bağımsızlaşması konusunda tavrımızı aldık. Bugün evrensel değerler olarak demokrasiye geçmiş tüm ülkelerin evrensel değeri olan söz söyleme hürriyetinin, milli iradenin hep arkasında olduk. Hep bunu savunduk, başka bir yerde olmadık. Zaman zaman bizleri suçlamışlardır; işte şu darbeden yana oldunuz , bu darbeden yana oldunuz ama darbeler sürecinde de en fazla sıkıntı çeken parti , en çok tasfiye olan hep CHP olmuştur.

Nuray Başaran :

Bir de elitist olmakla , CHP elitist bir parti mi?

CHP HİÇBİR ZAMAN ELİTİST BİR PARTİ OLMADI, OLMAMALI DA

Faik Öztrak:

Yok CHP aslında hiçbir zaman elitist bir parti olmadı ve olmamalı da . Zaten Mustafa Kemal Atatürk’ün sözleri çok açık; ‘ köylü milletin efendisidir’ diyor. Neyin elitisti olacaksınız? Ama böyle bir algı uzunca bir süre devam etti . Sanıyorum şimdi ki genel başkanımız Sayın Kılıçdaroğlu ile birlikte bu algı önemli ölçüde kırılmış vaziyette. CHP artık gerçekten halkın partisi olarak algılanıyor.

Nuray Başaran :

Sizinle öncelikli ekonomi konuşmak istiyorum ama ailenizin geleneği bunları da sormamı mecbur bırakıyor. Az önce dediğiniz gibi Kemal Bey biraz partiyi değiştirip dönüştürüyor, farklı mecralardan ya da farklı düşüncelerden kişileri de partiye davet ediyor. 1991’de Demirel’in emanet oy istediği gibi belki ama bunu partiye katılım olarak yaptığından da eleştiriliyor. CHP’nin Atatürk’ten uzaklaştığı, Atatürkçülerin CHP’den uzaklaştığı konusundaki görüşünüzü merak ediyorum.

CHP ATATÜRK’ÜN PARTİSİ OLMAKTAN ASLA VAZGEÇMEYECEK

Faik Öztrak:

CHP’nin amblemi açık, Atatürk’ün CHP’si ; ‘benim iki büyük eserim var biri Cumhuriyet, biri Cumhuriyet Halk Partisi ‘ diyen Mustafa Kemal Atatürk’ün partisi. O’nun partisi olmaktan da hiçbir zaman vazgeçmeyecektir . Yani bizim temel değerlerimiz bunlardır ama bu değerleri bu günün koşullarına uygun olarak yorumlayabilmek , toplumun tüm kesimlerinin sıkıntılarına cevap verebilecek hale getirmek de yaşayan bir parti ve bu partinin köhneleşmemesi için, yaşaması için kaçınılmaz bir şart. Hiç tereddütsüz CHP hala Mustafa Kemal Atatürk’ün kurucusu olduğu, kurtuluş savaşı meydanlarında kurulan, genlerinde Kuvayi Milliye ve Müdafaa-i Hukuk olan bir partidir, sosyal demokrat bir partidir ve bütün milletin, bütün milletimizin dertlerine derman olma çabası içerisinde olan, demokrasiye inanmış , sosyal demokrat bir partidir.

Nuray Başaran :

Kurucu parti olmasından dolayı zaman zaman kendini devletin yerine koyduğu şeklinde yıllardır CHP’ye eleştiriler vardı. Şimdi 20 yıllık Ak Parti için de benzer bir eleştiri var ki muhalefet tarafından; Ak Parti’nin parti devleti olduğunu ya da Türkiye’yi parti devleti yaptığını söylüyorsunuz?

DEVLETİ AKP TEMSİL ETMİYOR

Faik Öztrak:

Yani şöyle ; devleti AKP temsil etmiyor, AKP tarafsız olması gereken , devletin unsurlarını , polisini , yargısını, hepsini partilileştiriyor. Bu tabi çok büyük bir sıkıntı . Bütün dünyada da büyük bir sıkıntı bu . Böyle gidildiği zaman olmuyor. Devletler ve devletin memurları kalıcıdır ama siyasiler gidicidir. Gelirler, hizmetlerini yaparlar, sandığa giderler, millet takdir ederse devam ederler, millet takdir etmezse giderler. Ama devlet orada. Memuruyla, yargıcıyla , askeriyle, güvenlik güçleriyle, herkese eşit mesafede durmak zorundadır. Siz bunu kalkıp bir valiyi il başkanı durumuna getirdiğiniz zaman, bir partinin il başkanı durumuna getirdiğiniz zaman, o zaman devleti tahrip etmeye başlarsınız ve çok ciddi bir yönetim krizine sebep olursunuz . Bugün olduğu gibi . Bugün ülkemizin en önemli sorunun bir tanesi ekonomik krizdir, bir diğer önemli sorunu yönetim krizidir. Bu da devletin bir siyasi partinin devleti haline getirilmesinden kaynaklanmaktadır.

Nuray Başaran:

İki önemli krizi söylediğinize göre ekonomiye de geldik. Bu noktada malum artık insanlar bir gün marketten aldığı gıdayı ertesi gün aynı ücrete alamıyor. Siz de CHP’nin önemli ekonomi kurmayısınız . Türkiye şu anda ekonomik olarak ne yaşıyor ? Sizin tespitleriniz ne ? CHP bunları yönetmeye ne kadar hazır?

CHP EKONOMİK KRİZİ VE TÜRKİYE’Yİ YÖNETMEYE HAZIR

Faik Öztrak:

Tabi şunu söyleyeyim, birincisi ben bu ülkede ekonomik krizleri asıl bürokraside yöneticiyken gördüm. Bu krizlerden ülkenin çıkışında da bir bürokrat olarak önemli roller oynadım. Hatayı bilirim, sıkıntıyı görürüm, devleti iyi biliriz , dolayısıyla CHP’nin kadroları bu çerçevede bu ülkenin içinde bulunduğu krizleri yönetmeye hazır kadrolardır . Birazdan ben size ekonomi masasında benimle birlikte , benim de başkanı olduğum ekonomi massında benimle çalışan arkadaşlarımın bir özgeçmişini vereceğim. Oraya baktığınız zaman tüm arkadaşlarımızın geçmişte bakanlıktan tutun , üst düzey bürokratlık, iş adamlığı, akademisyenlik, üst düzey yöneticilik, sivil toplum kuruluşlarında üst düzey yöneticilik yapmış arkadaşlardan olduğunu göreceksiniz. Yani CHP’nin böyle bir programı oluşturup yönetme konusunda en ufak bir problemi olmaz. Kadro bakımından, yetmez bilmiyorum geçen gün 6'lı masada olan 6’lı masa olarak açıkladığımız önlemleri gördünüz mü?

Nuray Başaran :

Evet gördüm.

Faik Öztrak:

O açıkladığımız önlemler , bu ülkenin şu anda yaşadığımız hayat pahalılığı, enflasyondan yönetilememe olayından çıkıp, bir an önce güven verebilmesi için yapması gerekenlerin yarısından çoğunu kapsıyor. Yine nereden bakarsanız bakın , o gün o masada milletimize -bu masa etrafındaki birlikte çok uyumlu çalıştığımız arkadaşlarımız onlar, o masa - onu açıklarken orada oturan arkadaşlarımızdan 2 tanesi geçmişte bakanlık yapmış arkadaşlardı. 2 kişi ben de dahil, hazine müsteşarlığı yapmış olan arkadaşlardı . Bir tanesi önceki dönemde merkez bankası başkanlığı yapmıştı , bir tanesi de dış ticaret müsteşarlığı yapmıştı. Şimdi tüm bunlara baktığınızda , ne CHP’nin ne millet masası dediğimiz o 6 siyasi partinin , herhangi bir kadro problemi olmaz. Liiyakat problemi de olmaz. Çünkü biz geçmiş dönemde liyakatin hakim olduğu bir süreçte , o kadrolara gelmiş olan insanlarız. Mesela ben aileden CHP’li olmama rağmen , hep merkezde veya merkez sağda yani hep demeyelim de daha çok merkezde ve merkez sağda bulunan bir demokratik sol parti dönemi var onun dışında hep o iktidarların döneminde yükseldim. Belli noktalara geldim, çünkü o zaman orada hangi görüşten olursa olsun iktidarlar liyakat hakimdi , yani liyakatli adam çalıştıralım ki biz başarılı olalım derlerdi.

Nuray Başaran :

Bugün biraz orada bir sıkıntı var galiba.

Faik Öztrak.

Bugün şöyle tabi , işin başında, ‘ bu işin ana aktörü benim, her şeyi ben bilirim ben ‘ diyen birisi var.

Nuray Başaran :

‘Ben iyi bir ekonomistim’ diyor Erdoğan? Katılıyor musunuz bu tespitine?

ERDOĞAN LİYAKAT DEĞİL , SADAKAT ARIYOR

Faik Öztrak:

Evet dolayısıyla , benim dediklerimi dinleyecek olan kadroları isterim , ‘bana liyakat değil sadakat önemlidir’ diyor. Şimdi şunu söyleyeyim , ‘ben iyi bir ekonomistim, işte nasıl bir ekonomist olduğumu verin şu oyu kardeşinize enflasyonla, şunla bunla, faizle nasıl baş edebileceğini görün’ dedi. İşte ülkede enflasyonun, hayat pahalılığının, işsizliğin ne hale geldiğini görüyorsunuz. Herhalde iyi bir ekonomist bunu yapmazdı.

Nuray Başaran:

2001 krizinde siz çok önemli bir görevdeydiniz, bu krizle 2001 krizi arasında ne gibi benzerlikler var? Daha mı ağır ? Nasıl çözüm ön görüyorsunuz?

2001’DE PROBLEM BANKACILIK SİSTEMİNDEYDİ ŞİMDİ TÜM TOPLUMUN BİLANÇOLARI KÖTÜ

Faik Öztrak:

2001 krizinde problem bankacılık sistemindeydi ve sorun kamu bankalarındaydı. Şu anda tüm toplumun bilançoları yani hane halkı dahil ailelerinde hesap kitabı tehlike altında. Bu ülkeyi 20 yıl boyunca dışardan gelecek sıcak paraya göre yönettiler. Milleti borçlandırdılar borca batırdılar ve millet hani büyüyoruz zannetsin istediler. Bir yandan da, ‘ eğer biz bu atı değiştirirsek , gelenler bize bu borcu ödeme imkanı vermez’ dedirterek, dünyanın bir çok ülkesinde yapıldığı gibi millet, gelir vermek yerine milleti borca batırarak kendilerine mahkum hale getirmek için uğraştılar. Ama bugün artık yapacak bir şeyleri kalmadı. Millet gerçekten borcunu harcını ödeyemiyor , çok büyük bir sıkıntı var. Pahalılık almış başını gidiyor. Dolayısıyla bu model işin sonuna doğru getirmiş oldukları model. İflas etti. 2001 krizine göre bugün sıkıntı çok daha yaygın, yönetmesi çok daha güç ama şunu söyleyeyim ; liyakatli kadrolarla Türkiye bu işten 6 ayda sıyrılır.

Nuray Başaran :

2001 krizinde sayın Kemal Derviş geldi , bir takım sıkı uygulamalar oldu. Şu anda o dönemde eleştiriliyor ama diğer bir taraftan da Kemal Derviş’in uygulamalarını AKP iktidara geldikten sonra o programları uyguladığı için ekonomiyi bir süre stabil durumda götürdüğü de söyleniyor. Sonrasında da bıraktığı noktada da bugüne gelindiği söyleniyor. Siz bugün 2001 krizinden daha derin- sadece bankacılık sisteminde değil daha yaygın bir krizden bahsediyorsunuz - Türkiye’nin yine bir kurtarıcıya mı ihtiyacı var? Belli bir programa mı ihtiyacı var ? Tayyip Erdoğan’ın dediği gibi sizin için IMF’nin kapısına gitmeye mi ihtiyaç var ? Ne görüyorsunuz?

DÜNYAYI OKUYAMIYORLAR

Faik Öztrak:

Şimdi bir kere şunu söyleyeyim ; her şeyden önce Türk ekonomisi ve Türkiye’deki ekonominin aktörleri gerçekten küresel oyunu gayet iyi oynayabilecek , o kabiliyete sahip olan aktörlerdir. Türk ekonomisi de bu potansiyele sahiptir. Aslında iyi yönetilse, bu ülkenin herhangi bir kriz yaşaması da gerekmez. Şu anda bu ülke kriz yaşıyorsa, bunun temel nedeni iyi yönetilememesinden kaynaklanıyor. Yani devletteki kriz de, buradaki ekonomideki krizi ağırlaştıran bir unsur ortaya çıkıyor. Maalesef dünyayı okuyamıyorlar, yani bugün Türkiye’nin dünyadaki kırılgan 5 ekonomisinin arasında sayılmasının nedeni ne Nuray hanım? Şirketlerinin çok hızlı bir şekilde dövizle borçlanmış olması ve bu dövizi bulamaması halinde ülkenin takla atma riski. Bugün bakın Türkiye’nin risk birimleri 800’ü geçti, 800’ü geçmiş vaziyette. Yani bu bizim son 2008--2009’daki krizde gördüğümüz seviyelerin çok çok üstünde. Yani bu 700’leri 800’leri biz oralarda görmüştük, değil mi ? Dünyada kriz varken . Yanlış hatırlamıyorsam öyle olması lazım, yani bu yönetime güven kalmadığı açık seçik ortada.

Nuray Başaran:

Ana konu ekonomilerde güven midir?

Faik Öztrak:

Evet, aynen öyledir. Yani güven yoksa , kendine güven duyulmayan bir hükümet ne yaparsa yapsın maliyetleri çok yüksek olur. İnsanları inandırmak, yeniden güven sağlayabilmesi için çok çaba göstermesi gerekir. Bu da bütün ülkeyi yorar, hep ben söylüyorum; Shakespeare’in bir lafı var yani, ‘güven ruh gibidir terk ettiği bedene bir daha dönmez’ diyor.

Nuray Başaran:

Yani Türkiye’ye dönmez mi?

Faik Öztrak:

Hayır, Türkiye’ye değil ama bu kadrolara bir daha güven duyulmaz . O yüzden Türkiye’nin buradan çıkışının yolu , bu seçim sandığının bir an önce getirilmesi ve bu kadroların sandıkta bir an önce gitmesidir.

Nuray Başaran :

Muhalefetin seçim istemesi çok doğal ama buna karşı Sayın Erdoğan zamanında seçim yapılacağını tekrar yeniledi kısa bir süre önce.

EKONOMİYE DAYANAMAYIP KASIMDA SEÇİME GİDERLER

Faik Öztrak:

Bu yönetimle o zamana kadar götüreceklerini ben tahmin etmiyorum.

Nuray Başaran:

Ne öngörüyorsunuz 2023 Haziran’a kadar?

Faik Öztrak:

Ben bunların en geç Kasım ayında , artık dama deyip yenilip, seçime gitmek zorunda kalacaklarını düşünüyorum.

Nuray Başaran :

Nasıl yani? Yenilgi dediğiniz şey nedir?

Faik Öztrak:

Yani yönetemeyecekler, artık ekonomi iyice elden çıkacak.

Nuray Başaran

Yani dolarda mı artış görüyorsunuz yoksa başka bir şey mi?

MERKEZ BANKASININ DÖVİZ KASASI BOŞ

Faik Öztrak

Evet , bakın bugün Merkez Bankası’nda kasasında para falan kalmış durumda değil . 50 milyardan fazla Merkez Bankası döviz olarak açık veriyor, döviz kasası diyorum. Şimdi ülkede döviz kalmayınca , döviz kuruyunca , o zaman hazinenin kasasına dönüp bakıyorsunuz. Millete bu parayı verirsem, bu millete bu parayı vermem halinde, herkes içerde de, ‘ faiz sebep enflasyon sonuç ‘ deyip milletin vatandaşın parasını enflasyona karşı koruyacak hiçbir imkan tanımadığı için , millet dövize koşacak, bundan korkuyor. Dolayısıyla o parayı orada tutuyor, tam da seçime giderken bu paraların hepsini harcayacak. Ben biliyorum , çünkü yapılacağını. ‘ Benden sonra tufan’ diyecek ama şunu söyleyeyim; ‘ seçimi ya kazanırım ya da ekonomi içinden çıkılmaz hale gelecek’ diyecek.

Nuray Başaran:

Siz hazine müsteşarlığı da yaptığınız için , bu ihtiyat akçesi meselesini ve Sayın Kılıçdaroğlu’nun sorduğu 128 milyar doları da size sormak istiyorum.

KARA GÜNDE KULLANILMAK ÜZERE MERKEZ BANKASININ BİLANÇOSUNDA TUTULAN PARALARA EL KOYDULAR DAMATLA BERABER KAYINPEDER

whatsapp-image-2022-06-26-at-23-12-40-7.jpeg

Faik Öztrak:

Yani iki tane şey var orada; bir merkez bankasının ihtiyat akçesine el koyma olayı, o farklı bir olay . Yani kara günde kullanılmak üzere merkez bankasının bilançosunda tutulan paralara - ucuz kaynaktır diye - el koydular o dönemde damatla beraber kayınpeder. Ondan sonra 2018 yılında çıktı gitti Londra’da , ‘faiz sebep enflasyon sonuç ‘ dedi ortalık birbirine girdi . Çünkü böyle bir şey yok. Dünyada bunun anlamı şu; ‘Ben enflasyonla mücadele etmeyeceğim’ diyor. O zaman bunu söylediği andan itibaren ortalık karıştı . Bu sefer merkez bankasının kendisinin olan , yani swapla falan alınmamış, doğrudan kendisinin olan, bu milletin ihracat gelirleriyle oraya koyulmuş olan 128 milyar dolarını , hem de yerleşik usullere , teamüllere hiçbir şekilde uygun olmayan biçimde , merkez bankasının arka kapısından kamu bankalarının üzerinden ona buna sattılar. Ki döviz yükselmesin diye. Sonunda tabi ülkenin dövizleri bitti . Şimdi ülkenin dövizleri bitince ne yaptılar? Son zamanlarda enflasyona dövize endeksli kağıtlar çıkardılar. Yetmezmiş gibi, ihracatçının dövizine el koydular . Önce %20 dediler, sonra%40 . Yani Türkiye’de serbest kambiyo sisteminin altına dinamit koydular. Her yeriyle oynadılar . Şimdi bakın öyle büyük bir kırılganlık yaratılmış durumda ki, ekonomide domino taşı gibi bir tanesini devirseniz her şey bir anda devrilecek. Her gün ne yapıyorlar? Her gün bir lastik patlıyor. O eski lastiklerdeki şambrel gibi yama yapıp duruyorlar. Bir müddet sonra bu lastik yama tutmaz. Bu ekonomi koskoca bir ekonomi . Yani sadece pansuman tedbiriyle , sadece aspirin tedavisiyle bu ekonomiyi götürebilmek mümkün değil . Dolayısıyla şunu söyleyeyim , önce 128 milyar doları bitidirler. Şimdi de çok ilginç bir şekilde Türk liralarını çekip hazinenin kasasında tutuyorlar. Bunun iki tane nedeni var ; bir tanesi seçime muhtemel mühimmat yapıyorlar, orada harcayıp götürecekler. Bir de bu parayı şu anda asgari ücretli açlık sınırının altına düşmüş ayarlayın diyor. Emekli perişan, dul -yetim perişan, memur perişan, sözleşmeliler, işçiler perişan ama kimseye bir şey verdiği yok. 3600 ek göstergesi veriyor ama diyor ki gelecek senenin başından itibaren, onu da doğru düzgün veremiyor. Emeklilikte yaşa takılanlar falan. Şimdi bakın çok açık söyleyeyim; hazinenin kasasındaki Türk liralarını kalkıp ta ödemeye kalkıp vatandaşın eline verirse, vatandaş eline geçen bu paraların bir kısmını harcayacaktır, bir kısmını da tasarruf edebilmek için kendilerini enflasyona arşı koruyabilmek için dövize koşacaktır. O zaman hiçbir şeyi tutamazlar. Bu kafayla giderlerse, - yani faiz sebep enflasyon sonuç mantığı ile giderlerse- onun için ben gördüğümü söylüyorum; işte daha mı derin daha mı şey diye soruyordunuz biraz önce, evet bugün baktığınız zaman ülkenin kurumsal yapısını ülkenin çapaları dediğimiz bu düzenleyici ve denetleyici kuruluşların koymuş oldukları bir takım düzenlemeleri o kadar bozdular ki, gerçekten bu işi toparlamak için çok büyük bir çaba harcamak gerecek, çok entegre bir biçimde çalışmak gerecek ama şunu söyleyeyim, yine de bu ekonomi düzgün bir yönetimle 6 ayda toparlanır , nefes almaya başlar, ondan sonra da yavaş yavaş sürdürülebilir büyüme sürecine geçer.

Nuray Başaran:

‘Ekonomiyi 6 ayda toparlarız ‘dediniz, buna dönük hazırlığınız var mı? Ak Parti ülkeyi bu durumdan sadece kendilerinin çıkarabileceğini düşünüyor. Bu nedenle kulislerde, CHP’nin seçim kazanma olasılığına karşın kötü bir ekonomiyi CHP’nin kucağına bırakma resti bile konuşuluyor ?

Faik Öztrak:

Onlar bizi başkalarıyla karşılaştırmasınlar, bizim yaptıklarımız geçmişte yaptıklarımız yapacaklarımızın teminatıdır.

Nuray Başaran:

CHP iktidar olsa bile, iki yılda işin içinden çıkamayıp , seçmenin Ak Parti’ye yöneleceğine dair geniş projeler bile konuşuluyor kulislerde?

AKP BİTMİŞTİR

Faik Öztrak:

Onlar artık bu işin içinden 2 yıl değil, 10 yıl değil , 100 yıl değil , hiçbir şekilde çıkamazlar. AKP bitmiştir, AKP kadroları metal yorgunudur ve bu ülkeyi içine soktukları sıkıntıdan hiçbir şekilde çıkartmaları mümkün değildir. Ama biz bu ülkeyi bu sıkıntıdan 6 ay içerisinde çıkarırız, ondan sonra da yavaş yavaş rayına oturturuz

Nuray Başaran

Bunun için bir kurtarıcıya ihtiyaç var mı ? Mesela Kemal Derviş modeli gibi?

KURTARICIYA DEĞİL LİYAKATLİ KADROLARA İHTİYAÇ VAR

BU REJİM MİLLETİN CEBİNİ BOŞALTTI

Faik Öztrak:

Hayır, yani ben açık söyleyeyim; Kemal Derviş de kurtarıcı diye gelmedi . O zaman karıştırıldı bu işler. Bakın o dönemde de mevcut iktidara güven kalmamıştı . Dolayısıyla da Kemal bey bir güven unsuru olarak geldi. Bir çapa olarak geldi ve süreci yönetti . Şimdi de ben açık söyleyeyim ; Türkiye’nin öyle kurtarıcıya falan değil , liyakatli kadrolara ihtiyacı var. Tek adamla artık bu işin olmadığını milletimiz gördü. Bakın 2018-2017’de bu ülke tek adam rejimine geçti , ucube cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi ne oldu, cebimiz boşaldı. Bugün ülkenin toplan gayri safi yurtiçi hasılası 800 milyar doların altına indi . 2018’de ne kadardı ? Dolayısıyla kişi başına gelirimiz düştü, milletin cebini boşalttı bu rejim . Rahat yüzü gördük mü 2018’den sonra? Milletimiz tek bir gün rahat yüzü görmedi . O nedenle , Türkiye’nin tek adamlara falan ihtiyacı yok . Türkiye’nin neye ihtiyacı var biliyor musunuz? Güçlü, güçlendirilmiş yeni yepyeni bir demokratik parlamenter sisteme ihtiyacı var. Türkiye’nin istişareye ihtiyacı var . Türkiye’nin liyakatli kadroları sahaya sürmeye ihtiyacı var. Bunları becerebildiğimiz andan itibaren Türkiye hızla düze çıkar.

Nuray Başaran:

Az önce denetleme kurumları devlet dışı kaldığı için sıkıntı yaşanıyor dediniz. Sayıştay raporlarını Zonguldak Milletvekiliniz Deniz Yavuz Yılmaz zaman zaman açıklıyor. Haftaya da Deniz Bey’in röportajını yayınlayacağız. Deniz Bey diyor ki , ‘sadece şu ana kadar 100 milyar liralık bir kaçak tespit ettik’.

whatsapp-image-2022-06-26-at-23-12-40.jpeg

6’LI MASA HASAR TESPİT KOMİTESİ KURUYOR

Faik Öztrak:

Sansürleniyor, sansürleniyor, ben o kaçakların halının altına süpürüldüğünü düşünüyorum çok daha büyük rakamlar olduğunu düşünüyorum. İşte o nedenle de zaten 6’lı masa ilk düğmeyi doğru ilikleyebilmek için , bir durum ve hasar tespit komitesi kurmayı kararlaştırdı.

Nuray Başaran

Sizin hasar tespitiniz tahmininizce ne kadar?

Faik Öztrak

Bence çok yüksek. Yani bakın , sadece bu yıl kur korumalı mevduattan devletin üzerine gelebilecek olan 150 milyar Türk lirası . Bunu bile geçer . Yani bu kamu özel iş birliği alanında verilen garantilerin toplamı ne kadar? 2045 yılına kadar 132 milyar dolar

Nuray Başaran:

Bunlar için ne yapacaksınız?

Faik Öztrak:

Bakın ben hazine müsteşarı olduğum zaman, Türkiye enerji şirketleriyle birtakım garantiler imzalamıştı , ben onları iptal ettim.

Nuray Başaran:

Hukuki yaptırımı yok mu?

Faik Öztrak:

Londra Mahkemelerine gittiler , hiçbir şey çıkmadı.

Nuray Başaran:

Sayın Erdoğan, anlaşmaların iptalinde uluslararası mahkemeler devreye girer diyor.

KİMSENİN BİR ULUSU AŞIRI SÖMÜRMESİNE HİÇBİR HUKUK SİSTEMİ İZİN VERMEZ

Faik Öztrak:

Bakın hukuk aynı zamanda adil olmayı ön görür . Dolayısıyla bu yapılan anlaşmaların hepsinin içinde adil olunmasını ön gören birtakım şeyleri Türk bürokrasisi mutlaka koyar, koymuştur. O nedenle de, kimsenin bir ulusu aşırı sömürmesine hiçbir hukuk sistemi izin vermez. Aşırı kar etmesine bir hukuk sistemi hiçbir şekilde izin vermez. Hatta hatırlarsanız biz pandemi sürecinde dedik ki, ‘ bu pandemi bir mücbir sebeptir. Bu mücbir sebebi öne sürün ve bu ödemeleri hiç olmazsa dönem sonuna erteleyin’ dedik. Onu da kabul etmediler ama kendileri bugün görüyoruz ki, o sözleşmeleri yaptıkları kişilerin devlete ödemeleri gereken kiraları dönem sonuna kadar ertelemişler. Yani devletin yükümlülüklerini ertelememişler, devletin alacaklarını ertelemişler.

Nuray Başaran :

Sayın Erdoğan diyor ki , ‘ biz IMF’e olan borcu ödedik, onlarla ilişkiyi kestik. CHP iktidara geldiğinde yine IMF’nin kapısına gidecek.’

IMF İLE SON ANLAŞMAYI YAPIP BORÇ ALAN HÜKÜMET ERDOĞAN HÜKÜMETİDİR

Faik Öztrak:

Böyle bir şey yok. Yani IMF ile son anlaşmayı yapıp borç alan hükümet Erdoğan hükümetidir. Ondan sonra, dünya şartlarında çok önemli bir şekilde düzelme olmuştur. Dünyadaki kredilerin vadeleri ve faizleri , IMF kredilerinin vade faizine göre daha cazip hale gelmiştir ve Türkiye IMF’ye, bize benzeyen ülkelere göre en son borcunu ödeyen ülkedir . Bunu açıkça söyleyeyim, yani diğer ülkeler bizden daha önce IMF’ye olan borçlarını ödemişlerdir. Bugün de baktığınız zaman, dünyadaki paranın bolluğuna da baktığınız zaman , faizlere baktığınız zaman, ki onlar da şimdi hızla yukarı doğru gitmeye başladı ama bugün itibari ile Türkiye’nin uluslararası para fonuna gitme ihtiyacı yoktur ama Erdoğan gider çünkü güven yok ona.

YARIN: GÜVEN VEREN BİR İKTİDAR GELSİN MERKEZ BANKASI DOUP TAŞAR

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler