Çin’deki toplama kamplarında Türk vatandaşları da mı tutuluyor?

Çin’deki toplama kamplarında Türk vatandaşları da mı tutuluyor?

Uluslararası kamuoyunda tepkiyle karşılanan Çin'deki Uygur toplama kamplarında Türkiye vatandaşlarının da olduğu iddia ediliyor.

Uluslararası kamuoyunda tepkiyle karşılanan Çin'deki Uygur toplama kamplarında Türkiye vatandaşlarının da olduğu iddia ediliyor.

Yabancı basında, çok sayıda Türk vatandaşının 2 yılı aşkın süredir Çin Halk Cumhuriyeti sınırları içinde kaybolduğu, hatta Uygur toplama kamplarında tutulduğu haberleri gündeme geldi.

Cumhuriyet Halk Partisi İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin, TBMM’de Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’na hitaben konuyla ilgili yazılı soru önergesi verdi.

29 Mart tarihli soru önergesinde “Birçok Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının Çin’de toplama kamplarına ve hapishanelere atıldığı, akıbetlerinin bilinmediği, ilkokuldan çağından küçük vatandaşların yetimhanelere konulduğu iddiası” hakkında sorular soruldu.

Tekin, Dışişleri Bakanlığından bu vatandaşların sayısı, ad soyad ve yaşları, Çin Halk Cumhuriyeti nezdinde bulunulan girişimler ve bu girişimlerden elde edilen sonuçların neler olduğu sorularına yazılı cevap istedi. Tekin ayrıca "bu vatandaşların uluslararası anlaşmalardan doğan haklarının korunması adına hangi çalışmaların yürütüldüğünü" sordu.

Resmi belgelerle de desteklenen iddialar, Gazeteci K. Murat Yıldız’ın 4 aylık araştırması sonucunda Buzzfeednews haber sitesinde yayımlanan haberiyle kamuoyunun gündemine girdi. Yıldız, bu süreçte onlarca kayıp ailesiyle görüştü ve ailelerin Dışişleri Bakanlığıyla yazışmaları, TBMM İnsan Hakları Komisyonu’ndan ailelere verilen cevaplar da dahil olmak üzere resmi belgelere ulaştı.

Yıldız ve euronews’ün de görüştüğü pekçok aile Dışişleri Bakanlığı’nın konudan haberdar olduğunu ve 2 yıldır bakanlığın somut cevaplar vermediğini söylüyor.

Mehmet Ali Kaşgarlı nerede?

Ahmet Kaşgarlı, kendisi gibi Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı ağabeyi Mehmet Ali Kaşgarlı’dan 2 yıldır haber alınamadığını ve yaşananları euronews’e anlattı.

Kaşgarlı’ya göre süreç şu şekilde işledi :

• Ağabeyi Mehmet Ali Kaşgarlı 24 Nisan 2017 tarihinde ticaret yapma amacıyla bulunduğu Çin’de evine gelen sivil polisler tarafından götürüldü.

• 27 Nisan 2017 tarihinde e-mail gönderdiği Türkiye'nin Pekin Büyükelçiliği bilgi alıp geri dönüş yapılacağını söyledi.

• 30 Nisan’da Dışişleri Bakanlığına yazdığı dilekçeye cevaben konuyla ilgilenileceği cevabı aldı.

• TBMM İnsan Hakları Komisyonunu yazılı olarak Dışileri bakanlığının cevap vereceğini söyledi.

• Ahmet Kaşgarlı bütün bu yazışmalar sonrası Nisan 2019’a kadar hâlâ bilgilendirilmedi.

Kaşgarlı’nın aldığı tek bilgi 6 Mayıs 2017 tarihinde konsolosluktan gelen, ağabeyi Mehmet Ali Kaşgarlı’nın terör örgütüne finans sağlamaktan suçlu bulunduğu ve Çin Yüksek Savcılığı’nın kendisini gözaltına aldığı notu. Ancak Mehmet Ali Kaşgarlı’nın ne mahkemeye alındığına dair ne de ceza aldığına dair hiçbir belge ve bilgi konsolosluk tarafından sağlanmadı. Tutuklandığına dair de resmi bir bilgi yok.

Yani 32 yıldır Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan Mehmet Ali Kaşgarlı teknik olarak Çin Halk Cumhuriyeti sınırları içinde kayboldu. Gerek Dışişleri Bakanlığı gerekse Türkiye'nin Pekin Büyükelçiliği kayıp yakını Ahmet Kaşgarlı’yı ağabeyinin durumu hakkında bilgilendirmedi. Üstelik Mehmet Ali Kaşgarlı’nın çifte vatandaşlığı dahi yok, sadece Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı.

Ahmet Kaşgarlı, ağabeyi Mehmet Ali Kaşgarlı’nın kaybından sonra 80 yaşındaki annesi ve 85 yaşındaki babasının sağlık sorunlarının ortaya çıktığını ekliyor.

Kurban ailesinin çaresiz bekleyişi

Benzer durum Hankız Kurban’ın anne ve babası için de geçerli. Kurban annesi Amina ve babası Yahya Kurban’dan Eylül 2017’den beri haber alamadığı hakkında euronews’e konuştu.

Hankız, 11 Eylül 2017’de annesinden "Bizi polis götürüyor, konsoloslukla irtibata geçin" şeklinde bir mesaj alıyor. O tarihten beri de ne annesinin ne de babasının durumu hakkında hiçbir bilgi yok. Amina ve Yahya Kurban 40 senedir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı.

Hankız Kurban durumu konsolosluğa bildirmek için telefon açtığında aldığı yanıt “Bekleyin sizi haberdar edeceğiz, sadece siz değil cevap bekleyen çok telefon var” oluyor.

Ankara ise Kurban’a durumun Pekin Başkonsolosluğu’na iletildiği, yanıt beklendiği cevabını veriyor. Kurban Pekin Başkonsolosluğu ile iletişime geçtiğinde "bekleyin" deniyor ve bu durum 2 yılı aşkın süredir böyle devam ediyor.

Amina ile Yahya Kurban çiftinin İstanbul’da yaşayan 4 evladı anne babalarının durumuyla ilgili oldukça endişeli. Anne ve babanın hayatta olup olmadığı dahi bilinmiyor. Türkiye Cumhuriyeti yetkilileri, Eylül 2017’den beri gereken yapılacak bekleyin demekten başka, içlerini rahatlatacak bir bilgi vermiyor.

Gazeteci Murat Yıldız kendisinin de Dışişleri Bakanlığı’ndan Çin’de kaybolan Türk vatandaşları hakkında hiçbir bilgi ve yanıt alamadığını söylüyor.

Dışişleri Bakanlığı sessizliğini koruyor

Euronews olarak Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hami Aksoy’la iletişime geçtiğimizde, Aksoy kayıp vatandaşların isimlerini sordu ve ilgili daireden yanıt beklediklerini söyledi. 10 Nisan'daki görüşmemizden sonra kendisinden 19 Nisan'a kadar herhangi bir bilgi alamadık.

Türkiye'nin Pekin Büyükelçiliği de euronews türkçe’nin sorularını yanıtsız bıraktı.

Doğu Türkistan Milli Meclis Başkanı Seyit Tümtürk ve Doğu Türkistan Milli Merkezi Başkanı İsmail Cengiz de Çin’de kayıp Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları olduğu bilgisini doğruladı.

İsmail Cengiz bu vatandaşların çoğunun Uygur kökenli Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları olduğunu söylüyor.

Ankara Üniversitesi, Dil Tarih Coğrafya Fakültesi’nde Türkoloji öğrencisi olan Uygur kökenli Meryem Sultan’ın ailesi de Çin’de kayıp. Ancak kendisi ve ailesi Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı değil. Sultan, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının da kayıp olduğu bilgisinin kendisine ulaştığını ve hiç değilse onlar için bir şeyler yapılmamasını şaşkınlıkla karşıladığını söylüyor: “Türkiye Cumhuriyeti kendi vatandaşlarına sahip çıkmalıdır” diyor Sultan.

Gürsel Tekin: Vatandaşlarımızın sağ salim ülkelerine dönmesini dört gözle bekliyoruz

Euronews’e konuşan gazeteci Murat Yıldız, bu vatandaşların durumu hakkında “Uluslararası hukuk hiçe sayılıyor, uluslararası anlaşmalardan doğan hakları kullandırılmıyor. Türkiye Cumhuriyeti’nin öncelikli görevi kendi vatandaşlarını korumaktır.” açıklamasını yaptı.

Konuyu Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne taşıyan milletvekili Gürsel Tekin euronews türkçe’ye verdiği röportajda, konuyla ilgili "Mağdur ailelere çeşitli sözler verilmesine, bu vatandaşlarımızın kurtarılacağı ifade edilmesine rağmen de herhangi bir adım bugüne kadar atılmamış durumda. Böyle bir durumu da bizim kabul etmemiz mümkün değildir. Hiç kimse bu ülkenin vatandaşlarını toplama kamplarında tutamaz, böyle bir eziyeti reva göremez. Dışişleri Bakanlığı gereken her adımı atmak, bu büyük ayıbı ortadan kaldırmak zorundadır." yorumu yaptı.

Gürsel Tekin, bir an önce mağdur aileler ile hükümetin bir araya gelmesi ve bu sorunu köken çözmek için Çin Hükümeti nezdinde gereken adımların atılması gerekliliğinin altını çizdi.

Tekin, "Vatandaşlarımızın sağ salim ülkelerine dönmesini dört gözle bekliyoruz" ifadelerini kullandı.

Doğu Türkistan’da neler oluyor?

Birleşmiş Milletlere göre 1 milyon kadar Uygur Türkü Çin tarafından toplama kamplarında tutuluyor. Çin makamları iddiaları reddederek buraların İslam'ın radikalleşmesine karşı kurulan 'mesleki eğitim merkezleri' olduğunu iddia ediyor.

Uluslararası kamuoyu Çin'in Uygurlara yönelik politikalarına tepki gösteriyor. Avrupa Birliği, Uluslararası Af Örgütü, İnsan Hakları İzleme Örgütü başta olmak üzere pek çok uluslararası örgüt de Çin'den toplama kamplarında tutulan Uygurları serbest bırakılmasını ve kampların kapatılmasını istiyor.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler