MİT Başkanı İbrahim Kalın'ın Şam ve Emevi Camii ziyareti sonrasında, HTŞ lideri Colani'nin şoförlüğünü yapması çok konuşuldu. Colani'nin 2021'de ABD'li belgeselci Martin Smith'i İdlib'de araçla gezdirdiği ortaya çıktı. Colani'nin "El Kaide" ve "ABD'ye saldırı" sorularına verdiği yanıt dikkat çekti.

Suriye'de Esad rejiminin sona ermesinin ve HTŞ'nin de dahil olduğu Suriye Milli Ordusu'nun yönetime geçmesinin ardından, Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Başkanı İbrahim Kalın, beraberindeki heyetle 12 Aralık Perşembe günü Suriye'nin başkenti Şam'a giderek Emevi Camii'nde namaz kıldı. Kalın, HTŞ'nin lideri Muhammed el-Colani ile de görüştü. Colani'nin, İbrahim Kalın'ın bulunduğu aracı sürdüğü anlar basında geniş yer buldu.

ABD'Lİ BELGESELCİNİN DE ŞOFÖRLÜĞÜNÜ YAPMIŞ

Şubat 2021'de Colani'nin, İdlib'de Amerikan PBS kanalının Frontline belgesel serisi için Martin Smith'in sorularını yanıtladığı görüntüler ortaya çıktı. Bu görüntülerde Colani'nin, Smith'in şoförlüğü yaparak hem İdlib'de gezdirdiği hem de Smith'in sorularını yanıtladığı görülüyor. Belgeselin tanıtımında şu nota yer verildiği dikkat çekiyor:

"MÜCADELESİNİN ABD İLE DEĞİL, ESAD İLE OLDUĞUNU SÖYLÜYOR"

"Yaklaşık yirmi yıldır, Ebu Muhammed el-Colani'nin hayatı Irak ve Suriye'deki İslamcı militanlığın yol haritası oldu. ABD tarafından terörist ilan edilen, Hay'at Tahrir el-Şam grubunu yöneten güçlü Suriyeli militan şimdi Batı ile yeni bir ilişki arıyor. Batılı bir gazeteciyle yaptığı ilk röportajda, eski El Kaide komutanı Frontline muhabiri Martin Smith'e mücadelesinin ABD ile değil, Suriye Devlet Başkanı Esad ile olduğunu söyledi"

COLANI'NİN ABD'YE TUTUMU

Colani röportajında HTŞ'nin bölge ve Batı için herhangi bir güvenlik tehdidi oluşturmadığını ifade etti. Batı'yı hedef alan eylemlere girişmediklerini söyleyen Colani, HTŞ’nin ABD tarafından terör örgütü olarak kabul edilmesinin ise temelsiz ve siyasi bir karar olduğunu savundu. Colani, ABD’ye yönelik eleştirilerinin yalnızca Amerika'nın bölgedeki siyasetine yönelik olduğunu ve ABD'yi askeri olarak hedef almayı hiç düşünmediklerini vurguladı.

EL-KAİDE YANITI

Colani, ABD'nin bölge politikalarının, kitlelerin el-Kaide'ye yönelmesinde etkisi olduğunu öne sürdü. Ebu IŞİD kurucusu Musab ez-Zerkavi ile ilgili soruya ise onunla hiç görüşmediği şeklinde yanıt verdi. Ayrıca, El-Kaide ile olan ilişkilerinden pişman olup olmadığına dair soruya ise, o dönemin hayatının bir parçası olduğunu, ve dönemin koşulları ile zorunlulukları nedeniyle verdiği bu kararlarından pişmanlık duymadığını söyledi. Geçmişiyle yargılanmasının ise haksız olduğunu ifade etti.

İşte o röportajdan kesitler:

"ABD İLE SAVAŞMAK İSTEDİĞİMİZİ SÖYLEMEDİK"

-Eylül 2014'te Amerika Birleşik Devletleri ve müttefikleriyle savaşmaya yemin ettiniz. Değiştiniz mi?

Evet, Batı'nın bölgedeki bazı politikalarını eleştirdik ama Suriye'den ABD'ye ve Avrupalılara savaş açmak doğru değil.

-Hiç kavga etmek istediğini söylemedin mi?

Savaşmak istediğimizi söylemedik. Bunu söylemedik. Ancak ABD'nin bizimle çalışan veya bizimle bağlantılı olan belirli kişilere saldırması yoluyla bazı saldırılara maruz kaldık. Bu yüzden hedef alınmaya tepki olarak bu politikaları eleştirdik.

Ayrıca bir şeyi tartışmak istiyoruz: Terörizmin tanımı nedir? Terörizm, siz onu nasıl tanımlıyorsunuz? Bugün, her ülkenin bir terör listesi var. Ülkenin kendisine karşı olduğunu iddia ettiği herhangi bir kişi veya parti otomatik olarak terör listesine ekleniyor.

Peki terörizm sınıflandırması ne anlama geliyor? "Terörist" kelimesi ne anlama geliyor? Artık dünyadaki her ülke tarafından benimsenen bir politika. Küçük ülkelerin bile terörizm listeleri var ve kendilerine karşı çıkan herkesi terörist olarak sınıflandırıyorlar. Yani terörizmin ne anlama geldiğine dair henüz belirli bir tanım yok.

"İNSANLARIN EL KAİDE'YE KATILMASININ ARKASINDAKİ NEDENLERİ SORALIM"

-Amerikalılar buna böyle tepki verecek. El Kaide'ye biat ettiniz. IŞID'in başı, emiri Ebu Bekir el-Bağdadi ile çalıştınız. Dolayısıyla geçmişinizde Amerikalılarla savaşmaya kararlı olmadığınızı söylemeniz insanların anlaması için imkansız.

Bu konu objektif ve bilimsel bir analize ihtiyaç duyuyor. Bölgenin tarihi ve son 20 veya 30 yılda neler yaşadığı dikkate alınmalı. … Tiranların yönettiği, tiranların yönettiği, demir yumrukla yöneten insanların ve onların güvenlik aygıtlarının yönettiği bir bölgeden bahsediyoruz. Aynı zamanda bu bölge çok sayıda çatışma ve savaşla çevrili. … Yani bölgeyi çevreleyen birçok objektif durum var. Bu tarihin bir kesitini alıp falancanın El Kaide'ye katıldığını söyleyemeyiz.

El Kaide'ye katılan binlerce insan var, ancak bu insanların El Kaide'ye katılmasının arkasındaki nedeni soralım. Soru bu. ABD'nin II. Dünya Savaşı'ndan sonraki bölgeye yönelik politikaları, insanları El Kaide örgütüne çekmekten kısmen sorumlu mu? Ve bölgedeki Avrupa politikaları, Filistin davasına sempati duyan insanların tepkilerinden veya Siyonist rejimin Filistinlilere muamele biçiminden sorumlu mu? Ve örneğin Irak'ta veya Afganistan'da olanlara katlanmak zorunda kalan kırılmış ve ezilen halklar, bu ardışık ABD yönetimlerinin hatalarından ve politikalarından sorumlu mu?

Masum insanların öldürüldüğünü kabul ediyoruz. Eğer biri bunu yaptıysa ve IŞİD veya başkalarıyla ilişkilendirildiyse, bu politikaları desteklemediğimizi söylüyoruz. Biz ezilen ve haklarımızı savunan kişiler olsak bile, masum insanların öldürülmesine karşıyız. Bu arttığında ve tırmandığında, bu nedenlerle IŞİD ile aramızda ayrışmaya yol açtı, çünkü IŞİD çatışmayı ve yaşanan çatışmaları yönetmede yanlış politikalar benimsedi veya hatta bazı masum insanları öldürmeye yöneldi. Bu seviyeye ulaştığında, ayrıldık ve masum insanları öldürenlerden uzaklaştık. Tanımlayıcı pusula buydu.

"BAZI SAVAŞLARDA İNTİHAR BOMBACISI KULLANDIK"

-Siz intihar bombacıları kullandınız değil mi?

Evet, bazı savaşlarda şehitler kullandık. Bu ne anlama geliyor? Bu bir silah. Düşmanla savaşmak için kullanabileceğimiz uçaklarımız yok. Ama soru şu, şehitler kime karşı konuşlandırıldı? Şehitler, Şebbiha'ya [devlet destekli milisler] ve bölgeye girmeye çalışan ve bir noktada protestoculara saldırarak masum insanları öldürmeye çalışan İran ve Rus milislerine karşı konuşlandırıldı. Biz şehitleri onlara karşı kullandık. Bu bir alçaklık eylemi değil; onurlu bir eylem. Bir adam, öldürülen masum insanları savunmak istediği için kendini feda ediyor... bu yüzden bu bir araç. Bu bir araç, kendi başına bir amaç değil.

Uçaklarımız olsaydı uçakları kullanırdık. Şehitliği değiştirecek topçularımız olsaydı o kardeşleri kurtarır ve o silahları kullanırdık. Öyleyse masum insanları öldüren ve varil bombası atan bir uçakla, ki bu kınanmaz, o masum insanları korumak isteyen ve onlar güvende yaşasın diye kendini feda eden bir uçak arasındaki fark nedir?

"AMERİKAN HALKINI HEDEF ALAN OPERASYON YÜRÜTMEK POLİTİKALARIMIZA AYKIRI"

-Şimdi burada çok açık bir şekilde, eski bir El Kaide lideri olarak, dış cihat dediğiniz şeyi desteklemeyeceğinizi, Amerika Birleşik Devletleri'ne yönelik hiçbir saldırıyı desteklemeyeceğinizi mi söyleyeceksiniz?

Tekrar ve tekrar ediyorum ki, o dönem - geçmişte El Kaide ile olan ilişkimiz bir dönemdi ve sona erdi ve hatta El Kaide ile birlikte olduğumuz o dönemde bile dış saldırılara karşıydık ve Suriye'den Avrupa veya Amerikan halkını hedef alan dış operasyonlar yürütmek politikalarımıza tamamen aykırıdır. Bu bizim hesaplamalarımızın bir parçası değildi ve bunu hiç yapmadık.