Cumhurbaşkanı Erdoğan telefonda ağlıyordu

Cumhurbaşkanı Erdoğan telefonda ağlıyordu

Binali Yıldırım, gündeme ilişkin soruları yanıtladı. Yıldırım, "İttifakla seçim olmasını arzu etmezdik ama karşı taraf komple birleşmişti. Recep Tayyip Erdoğan'a karşı birleşmişlerdi" dedi.


Başbakan Yıldırım'ın açıklamalarından satır başları şöyle: 

Sayın Bahçeli’nin zaman zaman böyle çıkışları oluyor; sürpriz çıkışlar. Tabi biz ittifak yaptık, birlikte hareket ediyoruz. Ama seçim tarihinde ittifak yapmadık. Bahçeli 26 Ağustos’u telaffuz etti. Bizim için de en uygun tarihin, madem erken yapılacak 24 Haziran olması benimsendi ve o şekilde süreç başladı. Çünkü seçim bir kere sokağa ağızdan düştü mü ondan sonra yönetmesi zor. Herkes frene basar ‘hele şu seçim geçsin de ondan sonra bakalım’ gibi bir davranışa yöneliyor. O yüzden de bu seçimlerin yapılması gerekiyordu. Seçimler geride kaldı, artık seçim bitti geçim zamanıdır. Hayat devam ediyor, yatırımcı yatırımını planlayacak, tatile giden tatilini planlayacak ve hayat bütün yönleriyle devam edecek. 

Seçimin tabi arzu etmezdik ittifaklar arası bir keskin rekabete dönüşmesini istemezdik. Nihayet bir cumhurbaşkanı seçeceğiz ve vekilleri seçeceğiz. Ama iş döndü dolaştı karşı taraftaki ittifak tek bir noktada anlaştı. Adaylarda teke düşüremediler ama anlaştıkları tek bir nokta vardı. Recep Tayyip Erdoğan olmasın ne olursa olsun. Bir hedef yok, hedef bir başkan seçmek, bir cumhurbaşkanı seçmek üzerine değil, mevcut cumhurbaşkanının seçilmemesi üzerine bir ittifaktı. Bu ittifakı millet gördü. 


'AÇIK ARA FARKLA' 

İç ve dış tehditler, ülkemizin kısa orta uzun vadeli hedefleri… Bunlara dikkat ederek bir de karşı taraftaki adayların söylemden öteye, arka planında bir tecrübe de yok, yapılmış işler de yok. Bütün bunları vatandaş değerlendirdi. Niye değerlendiriyor? Kendisinin geleceğini ilgilendiriyor. Bütün bunların özeti olarak sonuç ortada. Açık ara farkla, en yakın adayla arasında 11 milyon oy farkı var. Böylece bu süreç tamamlandı. 


'MESAJI ALDIK' 

Tabii şu soru sorulabilir. “AK Parti’nin oyunda düşme var, vekil sayısında düşme var” Bu da doğrudur. Bu da bize bir mesajdır. Biz AK Parti olarak bu mesajı aldık. Ama şu unutulmamalı ki biz hem cumhurbaşkanı adayımızla hem de milletvekili seçimlerinde ittifaktık. Aynı sütün altında seçime girdik. Seçmen şöyle değerlendirdi. 'Bunlar bir parti gibi hareket ediyorlar. Ha buraya vermişiz ha oraya vermişiz' diye düşünenler oldu. Böyle kampanya da yapıldı. Bazen bu üst düzeyde rahatsızlık oluşturdu. Biz buna hemen müdahale ettik. Ve burada bir iç yarışa ihtiyaç olmadığını, bizim amacımızın bir olduğunu ve neticede sonuçlar ortada. Bizim kaybolan oylarımız ortağımızda, ortağımızın kaybolan oylarımız başka partilerde. Memleket için hayırlı olsun. Parlamento yapısı da bu haliyle bir engel teşkil etmiyor. 


"BUNDAN SONRA PARLAMENTO İKİ ŞEY YAPACAK"

Yeni sistemde uzlaşma kültürünün daha da gelişmesi gerekiyor. İcra, Sayın Cumhurbaşkanımıza verildi. Ve onun işlerini yapması için de ihtiyacı olan yasal araçları var. Memleketin işlerini görmek için ihtiyacı duyduğu yasal altyapı mevcut. Bundan sonra parlamento iki şey yapacak. Ola ki milletvekilleri seçim bölgelerine gidiyorlar, vatandaşların talebini alıyorlar. Meclis’te asgari müştereklerde bir araya gelerek partiler bu düzenlemeyi yapacaklar. İki, yürütmenin etkin denetimini yapacaklar. Yazılı soru önergeleriyle, komisyonlar kurmak marifetiyle, bütçe denetimiyle bir çok yönden zaman zaman bakanlar da Meclis’e gelip bilgi verecek. Denetim ve yasama faaliyetlerinde Meclis daha etkin hale gelecek. Bunu bilmemiz lazım.  

Geçmiş dönemi hatırlayın. İktidar partisi ne isterse Meclis’te o olur. Onun dışında hiç muhalefet partisinin verdiği kanun teklifinin çıktığı vaki değil. Şimdi hükümet teklif veremiyor. Tek bir istisna var; bütçe kanunu. 


TBMM BAŞKANLIĞI İDDİASI 

Onun kararını ben vermem. Şöyle söyleyeyim, benim liderim, partimizin genel başkanı ve partimiz ne yönde karar alırsa, neyi münasip görürse biz her türlü görevi yaparız. Bu da çok uzun bir süre değil. Yakında ne olacağı belli olur.


CUMHURBAŞKANI İLE ÇALIŞMAK KOLAY MI ZOR MU? 

Cumhurbaşkanımızla çalışmak zor mu kolay mı? Soru çok zor, hem de kolay. Cumhurbaşkanı rahatı sevmeyen bir adam. Rahat olmak isteyeni de sevmiyor. Kendi de rahat etmez, yanındakileri de rahat ettirmez. Böyle bir şeyi var, iş tutuş şekli var. Bu tabi biz alışık olmayanlar bu yolculukta dayanamazlar. Bunda nereden kaynaklanıyor? Memleketin meselelerine olan hassasiyetinden kaynaklanıyor. İstiyor ki hiçbir yerde aksaklık olmasın, yanlış olmasın. Ama Türkiye büyük bir ülke. Yani yurdun kilometrelerce uzağında bir yerde olay oluyor. Onu sizin an be an yönetmeniz mümkün değil. Oradaki idarecilerin aynı hassasiyeti taşıması lazım. Ondan üzülüyor, duygusal yönü çok kuvvetlidir. 


"AĞLIYORDU TELEFONDA" 

Mesela o seçim akşamı İstanbul’da toplanan kalabalığın içinden bir yavrumuzun ayağının sıkışması onu o kadar çok etkiledi ki, duygu doruktaydı. Ağlıyordu telefonda, konuştuk. Ne seçim kazanması, ne o coşku hepsi gitmiş. Bütün dikkatini oraya vermiş. Bir ara gelmemeyi düşündü, işler normalleşince geldi. Cumhurbaşkanımızla çalışmak keyifli bir iş. Ben kendisini 1978’den beri bilirim. Beraber belediyede çalıştık.


MUHARREM İNCE ‘BANA YÜRÜ DERLERSE YÜRÜRÜM’ DEMİŞTİ… 

Nereye yürüyormuş? Kılıçdaroğlu’nu alıp tekrar Ankara İstanbul yapabilirler. Yalnız başına niye yürüyor? Muharrem bey tabi haklı olarak seçimlerde partisinin üzerinde bir oy, destek aldığı için biraz şey oldu. Yani bunu bir sonuca dönüştürmek istiyor. Ama isterseniz biz onların işlerine fazla bulaşmayalım. Kendi aralarında halletsinler.


SİZİ ÇOK ZORLAYAN BİR PROJE OLDU MU?

Yani hoşuma gitmeyen proje 15 Temmuz. Keşke olmasaydı, Allah’a şükür cumhurbaşkanımızın kararlılığı, milletimizin bayrağa sahip çıkması… Vatansever polislerin, askerlerin emirleri yerine getirmesi ve her şeyden önemlisi sizler; medya. O gece büyük iş gördü. Ve bu kalkışmayı yapanlar, hiç hesap edemedikleri bir sorunla karşı karşıya kaldık. Yoksa onun dışında yaptığımız projeler, hepsi hoş şeyler. Yani şimdi geçen gün birisi mesaj atmış. “Cankurtaran Tüneli’nden geçiyorum yapanlardan Allah razı olsun” diyor. Bizim için hoş olan bu. İnsanların yapılan hizmetin hayatını kolaylaştırdığını hissetmeleri. Çalışırsınız, çabalarsınız bir çok gayretiniz olur ama sonuç alamazsanız iki türlü kahroluyorsunuz. Ekonomiyle ilgili konuya gelince ekonomi konusu istikrar ve güvenle ilgili bir şeydir. İstikrar ve güven artık gündemden çıkmıştır. Türkiye çok açık bir şekilde kararını vermiş, Türkiye’yi 2023’e taşıyacak hükümeti Cumhurbaşkanını seçmiş. Bundan sonra yapılması gereken milletin verdiği bu krediyle, ülkemizin önündeki sorunları çözmek.

Şimdi gerçekçi olmamız lazım. Türkiye açıkla büyüyen bir ülke. Nasıl açıkla büyüyor? Türkiye, petrol üretimi yok. Buradan enerji açığı var. Türkiye, aynı zamanda bütçe açığı da veren bir ülke. Çift açıkla büyüyor. Büyümesini de sürdürmesi lazım. Projeleri yapacağız, ama bütçeye dikkat edeceğiz. Yap işlet devret modellerini, dış kaynağını daha çok kullanacağız. Buradan arta kısımları da sosyal projelere harcayacağız. Türkiye’nin mutlaka üretim, istihdam ve ihracat ekseninde büyümesini sürdürmesi lazım.


FETÖ MAĞDURİYETLERİ 

"Darbeye doğrudan iştirak edenlerin yargılamaları büyük oranda tamamlandı. Zannediyorum bu sene sonuna kalmaz tamamı bitmiş olur." diyen Yıldırım, "(FETÖ) İhanet, ticaret tarafı tamam ama ibadet tarafındakilerin bu işte bir taksiratı yok, bunların ayıklanması lazım" ifadesini kullandı. Yıldırım, "Mağduriyetlerin giderilmesi için de bir yandan çalışmalar yapılacak." dedi. "Sadece Türkiye'de değil bunlar 160 ülkede aynı işleri yapıyorlar" ifadesini kullanan Yıldırım, "Cumhurbaşkanımızın 12-13 Temmuz'da Brüksel'de yapacağı toplantılarda FETÖ'den ABD'nin bizden beklentilerine kadar tüm konular görüşülecek" diye konuştu.

Başbakan Yıldırım, şunları söyledi:

"Bu darbeyi FETÖ'cülerin yapmadığını söyleyen bir Allah'ın kulu var mı, yok. Herkes bunların yaptığını söylüyor. Dünyada da böyle Türkiye'de de böyle ama ABD garip bir şekilde bu konuda isteksiz. Bu meselenin sorgulanması lazım. Bu kadar işten sonra hayatına hiçbir kısıtlama getirmeden, hiçbir zorluk yaşamadan burada bu terör örgütü başının faaliyetlerini sürdürmesi Türk halkı tarafından kabul edilmiyor."


YENİ KABİNE 

"Yeni kabine pazartesi açıklanacak ve OHAL de böylece tamamlanmış olacak." diyen Yıldırım, "Fransa 719 gün olağanüstü hal ile yönetildi. Neyin üzerine? Bir terör saldırısından sonra. Darbe, kalkışma falan değil." şeklinde konuştu. Yıldırım, "Yarın yayınlayacağımız son kararnamede, OHAL kalktığında terörle mücadelenin zafiyete uğramaması için ihtiyaç olan düzenlemeler yer alacak." dedi. Başbakan Yıldırım, "44 başbakan ağırlamışız, 178 ülkeden bakan düzeyinde ağırlama yapmışız. 29 ülkeye de ziyarette bulunmuşuz." diye konuştu.


BEDELLİ ASKERLİK 

Bedelli askerlik konusunda, "Yeni hükümet açıklanacak, önündeki birçok gündem maddesinden bir tanesi de bu olacak." diyen Yıldırım, şöyle konuştu: "Sıkıntı, ülkemizin en büyük kaynağı olan, enerjisiyle, heyecanıyla bu gençlerimizin önündeki belirsizliği ortadan kaldırmak. Yapmamız gereken bu. O yüzden Silahlı Kuvvetler, Savunma Bakanlığı, Genelkurmay Başkanlığı, hükümet bu konuyu birlikte ele alıp kapsamlı bir çözüm üretilecek mutlaka."

Yıldırım, askere alma sistemine ilişkin de "Getirilecek çözüm daha kapsamlı, yapısal bir çözüm. Kalıcı olması lazım. O zaten başladı. Özellikle geçtiğimiz yıllarda başladı ve 15 Temmuz'dan sonra da hızlandı. O bakımdan güvenlik zafiyeti, savunma zafiyeti söz konusu değil." dedi.

Çocuk istismarı ve hayvan haklarına konusunda Yıldırım, "Konu içerik olarak çıkaracağımız KHK'ya da uygunsa, burada da değerlendirebiliriz." ifadesini kullandı.


"2023 SEÇİMLERİ ERKENE ALINABİLİR"

Yıldırım, "Bu yerel seçimler yapılır, parlamentoda partilerin uzlaşması suretiyle takip eden 2023 seçimleri kasıma alınabilir." dedi.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler