Cumhurbaşkanı Erdoğan: Türkiye Cumhuriyeti İhaneti Ve Terörü Kimsenin Yanına Kar Bırakmaz
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türkiye Cumhuriyeti belki yarına bırakır ama ihaneti ve terörü kimsenin yanına kar bırakmaz." dedi
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Milli İstihbarat Teşkilatının (MİT) Kale Yerleşkesi'nde düzenlenen, "MİT'in 97. Kuruluş Yıl Dönümü Etkinlikleri"ne katıldı.
MİT'in 97. kuruluş yıl dönümüne ulaşmanın gururunu yaşadıklarını belirten Erdoğan, teşkilatın yıl dönümünü canıgönülden tebrik ettiğini, kuruluşundan bugüne kadar teşkilatta emeği geçen herkese ve bütün isimsiz kahramanlara şükranlarını sunduğunu söyledi.
Görevleri sırasında hayatını kaybeden şehitlere Allah'tan rahmet, gazilikle şereflenen mensuplara ise sağlık ve afiyet temenni eden Erdoğan, "Ülkemizin 81 vilayetiyle birlikte dünyanın dört bir ucunda Türkiye için görev yapan teşkilatımızın tüm mensuplarına teşekkür ediyorum. Sözlerimin hemen başında bir hususu samimiyetle ifade etmek isterim. Aziz milletimizin takdiriyle 2002'den beri Türkiye'nin hizmetindeyiz. Artık 21 yılı deviren Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığı görevlerimiz esnasında sizlerle hep yakın mesai içinde olduk." diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, son 21 yılda nice kritik günler yaşadıklarını, nice zorlukların ve engellerin üstesinden alınlarının akıyla geldiklerini belirterek, "Tüm bu süreçlerde MİT mensuplarımızın sadece gayretlerine, cesaretlerine ve vatanperverliklerine değil, aynı zamanda yüksek vazife şuurlarına, entelektüel birikimlerine ve analiz kabiliyetlerine de bizzat şahitlik ettim." dedi.
MİT'in gizli kahramanlarının nasıl büyük bir özveriyle görevlerini ifa ettiğini çok iyi bildiğini anlatan Erdoğan, "Kimi zaman ailesinden, kimi zaman sevdiklerinden, kimi zaman sağlığından feragat ederek görev yapan MİT mensuplarımızı burada ayrı ayrı tebrik ediyorum. Rabb'im hiçbirinizin ayağına taş değdirmesin diyorum." ifadelerini kullandı.
"Hem ülkemizi büyütmenin hem de devletimizin güvenliğini sağlamanın gayretindeyiz"
Erdoğan, Türkiye'nin ekonomik, siyasi ve askeri olarak küresel güç rekabetinin tam merkezinde olan bir bölgede yer aldığına işaret ederek, şunları söyledi:
"İnsanlığın gündemini meşgul eden krizlerin kahir ekseriyeti ülkemizin yakın çevresinde vuku buluyor. Etrafımız adeta bir ateş çemberiyle kuşatılmışken hem ülkemizi büyütmenin hem de devletimizin güvenliğini sağlamanın gayretindeyiz. Belirsizliğin arttığı bu dönemde ülkemiz ekonomik, askeri, diplomatik ve istihbari alandaki başarılarıyla adından söz ettirmektedir. Gelinen aşamada şu gerçeği hemen herkes kabulleniyor. Türkiye küresel satranç tahtasında oyun kurucu bir aktör olarak müessir güç konumunu günden güne pekiştirmektedir. Masada ve sahada güçlü Türkiye iddiamız hamdolsun artık tüm unsurlarıyla birlikte gerçeğe dönüşmektedir."
Avrupa'dan Asya'ya, Afrika'dan Amerika'ya dünyanın farklı kıtalarındaki pek çok muhataplarının masada ve sahada güçlü Türkiye gerçeğini dile getirdiğine dikkati çeken Erdoğan, "Son dönemde ülkemizin küresel siyasette artan varlığıyla ilgili kimi husumetten, kimi hayranlıktan, kimi de tamamen hasetlikten kaynaklanan pek çok haber, makale ve kitap yayımlanıyor. Gerek ülkemizin attığı adımları takip edenler, gerekse 2002 öncesiyle bugünün Türkiye'sini karşılaştıranlar, aradaki farkı zaten gayet iyi görüyor." diye konuştu.
"Başkaları ne der kaygısıyla hareket etmiyoruz"
Birilerinin iddialarının aksine Türkiye'de bir eksen kayması yaşanmadığını, bilakis uzun arayışlardan sonra Türkiye'nin asıl eksenini bulduğunu belirten Erdoğan, "Bu eksenin adı da Türkiye eksenidir. Eskiden olduğu gibi 'Başkaları ne der?' kaygısıyla hareket etmiyoruz. İç ve dış siyasette aldığımız her kararı, hayata geçirdiğimiz her politikayı tamamen Türkiye eksenli olarak belirliyoruz." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, milletin menfaatleri neyi gerektiriyorsa, Türkiye'nin neye ihtiyacı varsa, kimin ne dediğine bakmadan onu yapmanın peşinde olduklarını vurgulayarak, şunları kaydetti:
"Doğru zamanda, doğru adımlarla milletimizin çıkarlarını gerek diplomasi gerekse askeri sahada cesaretle savunuyoruz. Suriye'nin kuzeyine yönelik askeri operasyonlarımız bunun açık bir örneğidir. Irak'ın kuzeyinde devam eden harekatlarımız bunun örneğidir. Yaklaşık 30 yıllık işgalin ardından Azerbaycanlı kardeşlerimizle birlikte Karabağ'ın özgürlüğüne kavuşturulması bunlardan biridir. Kadim bağlarımızın olduğu Libya meşru hükümetine verdiğimiz destek bunlardan biridir. Ege'den Karadeniz'e ve Doğu Akdeniz'e kadar 'Mavi Vatan'ımızı koruma noktasında ortaya koyduğumuz güçlü irade bunlardan biridir. Bu örneklerin sayısını daha da çoğaltmak mümkün."
"Başarıların tamamında kurumlarımızın emeği, mücadelesi, alın ve yürek teri var"
Türkiye'nin farklı sahalarda elde ettiği kazanımların hiçbirinin tesadüf eseri olmadığını belirten Erdoğan, "Bu başarıların tamamında başta Milli İstihbarat Teşkilatımız olmak üzere ordumuzun, emniyetimizin, hariciyemizin ve diğer kurumlarımızın emeği, mücadelesi, alın ve yürek teri vardır." şeklinde konuştu.
Erdoğan, güvenlik kurumlarının eş güdüm ve işbirliği içinde çalışmasının millete tarihi başarılar yaşattığına dikkati çekerek, "Sizlerin şahsında tüm kurumlarımızı tebrik ediyorum." dedi.
Rusya-Ukrayna Savaşı ile birlikte dünyada taşların yerinden oynadığını dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti:
"Bu yeni dönemde jeopolitik giderek daha fazla öne çıkmaya başladı. Yine bu süreçte güvenlik konseptlerinde de köklü değişimlerin yaşandığını görüyoruz. Örneğin daha 5-10 yıl öncesine kadar savunma harcamalarını israf gören, kamu bütçesine yük gören devletler, son 1-2 sene içerisinde adeta bir silahlanma yarışına girdi. Daha düne kadar güvenlik birimlerinin görev alanını daraltmaktan bahsedenler, içimizde de var, bütün bunlar, bugün güvenlik kurumlarına sınırsız yetkiler veriyor, Batı'da da bizde de. Ülkeler arasında imzalanan güvenlik ve askeri işbirliği anlaşmalarının sayısı her geçen gün artıyor. Türkiye hamdolsun bu riskleri çok erken fark eden, savunma kapasitesine yatırım yapmaya çok erken başlayan ülkelerden biridir."
"Yüzde 80 oranında dışa bağımlı olduğumuz savunma sanayi bugün ülkemizin en yüksek ihracat kalemi haline geldi"
İHA ve SİHA'ların sembolü olduğu savunma sanayi hamlelerinin bugün tüm dünyada hayranlıkla takip edildiğini belirten Erdoğan, "Bir dönem yüzde 80 oranında dışa bağımlı olduğumuz savunma sanayi bugün ülkemizin katma değeri en yüksek ihracat kalemi haline geldi. 2023 yılında 5,5 milyar dolar savunma ihracatı yaparak Cumhuriyet tarihimizin rekorunu kırdık." diye konuştu.
İnsansız savaş uçağı ANKA 3'ün ilk uçuşunu başarıyla gerçekleştirdiğini bildiren Erdoğan, bu alanda çarpan etkisi yapacak Kızılelma'nın testlerinin devam ettiği bilgisini verdi.
Savunma sanayisinin yerli, milli ürün yelpazesi genişledikçe ordu ve emniyetle birlikte MİT Başkanlığının da imkan, kapasite ve kabiliyetinin güçlendiğine işaret eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bunun müspet sonuçlarını özellikle terör örgütlerine karşı mücadelemizde çok net bir şekilde görebiliyoruz. İnsansız hava araçlarını etkin şekilde kullanan kurumlarımızın en başında MİT Başkanlığımız var. Milli İstihbarat Teşkilatımız yaygın kaynak ağı ve ileri teknolojiye sahip imkanlarıyla teröristlere nefes aldırmıyor. Suriye ve Irak'taki nokta istihbari operasyonlarımızla PKK'nın sözde lider kadrosunu inlerinden çıkamaz hale getirdik. Artık istihbarat teşkilatımız bunların ayak takımlarıyla uğraşmıyor, tamamıyla lider kadrolarını yok etmenin gayretinde ve mücadele bu şekilde veriliyor. Bu ne demek biliyor musunuz? Maliyeti yüksek olan bir adım atalım. Ayak takımıyla ne işimiz var? Bu mücadeleyi bu şekilde sürdürüyoruz ve sürdüreceğiz. Onun için ne diyorduk devamlı? 'İnlerine gireceğiz.' Peki girdik mi? Girdik. Girmeye de devam edeceğiz. Aralarında örgütün sözde başkanlık konseyi, yürütme konseyi, askeri kanat, istihbarat, dış ilişkiler ve maliye sorumlularının da olduğu çok sayıda terörist ülkemiz için artık bir tehdit unsuru olmaktan çıkarıldı. Hemen her gün sınırlarımızdan yüzlerce kilometre ötede etkisiz hale getirilen bir caninin, bir alçağın haberini alıyoruz. Şehitlerimizin hesabını teröristlerden misliyle soruyoruz, soracağız."
"Devletimizin nefesi sürekli teröristlerin ensesinde olacaktır"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bölücü terör örgütüyle birlikte DEAŞ'a da çok ağır darbeler indirdiklerini vurguladı.
DEAŞ'ın sözde lideri El Kureyşi'nin MİT tarafından Suriye'de etkisiz hale getirildiğini aktaran Erdoğan, "Şunu çok net ifade etmek isterim. Türkiye Cumhuriyeti belki yarına bırakır ama ihaneti ve terörü kimsenin yanına kar bırakmaz. DEAŞ'ından FETÖ'süne, PKK'sından DHKP-C'sine kadar milletimizi hedef alan hiçbir illegal yapıya hayat hakkı tanımayacağız. İster içeride ister dışarıda olsunlar, isterlerse Fizan'a kaçsınlar devletimizin nefesi sürekli teröristlerin ensesinde olacaktır. Bilhassa 15 Temmuz gecesi 253 vatandaşımızı şehit eden FETÖ'cü hainlerin peşini bırakmamakta kararlıyız. Türkiye Yüzyılı'nda, teröre ve teröriste kesinlikle yer olmadığının bilinmesini istiyorum." dedi.
Erdoğan, istihbaratın bir yüzünün haber alma ve bilgi toplamaysa diğer yüzünün de analiz ve kıymetlendirme olduğuna işaret ederek, şöyle konuştu:
"Ham bilginin titizlikle işlenip karar vericilerin istifade edebileceği bir parametreye dönüştürülmesi teşkilatın en az diğer işleri kadar mühimdir. MİT'in terörle mücadele, dış istihbarat, istihbarata karşı koyma, teknik ve siber istihbarat alanlarında ürettiği bilgiler karar alma mekanizmamıza güç katarken krizlerin önlenmesi ve yönetilmesinde de kritik rol oynuyor. Bu süreç aynı zamanda kurumun en önemli unsuru olan insan kaynağının kalitesini, kalibresini ve kabiliyetlerini de göstermektedir. Hükümet olarak son 21 yılda özellikle 2010'dan itibaren teşkilatımızın insan kaynağının güçlendirilmesine yönelik pek çok adım attık ama daha da güçlendireceğiz, daha da insan kaynağı noktasında elemanlarla takviye edeceğiz."
Erdoğan, ilk kez merhum Turgut Özal döneminde başlayan MİT'in sivilleşmesinin AK Parti döneminde daha da hız kazandığını söyledi.
MİT'in sivilleştikçe asli görevlerini daha etkin, çok daha başarılı bir şekilde icra etmeye başladığına dikkati çeken Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Şüphesiz bunda iç ve dış tehdit algısının doğru ve isabetli yapılmasının da çok ciddi payı vardır. Vesayet dönemleri sadece ekonomimize, demokrasimize değil devletimizin omurgasını oluşturan kurumlarımıza da zarar vermiştir. Bu dönemlerde teşkilatın nelerle meşgul olduğunu, asıl sorumluluk alanı yerine vaktini ve enerjisini nerelere harcadığını hepimiz gayet iyi biliyoruz. İnşallah bir daha benzer enerji, vakit ve odak kayıplarının yaşanmasına müsaade etmeyeceğiz."
"Beşinci kol elemanlarına kesinlikle göz açtırmayacağız"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün teşkilatın tehdit önceliklerinin, Türkiye ve dünyanın gerçekleriyle son derece uyumlu olduğunu söyledi.
Kurumun insan kaynağı havuzunun da MİT'in ufkunu, vizyonunu ve faaliyet sahalarının gerektirdiği ihtiyaçları karşılar hale geldiğini aktaran Erdoğan, şunları kaydetti:
"Önümüzdeki dönemde teşkilatın personel kapasitesini Türkiye Yüzyılı vizyonumuzu yansıtır şekilde daha da güçlendireceğiz. Şunu özellikle sizlere hatırlatmak isterim, asimetrik tehditlerin bu kadar arttığı ve çeşitlendiği bir dönemde Türkiye'nin güvenlik konseptinin aynı kalması elbette düşünülemez. Biz de değişen şartlara göre ülkemizin milli güvenlik hassasiyetlerini yeniliyor, güncelliyor, tehdit sıralamasında revizyonlara gidiyoruz.
Terör ve yabancı casusluk faaliyetlerinin yanı sıra son dönemde düzensiz göç gibi radikalleşme gibi organize suçlar gibi yabancı karşıtlığı ve İslam düşmanlığı gibi yeni tehditler de kurumumuzun radarına girmiştir. Farklı maskelerin arkasına saklanarak milletimizin birlik ve beraberliğini bozmaya çalışan beşinci kol elemanlarına kesinlikle göz açtırmayacağız. Bugüne kadar Suriye'den Irak'a ve Ukrayna'ya kadar çevremizde yaşanan çatışmaların kıvılcımının ülkemize sıçramasına izin vermedik. Gezi olaylarından 6-8 Ekim hadisesine bekamızı hedef alan nice saldırıyı beraberce savuşturduk. Bundan sonra da mezhep, köken ve inanç üzerinden yürütülmek istenen operasyonlara asla müsamaha göstermeyeceğiz."
"Biz geçmişte bu tarz provokasyonların bedelini ödemiş bir ülkeyiz"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, burada yaptığı konuşmada, çağın "nifak ve nefret yuvası" haline dönüşen sosyal medya mecraları karşısında çok müteyakkız olunması gerektiğini söyledi.
Bölgede gerilimin tırmandığı bir dönemde, bu mecraların ülkeye yönelik psikolojik harekatların merkezi olarak kullanılmasına seyirci kalamayacaklarını vurgulayan Erdoğan, "Biz geçmişte bu tarz provokasyonların bedelini ödemiş bir ülkeyiz. Benzer acıları milletimize tekrar yaşatamayız." ifadelerini kullandı.
Erdoğan, şöyle konuştu:
"Türkiye'nin başta Gazze'deki katliamlar olmak üzere bölgesel krizlerde sergilediği dik ve dirayetli duruşun birilerini rahatsız ettiğinin, birilerinin hesaplarını bozduğunun farkındayız. Son dönemde ülkemize yönelik espiyonaj faaliyetlerinin yoğunlaşması bu rahatsızlığın tezahürlerinden sadece biridir. Bunlar karşısında elbette biz de boş durmuyoruz. Milli İstihbarat Teşkilatımız göğsümüzü kabartan operasyonlarıyla kazın ayağının öyle olmadığını tüm dünyaya gösteriyor. İsrail'in ülkemizdeki casusluk şebekesini ortaya çıkaran teşkilatımız, bizi tehdit edenlere cevabımızı çok net vermiştir. Tabii bu İsrail'i ciddi manada şaşırtmıştır. 'Nasıl oldu da bunları toparladınız, bunları aldınız, yakaladınız', vesaire gibi... Ya dur bakalım, bu, bu işin ilk adımı. Türkiye'yi tanıyacaksınız, hala tanıyamadınız ama tanımaya mahkumsunuz."
MİT'in, bölgedeki gerilimlerin düşürülmesinde geniş bir yelpazede sütre gerisinde yürüttüğü istihbarat diplomasisini de takdirle karşıladıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, teşkilatın dış istihbarat alanında diğer ülkelerin terörle mücadelesine katkı sağlamaktan rehine kurtarmaya, ara buluculuktan esir takasına kadar pek çok başarılı çalışmaya imza attığını ifade etti.
Erdoğan, devlet görevlilerine ve kritik kurumlara yönelik siber saldırıların engellenmesi noktasında MİT'in başarılarını gururla takip ettiklerini söyledi.
"Devletimizin artık harekete geçmesi gerektiği inancındayım"
Erdoğan, akıllı telefonların yaygınlaşmasıyla birlikte kamu görevlileri arasında yabancı mesajlaşma uygulamalarının kullanımının da arttığına dikkati çekerek, "Söz konusu uygulamalardan resmi kurumlarımıza ait birçok bilgi, belge, not ve doküman da maalesef paylaşılıyor. Bu durumun bilgi güvenliği açısından ciddi bir zafiyet oluşturduğu açıktır. Avrupa ülkelerinin son dönemde bu uygulamaların kullanımı noktasında belli seviye ve görevlerdeki kamu personeline yönelik çeşitli kısıtlamaları hayata geçirdiğini görmekteyiz. Bu konuda devletimizin de artık harekete geçmesi gerektiği inancındayım." değerlendirmesinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yabancı aplikasyonlar yerine Türk şirketler tarafından geliştirilen Türkiye menşeli uygulamaların kullanımının teşvikinin bu süreçte bir alternatif olarak değerlendirilebileceğini belirterek, şunları söyledi:
"MİT Başkanlığımızın, devletimizin bilgi güvenliğini tahkim hususunda diğer kurumlarımıza rehberlik etmesinde fayda görüyorum. Biz de bu çalışmaların çok yakın takipçisi olacağız. 97 yıllık tarihi ile asırlık bir çınara dönüşen Milli İstihbarat Teşkilatımızın inşallah bizleri her alanda gururlandırmaya devam edeceğine inanıyorum. Bu süreçte biz de sizin yanınızda olmayı, sizlere her türlü desteği vermeyi sürdüreceğiz. Rabb'im yar ve yardımcınız olsun."
Teşkilatın bugünlere gelmesinde emeği geçen tüm yöneticileri şükranla yad eden Erdoğan, "Uzun yıllar birlikte mesai yaptığım İbrahim Kalın Bey'e ve ekibine, ayrıca teşkilatımızın bütün mensuplarına, Hakan Fidan Bey'e tekrar tekrar Rabb'imden yeni görevlerinde başarılar diliyorum. Bu vesileyle vatan, Kur'an ve bayrak uğrunda can veren aziz şehitlerimizi bir kez daha rahmetle ve minnetle yad ediyorum." ifadelerini kullandı.
Erdoğan, Teşkilatın 97. kuruluş yıl dönümünü tebrik ederek sözlerini tamamladı.
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.