Türk müziği klasikleri arasında hikayesiyle özel bir yere sahip olan ve 19. yüzyılda Batı müziği ile ilk etkileşme örneklerinden biri olarak sayılabilecek rast makamındaki "Kar-ı Müşterek", bestekar Dede Efendi ile dönemin devlet adamlarından Reisülküttap Mahmud Raif Efendi'nin ortak imzasını taşıyor.

"İngiliz Mahmud" olarak da bilinen Raif Efendi, Londra sefaretinde başkatipliği sırasında davet edildiği bir konserde çalınan bir eserin aklında kalan laytmotifini İstanbul'a dönüşünde dostu Dede Efendi'ye aktarmış. Dede Efendi, rast-1 cedid makamında bestelediği karın son kısmına Raif Efendi'den duyduğu ezgileri yerleştirerek esere "Kar-ı Müşterek" adını vermiştir.

Şef Mehmet Güntekin yönetimindeki koro, aralarında "Bir Acayib Hab-ı Gaflete Düştüm", "Gamdan Azade Heman", "Sevdim Yine Bir Nevcivan", "Gözlerinden İçti Gönlüm" ve "Gülşen-i Hüsnüne Kimler Varıyor"un da bulunduğu eserler icra etti.

Konserin son bölümünde ise hicaz makamından örnekler verildi.