Sevgili okuyucularım bu yazım gazeteci sayın TURGAY GÜLER beyefendinin insani bir yazısına karşı onunda başka insanları anlaması için kaleme aldığım bir konu olacak.
2009 yılının nisan ayı başında 52 kilo olarak sadece yanımda kayınpederim ve annem olmak üzere hastaneye kaldırıldım.
Ne bende ne kimsede Ümit yoktu.93 kilodan yavaş yavaş 52 kiloya düştüm.
Babamı da böyle bir kaç ay içinde kaybetmiştik. İçimden bende aynı şekilde gidiyorum diyordum.
Fazlaca helalleşecek kimsemde yoktu, hatta çevremde etrafımda dost arkadaş bildiğim bir çok kişide seviniyordu, bunu da fark ediyordum çok iyi gözlem yaparım gidiyor ARSLAN diye zil takıp oynuyorlardı.
Hastanede yeni tahliller yapılınca bir anda hastane ayağa kalktı bir koşuşturmaca başladı hemen yüzüme iki maske takıldı, ben korktum herhalde dedim nükleer maddeye maruz kaldım.
Sordular ne oluyor diye yakınlarım, doktorların dediği bu bey kaç defa buraya geldi, annem hiç gelmedi dedi.
Doktorlar inanamadı hanımefendi bu arkadaş ağır verem tüberküloz hastası nasıl olur buraya gelmedi.
Tedavim yatarak başladı doktorlar düşünceli bu kadar ağır tüberküloza tedavi karşılık verirmi diye.
On beş gün sonra vermeye başladı ve kurtulacağım müjdesi verildi. Bu haberi alan kozmik görev yapan masonik yapıdan iki kişi hastanede beni, evinde kardeşimi başladılar o kadar sıkıntının içinde bizi elemanları ile taciz edip rahatsız etmeye moralimizi kırmaya.
1997 yılında öğrenmiştim tamamen 1983 yılında babamın da aynı şekilde kahvesine zehir koyarak hasta edip öldürdüklerini.
Bunu öğrenince ülkemde TÜM OKLAR bana atılmaya başlanmış arkasından 17-25 Aralık 1998 operasyonu yapılarak ülkenin kaderi değiştirilmişti.
Hastanede uzun yatmam lazımken müsade alarak 40 gün sonra ayrıldım, verem savaş derneğinin desteği ile evde özel bir tedavi ile insanlarla fazla temas kurmadan bir yıl tedavi oldum haplarımı aldım ve devamlı ayda bir kere hastaneye kontrole gittim.
Hainlikleri artık içlerine yer etmiş bu kozmik yöneticiler çocukluğunun o fakir yetişmenin getirdiği hırs ile bu sefer tedavi olduğum haftanın içinde komplo bir operasyon yaparak evimi bastırdılar hiç tanımadığım insanlarla bana çete muamelesi yaptırdılar.
Allah kimseyi fakirlikle, sınamasın. FAKİRLİKTEN bir yere gelmek büyük bir başarıdır, ama fakirliği siper alarak kozmik yönetici vasfını kazandıktan sonra HIRSIZLIK ,UĞURSUZLUK yapmak etik değildir dokunulmazlık statüsünde olsan bile.
İşte bu dönemden sonra sayın TURGAY GÜLER ve arkadaşları buna merhum AYTUNÇ ALTINDAL beyefendi de katılmıştı.
Koro halinde OSMANLININ ve İSLAMIN tokadı, akla gelinmeyecek sözler canlı yayında isim vermeden ama anlayanın anlayacağı şekilde salvo atışlar yapıyorlardı.
Sayın TURGAY GÜLERİN arkasını kolladığı bu insanlar zengin semtinde zenginlere düşman olmuş ve bunu ekonomiye tahvil etmiş kişilerdi.
Sonra kaçırılmamdan bir gün evvelde 4 Aralık 2018 aslında tüm ülkede benim kimler tarafından kaçırıldığım ve amaçlarının ne olduğu,beni tutup neye tamamen sahip olmak istendiğini herkes biliyordu değilmi sayın TURGAY GÜLER.
Sadete gelirsek en önemli şeyin temiz ahlak olduğunu hep söyledim.Hiç bir zaman dindar olmadım.
Kinim insanlara değil,şifa istediğiniz tüm insanlara ALLAH,TANRI şifa versin yakalandıkları kötü hastalıklardan korusun.
Sayın TURGAY GÜLER senin için kahramanlık olarak nitelendirdiğin işler bizim için günlük işlerdi,bu bizim GENETİK yapımızda var.
Sayın Ahmet kekeç ve diğer arkadaşlara acil şifa dilerim,AHMET bey Kürt kökenli bir kardeşimiz benimde rahmetli olmuş bir yakınımın çalışma arkadaşı, yakın arkadaşlardı,GIRGIR gazetesinde.
Benim kinim, tepelere çıktımı insanları BÖCEK gibi görenlere ve haksızlığa,zulme yol veren bu sistemin insanlarına.
Şahıslar gelir gider haksızlığa,zulme yol verenler sistemi çökertir,ülkeyi çökertir.
Tekrar geçmiş olsun dilerim,TÜRK’lüğün en büyük özelliği düşmanına bile şifa dilemesi el uzatmasıdır,
Amerikalı üst düzey yetkililer bile BAŞKANLARINA bunu rapor etmişlerdir.
Saygılarımla,
Alp Tufan.