Davutoğlu: Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi Yozlaşmayı Kurumsal Hale Getirdi
Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini eleştiren Gelecek Partisi lideri Davutıoğlu, "Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi liyakatsizliği, keyfiliği ve dolayısıyla düpedüz akılsızlığı ve yozlaşmayı kurumsal hale getirmiştir" dedi.
Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini eleştirerek, "Erdoğan “evime ekmek götüremiyorum” diyen esnafa mütekebbir bir edayla keyif çayı verirken, Bahçeli askıda ekmek projesi ile yoksulluğun ulaştığı düzeyi tam bir acziyet ile teşhir etmektedir. Madem keyfi çay veriyorsunuz, Bahçeli'yi çağırın beraber keyfedin. Bu milletin açlığıyla yoksulluğuyla alay etmeyin. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi var olduğu sürece bu iktidarın ülkeyi yönetmesi, ekonomiyi yönetmesi, dışişlerini yönetmesi, sağlığı ve eğitimi yönetmesi mümkün değildir. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi liyakatsizliği, keyfiliği ve dolayısıyla düpedüz akılsızlığı ve yozlaşmayı kurumsal hale getirmiştir" diye konuştu.
Gelecek Partisi 1’inci Olağan Genel Kongresi Ankara’da başladı. COVİD-19 önlemleri kapsamında başlayan kongrenin açılışında konuşan Davutoğlu, Türkiye'de yönetme kabiliyetini, karar alma iradesini kaybetmiş ve paralel bir evrende yaşayan bir iktidar olduğunu söyledi.
Davutoğlu'nun konuşmasından satır başları şöyle:
ERDOĞAN’A “MÜTEKEBBİR EDA” ELEŞTİRİSİ: Bugün halkımızın karşı karşıya kaldığı yoksullaşma insan onurunu tahrip edecek noktaya gelmiştir. Koasliyon iktidarı ise bu yoksullaşma karşısında bir yandan halka tepeden bakan bir kibir diğer yanda ise ne yaptığını bilmez bir acziyet sergilemektedir. Erdoğan “evime ekmek götüremiyorum” diyen esnafa mütekebbir bir edayla keyif çayı verirken, Bahçeli askıda ekmek projesi ile yoksulluğun ulaştığı düzeyi tam bir acziyet ile teşhir etmektedir. Madem keyfi çay veriyorsunuz, Bahçeli'yi çağırın beraber keyfedin. Bu milletin açlığıyla yoksulluğuyla alay etmeyin.
KAFASINI KUMA GÖMEN BİR İKTİDAR VAR: Türkiye bugün üç büyük krizin içerisindedir. Bu krizlerin birincisi işçinin, köylünün, memurun, işverenin, kadınların, gençlerin, emeklilerin ve milyonlarca işsiz kardeşlerimizin iliklerine kadar hissettikleri ekonomik krizdir. İkincisi bütün siyasal hayatımızı, devletin karar alma kabiliyetini, kurumların işlemesini, yargının çalışmasını, yasamanın işini yapmasını felç etmiş olan siyasal krizdir. Bugün Türkiye’nin en büyük krizi ise, yönetme kabiliyetini, karar alma iradesini kaybetmiş ve paralel bir evrende yaşayan bu iktidardır. Kafasını kuma gömen bu iktidar milleti de milletin dertlerini de ne görüyor ne de duyuyor.
BU SİSTEM KRİZDEN BAŞKA BİR ŞEY ÜRETEMEZ: Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi var olduğu sürece bu iktidarın ülkeyi yönetmesi, ekonomiyi yönetmesi, dış işlerini yönetmesi, sağlığı ve eğitimi yönetmesi mümkün değildir. Çünkü Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi liyakatsizliği, keyfiliği ve dolayısıyla düpedüz akılsızlığı ve yozlaşmayı kurumsal hale getirmiştir. Bu sistem var oldukça krizden başka bir şey üretemez, üretmesi söz konusu olamaz.
9 KASIM’DA YENİ MODELİ AÇIKLAYACAK: Ne bugünkü hükümet sistemini ne de eski ucube parlamenter sistemi savunuyoruz. Güçlendirilmiş parlamenter sistem modelimizi 9 Kasım’da açıklayacağım. "
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.