“Turgut Özal, bugün ülkenin ihtiyacı olanları 40 yıl evvel sıralamış, listeye dökmüş, uygulamaya başlamıştır ancak tamamlamaya ömrü vefa etmemiştir”

(DP Basın Merkezi – 17 Nisan 2020) Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, 8.Cumhurbaşkanımız Turgut Özal’ın ölüm yıldönümü dolayısıyla bir mesaj yayınladı.

Genel Başkan Gültekin Uysal, 8. Cumhurbaşkanımız, Anavatan Partisi Kurucu Genel Başkanı merhum Turgut Özal’ın 27. Ölüm yıldönümü dolayısıyla yayınladığı yazılı mesajda şunları ifade etti:

“Milletle devlet arasındaki sınırları kaldıran bir lider oldu”

Türkiye’de ekonomik ve sosyal dönüşümün mimarlarından, Demokrat siyasetin temsilci ve uygulayıcılarından 8. Cumhurbaşkanımız, Anavatan Partisi Kurucu Genel Başkanı merhum Turgut Özal’ın zamansız bir biçimde aramızdan ayrılışının 27. Yılı bugün.

Turgut Özal, bizim ve Türkiye için birçok güzel sözle anılabilecek bir tarihi, siyasi şahsiyettir. Dahası her abide demokrat gibi demokrasi, adalet ve hakkaniyet, şahsiyetinde mukim bir devlet adamıdır.

Ülkenin ekonomik ve siyasal sınırlarını, fikrin ve mülkiyetin sınırlarını, teşebbüsün, hak ve hürriyetlerin sınırlarını genişleten, bugün öykünülmesi gereken biçimde milletle devlet arasındaki sınırları da kaldıran bir lider portresidir Özal.

Tanıklarının hatırladığı biçimde, tarihin tanık olduğu ve şüphesiz takdir ettiği biçimde uluslararası camiada 12 Eylül Darbesi ile kesintiye uğrayan Adalet Partisi ve Süleyman Demirel’in icraat çizgisini sürdürerek, ülkeyi bir üst lige çıkaran akılcı kararları ve milletin lisanı ile milletle hassaten bir gönül bağı kurmuş unutulmayacak bir devlet adamlığı…

“Gerçekten demokrat, gerçekten serbest ekonomiden yana bir kimlikti”

Üretebilen, icat edebilen, nihayetinde gelişen ve büyüyen bir toplumun en önemli özelliğinin serbest bir düşünce ve ifade hürriyeti olduğunu sezmiş, beyan etmiş dahası bu minvalde politikalar üretmiş bir siyasi Turgut Özal.

Bugün kendisini referans gösterenlere inat gerçekten demokrat, gerçekten serbest ekonomiden yana bir kimlik.

Hülasa, özellikle bugün ülkenin ihtiyacı olanları 40 yıl evvel sıralamış, listeye dökmüş, uygulamaya başlamış ama ömrü vefa etmemiş isimdir Turgut Özal.

Turgut Özal, dünyanın hızlı bir dönüşüm yaşadığı dönemde, ülkemizde tarihi, sosyal ve siyasal kırılmaların akabinde üstlendiği sorumlulukla, Türk Milleti’ni, zamanın ruhunu yakalamaya yaklaştırmış bir isimdi.

“Ülkenin kronik sorunlarına reçete hazırlamıştı”

Merhum cumhurbaşkanımız, yalnız yaşadığı dönemin değil bugünün Türkiye’sinde de kronik hale gelmiş, getirilmiş sorunlar için bir reçete hazırlamıştı.

Biz demokratlar için bir inanç haline gelen, kendisinin Cumhurbaşkanlığı yemini ettiği 9 Kasım 1989 tarihinde Meclis kürsüsünden sunduğu reçete şudur;

“İfade hürriyeti, inanç hürriyet ve teşebbüs hürriyeti.”

Bugün içinde bulunduğumuz, maruz kaldığımız sorunların temelinde, bu ilkelerin yokluğu bulunmaktadır. Özünde demokrasi yokluğu, adaletin tesis edilememiş olması…

Bu ilkelerden hareketle ve icraatları dolayısıyla bizlere bıraktığı bu miras, gösterdiği bu rota dahi kendisine minnet duymamız, saygı ve rahmetle anmamıza yeter.

“Demokrasiyi, adaleti ve zenginliği “herkes için” dilemişti”

Zaman zaman kendisini stratejik olarak anan, sözde mirasını sahiplenen ve hatta o kıymetli mirastan rant devşirmeye çalışanlara inat demokrasiyi, adaleti ve zenginliği “herkes için” dileyen, bunun için didinen Turgut Özal, “halka hizmet Hakk’a hizmettir” düsturuyla bir yaşam sürmüştü.

Türk Milletinin manevi coğrafyası ile kurduğu sıkı ve hasbi bağları ile yalnız bu coğrafyada değil, milletimizin tüm gönül coğrafyasında takdir edilen, rahmetle anılan bir isim oldu.

“Hürriyetçi demokratların ona minneti bitmeyecektir”

Atatürk ile başlayan, Bayar, Menderes, Demirel ve rahmetli Özal ile devam ettiregeldiğimiz tarihi yürüyüş ve istikametten son 18 yılda kopuşumuz, bugün içinde bulunduğumuz sorunlar kendisinin kıymetini bir kez daha ortaya koymaktadır.

Turgut Özal yaptıkları, işaret ettiği hedefler ile milletin gönlüne nakşolmuştur ve bu milletin, biz hürriyetçi demokratların ona minneti bitmeyecektir.

Büyük bir onurla bıraktığı davanın temsilciliğini yapan biri olarak, dahası icraatlarının nasibine erişmiş Türk Milletinin bir ferdi olarak bir kez daha kendisine şükranlarımı sunuyor, aziz hatırası önünde saygı ve rahmetle eğiliyorum.”