Denklik Bekleyenlere İYİ Parti Müjde Verdi
Türkiye’deki eğitim sistemi ve Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK) uygulamalarına karşı her gün yeni bir konu karşımıza çıkıyor.
Muharrem KARABULUT
Türkiye’deki eğitim sistemi ve Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK) uygulamalarına karşı her gün yeni bir konu karşımıza çıkıyor.
Şu anda hem ülkemiz hem de ülkemizin yurt dışı eğitimle ilgili imzalanan uluslar arası sözleşmelere karşı YÖK tarafından yapılan haksız ve adaletsiz uygulama iddiaları ülkemizin gündeminde kanayan yaralar açıyor.
İYİ Parti Adana milletvekili ve grup başkan vekili Ayyüce Türkeş Taş, yaklaşık 104 bin öğrencinin kapısında beklediği, bazılarının ise mahkeme koridorlarında hak, hukuk ve adalet aradığı YÖK’ün denklik uygulamalarına karşı öğrencilerin hak ve hukuklarını koruyacak, adaletli bir sistem oluşturulması amaçlı olarak Kanun teklifi verdi.
Denklik konusunda çalmadık kapı bırakmayan ve bazı siyasetçilerden olumlu, bazılarından ise olumsuz cevap alan öğrenciler, İyi Parti’nin verdiği kanun teklifi üzerine ümitlendi. Umutlandı.
İYİ Parti grup başkan vekili Ayyüce Türkeş Taş, 12 Eylül 1980 darbe yönetiminin bir eseri olan ve 4 Kasım 1981 tarih ini taşıyan TBMM değil, atanmış danışma meclisinin çıkardığı bin 547 sayılı Yüksek Öğretim Kanununa eklenen EK-47. Maddenin değiştirilmesi için kanun çıkarılmasını önerdi.
Taş’ın yeni madde önerisi şöyle;
EK- MADDE: 47- Yurt dışında önlisans, lisans ve yüksek lisans eğitimi alıp Türkiye’ye dönen mezunların ve yatay geçiş yoluyla geçip öğrenimini Türkiye’deki yükseköğretim kurumlarında tamamlayan kişilerin; terör suçundan hüküm giymemek, 26/09/2004 tarihli ve 5 bin 237 sayılı Türk Ceza Kanununun İkinci kitabının ikinci kısmının altıncı bölümünde ve 123/A, 188, 190 ile 191’inci maddelerinde yer alan suçlardan mahkum olmamak ve terör örgütlerine ve Milli Güvenlik Kurulunca Devletin Milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum ve gruplara üyeliği, mensubiyeti ve iltisakı yahut bunlarla irtibatı bulunmamak koşuluyla bir yıl içersinde Yükseköğretim Kurumu’na müracaatları halinde, seviye tespit sınavına (STS) tabi tutulmaksızın diploma ve belgeleri incelenerek Denklik Belgesi verilir.”
Değişikliğin ana gerekçesi olarak ise
MADDE- 1- Yurt dışında eğitim alıp Türkiye’ye dönen mezunların ve yatay geçiş yoluyla geçip öğrenimini Türkiye’deki yükseköğretim kurumlarında tamamlayan kişilerin diploma denklik işlemlerinin hızlandırılması ve süreçteki mağduriyetlerin giderilmesi hedeflenmektedir. Seviye Tespit Sınavı şartı aranmaksızın terör suçları ve kamu düzenine aykırı belirli suçlardan mahkumiyeti olmayan mezunların, doğrudan diploma incelemesi ile denklik belgesi alabilmeleri sağlanacaktır. “ denildi.
Çok güzel ve yüz binlerce gencimizin ülkesine, vatanına, milletine, bayrağına hizmet edebilmesinin önünü açacak güzel bir kanun teklifi. Bu teklifi iktidarın da destekleyip en kısa zamanda kanun maddesi haline getirmesi ve sadece denklik mağduru kişilerin değil de ülkemizin de içinde bulunduğu yetişmiş eleman ve uzman eleman ihtiyacının karşılanmasına katkı sağlanması bekleniyor. Yüz binlerce insanın eğitim gördükleri sektör ve bilim dallarında çalışmasına engel olunmasının ülkemize şimdiye kadar ne katkısı oldu da bundan sonra da olsun mantığı ile hareket edilmesi halinde, denklik mağdurlarının dertlerinin çözümü mümkün. Aslında, kanunlarda ve uluslar arası antlaşmalarda maddesi bile olmayan ve YÖK’ün kendi kendine hazırlayıp kendi kendine uyguladığı bir yönetmelik yüzünden mağdur olan yüz binlerce kişinin derdine çare bulunması, ekonomik açıdan da çok önem arz ediyor.
Bakın, ülkemizde doktor sıkıntısı var. Türk öğrenciler gitmişler, yurt dışında eğitim almışlar. Gelmişler “vatanıma, milletime, bayrağıma hizmet etmek istiyorum” diyerek YÖK’e diploma denkliği için başvuru yapmışlar. Denklik başvurusu direkt ret. Neden, çünkü Türk. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı.
Benzer başka bir konu, Suriyeli gelmiş. Diploması bile yok yanında. Ukraynalısı gelmiş. Somalilisi gelmiş. “Ben doktorum” demişler. YÖK, onlara denklik verip, ülkemizde çalışmalarına izin vermişler. Kendi vatandaşını çiğneyip, ezmekle suçlanan YÖK’ün bu yaptığı söylenilen, tartışılan iddialar, Türk benliğine ve gençliğine zülüm değil midir?
Yine aynı şekilde, bazı Baro baronlarının engellemesi üzerine, hukuk alanında eğitim görenlere de denklik verilmiyor. Türk olmayanlar gelip adliyelerde adalet dağıtmaya başlamışlar. Sonrada ülkemizde adalete olan güven sarsılmış. Kişisel çıkar hesabı yapılırsa tabi ki böyle olur. Kadrolara yetenekli ve donanımlı insan kaynağı mevcut iken denklik verilmeyip bunlar devre dışı bırakıldığında ortaya böyle bir durum çıkıveriyor.
Peki, YÖK, denklik meselesinde nasıl bir yol ve tavır içinde?
İşte cevabı; Yurt dışında Türkçe eğitim almışsınız. Direkt ret. (Türkiye Cumhuriyetinin resmi dili ve eğitim dili Türkçe. YÖK; Türkçe eğitimi kabul etmiyor.)
Yurt dışında eğitim için gerekli kalma süresi eksik: Pandemi ortamında, korona yüzünden bütün dünya evlerine kapanmış. Türkiye dahil, dünyanın bütün ülkelerinde online eğitim yapılmış. YÖK, bunu kabul etmiyor. Direkt ret.
LGS sınavına girilmemiş. (Eğitim alınan ülkede üniversitelere giriş için sınav yok. Her üniversite kendi sınavını kendisi yapıyor. Bazıları hiç yapmayıp, diploma transklip notlarına göre öğrenci kabul ediyor. )
YÖK, bu üniversiteleri, eğitimini kabul etmiş. Ama, sıra diploma denklik meselesine gelince “ben bu eğitimi tanımıyorum” diyor. Uluslar arası antlaşmalara karşı direniyor. Anayasanın eğitim hakkı, eşitlik hakkına karşı direniyor.
Mahkeme hakimlerine, “biz denklik başvurusunu ret ettik, sizlerde davaları ret edin” brifingi verilmiş. Bu nedenle, mahkemelerde kanunlara, antlaşmalara ve uluslar arası Lizbon Eğitim sözleşmesine bakıp değil de YÖK’ün kendi kendine hazırladığı ve bazı vakıf üniversitelerinin kayırma adına uygulandığı yönetmeliğe bakıp, geçmişe yönelik hak ve kazanımları olan öğrencilerin bile hak, hukuk, adalet sistemine uymayan davalarına ret kararları veriyorlar. Bazıları ise davaları kabul ediyorlar. Bazılarında YÖK’e inat karşı oy kullanan hakimler mevcut. Ama, adalet yolunda da sonuç, iddialara göre YÖK ve siyasi engellerle dolu.
Mağdur öğrenciler bu durumları Türkiye’deki bütün siyasi partilere, yerel yöneticilere, genel merkez yöneticilerine bildirmişler. Evrakları, belgeleri vermişler. Pek çok kişi “siz haklısınız” diyor. Bazıları da “olmaz böyle bir şey” diye ifadelerde bulunuyorlar. Fakat, iktidar kanadında, iddialara göre, partinin Siyasi ve Hukuk işlerinden sorumlu genel başkan yardımcısı Hayati Yazıcı, TBMM başkanı Numan Kurtulmuş, eski başkanı Mustafa Şentop, bu kişilerin kefil olup YÖK başına konulan Erol Özvar ve havalisinin denklik meselesine siyasi seçim ve ittifak ortakları MHP’nin bütün uyarılarına rağmen ters bakıyorlarmış. Söylentiler böyle. Denklik mağdurları nereye gitseler, karşısına bu isimler ve havalileri çıkıyormuş.
İYİ Parti grup başkanvekili ve aynı zamanda akademisyen olan Ayyüce Türkeş Taş’ın bu konuyla ilgili verdiği kanun teklifi ülkemizdeki eğitim çıkmazı ve adalet çıkması, denklik mağduru öğrencilerin haklarının verilmesine anahtar olabilecek bir çözüm getiriyor.
AK Parti ve milletvekilleri, sanırım bu kez sayıları şimdilik 104 bini aşan, aileleri ve etrafıyla birlikte ise 500 binden fazla seçmen oluşturan bu denklik mağdurlarının seslerine kulak verirler. Malum, siyasi yapı çalkantılı. İktidar ve ittifak ortakları sürekli oy kaybediyor. Siyasilere güven dengesi her geçen gün azalıyor.
Hak, hukuk ve adaletle ilgili iddialar, sıkıntılar mevcut. Bu kez, hak, hukuk, adalet çerçevesinde sağduyu hakim gelir. Denklik mağduru öğrencilerin hak ettikleri hakları kendilerine verilir.
Çünkü, ülkemizde yetişmiş. eğitimli, donanımlı insan gücü yok sayılıyor. Yerlerine Suriyeliler, Somalililer, Ukraynalılar ile başka ülkelerin vatandaşları getirilip onlardan hizmet bekleniyor. Bu kişiler, kendi vatanlarında kalıp mücadele etmek yerine kaçıp gelmişler.
Vatandaşların kafasındaki soru şu; Acaba bunların ne kadar Türkiye’ye faydası olur?
İktidarın, özellikle AK Parti’nin gerekli yasal eksiklikler ve düzenlemeleri zaman geçirmeden yapıp, Türk gençlerin vatana, millete, ülkeye hizmet etmelerinin kapılarını açması bekleniyor.
İYİ Parti’nin kanun teklifi ile bu olayların, denklik meselesi ve sorunlarının TBMM çatısı altında kayıt altına alınması olumlu bir müjde.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.