Deprem Değil, Kötüler Öldürür, İyiler Yaşatır
Nevzat Bingöl’ün yeni yazısı...
Depremin etkilediği 10 ilden biri olan Diyarbakır’da yaşıyorum. Bu nedenle de 06 Şubat 2023 Pazartesi, depremin tüm şiddetini hissederek uyandık. Diyarbakır siyasal bir kent bu anlamda sivil toplumun en güçlü olduğu illerin başında gelir. Siyasal ve doğal afetlere erken müdahale etme konusunda da çok dinamik bir kent, nihayetinde 04.17’ de yaşanan deprem günü, saat 07.00 gibi Kayapınar Belediyesi ve farklı sivil toplum örgütlerinin çorbası sahada insanlara dağıtılmaya başlanmıştı. Diyarbakır gün içerisinde kendi yaralarını sarmaya başlamışken, depremden etkilenen diğer illere de akşama doğru başta ekmek ve su olmak üzere yardım konvoyları oluşturulmaya başlandı.
Depremin ikinci gününden itibaren Adıyaman, Kahramanmaraş ve Malatya’ya bazı arkadaşlarla birlikte daha çok kırsal alanlarda ve yardım ulaşamamış bölgelere bireysel yardımlar yapmaya çalıştık. Gazeteci olarak geçmiş dönemlerde başta savaş olmak üzere birçok doğal felaketleri takip etmiştim. Bu nedenle de karşılaştırma imkânları, alınan bir dersin olup olmadığı konusunda “kendime” objektif değerlendirmeler yapmaya çalıştım.
7.8, 7.6 ve 6.4 depremleri sonrasında yaşanan yıkımın resmi rakamlarla sınırlı olmadığını, en az 4-5 kat daha büyük olduğunu Toplumdaki yaygın düşünceye ortak olarak ben de düşünüyorum. Depremin yaşandığı illerin yönetimlerinin de bu enkazın altında kaldığını gördüm. Sonradan gönderilen “Koordinatör” valiler aracılığıyla bu kaosa müdahale edildi. Bazı illerde çok başarılı olunduğu bazı illerde ise “durumun idare edilmeye çalışıldığına” şahitlik ettik.
Deprem sonrası en çabuk toparlanan kent Malatya oldu. Yıkılan veya ağır hasarlı bina sayısına göre ölü sayısının çok fazla olmadığı Malatya’da, özellikle de adından da anlaşılacağı üzere tarım arazisi olan “Bostanbaşı” bölgesine yapılan yeni binaların neredeyse tamamı ağır hasarlı ve acil yıkılacak duruma gelmişti. Bu kadar yıkımın olduğu bir yerde, dışarıda kalan ve ihtiyaçlarının karşılanması gereken nüfus sayısı da o kadar ağır olur.
Malatya’daki yerel yöneticilerden aldığım bilgilere göre depremin birinci günü koordinatör vali olarak Van Valisi Malatya’ya geliyor. İlk etapta yaklaşık 100 korucu ve 500 civarında komando, asayiş ve trafik ekibini Van’dan Malatya’ya sevk ediyor. Korucu ve askerler enkaz altında ilk günün gecesi 65 kişiyi sağ olarak çıkarıyorlar. Elazığ ve Tunceli’den 10 tır su getirtiyor. Malatya’nın depremde etkilenmeyen ilçe kaymakamlarına talimat vererek, fırınların 24 saat ekmek çıkartmasını sağlayarak ekmek ihtiyacını karşılıyor.
İlk günkü kaos karşıladıktan sonra Malatya’da duran devlet çarkların yeniden oluşturularak çalışmaya başlamış. Çok sayıda kaymakam geçici görevle Malatya’da görevlendirmiş, her kaymakam ayrı bir işten sorumlu, kimisi depodan, kimisi yemekten, kimisi lojistikten vs. Van, Malatya’ya kardeş şehir yapılmış, Van Belediyesinin tüm birimleri, emniyeti, eğitimi, din hizmetlerini, askeriyeyi, üniversiteyi, çevre ve şehirciliği, Malatya’ya taşınmış. İhtiyaç duyulan konuda hemen Van’dan takviye ekip getirtilmiş. Malatya’da yardım malzemeleri çok büyük bir depoda tasnif edilerek dağıtılıyor, bu işi askerler büyük bir ciddiyetle yapıyor. Bu nedenle de Malatya’da diğer illerin aksine sokaklarda yardım dağıtan sivil toplum örgütlerini görmedik, çünkü Devletimiz, Malatya’da eksik bir alan bırakmamış, günde yaklaşık 240 bin kişilik sıcak yemek dağıtılıyor. Bu mutfaklarda aralarında ABD’li, Filistinli, Kanadalı ve Somalililerin de olduğu gönüllüler çok lezzetli yemekler pişirerek depremzedelere dağıtıyor.
Malatya sokaklarında çok sayıda 65 plaka resmi araca rastlarsınız. Trafik, hasar tespit, din hizmetleri gibi acil hizmetlerin tamamında Van desteğini görmek mümkün.
İlk kaos fırtınası karşılandıktan sonra Van depreminde kullanılan ve yıpranmış konteynerlerden 300 adet ve Malatya göç idaresi uhdesinde bulunan ancak göçmenler tarafından hasara uğramış yaklaşık 400 adet konteyner, Van’daki kurumların ustaları getirtilerek tamir edilmiş ve Konteyner kent olarak hizmete sunulmuş. Malatya’da görüştüğüm bazı belediye ve yerel mülki yetkililer, konteyner kentin yaklaşık 2000 konteynerden oluşacağı bilgisini verdi.
Deprem nedeniyle gezdiğim kentlerden normalleşmeye en yakın kent Malatya oldu, bu konuda emeği geçenleri ülke ve insanlık adına tebrik etmek ve kendilerine teşekkür etmek gerekir. Malatya’yı bir model olarak gördüğüm için Malatya modeli olarak yazmaya karar verdim. Demek ki liyakatin olduğu yerde sorunlara çözüm kolaymış. Malatya’da görüştüğüm bir fırıncı, “sürekli sokaklarda gördüğüm bir valinin aracının bana bu kadar sempatik geleceğini hiç düşünmemiştim” sözü liyakatin ne olduğunu özetliyor.
Malatya sokaklarında gezerken, halkın özellikle 65 resmi plakalı araçlara ellerini kalplerinin üstüne götürürken nasıl içten bir sevgi ve saygı gösterdiklerine tanık oldum.
Bu depremin Malatya ile Van arasında iki depremzede il ortaklaşmasının ötesinde, kardeşlik duygularını ortaklaştırdıklarını gördüm.
Bu depremde, iyi yöneticilerle felaketlerin nasıl doğru karşılanabileceğini gördüm.
Bu depremde sivil toplumun ne kadar önemli olduğunu ve doğru kullanıldığında neler başarabileceğini gördüm.
Bu depremde felaketlerin her zaman olabileceğini, önlemlerin önceden alınması gerektiğini gördüm.
Bu depremde maalesef toplumdaki dejenerasyonu da gördüm, fırsatçılığı da gördüm, ahlaksızlığı da gördüm. Ancak toplumumuzda giderek artan ahlaksızlara artık yer vermek istemiyorum.
Bu depremde üç günlük dünyada paranın da o kadar önemli olmadığını ve birbirimizi sevmemiz gerektiğini gördüm.
Bu depremde ölmedim ama öldüm. Sonra iyi insanları, iyi yöneticileri gördüm, her şeye rağmen yaşamanın, iyilik yapmanın, dürüst olmanın, erdemli olmanın gerekliliğini gördüm ve yeniden dirildim. İyi ki varsınız iyi insanlar.
“İyilik iyidir.” Ali Sürmeli; bir alevi köyünde mezar taşında yazan...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.