‘‘Devlet Yönetiminde İdarecinin Rolü’
Gazeteci Mehmet Akyol tarafından tertip edilen ‘Devlet Yönetiminde İdarecinin Rolü’’ toplantısına, Emekli Vali ve BAŞKON Onur kurulu Başkanı Abdulkadir Sarı yönetti. Toplantıya çok sayıda dinleyici katıldı.
Başkent Ankara ve Anadolu Konfederasyonu (BAŞKON) ve Ankara Meclisi Derneği başta olmak üzere, Ankara mahreçli değişik federasyon ve dernekler, 28 Ocak 2020 tarihinde Ankara Ulucanlar Eski Cezaevi Kültür Merkezinde ‘‘Devlet Yönetiminde İdarecinin Rolü’’ konulu bir sohbet toplantısında bir araya geldiler.
Bahse konu toplantıda; eski Aydın Milletvekili Cengiz Altınkaya, eski Denizli Milletvekili ve 20.inci Dönem TBMM Başkan Vekili Hasan Korkmazcan, eski Ankara Milletvekili Prof.Dr. Eyyup Sanay, eski Afyonkarahisar Milletvekili Müjdat Kayayerli, eski Erzurum Milletvekili Mehmet Kahraman, NGazete Yazarı ve Emekli Deniz Albay Alp Kırıkkanat, Başkent Ankara ve Anadolu Konfederasyonu BAŞKON Genel Başkanı Nurettin Doğan, Devlet Protokol Eski Müdürü Nihat Aytürk, Ankara Büyükşehir Belediyesi MHP Grup Başkan Vekili ve Gölbaşı Belediye Meclisi Üyesi Murat Ilıkkan, Başkent Ankara Dernekler Federasyonu Genel Başkanı ve Ankara Büyükşehir ve Kahraman Kazan Belediye Meclisi Üyesi İdris Yavuz Cengiz, Ankara Sanat Platformu Genel Başkanı Eğitimci ve Yazar Sultan Özateş ile Dünya ve Anadolu Dernekler Federasyonu Genel Başkanı Müjgan Erdem konuşmacı olarak katıldılar.
Toplantıda konuşan gazetemiz yazarı Alp Kırıkkanat; kamu hizmeti veren yöneticilerin sorumluluk sahibi olması gerektiğini vurguladı. Bu hususun, idarecinin en önemli vasıflarından biri olduğunu belirten Kırıkkanat, kendi mesleki geçmişinden örnekler vererek, harp gemilerinde bulunan bir pirinç levha üzerindeki ‘‘Komutanın sözü kanundur’’ yazılı hatırlatıcı mahiyette bir cümleden bahsetti. Kırıkkanat, bu sözün, gemi komutanına kanunlar kapsamında denizde ona verilen yetkinin genişliğini gösterdiğini ancak bu yetkiyi kullanırken; tüm sorumluluğun da gemi komutanında olduğunu ifade etti. Bunun hesap verilebilirliği de ortaya koyduğunu belirtti.
Sorumlu olmakla sorumluluğu hissetmek arasında da bir fark olduğunu belirten Kırıkkanat, bununla ilgili olarak tarihten örnekler verdi. Çanakkale savaşının kara muharebelerinde, bir kısım İngiliz komutanların birliklerini çadırdan sevk ve idare etmeye çalışırken, Atatürk’ün ise bizatihi cephede, askerinin başında ve elinde haritayla birliklerine kumanda ettiğini belirtti. Yöneticinin talep ve isteklerinde samimi olduğunun görülmesi durumunda, mahiyetinin yapılan işe olan inancını ve güvenini kazanacağından bahsetti. Türk insanının lider ve/veya yöneticisine inanması ve güvenmesi durumunda; her zaman her işin en iyisinin yapılacağını söyledi. Sorumluluk hissine sahip yöneticinin, eğitimli, risk alabilen, kendine güvenen ve itimat telkin eden bir insan olduğunu belirten Kırıkkanat; ancak bu donanımlarla mücehhez bir komutanın, gerektiğinde, ‘‘Ben size ölmeyi emrediyorum’’ diyebileceğini ifade etti.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.