Dikbayır: “Meral Akşener’e hakkımı helal etmiyorum”
İYİ Parti Sakarya Milletvekili Ümit Dikbayır, Genel Başkan Meral Akşener ile aralarındaki gerginliğin ne zaman ve nasıl başladığını, sürecin başından beri yaşananları anlattı.
Belediyelerle ilişkileri bulunduğuna dair iddiaları yalanlayan Dikbayır, parti içinde yaşananlara ilişkin önemli iddialar da ortaya attı. Dikbayır, “Meral Hanım’a asla hakkımı helal etmiyorum. Çoluk çocuğumu medyanın önüne attı. Eşim ve çocuklarım her gün ağlıyor” diye konuştu.
Yolsuzluk iddialarıyla gündeme gelen ve kesin ihraç talebiyle partisinin Disiplin Kurulu’na sevk edilen İYİ Parti Sakarya Milletvekili Ümit Dikbayır, TV100’de soruları yanıtladı.
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener ile aralarındaki gerginliğin 31 Mart 2023’te parti binasına yapılan saldırının ardından başladığını söyleyen Dikbayır, korumalarından özel kalemi sorumlu olduğu halde Akşener’in olayda kendisini sorumlu tuttuğunu söyledi. Akşener’le bu olay nedeniyle gerginlik yaşadıklarını vurgulayan Dikbayır, kırıldığını ve Sakarya’ya döndüğünü, Sakarya yolunda kendisini arayan Akşener’in “geri dön” çağrısına olumsuz yanıt verdiğini de söyledi.
“Meral Akşener’e hakkımı helal etmiyorum”
“Meral Hanım’a asla hakkımı helal etmiyorum” diyen Dikbayır, “Çoluk çocuğumu medyanın önüne attı. Eşim ve çocuklarım her gün ağlıyor” diye konuştu.
“Oğlu evime geldi”
Akşener’in oğlu Fatih Akşener‘in yaşananlar üzerine evine geldiğini söyleyen Dikbayır şunları söyledi:
“Ben aslında bu dönem aday olmayacaktım. Gördüğüm başka şeyler de vardı ama bu son damla olmuştu. Ben siyaset defterini o gün kapatmıştım. Ama oğlu Fatih Akşener 2-3 saatten fazla oturdu. ‘Ben bir şey istemiyorum, siyaset sahnesini kapatacağım’ dedim. Akşener’in oğlu ‘bunu biz anlatamayız’ dedi. Ben de ‘anlatırım, bir hastalık bahane ederim, işimi gücümü bahane ederim, sessiz sedasız bırakmak istiyorum‘ dedim. Genel başkanın yalnız kalacağını söyleyince aday oldum.
Seçim sürecinde genel başkanla birlikte çalıştım. Genel başkanın yanında olmam gerekiyordu ama Sakarya’da olmam gerekiyordu. Sonra Sakarya’da olamayınca eşim bir adaymış gibi 3. Sıra milletvekilimizin yanında aday gibi çalıştı, benim yokluğum konuşulmasın diye. Orada da kırıcı şeyler, hak etmediğimiz şeyler söylendi“
“Tek bir yere aday olmadım”
Seçimle kongre arasında GİK toplantısı olduğunu aktaran Dikbayır, “Seçimden sonra kongreden önce. Şimdi bu para mevzuları konuşulmaya başlandı. Partinin içinde bazıları ‘para ile milletvekilliği satıldığını’ iddia etti” dedi.
Toplantıda böyle bir şeyin kanıtlanması durumunda istifa edeceğini söylediğini belirten Dikbayır, konunun orada bittiğini söyledi.
“Ben 28 yıl MHP’de, 7 yıl da İYİ Parti’de siyaset yaptım” diyen Dikbayır şunları söyledi:
“28 yılda tek bir yere aday olmamışımdır. Ben siyaseti devlete, millete yaptım. İstesem aday olabilirdim ama olmadım. Bazen genel başkana bu kadar yakın olduğunuzda bazı şeyleri sizin yapmanız gerekir. Bazı şeylere arada tampon olmanız gerekir. Yaptığınız kötü şeyleri kendinize iyi şeyleri genel başkana mal edersiniz. Ben hep böyle yaptım. Evet, partinin içinde sevilen olursunuz, bazen sevilmeyen olursunuz. Şimdi bu kongre sürecinde ben bir şey fark ettim. Bu durumlara gelince bazen kaseti geri sarıyorsunuz.”
“Bunu en iyi Akşener bilir”
Önceki kongrede 1 oy farkla ikinci çıktığını söyleyen ve “Peki bu kongrede bu kadar az oy aldım? Orada bir çalışma gördüm. Kongreden sonra bizim bir kadın kotasında hata yapıldığını gördük” diyen Dikbayır şöyle devam etti:
“Bizde yüzde 25 kadın kotası var. Akşener beni aradı ‘hata yapıldı, birinin istifa etmesi lazım’ dedi. ‘Ben istifa ederim‘ dedim. Yapılan yanlıştan dolayı GİK’ten istifa ettim. Ardından bayramdan sonra Akşener’in evine gittim ‘genel merkezden uzaklaşmak istiyorum’ dedim. O da ısrar etmeden ‘tamam’ dedi. Anladım ki benimle çalışmak zor olmaya başlamış. Siyasettir bu, siyasetin içinde partilerin içinde ufak ufak rekabetler olabilir. Beni Koray Aydın, Metin Ergun, Dursun Ataş çizdirebilir ama protokolde görevli Esma Bekar’in çok yakını Sinan İnce beni kongrede çizdirmek için çalışma yaptı. Akşener’den görevden almasını beklerdim, yapmadı. Bu bende derin bir kırgınlık yarattı.“
“Milletvekillerinden para istendi”
Bu olaydan sonra Meclis’in tatil olduğunu kaydeden Dikbayır, “Biz meclise girdik, Ekim 15-20 gibi falandı, milletvekillerinden para istendi. Kiminden 1 milyon TL kiminden 500 bin TL , isim isim para istendi. İşin başlama yeri burası.” dedi.
“Ben buna önce cevap vermedim” diyen Dikbayır şunları söyledi:
“Bizden ayrılan Nebi Hatipoğlu bana soran ilk odur. “Partinin parası mı yok neden bizden para istiyorlar?” dedi. Bunu bana sormanıza gerek yok ben bundan 3 ay önce kongrede yaklaşık 130 milyon TL parayla partiyi devrettim dedim. Seçim kazanılsın kazanılmasın bir bütçe ayırmak zorundasınız. Biz 2022’yi 65 milyon TL ile bitirdik. Ben 6 ay için yaklaşık 130 milyon ayırdım. O zaman partinin kasası eksi 16 milyonda denildi. ‘Olamaz’ dedim, siyasi partinin parası ya vardır ya da yoktur. Geçenlerde parti bütçesini açıkladılar, 27 milyon TL paramız var dediler. Ben haklı çıktım gene. Bunu genel başkana ‘Ümit Dikbayır partinin parasına ne oldu? diye hesap soruyor’ diye götürdüler. Bizim şirketimizde bu kadar para konuşulmuyor.“
Akşener: “Belediyelerle iş yapanın elini kıracağım“
Dikbayır, Akşener’in hesaplarını araştırdığı iddiası ile ilgili olarak da, iddianın ardından kendisi hakkında “Belediyelerle iş yapıyor” dedikodusunun çıkarıldığını söyledi. Dikbayır, Özel Kalem Müdürü Esma Bekar’in Ankara ve İstanbul belediyelerini arayarak “Ümit Dikbayır’ın sizinle akçeli işleri var mı?” diye sordurduğunu iddia etti.
Dikbayır şöyle devam etti:
“Akşener’e attığım Whatsapp mesajında ‘Ben bunları yapmadım, çocuklarımın üzerine yemin ederim’ dedim. Mesajıma dönüş yapmadı. Akşener ‘Belediyelerle iş yapanın elini kıracağım’ filan dedi. Ben yine inanmadım. Grup toplantısı çıkışında hem avukatı hem de Genel Başkan Yardımcısı Sedat Aksakallı ile görüşmek zorunda kaldım. ‘Sizden tek bir şey istiyorum, benim genel başkanım hesaplarımı incelettiğimi söylüyorsunuz, ben böyle bir şey yapmadım. Savcılığa suç duyurusunda bulunun, bankaya dilekçe yazın’ dedim. ‘Devletten bilgi geldi’ dedi, genel başkanın emin olduğunu söyledi. Benim ismimi geçirin, bundan hak doğsun, işlemi ben yapayım’ dedim, ‘olmaz’ dedi. Belediyelerle iş yaptığımı söyledi. Benim, ailemin, sülalemin belediyelerle ticari ilişkisini ortaya çıkarsından bugün milletvekilliğinden istifa edeceğim“
“Aksakallı iş adamlarından para getirdiğini söyledi”
Dikbayır, aynı görüşmede Aksakallı’nın ‘Ben de iş adamlarından para topluyorum getiriyorum, bunda bir şey yok’ dediğini aktararak “Nasıl yani ben bu partinin mali işler başkanıyım senden bana para gelmedi” dediğini söyledi ve “Aksakallı ‘ben Esma hanıma verdim, kocasına verdim’ dedi. Oradan bana veya partinin kasasına para gelmedi. Aksakallı bana bir kuruş vermedi” diye konuştu.
“5 sene önce partiden atılmış bir kız, neden atıldığını biliyorum” diyen Dikbayır sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu kızın genel başkanlık katında birisiyle ilişkisi vardı. İsmini söylemeyeceğim, ikisinin de ailesi var. Bu işleri öyle ortaya atmak kolay değil. Ben isim söylersem bu insanların yuvası yıkılır. Bu işler kolay değil. Ben o zaman bu ilişkiyi fark ettim. Bu herife dedim ki ‘bu ilişkiyi bitir, bu iş genel başkana zarar verir, yoksa genel başkana söylemek zorunda kalırım’ dedim. Bu çocuk, ilişkiyi bitirecek ama doğal olarak kıza da söyledi. ‘Ümit Dikbayır fark etti’ derken, kendi şeyinde yakalanıyor. Sonra bu çocuk, özel kalem Esma Bekar bu işi kapatıyor. Kızı işten çıkartıyorlar ama bu kız benden dolayı çıktığını zannediyor.
Şimdi bir nefret var, birkaç yerde yazmış çizmiş. Ben de kendimden emin olduğum için yanıt vermedim. Şimdi bu kızdaki nefreti bildikleri için 5 sene sonra ‘biz sana yeniden iş vereceğiz’ diyorlar. Eline muhtemelen üç beş kuruş para verecekler. Kızcağız da nasıl bir çaresizlik içindeyse ‘yaparım’ diyor. Partiden de iki şahit, ortada hiçbir şey yok. Ben diyorum ki yukarıda Allah var. Benim bu kızla bir resmim, videom, konuşmam, HTS kayıtlarına girsinler bu kızla telefonum 1 dakika yan yana gelmiş mi? Alnım açık, yüzüm pak.“
“Fatih Akşener 7-8 poşet para dağıtmış”
Seçim döneminde seçim kampanyasını Akşener’in elektrik mühendisi oğlunun yönettiğini aktaran Ümit Dikbayır, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Seçim bitti Fatih Akşener bana ‘Kampanya ekibine para vermem lazım’ dedi ben de ben Genel Başkan’dan onay alırım bütün çalışanlara birer maaş verelim zaten dedim. Onlar biraz daha fazla çalıştılar onlara iki maaş veririz ama elden bir para vermenin doğru olmayacağını bunun partinin içinde diğer çalışanlarla dedikodu olacağını rahatsızlık yaratacağını söyledim ve ben elden para verme yöntemine girmedim. Sonra duydum ki elinde 7-8 tane İYİ Parti poşetiyle her birinin içinde 200’er bin TL var, kendi ekibine para dağıtmış.“
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.