Dilipak: Sadece Korkuyorlar!
Akit Yazarı Abdurrahman Dilipak, hukuk üzerine çarpıcı bir analiz yaptı.
İşte Dilipak'ın muhteşem analizi:
Ne uluslararası hukuk divanları, ne ulusal yargı kurumları çalışıyor. Hepsi bir anda kör, sağır ve dilsiz kesildi. Gözleri var görmüyor, kulakları var duymuyorlar, kalpleri var hissetmiyorlar. Haksızlıklar karşısında derin bir sessizliğe gömüldüler.
İstihbarat örgütleri çalışmıyor. Media, Meslek odaları, STK’lar, akademi, cemaat, siyaset, bürokrasi hepsi aynı koroda aynı nakaratları tekrarlıyorlar.
Görmüyorlar. Daha doğrusu görmek istemiyorlar. Duymuyorlar, çünkü duymak istemiyorlar. Sadece korkuyorlar. Görmek istemeyenden daha kör, duymak istemeyenden daha sağır kim olabilir.
Evraklarda sahtecilik yapıyorlar, yalan söylüyorlar. Tehdit, şantaj, rüşvet defterlerinde herşey var. Hastalık saçıyorlar ama sağlık verdiklerini söylüyorlar. Öldürüyorlar, bunu yaşatmak için yaptıklarını söylüyorlar. Ve birleri de bunlara inanıyor.
Düşünsenize Modern demokrasilerde bile milyarlarca insan siyaset, akademi, media, ideolojik önderler üzerinden sürüleştirilebiliyor. Bu insanlar intihara yönlendirilebildikleri gibi, savaşa, teröre de yönlendirilebilir. Bu sadece ilkel ya da geleneksel topluluklar, dini topluluklar için değil, modern topluluklar içinde geçerli.
Modern devletin, nasıl bir korku imparatorluğuna dönüştürüldüğü de pandemi sürecinde ortaya çıktı. Eğer insanlık bu sonuçtan bir ders çıkartarak zihinsel bir sıçrama yapabilirse ne ala, yoksa gelecek adına durum gerçekten vahim.
Hitler ya da Stalin dönemleri istisnai bir toplumsal anomali dönemi gibi görüldü ve gösterildi. Oysa gerçek şu ki, bu günkü dünyamızda, bilim, felsefe, sanat, eğitim, spor ya da din, ideoloji, tarih, liberalizm, milliyetçilik, hukuk herşey bir kurmaca gibi sanki ve görüntüde olan büyük ölçüde illizyonlardan ibaret.. Aslında biz bakıma bir Metrix’de yaşıyoruz sanki. Ya da Metaverse de yaşıyoruz.
Bir sürü zararlı gıda ve ilaç, tarımda, hayvancılıkta kullanılan besi maddeleri, ilaç diye sattıkları ve uyguladıkları şey zararlı, onlara dokunan yok ama mesela Kenevir geçit vermiyorlar. Ne siyaset, ne akademi, ne yargı, ne media, ne STK, ne bürokrasi bu konuda ses çıkartmıyor..
Bir milletin ve insan neslinin geleceğini karartan bazı yasalar meclisten nasıl hızla ve oy birliği ile geçiyor. İstanbul sözleşmesi, Lanzarote nasıl kotarıldı! Suç sadece ötekilerde mi. Bizde hiç mi suç yok. Unutmayalım ki Şeytanın varlığı günah işlememizin bahanesi, gerekçesi olamaz. Nasıl birileri bu işleri fütursuzca ve hoyratça hayata geçirebiliyor. Onlar mı çok cesur, biz mi çok korkağız. Biraz da kendimize bakalım.. Ötekilerin merhametine sığınmayalım. Siyaset herşey değil, siyaset de bürokrasi de yeteri kadar temiz değil. Görünürse ordu da var, polis de, istihbarat örgütleri de var, ama mesela 5G ya da Pandemi konusunda hangisi görevi yaptı ya da bu işte nerede durdu?. Halimiz ortada..
Birileri durup dururken çok fazla şirinlik yapıyorsa, mutlaka bir halt yapmışlardır ve halt yapmaya hazırlanıyorlardır. Kim olursanız olun, hangi görüşten olursanız olun siz de bunları yiyorsanız, onlar size yedirmeye devam edeceklerdir. “Ölümlüler”in peşinde gitmeyin! Ölümlü kurgulanmış, artırılmış gerçeklerin ağına takılırsanız Şeytan her kılığa girer ve sizi avlar. Ölümsüz hakikate yönelelim. Risalet ve Nübüvvet esasen bizi buna çağırır. Biz çok uzun yıllardır aldatıldık ve avlandık ey halkım! Bize anlattıklar din de tarih de büyük ölçüde gerçek dışı. “Zeytin yağlı yiyeyemem ama, basma da fistan giyemem aman” ilk değil, son da olmadı. Bazen siyasetle, bazan jandarma dipçiği ile bazen dinle, bazen darbe ile, bazen eğitimle, bazen tarih diye, bazen darbelerle, bazen ekonomi ile oynayarak, bazen media, bazen bürokrasi, bazen akademi üzerinden, bazen silahsız kuvvetler, yani STK’lar üzerinden geldiler. Bunların kadrolarında Şeyh de var, Fahişe de. Görmedik mi bunlar Captagon tüccarın Şeyh damıtmadılar mı? Aynı silahla vurdular sağcısını da solcusunu da! Sahi Pandemi sürecinden sonra hala akıllanmayacak mıyız? Sağı-solu yok bunların. İşaret aldıkları günet aldıkları gün derinlerden hepsi aynı şekilde hareket ediyor..
Biz sözü dinleyelim, işe bakalım, doğrusuna destek verip yanlışına karşı çıkalım. İyiliği çoğaltalım. Gelin erdemli dürüst, bilgili, cesur insanlardan ortak bir zemin oluşturalım. İçimizdeki ya da dışımızda yanlış yapana karşı çıkalım, doğru yapanın doğru sözü ve işine destek verelim. Hem de bunu evrensel çapta yapalım. O zaman belki kurtulur gemi! Allahtan başka kurtarıcı yok, kurtarıcılardan kurtulmadan kurtuluş da yok. Sonuçta herkes layık olduğu gibi idare olunacak. Allahın yardımı kullarına yakın, yeter ki cahillerden ve zalimlerden ve onlardan yana olmayalım. Selam ve dua ile.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.