Dilipak’tan Erdoğan’a büyük sitem
Korona virüs aşısı karşıtlığı için yarın mitinge hazırlanan Abdurrahman Dilipak, "Kendi partine, cemaatine, devletine laf anlatamıyorum. Başka yolum kalmadı" sözleriyle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a sitem etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın duyurduğu PCR testi ve aşı zorunluğuna karşı yarın Maltepe'de miting yapacak olan Abdurrahman Dilipak, Ak Partiye sitem etti.
Ak Parti'ye yakın kuruluşlarda dahil “Ulusal Medya”nın büyük ölçüde kapılarını kapattığını dile getiren Dilipak, "Yerli ve Milli” olana karşı “yabancı” olanın yanında durdular." diye konuştu.
"Trollerle mi, onların yalanları, iftiraları ile mi uğraşacaksın, onların arkasındaki Checking grubları ve Monitörlerin bilim maskeli tetikçileri ile mi uğraşacaksınız?" ifadelerini kullanan Abdurrahman Dilipak "Halimiz ortada. Kendi partine, cemaatine, devletine laf anlatamıyorsunuz?" diye yakındı.
Yeni Akit yazarı Abdurrahman Dilipak'ın bugünkü yazısı şu şekilde:
"Yaklaşık 3 haftadır bu konuya kilitlenmiştik. CoVID belası ile ilgili derdimizi anlatmak için başka yolumuz kalmadı.
Bu arada bizi heyecanlandıran bir gelişme oldu Brezilya’da. Tarihin en büyük mitingi gerçekleşti. Milyonlarca insan global teröristlere karşı birlik oldu.
Türkiye’de biz hukuk yolunu, idari yolu, siyasi yolu bütün kanalları ile denedik. Cemaat, STK, Medya, Akademi herkesin kapısını çaldık. Büyük partiler(!?) ilgisiz kaldılar. Büyük Gazeteler (!?) de. Büyük STK’lar da(!?)
“Ulusal Medya” büyük ölçüde kapılarını bize kapattı. “Yerli ve Milli” olana karşı “yabancı” olanın yanında durdu. Zaten aşı dedikleri sıvı konusunda da, kendi yurttaşına karşı yabancıları koruyan bir onamı, yine yerli ve milli olana karşı yabancıyı koruyan bir işlemi yapmanızı istemiyorlar mı! Aynı konu, ruhsatı alınmamış, içeriği belli olmayan, 3. fazı tamamlanmamış, hatta 3. fazı yerli ve milli toplulukların üzerinde deneyen bir akıl yönetmiyor mu bu süreci.
Süreci yöneten akıl Bill’in adamlarının aklı. FDA aklı, DSÖ aklı, Elon Musk aklı!
Yerli ve milli olan ne varsa ona düşman olan bir akılla bu yolun sonunda yerli ve milli bir hedefe nasıl ulaşacağız. Zaten adamlar GreatReset diye yola çıkmadılar mı, Yeni Normal’den söz etmiyorlar mı, yeni dünya düzeni demiyorlar mı? Yeni toplum ve TransHumanizm’den söz etmiyorlar mı? Biyolojik insan türünün son nesli demiyorlar mı bugünkü nesle. Onun için Z kuşağından söz etmiyorlar mı?
Din, ahlak ve gelenekten bağımsız, cinsiyeti bile değişken GENDER diye tanımlanan bir BİREY’den söz ediyor adamlar ya hu!
Birileri bu gerçeği görmek mi istemiyor, anlamak mı istemiyor bilmiyorum.
Sosyal medyada özellikle Google, YouTube, Instagram ciddi anlamda sistemle uygun adım hareket ediyor.
Akademi desen durum ortada. Kim oldukları belli bir global çete bütün dünyayı tehdit ediyor. Global bir 15 Temmuz yaşıyoruz. Global bir darbe süreci yaşıyor dünya.
Hatta yeni bir dünya savaşından söz ediyorlar. Yeni bir dünya düzeni kuracaklarını söylüyor.
Tekrar söylüyorum: Din, ahlak ve gelenekten bağımsız, cinsiyetsiz, ailesiz bir BİREY’den söz ediyorlar. Bu GENDER’lerden oluşan bir toplumdan söz ediyorlar. Bu BİREY’lerin genetik yapılarını değiştirmekten söz ediyorlar.
Evet! Önümüzdeki tehdit ve tehlike bu. Buna karşı direniyor. Yoksa siz sadece 5G, Starlink, Aşı, PCR mi sandınız. CoVID’in perdelediği asıl gerçek bu.
Hani derler ya, doğru söyleyeni 9 köyden kovarlarmış, o hale geldik. Yukarıda saydım, herkes üstümüze geliyor.
Nasreddin Hoca’nın dediği gibi, “Taşları toprağa bağlamışlar, köpekleri sokağa salmışlar”. Trollerle mi, onların yalanları, iftiraları ile mi uğraşacaksın, onların arkasındaki Checking grubları ve Monitörlerin bilim maskeli tetikçileri ile mi uğraşacaksınız?
Halimiz ortada. Kendi partine, cemaatine, devletine laf anlatamıyorsunuz?
PCR gerçeğini herhangi bir istihbarat örgütü ya da akademi mensubu birkaç saat içinde çözebilir. Fakat durum ortada.
Bu sadece bugünün gerçeği değil. Yılların gerçeği. Resmi din, resmi tarih, resmi ideoloji, resmi gerçek insanların zihinlerini adeta büyülemiş. Neyse bu CoVID sürecinde bir sorgulama ümidi ortaya çıktı.
Dilimde tüy bitti, ama anlatamadım. “Dili yok kalbimin ondan ne kadar bizarım”. 4 Mayıs 2017’de daha önce RF jeneratöründen bahsettiğim ve bunun savunma sanayiinde kullanılması durumunda ne olacağını anlattığım için merkez medya alaya almış, bir mizah dergisinde de kapak olmuştum. Oysa ABD bu silahı Irak’ta denemişti.
Bir kaç ay önce de Çin-Hindistan sınırında denedi. Bu konu aslında içinde yaşadığımız süreçte son derece hayati öneme sahip bir konu ama birçok kişi bu işin farkında mı değil, görmek mi istemiyor bilmiyorum.
Bir yandan CoVID diye bir pandemi yalanı ile uğraşıyoruz, öte yandan “Siber kuşatma” sonucu uzak işgal edildi. Bundan sonra daha çok yangın çıkacak, daha çok kuş ölümleri gerçekleşecek. Birçok kamu kurumunun bilgisayarları çökertilecek, sanayi kuruluşlarına, enerji santrallerine siber terör saldırısı gibi gösterilen saldırıların ardından “Global bir Siber Güvenlik” anlaşması ile verilerin ortak kullanımı diye sistem tekelde toplanacak. Zaten yeni para sistemi de bu yapıya yükleneceği için global bir güvenlik sisteminin gerekliliği konusunda bilgi bombardımanına tabi tutulacağız.
Sosyal medya kesintileri, bankaların ve kişisel ve kurumsal bilgi kayıpları ve çökmeler sonucu her zaman olduğu gibi ölümü gösterip insanları hastalığa razı etmek istiyorlar. Bu birbirinden farklı gibi gözüken olayların arkasında aynı karanlık yüz var. Onlar bunu gizli kapaklı da yapmıyorlar. TİME ya da The Economist’in kapağında kehanetlerinin ve gizli planlarının ipuçlarını görebilirsiniz.
Sabırlı olalım, Allah’a dayanalım, sa’ye sarılalım hikmete ram olalım.
Bize hayır gibi gelen şeylerde şer olabildiği gibi, şer sandığımız şeylerde Allah hayır murat etmiş olabilir. Tamam, görünen köyde işler yolunda gitmiyor.
Sırada çok daha büyük fitneler var. Great Reset sonrası “Yeni Normal” döneme ilişkin senaryolar şeytanca.
“Global Health Pass.” Ya da “Global Performance Pass.” Detayda kalan konular. Göz göre göre Starlink projesi ile uzay işgal ediliyor. 5G Projesi sürüyor. Neuralink konusunda çalışmalar sürüyor. Humanoid projeleri de.
Karanlığın en koyu anı aydınlığa en yakın olduğu zamandır. Hele bir bakalım gün doğmadan neler doğar. Ben 11.9 / 15.00’de Kartal Maltepe’de olacağım inşallah! Ya siz!
Selam ve dua ile."
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.