Dolar ve Euro'daki yeni rekorlar Erdoğan'ın o sözünü hatırlattı

Dolar ve Euro'daki yeni rekorlar Erdoğan'ın o sözünü hatırlattı

Türkiye ekonomisi tarihi günlerinden birini yaşıyor. Döviz kuru bir günde yüzde 7'i aşan değer artışı yaşarken, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 2021 yılında yeni ekonomi programını ilan ettiği sırada söylediği sözler yeniden gündem oldu.

Dolar/TL kamu kontrollü bir yapı ile seçim öncesindeki dar bantta işlem gördüğü yatay seyirden tamamen uzaklaşırken, Türk Lirası (TL) bugün dolar karşısında güne yüzde 7’yi aşan değer kaybı ile başladı.

Bankacılar, kamunun yön belirleyici olduğu ve rezervler ile seçim öncesi olması gerekenden daha değerli tutulan TL’nin normalleşme sinyalleri ile değer kaybettiğini, değer kayıplarının devam edebileceğini belirtiyorlar.

Türk Lirası’ndaki değer kaybının ardından, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yeni ekonomi programını ilan ettiği 21 Kasım 2021 Bakanlar Kurulu Kabine Toplantısı sonrasında yaptığı açıklamalar yeniden gündem oldu.

NE DEMİŞTİ?

“Mandacı iktisatçıların reçetelerine itibar etmiyoruz” diyen Erdoğan ardından “Altını bir kez daha çizerek ifade etmek istiyorum, bu politika ile biz ne yaptığımızı, ne için yaptığımızı, nasıl yaptığımızı hangi risklerle karşı karşıya bulunduğumuzu, sonunda ne elde edeceğimizi gayet iyi biliyoruz” demişti.

Erdoğan bu açıklamayı yaptığında dolar 11,06 lira, Euro ise 12,48 lira seviyesindeydi. O tarihten bu yana Türk Lirası yüzde 100’den fazla değer kaybetti.

Yükselen döviz kuru enflasyonu patlatırken, halkın alım gücü günden güne eridi.

Uygulanan ekonomi politikasını eleştirenlere Erdoğan, “Ülkemizdeki mandacı iktisatçılar ve mandacı siyasetçiler Türkiye'nin cumhuriyet tarihindeki bu en büyük ekonomik kurtuluş mücadelesini tam tersi gibi göstermeye çalışıyorlar” derken, iki yıl boyunca Erdoğan’ın yaptığı açıklamaların tam tersi bir süreç işledi ve gelinin noktada milli paramız bir günde yüzde 7’ye yakın değer yitirdi.

Erdoğan, yeni ekonomi programı ilan ettikten bir ay sonra döviz kurundaki yaşanan yükseliş için “Benim her zaman bir ifadem var, ‘Para yatağında akar', buna dikkat etmemiz lazım. Ve bu yatağını da şimdi buluyor, buldu, daha iyi olacak, acele etmiyoruz. Bir ara biliyorsunuz 10'un da altına düştü, şu anda 11 civarında zannediyorum. Bu istikrarlı şekilde gerek Maliye, Hazine gerekse Merkez Bankamızın dayanışmasıyla ve bizlerin de katkılarıyla, bütün istişare kurullarımızla bunu yerli yerine oturtacağız. Şöyle sabırla yola devam etmekte fayda var” dedi.

SABRIN SONU U DÖNÜŞÜ

Yeni ekonomi programının ilanından tam dört ay sonra 28 Mart 2022’de yapılana açıklamada ise “Türkiye'yi dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına sokacak bir programı uyguluyoruz. Sıkıntılarımız geçici ama unutmayın kazanımlarımız bakidir. Umudumuz canlı, geleceğimiz aydınlıktır. Ne yaptığımızı, ne için yaptığımızı, nasıl başaracağımızı ve sonuçta ne elde edeceğimizi gayet iyi biliyoruz. Milletimizden sadece sabırlı olmasını, bize güvenmesini istiyoruz.” demişti.

2022’nin başında, “Yavaş yavaş, kademeli bir şekilde, aceleci olmadan kur da düşecek, faiz de aynı şekilde düşecek ve 2022 bizim en parlak yılımız olacak inşallah” diyen Erdoğan Temmuz ayına gelindiğinde, dövizde ve enflasyondaki yükselişin devam etmesine sinirlenerek, ” Hükümet olarak ülke ekonomisine zarar verme pahasına günlük kazanç peşinde koşanları yakından takip ediyoruz. Milletimizin geleceğine balta vuran bu gözü doymazların hesaplarını ellerini tutuşturmakta kararlıyız. Milletimden biraz daha sabır ve verdiğimiz mücadeleye daha güçlü destek bekliyorum” açıklamasını yaptı.

Şubat 2023’te “Benim alanım ekonomi, neticesi de ortada” diyen ve Mayıs ayında yeniden Cumhurbaşkanı olarak seçilen Recep Tayyip Erdoğan, enflasyonun kalıcı hale gelmesi ve milyarlarca dolar döviz rezervinin erimesinden kaynaklanan ekonomik sorunlarla mücadele etmek için Hazine ve Maliye Bakanı olarak Mehmet Şimşek’i atadı.

Bankaları ucuz kredi vermeye teşvik etmenin yanı sıra uygulanan politikalar bir çok yabancı yatırımcının da Türkiye’den çıkmasına sebep oldu. Bu süreç piyasaya göre Şimşek’e çözmesi gereken karmaşık bir sorun da bıraktı. Şimşek “Türkiye’nin rasyonel bir zemine dönme dışında bir seçeneği kalmadığını” söylemişti.

Piyasalar bu açıklamaları ekonomi politikalarında sürdürülemez olarak eleştirilen bir yapıdan normalleşmeye geçişin ilk sinyalleri olarak yorumlandı.

Ardından ise piyasalar Merkez Bankası başta olmak üzere bankacılık ve sermaye piyasaları düzenleme kurumları, Türkiye Varlık Fonu ve kamu bankaları yönetimlerindeki değişiklikleri beklemeye başladı. Piyasalar atamaların ardından ise uygulanacak politikaların detaylarını izleyecek. Bu kapsamda Şimşek’in çalışmaya başladıklarını söylediği orta vadeli programı öne çıkması beklenen metinler arasında yer alacak.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler