DR. SEVİNÇ KOÇAK YAZDI: HER KOŞULDA ÇÖZÜM: İLETİŞİM!
Ülkemizin yaşamını yitiren gencecik askerlerimizin haberleri ile üzüntülü, sınırımızda gerçekleştirdiği harekât ile sıkıntılı geçirdiği şu günlerimizde, öncelikle şehitlerimize rahmet ailelerine sabır ve ulusumuza başsağlığı diliyorum.
Yaşadığımız günlerde bir yandan askeri harekâtın stratejik olarak ülkemizin geleceğini etkileyecek olası sonuçlarının öngörülerini, diğer taraftan binlerce Suriyeli göçmenin sınır kapılarındaki dramını izliyoruz. Öte yandan Corona virüsünün tüm kıtalarda yarattığı panik havası ve WHO’nun yaptığı salgına dair açıklamaları durumun ciddiyetini ortaya koymakta. Temelde olumsuz koşulların içerisindeki bu gündemde yoğun şekilde kriz iletişimi, diplomasi ve propaganda taktikleri ile karşılaşmaktayız.
Diplomasi, uluslararası ilişkilerin yürütülmesi esnasında barışçıl ve karşılıklı müzakere çabalarını kapsayan bir iletişim şekli olarak açıklanmaktadır. Doğu ve Batı kültürlerinin diplomasiyi kullanmaları çok eski çağlara kadar uzanmaktadır. Osmanlı’da padişahların, Batı’da hükümdarların devletleri yönetirken elçiler ya da mektuplar kanalıyla birbirleriyle veya diğer ülke liderleriyle yaptıkları taktik ve stratejik öngörüleri kapsayan tüm çabaları diplomasiye kaynaklık etmektedir. Açık ve gizli diplomasi gibi çeşitlerinin yanı sıra, ikili, çoklu, kamu ve özel bir konuyu çözmeye yönelik “Ad hoc” diplomasisi gibi çeşitleri bulunmaktadır.
Propaganda ise içerisinde yeri geldiğinde yalan da barındıran abartıya dayalı belli bir amaç doğrultusunda yapılan tek yönlü bir iletişim şeklidir. Çoğunlukla siyasetle birlikte ele alınmasının yanı sıra, kurum ve kuruluşların tek taraflı açıklamalarında da propagandist unsurlar olabilmektedir. Propagandada esas halkı belli bir düşünce etrafında toplamak için gereken sözlerin söylenmesidir. Burada amaç çok pozitif ya da iyi niyetli olmayabilir. Ancak içerisinde iyi niyet barındırmadığı için her türlü propaganda bir gün mutlaka çöker ve yerini gerçeklere bırakır. Propagandanın da çeşitli teknikleri ve siyah, beyaz ve gri propaganda gibi çeşitleri vardır. Siyah propagandada mesaj/amaç negatiftir ve hemen anlaşılır, beyaz propagandada amaç pozitif gibi görünen abartılı mesajlar vardır ve aslında en etkili ve uzun süreli propaganda gri denilen geniş zamana yayılan ve fark ettirilmeden değişik uygulamalarla zihinlere yerleştirilen propaganda taktiğidir.
Savaş ve ülkeler arasındaki çatışma dönemlerinin kritik iletişim ortamında medyaya, diplomatlara, liderlere, diğer ülke liderlerine ve çeşitli örgütlere düşen sorunu çözmeye yönelik pek çok girişim ve açıklama diplomasi ya da propaganda özellikleri bakındırmaktadır. Bu iletişim metotlarındaki başarı oranı, “güç” ile ilişkilidir. Gücün taktiksel sunumu ve geniş kitleleri etkileme oranı, toplumun geneli tarafından bilinen ya da bilinmeyen uluslararası boyuttaki dinamiklerle korelasyonunun neticesidir. Dolayısıyla olağanüstü koşullarda yürütülen taktik savaşlarının neticelerinin uzun dönemli politikalarla ve değerlendirilmelerle ele alınması, sıcak gündemin sonuçlanmasından sonra da olabilmektedir. Diplomasi ve propaganda da bu nedenle sürekli bir iletişim ve döngü niteliğini barındırır.
Hem diplomasi hem de propaganda yalnızca olumsuz durumlarda ya da sıcak gündemlerde değil, kamu ve toplumsal hayatın akışı içerisinde normal koşullarda da yapılması gerekenleri kapsayan faaliyetlerdir. İletişim kavramları ve taktiklerinin en önemli ve çarpıcı özelliği de budur işte! Her koşulda ve her durumda, gerek ikili ilişkilerde, gerek toplumsal konularda gerekse devlet ve uluslararası ilişkilerde belli durumlara göre şekil ve isim alan tek çözüm, izlenmesi gereken yol, taktik yine iletişim olmakta. Sonuç olarak, süregelen hayat ve ülke bekası durumlarında yatırım, kalkınma, ekonomik gelişme, savaş, barış ya da bütün bunların tam tersi olası tüm koşullar bir şekilde gündemleri oluşturup, tarih ve sosyoloji gibi bilimlere kaynaklık eden olayları yaratırken, başvurulan, yönetilen ve yönlendirilen yine ve yine ve yine iletişim olmakta…
İletişimin tüm kanallarının açık olduğu günler dileklerimle…
Gündemden dikkatimi çekenler
- Koçtaş, Koçtaş Fix mağazaları ile en çok satılan 5.000 ürünüyle mahalleye iniyor. Bu girişim bana son on beş yılın yaygınlaşan AVM alışverişi ve temel tüketim maddelerin kapsayan aylık ya da uzun vadeli satın alma alışkanlığında ekonomik ve sosyolojik nedenlerle değişim başladığını düşündürdü. Türk halkının mahalle kültüründe kasap, bakkal, manav, tuhafiye ve nalbur gibi ihtiyaçları karşılayan dükkân alışkanlığı yerleşmiş bir alışkanlıktır. Bunların yerini alan zincir mağazalar anlayışında tamirat ve ev alet-tamirat ürünlerini kapsayan Koçtaş, mahallelerden uzak noktalarda ancak araç sahiplerinin gidip satın alma yapabildikleri alışveriş anlayışını gündeme getirmişti. Giderek artan ve motosikletle servis yapılan, ya da çevrimiçi satın alınıp eve teslim edilen daha kolay ve pratik alışveriş imkânlarının artması tüketicinin hizmet beklentisini de yükseltti. Koçtaş da bu eğilimleri göz önüne alarak mahalle bazında daha dar ancak daha yaygın satın alınan ürünleri satabileceği Koçtaş Fix mağazaları ile tüketiciye yakın durmayı ve kolaylığı sunmayı tercih etmiş görünüyor. Mahalle kültürünün metropollerdeki site hayatlarının bile pazarlama unsuru olarak kullanılması göz önüne alındığında Koçtaş’ın doğru bir hamle gerçekleştirdiği çok açık!
- Medyanın ve birçok kuruluşun içinde bulunduğumuz gündem ve şehitlerimizin maneviyatına saygı nedeniyle kendiliğinden reaksiyon göstererek çeşitli etkinlik ve eğlencelerini ertelemesi ülke olarak birlik ve beraberlik duygumuzun ne derce yükseldiğinin adeta bir kanıtı niteliğinde. Toplum olarak tek yürek olup ortak duyguda buluşabilmemizin manevi gücünün ne derce önemli olduğunun altını çizmek isterim. Gün beraberlik günüdür…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.