Kararı değerlendiren Merkez Bankası eski Başkanı ve İYİ Parti Ankara Milletvekili Durmuş Yılmaz, iki ülkenin de paralarının değer kaybedeceğini ifade etti.

Türkiye’nin uzun süredir yapmak istediği döviz-TL takası anlaşmasını Katar ile yaptı. ABD’den olumlu yanıt alamayan ve Uluslararası Para Fonu’nun (IMF) da kapısını çalmayacağını açıklayan Türkiye’nin bir süredir İngiltere, Japonya, Katar ve Çin ile görüştüğü basına yansımıştı.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) bugün bir açıklama yaparak Katar Merkez Bankası arasında 17 Ağustos 2018 tarihinde imzalanan ikili para takası (swap) anlaşmasının yenilendiğini duyurdu.

TCMB, söz konusu anlaşmanın tutarının 5 milyar ABD doları karşılığı Türk lirası ve Katar riyalinden 15 milyar ABD doları karşılığı Türk lirası ve Katar riyaline yükseltildiğini belirtti.

TL'NİN DEĞERİ DAHA DA DÜŞER

Sözcü'de yer alan habere göre, İYİ Parti Ankara Milletvekili ve TCMB Başkanı eski Durmuş Yılmaz, söz konusu anlaşma sayesinde Merkez Bankası rezervlerinin 10 milyar dolar artacağını ancak Türkiye’nin borçlarını ödemek için ihtiyaç duyduğu döviz ihtiyacının karşılanmış olmayacağını söyledi.

İki bankanın hesaplarında 15 milyar dolar karşılığı Katar Riyali ve Türk Lirası tutulacağını ancak bu paraların kullanılmayacağını belirten Yılmaz, "Türkiye ihtiyaç duyduğu dolara ulaşmak için Katar Riyali’ni gidip Londra’da dolara çevirmesi gerekiyor ancak bu yapılmayacak, daha önceki anlaşmada da yapılmadı. Türkiye Katar Riyali’ni satarsa Katar Riyali’nin değeri düşer ve Katar hükümeti böyle bir durumun ortaya çıkmasını istemez" dedi.

"KILIF BULMA ÇABASI"

Tersi durumun Katar için de geçerli olduğunu belirten Yılmaz, "Katar da dolar ihtiyacı için TL’yi gidip Londra’da satması gerekir ancak bu durumda TL’nin değeri düşer ve Londra piyasasında TL’yi kurutmaya çalıştığı bir dönemde Ankara bunun yapılmasını istemez. Böyle bir adım Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) döviz-TL takası (swap) işlemleri sınırlama kararına ters olur" dedi.

TCMB’nin açıklamasında yer alan "Para takası anlaşmasının temel hedefi yerel para birimleri üzerinden gerçekleştirilen ticareti kolaylaştırmak" ifadelerinin de gerçeği yansıtmadığını öne süren Yılmaz, "İki ülke arasındaki dış ticaret hacmi 1,6 milyar dolar iken bu açıklamanın karşılığı yok, kılıf bulma çabası" değerlendirmesinde bulundu.