EMRE AYGEN YAZDI: HOŞGÖRÜSÜZLÜK SENFONİSİ!
İster kâinatın yaratıldığı âlemlerde, isterseniz de ne diye yaratıldığımızı analiz etmeye çabalarsak çabalayalım bizler adını verdiğimiz insanlar, adına hayvan dediğimiz yaratıklar, bitkiler birbirlerini yemekten başka seçeneği olmayanlarız.
Allah kâinatı yaratırken hayvanların birbirlerini yememesi, biz insanların da hayvanları yememesi gerektiğini bize emretmedi. Biz insanların birbirimizi yelmemiz, zulüm etmememizi istedi. Aşiretler, Tarikatlar, Mezhepler, farklı dinler aracılığıyla insanlara baskı yapmaması gerektiğini emretti. Ne var ki, ayetler bir türlü gerçekleştirilmedi, dahası bir türlü ikna bile edilmedi. Dünyadaki hiçbir ülke, bu emirleri hiçbir zaman ayrılmayacağız dedi ancak uygulayan çıkmadı. Özellikle de kendi memleketimizde.
Bizler Türkiye Cumhuriyetinin kurduğu ilkelere sadakat için bir türlü başarılı olamıyoruz. Ya da bir başka ifade ile bu ilkelere karşı olarak kişiliklerini oluşturanlar birbirlerini yemekteler. Zulmü bir tarafa bırakalım şimdilik, ne yaparsanız yapın bana karışmayan beni ilgilendirmez diye bakanlar, kurulan ilkeleri inkâr edenlere verilen olanaklarla yarın için neler umabileceğimize şüphe ile bakıyorum.
İşte, bu durumun tespitini bir örnek olarak sizlere aktarayım. Bu gün CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu TBMM’deki Grup toplantısında tüm dünyaya “FETO”nun başında çaba gösteren kişinin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olduğunu iddia etti. Kanıtlarının başında da 1999 yılında Erdoğan’ın Başbakan olduğu dönemde yapılar Milli Güvenlik Konseyi toplantısında alınan kararlardan söz etti. Karar FETO’nun devlet kurumlarında yapılan farklı araştırmalar sonucu Fettullah Gülen’in Amerikan istihbarat teşkilatı CİA ile birlikte görev yaptığı, TC devlete sızması için etkin girişimlerde bulunduğu ve FETO’nun kapatılması için Hükümete talimat verilmesine karar veriliyor. MGK kararları Hükümetin başkanı Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a sunuluyor. Ne var ki, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan kendisine sunulan kararı alıp sadece dosyasına kaldırıyor ve MGK kararlarını uygulamıyor.
Şimdi Türkiye Cumhuriyeti devletinde Cumhurbaşkanı başkanlığındaki Milli Güvenlik Konseyinde Başbakan, gerekli Bakanlar, Genel Kurmay Başkanı, kuvvet komutanları, Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanı ve görevlendirilen yetkililer Hükümete uygulaması için emir veriyor. Bu emire imza eden Başbakan Recep Tayyip Erdoğan MGK kararına imza atıyor ancak Başbakanlığı makamına MGK kararı gündeme gelince gereğini yerine getirmiyor. Kılıçdaroğlu bilgiyi nerden alıyor? O dönemde Başbakan Müsteşarı olan devlet memuru emekli oluyor ve başından geçenleri bir araya getirip kitap yazıyor, dolayısıyla AKP iktidarının nasıl idare edildiğini böylece öğrenmiş oluyoruz.
Hayda! Milli Güvenlik Konseyi’ni de kim kurdu derseniz, 12 Eylül 1980 darbesinin lideri Genel Kurmay Başkanı ve ardından TC Devlet Başkanı olan Kenan Evren. Süleyman Demirel ne derdi? “Dün dürdür. Bugün bu gündür”.
Gelelim bizim hoşgörüsüzlük yaşamımıza. Mustafa Kemal Atatürk’ün zaviyeler ve aşiretleri kapattıktan sonra bu günlere gelinene kadar tarikatlar bir güzel iktidarların hoş görüsü ile bu günlere geldi. Hangi tarikata üye olursanız olun onlara olanaklar hazırlardı. Paralar aktarıldı. Gündemimizde ne var? Fetullah Gülen var. Abdullah Öcalan var. Nakşibendiler var. Var oğlu var. Biz bunları sadece kültür haznemizin bir eseri değil, birbirlerinin gırtlağını kesen insanlar olduk. Üstüne üstlük bir de Suriyeliler geldi. Maşallah hep beraber iç savaş haliymiş gibi bir hale geldik. ABD’de zencileri insan yerine koymayan beyazlara isyan eden Martin Luther King olmuştu. “I have a dream” demişti. Yani bir hayalim var demişti. Zenciler ve Beyazlar arasında birlikte yaşamın mutluluğunu istemişti. Bu biraz gerçekleşti. Obama ABD’nin ilk zenci Başkanı olmuştu.
Peki, bizim memlekette Feto’cular İdman Yurdu, PKK’lılar Jimnastik Kulübü olmuyor. Suriyeliler Beyaz Arap Futbol Kulübü kurulmuyor.
Biz de sadece intikam var. Cumhuriyeti yıkmak var. Toprakların derhal paramparça olmasını istemek, İslam Cumhuriyeti kurmak hayalleri var. Yoksa “Büyük Ortadoğu ve Kuzey Afrika Projesine” Anadolu ve İstanbul da mı yer alınması peşindeler.
Sevgili dostlar. Öyleydi veya böyle idi. Mehmetçiğin ateş hattında gözünü kırpmadan vatan için hayatını koyuyor. Şehitler benim içimden yaralıyor. Yapmayın Allah Aşkına. Neler için mücadele ediyoruz. Kılıçdaroğlu’nun acı içinde verdiği bilgiler gururumu da kırıyor. Fetocular devletin içine yerleşmiş. Verilen maddi olanaklar ekonomik sıkıntıları yaşayan memleketimde seçenek olmasının sorumluluğu sırf iktidar değil, hepimizin sorumsuzluğu değil mi?
Haydi, hayalimiz bir gün gerçek olsun. ABD olanakları ile idare edilen bir ülke olmaktan kurtulalım yeter. Geri kalanını Türk halkı çoktan aşar. Bir kez gerçekleri görmek yeter. Bir arada her şey çözülür, hatırlamıyor musunuz
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.