Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda Muhammed Mursi’nin ölümü üzerinden Mısır’a adalet eleştirisi yöneltmesi, Kahire’nin tepkisini çekti.

Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ahmed Hafız, Erdoğan’ın iddialarını ‘temelsiz’ diye niteledi ve bu ifadelerin görünürde adaleti savunduğunu ancak gerçekte Türk ulusuna saygı duymaktan başka bir şey yapmayan Mısır halkına olan nefretini yansıttığını savundu.

Hafız, ‘Erdoğan’ın bölgedeki terörizme sponsor olması ve Türk halkının haklarına yönelik ihlalleri göz önünde bulundurulduğunda bu açıklamaların ironik olduğunu’ belirtti.

Sözcü, Erdoğan’ın geçmişte Müslüman Kardeşler’e siyasi destek verdiğini de hatırlattı.

DİKKATİ BAŞKA YÖNE ÇEKİYOR

Sözcüye göre Erdoğan, dikkatleri, yönetiminin giderek azalan popülaritesinden ve hem içeride hem de uluslararası alanda aldığı yenilgilerden uzaklaştırmak için böyle bir çıkış yaptı.

Bununla da kalmayan Hafız, ‘Erdoğan’ın suçlamalarının absürt olduğunun su götürmez kanıtı’ dediği ve yönetimi tarafından işlenen, artık saklanamayan bir dizi ihlali de sıraladı.

Hafız tarafından vurgulanan ihlaller arasında, siyasi tutuklulardan görevden uzaklaştırılan akademisyenlere, tutuklu gazetecilerden rekor seviyelere gelen iltica başvurularına pek çok madde yer aldı.

NE DEMİŞTİ? SALONU NEDEN TERK ETMİŞTİ?

BM Genel Kurulu'nda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Eski Mısır Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'nin ölümüne değinerek, "Mısır'ın seçilmiş Cumhurbaşkanı'nın mahkeme salonunda çırpınarak ölmesi ve ailesinin defnine bile müsaade edilmemesi de içimizde kanayan bir yaradır.

Bölgenin adalete ve hakkaniyete olan derin ihtiyacının adeta birer sembolü olmuştur" ifadelerini kullanmıştı.

Erdoğan, liderlerin katıldığı yemekte de ABD Başkanı Donald Trump'ın masasında Mısır Lideri Sisi'yi görünce yemeğe katılmaktan vazgeçmişti.

İktidardan indirildiği 2013 yılından beri tutuklu bulunan Muhammed Mursi, 'casusluk' iddiasıyla yargılandığı davanın duruşması esnasında 67 yaşında hayatını kaybetmişti.

Mısırlı yetkililer, Mursi'nin kalp krizi sonucu öldüğünü açıkladı ancak ailesi ve Mursi yanlıları, yetkilileri ‘kasıtlı bir şekilde müdahale etmemekle’ suçluyor.