ERKAN SEVİNÇ YAZDI: KIL OLDUM ABİ
Tarkan‘ı bize tanıtan şarkı..
Milli Piyango Yılbaşı çekilişinden sonra aklıma geldi. Zaten Sayıştay raporlarında çekilişlere güvenilmiyordu. Geçen yıl büyük ikramiyeyi kazanan numara da ortaya çıkmamıştı.
Söylentiler,söylentiler..Bir de özelleşmesi ile bayiler ciddi sıkıntılar yaşamaya başladılar. Yılbaşı piyangosu ile belki herşey yoluna girecekti ki tam tersi oldu. Büyük ikramiyenin çekilişinde yaşananlar tam bir fiyasko.. Daha çekiliş devam ederken kazanan numaraların alt yazı geçmesi, dörde bölünmüş ikramiyelerden ikisinin ortaya çıkmaması ve çekilişi yapan noterlerden birine 20 milyon çıkmasıyla nasıl kıl olunmasın ki. O kadar insanla muhatabım ikramiye çıkanlar sadece amortiler. Şimdi iş kolay internete yazıyorsun numarayı kazanamadığını görüyor bileti çöpe atıyorsun. Eskiden gazetelerde takip edilirdi.Hatta ertesi gün karmakarışık sonuçları verdikleri için sıralı liste diye bir kavram çıktı.Hala gazetelerde bu deyim var. Sıralı liste. Yalnız listenin üst sıraları nasıl bilinmez.Kıl olmadım sadece uyuz da oldum.
Uyuz da moda şimdi. Meclis kürsüsüne kadar geldi konu. Uyuz geçirmiş Hülya Sezgin bakın nasıl anlatıyor?
“Alsancak'ta tanınmış bir cildiyeciye koştum. Tatlı dilli güler yüzlü bir hanım olan doktor büyüteç gibi aletlerden oluşan şeyle kızarıklıklarıma baktı.“Söyleyeceklerim seni korkutmasın” diyerek söze başladı ve son on beş yirmi gün içinde bir otelde yatıp yatmadığımı sordu. “Evet...” dedim ve anlattım. ”Bir arkadaşımız evleniyordu. Çeşme'de bir otelde oldu düğünü. Eşimle birlikte davetliydik. Orada bir gece kaldık.” Suratımın halinden duygularımı tahmin eden doktorum beni teselli etmeye koyulmasın mı? “Sakın kendini kötü hissetme... Bunun tedavisi var. Dikkat ettikten sonra hemen geçer. Sana o otelden uyuz bulaşmış.” “Ne? Uyuz mu? O da neyin nesi? Şimdi, şimdi ben bir uyuz muyum? Uyuz hastalığına mı yakalanmışım”
Beynimden aşağı kaynar sular boşaldı. Çarpılmıştım sanki. Doktor sakindi ve anlatıyordu: “O otelde hijyen kurallarına demek ki pek dikkat etmiyorlarmış. Temizlik iyi yapılmamış. Ve senden önce o odada kalan birinden bulaşmış.”Kendimi aşağılanmış hissettim. Utandım..Durumu fark eden doktor konuşmasını sürdürdü:
“Hiç öyle karamsar olma... Bu geçecek... kimseye de bildirmek zorunda değilsin. Ama şu verdiğim kremleri sen ve evdeki herkes bütün vücuduna sürecek. Bir gün ilaçlı kalacaksınız. Ertesi gün tüm giysilerini kaynar su ile yıkayacaksın. Bütün evi de perdeler dahil iyice süpüreceksin. Halılar silinecek. Her şey yıkanacak. Toz torbasını da hemen çöpe atacaksın.”
Aslında uyuz ancak mikroskopla görülebilen bir böcekmiş. Derinin altına girerek orada yumurtlar ve çoğalırmış. Sonbahar ve kış aylarında; okul, hastane, otel gibi toplu yaşama alanlarında daha sık görülürmüş..Eve geldiğim gibi doktorun bütün dediklerini bir bir yaptım. Titizlik hastaları yanımda pis kalır!.. O derece yani!.. Her yeri sildim süpürdüm... Hastalık geçti, gitti... Bende utancı ve sıkıntısı kaldı”
Bu arada İzmir Tabip Odası’ndan geldi şöyle bir açıklama..
“İzmir'de özellikle Buca, Bornova, Konak ve Karabağlar'da uyuz hastalığının iki kat arttığı ileri sürülmektedir. Hastalığa yakalanan yurttaşların ilaç bulamamaktan şikâyetçi olduğu da ifade edilmektedir. Her ne kadar Sağlık Bakanlığı yeterince ilaç stoğu bulunduğunu açıklasa da bu konuda sıkıntılar yaşandığı anlaşılmaktadır.
Artan ilaç talebine hazırlıksız yakalanıldığı düşünülmektedir. Son olarak uyuz etkenine karşı kullanılan ilaçların yetersiz kalabildiği ilaca karşı bir direnç olduğu şeklinde iddialar da dile getirilmektedir.Kamuoyu bu konuda aydınlatılmalıdır. Bu verilerin analizi uyuz hastalığının artış nedenlerini açıklamamıza ve gerekli çalışmaların yapılabilmesine ışık tutacaktır.
Uyuzdan korunmada hijyen çok önemlidir.Başta okullar, özellikle yatılı okullar, bakımevleri, yurtlar, oteller, yatakhaneler olmak üzere insanların toplu halde bulundukları ortamlarda, toplu ulaşım araçlarında temizliğe son derece dikkat edilmelidir.Uyuza yakalanan veya yakalandığından şüphe eden kişiler okullar ve çocuk yuvaları ve benzeri toplu bulunulan kuruluşlara hekimlerinin belirttiği sürece gitmemeli ve orada faaliyet göstermemelidir. Hastaların, hastalığın sağlam kişilere bulaşmasını önlemek açısından geçici olarak onlarla teması sınırlamaları ve özellikle de doğrudan deri temasından kaçınmaları gerekmektedir.Sağlam kişilerin ise hasta olduğundan şüphelenilen kişilerle temastan kaçınmaları, iç çamaşırı, havlu, nevresim gibi kişisel eşyaların temizliğine dikkat etmeleri, vücut ile direkt teması bulunan eşyaları ortak kullanmamaları önemlidir.Ev, araba gibi alanların temizliğine dikkat edilmesi gerekir.”
Konuya bakarsınız Tarkan da atlar. Ve bu kez “uyuz oldum abi” şarkısını yapar.
Olmaz olmaz deme olmaz olmaz..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.