Eski Makinistin 'Sinema Evi' Ziyaretçilerine Nostalji Yaşatıyor
Adana'da yaklaşık 15 yıl gönüllü sinema makinistliği yapan Sabri Şenevi, küçük yaşlardan bu yana biriktirdiği yüzlerce film, binlerce afiş ve sinema makineleriyle müzeye dönüştürdüğü evinde, sinemaseverleri ağırlıyor
Adana'da yaklaşık 15 yıl gönüllü sinema makinistliği yapan Sabri Şenevi, küçük yaşlardan bu yana biriktirdiği yüzlerce film, binlerce afiş ve sinema makineleriyle müzeye dönüştürdüğü evinde, ziyaretçilerine nostaljik filmler izleterek adeta zamanda yolculuk yaptırıyor.
Merkez Seyhan ilçesi Alidede Mahallesi'nde yaşayan 62 yaşındaki Sabri Şenevi'nin beyaz perdeye olan tutkusu, 5 yaşındayken babasıyla gittiği yazlık sinemayla başladı.
Bu süreçte sinema çöplüklerine atılan film ve afişleri toplayarak biriktiren Şenevi, 17 yaşına geldiğinde yazlık sinemada gönüllü makinistlik yapmasının yanı sıra koleksiyonu için yeni materyaller toplamayı sürdürdü.
Makinistlik yaptığı 15 yılda çok sayıda film ve afişi arşivine kazandıran Şenevi, evinin zemin katını 2011 yılında sinema evine dönüştürmeye karar verdi.
Şenevi, koleksiyonundaki 4 film makinesi, 260 makara film ve yaklaşık 25 bin dijital film ile 10 bin film afişi arşiviyle 8 yılda müzesini oluşturdu.
Kendi adını verdiği müzede ziyaretçilerine eski makinelerle ücretsiz olarak nostaljik filmler izleten Şenevi, gazoz ve patlamış mısır ikramıyla da gönülleri kazanıyor.
"Sinema sevgim Tarzan filmiyle başladı"
Şenevi, AA muhabirine yaptığı açıklamada, sinemayla ilk kez 5 yaşında izlediği "Tarzan" filmiyle tanıştığını söyledi.
Babasının, annesiyle kendisini yazlık sinemaya götürdüğünü belirten Şenevi, şöyle devam etti:
"Fim başlama saati geldi, ışıklar söndü. Yarı çıplak bir adam çıktı, bağırmaya başladı. Ormanın içinden aslanlar, kaplanlar, zürafalar, filler çıktı. Hayvanlar yarı çıplak adamın yanında toplandı. Hiç unutmam o sahneyi, beni de içine çekti. Sinema sevgim, tutkum o sahneyi gördükten sonra başladı. Beyaz perdenin büyüsünü o sahneden sonra anladım. O yıllarda makinistler kesilen filmleri ve afişleri atarlardı. Bunları bizim evin yakınındaki çöplüğe dökerlerdi. Arkadaşlarımla sinemanın çöpü geldiğinde koşar filmleri ve afişleri toplardık. Yırtılan afişleri yapıştırırdım, kırışanları düzeltirdim."
Şenevi, sinema makinistliğine 1975'te başladığını söylerken, "Makinistliği para için değil sevdiğim için yaptım. Meslek olarak görmedim. Gündüz baba mesleği tenekecilik, akşam gönüllü olarak sinema makinistliği yaptım. O yıllarda Adana'da 150'ye yakın sinema vardı. 1990 yıllarına kadar gönüllü olarak çalıştım." dedi.
Emekli maaşını filmlere ve afişlere harcadığını vurgulayan Şenevi, şöyle devam etti:
"Müzeme üniversite ve liseden öğrenciler geliyor. Fotoğrafçı, sinemacı arkadaşlar geliyor. Toplanıyoruz burada çay, mısır, gazoz veriyorum. Sinemada geçmişi hatırlatıyorum. Sinema evimizde, her dönemden yerli ve yabancı filmlerin afişleri sergileniyor. Sinema makineleri, makara filmler, kitaplar, kasetler, plaklar gibi bir çok şey var. İstek üzerine film oynatıyoruz. Ziyaretçiler ne zaman isterse film izleyebiliyorlar. Amacım, gençlere Yeşilçam ve dünya sinemasını tanıtmak, yaşıtım insanlara da geçmişi hatırlatmak."
"Harika bir yer, muhteşem"
Ziyaretçilerden Abdulkadir Mancuhan, sinemayı sevdiği için devamlı "Sabri Şenevi Sinema Evi"ne gittiğini söyledi.
Her ziyaretinde film seyrettiklerini anlatan Mancuhan, "Günümüzü burada geçiriyoruz, kahvehaneye gitmiyoruz. Buraya sinemayı seven arkadaşlarımız geliyor, toplanıyoruz. Sohbet edip çay içiyoruz." diye konuştu.
Metin Sabur da belli aralıklarla sinema evine gittiğini belirterek, "Burası her tarafı afişler bulunan çok güzel bir yer. Sinemayı seven arkadaşlarımızı buraya bekliyoruz. Biz buradan vazgeçemiyoruz, çok seviyoruz. Anlatacak çok şey var ama görülmesi gereken bir yer." ifadelerini kullandı.
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.