Eskişehir'deki Huzurevinde Korona Ölümleri İçin Çarpıcı İddia!

Eskişehir'deki Huzurevinde Korona Ölümleri İçin Çarpıcı İddia!

CHP'li Utku Çakırözer, “20’nin üzerinde yaşlımızın ölümüyle sonuçlanan ihmaller zincirinde tüm sorumluluğun yalnızca iki sağlık personeline çıkarılması hukuka, hakkaniyete ve vicdanlara aykırıdır” dedi.

Eskişehir'de bir huzurevinde, 9’u yaşlı biri kurum personeli 10 kişinin Covid-19 nedeniyle yaşamını yitirmesi ile ilgili idari soruşturmada, bir hemşire ve bir sağlık personelinin yargılanmasına karar verilirken, yöneticilerden hiçbiri sorumlu tutulmadı. 

Eskişehir Hacı Süleyman Çakır Huzurevi’nde 9’u yaşlı biri kurum personeli 10 kişinin Covid-19 salgını nedeniyle ölümüne ilişkin yürütülen idari soruşturmada bir hemşire ve bir sağlık personelinin yargılanmasına karar verilirken, aralarında Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler eski İl Müdürü ve Huzurevi Müdür Vekilinin de bulunduğu yöneticilerden hiçbirinin sorumlu tutulmaması dikkat çekti. Karara tepki gösteren Çakırözer, şu açıklamayı yaptı:

“Bize göre 20’den fazla yaşlımızın, devletin kendi rakamlarıyla 9 yaşlı ve bir huzurevi personelinin öldüğü bu süreçte yöneticilerin vahim ihmal ve suçları aklanmak isteniyor. Ölümlerin sorumluluğu bir gariban hemşire ile sağlık memuruna çıkarılmak, fatura onlara kesilmek isteniyor. Bu soruşturma sonuçları bu haliyle asla kabul edilemez. Alınmayan ya da eksik alınan tedbirler, hatalı ve keyfi idari kararlar neticesinde Sadık Kaya ve 20’nin üzerinde yaşlımızın ölümüyle sonuçlanan ihmaller zincirinde tüm sorumluluğun yalnızca iki sağlık personeline çıkarılması hukuka, hakkaniyete ve vicdanlara aykırıdır.”

Çakırözer, Eskişehir Valisi Erol Ayyıldız ve Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk’a ihmal ve ölümlerde sorumluluğu bulunan yöneticilerin korunmasına karşı durmaları çağrısında bulunarak, “Cumhuriyet kimsesizlerin kimsesidir. Cumhuriyetin valileri, savcıları, bakanları da o kimsesizlerimizi korumakla yükümlüdür” dedi.

Yaşamını yitiren, kurum personeli Sadık Kaya’nın kızı Merve Kaya Erdoğan “Bu sonuç bu haliyle içimize sinmiyor. Ölümlerin gerçek sorumluları er ya da geç bulunmalı” dedi.

“9 YAŞLI SAKİN VE 1 PERSONEL COVİD-19 NEDENİYLE ÖLDÜ”

Eskişehir Hacı Süleyman Çakır Huzurevi’nde sadece Nisan ayında 47 yaşlı ve 28 personel olmak üzere toplam 75 kişinin bir hafta içinde Covid-19’a yakalanmış, yaşlıların 21’i ile Huzurevi personelinden 1’i de hayatını kaybetmişti.

CHP Milletvekili Utku Çakırözer ve Covid-19 nedeniyle yaşamını yitiren huzurevi personeli Sadık Kaya’nın kızı Merve Erdoğan, yürütülen idari soruşturmanın sonuçlarını Eskişehir Adliyesi önünde düzenledikleri basın toplantısı ile paylaştı.

Açıklamasında ölümlere ilişkin ihmal ve sorumluluğun bir hemşire ve bir sağlık personeline yıkıldığını söyleyen Çakırözer, “Bu soruşturma bu haliyle asla kabul edilemez. Bu soruşturmanın sonucu bir hemşire ve bir sağlık personeline kesilemez. Bu hem hukuku hem de vicdanlara aykırıdır” dedi. Erdoğan’ın avukatı Kemal Sayılır da 590 sayfalık raporda huzurevindeki ölümlerden sorumluluğu ve ihmali olanların yalan beyanlarda bulunduğuna dikkat çekti. 

“SONUÇ İÇİMİZE SİNMİYOR, GERÇEK SORUMLULAR BULUNMALI”

Sadık Kaya’nın kızı Merve Kaya Erdoğan, huzurevinde yaşanan ölümler ve babasının ölümüne ilişkin sorumluluğu bulunanların yargı önünde cezalandırılmasını istedi. Erdoğan, “Bu sonuç içimize sinmiyor, Bizim canımız yandı artık başka canlar yanmasın. Ölümlerin gerçek sorumluları derhal bulunmalı” dedi.

“HUKUKA, HAKKANİYETE AYKIRI”

Soruşturma sonuçlarına tepki gösteren CHP’li Çakırözer, “Dönemin Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler İl Müdürü, Süleyman Çakır Huzurevi Müdür Vekili ve diğer yöneticiler; 75 kişinin Covid-19’a yakalandığı, bize göre 20’den fazla ama devletin kendi rakamlarıyla 9 yaşlı ve bir personelin öldüğü bu süreçten tamamen aklanmak isteniyor” dedi.

“HİÇBİR HUZUREVİNDE BU KADAR POZİTİF VAKA YAŞANMADI”

Çakırözer, dosyada da yer alan ifadelere rağmen devletin en tepesinden gelen talimata karşın covid19 nedeniyle yaşamını yitiren Sadık Kaya’ya izin vermeyen yöneticiler ile onlara bu talimatı veren dönemin il müdürünün korunduğunu belirti.  

Türkiye’nin hiçbir yerinde hiçbir huzurevinde bu kadar pozitif vaka yaşanmadığını dile getiren Çakırözer, “Bize göre 20’den fazla, devletin kendi rakamlarına göre 10 Covid-19 ölümü hiçbir huzurevinde yaşanmadı. Bu huzurevine virüs bulaşmasında nasıl hiçbir yöneticinin ihmali olmaz? Diyelim ki bu iki sağlık çalışanının ihmali var. Onların yöneticileri nasıl hiçbir sorumluluğu yok olarak değerlendirilebilir? Gariban bir hemşire ile sağlık memuru suçlu olacak ama onların üzerindeki amirleri müdürleri izolasyon önlemlerinin alınmamasından sorumlu tutulmayacak? Nerede görülmüş böyle bir düzen?” diye sordu.  

“BAKANLIK MÜFETTİŞLERİ TALİMATI VEREN YÖNETİCİLERİ AKLIYOR”

Savcılığa ulaşan soruşturma dosyasında yer alan bazı ifadelere de dikkatleri çeken Çakırözer, şu açıklamalarda bulundu:

“Veysel Karadayı yıllardır Sadık Kaya ile yan yana çalışıyor. Yine bir başka çalışan bakım personeli Elif Tektaş toplantıda Sadık Kaya’nın sözlerini aktarıyor. İzin istediğini, verilmediğini söylüyorlar. Öte yandan dönemin İl Müdürü Alper Sezer ve Kurum Müdürü Meryem Türk, Sadık Kaya’nın izin istemediğini belirterek yalan beyanda bulunmaktalar. Belgelerde “Cumhurbaşkanının kronik rahatsızlığı olanlar evinde kalsın genelgesine rağmen Sadık Kaya’dan ısrarla üç hekim imzalı rapor istendiği” görülüyor. Bu raporu almak için haklı olarak hastaneye gitme riskini üstlenmek istemeyen (O dönem sağlık kurumları hasta da kabul etmiyor) Sadık Kaya zorla çalışmak zorunda bırakılıyor. Bile bile ölüme gönderiliyor. İlk soruşturmayı yürüten muhakkikler diyor ki: ‘Cumhurbaşkanı genelgesine rağmen il Müdürünün talimatı doğrultusunda Sadık Kaya’ya izin verilmemesinin il Müdürü ve Kurum Müdürü açısından görevi ihmal ve görevi kötüye kullanma olarak değerlendirilebileceği (…)’ ama sonrasında Bakanlık müfettişleri bu talimatı veren il Müdürü ve uygulayan Kurum Yöneticisini aklıyor.”

 VALİLİK VE BAKANLIĞA ÇAĞRI

Çakırözer ve Erdoğan, huzurevinde yaşanan ölümlere ilişkin başlatılan soruşturma sonuçlarının hem Eskişehir Valiliği’nin, hem Bakanlığın hem de Savcılığın derhal müdahale etmesi gerektiğini söyleyerek, “Daha önce de söylemiştik. Cumhuriyetimizin en güzel tanımlarından biri de şudur: Cumhuriyet kimsesizlerin kimsesidir. Cumhuriyetin Valileri, Savcıları, Bakanları da o kimsesizlerimizi korumakla yükümlüdür” çağrısında bulundular. 

 chplicakirozer.jpeg
 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler