Etki Ajanı
Konuk yazar Mustafa Hakan Ünser yazdı...
TCK'da yer alan ajanlık ve casusluk suçlarının dışında, yeni yargı paketinde "sosyal medya aracığıyla" Türkiye aleyhine propaganda yürüten “etki ajanları”na karşı da düzenleme yer alacak. Türkiye aleyhinde kara propaganda yapılmasına alan açanlar "etki ajanı" kapsamına girecek. Ülkenin ekonomik, toplumsal ve kamu düzenini bozanlar da bu kapsamda değerlendirilecek. Söz konusu suçların caydırıcılığının olması için bu kapsama giren suçlara cezai müeyyideler gelecek. Etki ajanlığı bir suç olarak Türk Ceza Kanunu'na alınacak. Bu kapsamda, Türk vatandaşları, kurum ve kuruluşları ya da Türkiye’de bulunan yabancılar hakkında araştırma yapan veya yaptıranlar suçlu sayılacak. Adalet Bakanı’nın yaptığı bu açıklamalara göre yeni suç 9. yargı paketinin içinde yer alacak ve bu suça üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası getiriliyor.
Sivil anayasamız olacak diyen iktidarın düşünce ve ifade özgürlüğü anlayışında geldiği nokta bu…
Tele 1 televizyonunun 18 Dakika programında Merdan Yanardağ, “Bugünkü iktidar mensuplarının büyük bir bölümü, Diyanet İşleri Başkanı, Suudi Arabistan’ın ve Vehhabi hareketinin etki ajanı olmaktan gelecekte tutuklanabilirler.” dedikten sonra “Ali Erbaş etki ajanı olabilir mi?” sorusuyla etki ajanlığı suçunun kapsamının zamanın bir fonksiyonu olarak değişebileceği hususuna dikkat çekti.
Benzeri bir durum Gürcistan'da yaşanıyor “yabancı etki ajanları" yasası olarak ünlenen “yabancı etkinin şeffaflaştırılması" kanun tasarısı, fonlarının %20'sinden fazlasını yurt dışından alan tüm kuruluşların yabancı etki ajanı olarak kayıt yaptırması ve buna uymayanların para cezasına çarptırılmasını öngörüyor. Gürcistan muhalefeti tasarıyı "Rus yasası" olarak adlandırıyor ve Kremlin'in siyasi muhalifleri bastırmak ve muhalefeti susturmak için kullandığı yasalarla ilişkilendiriyor.
Batılı ülkeler bu durumu Rus tipi otoriterleşme olarak tanımlıyorlar.
TBMM'ye gönderilen ve muhalefeti tamamıyla susturmak için yapılan bu yasa girişimine göre hangi beyan eleştiriden çıkıp ajanlık faaliyeti sayılacak bilemiyoruz.
Bu yasaya diğer gündem konusu sığınmacılar üzerinden bakalım.
Türkiye'de bulunan yabancıların ekseriyeti bilhassa hedef olarak Avrupa ve Kuzey Amerika kıtasına gitmek niyetiyle ülkemizde bulunuyorlar. Kaynak ülkelerden gelen sayıları on üç milyonu aşan mültecileri burada tutmak için ABD ve AB her türlü çabayı sarf ediyor. Peki onlarla aynı görüşte olan ve çaba sarf eden Türk vatandaşları bu yasaya göre "etki ajanı" olmayacaklar mı?
Yeri gelmişken, “Şimdi olmasa bile gelecekte memleketin yarısı Hamas'ın etki ajanı olabilir mi?” sorusunu da sormak gerekiyor.
Türkiye'de yaşayan yabancılar hakkında araştırma yapmak ve yaptırmak nasıl suç olacak? Ülkemize ne amaçla geldiklerini öğrenemeyecek miyiz? Demografimizde oluşan değişiklikleri tespit edemez miyiz? Böyle bir madde Rus'ların bile aklına gelmemiştir. Muhalefet tarafından “Kuzey Kore yasası" olarak adlandırılması gereken bu yasa devleti ve milleti değil hükûmeti ve yöneticileri koruyacağa benziyor. Anlaşılan o ki burada iktidarın muradı hiçbir tasarrufuna karşı en küçük bir muhalefet yapma imkânı dahi bırakmamaktır. Muhalefet ve vatandaşlar mutlak olarak iktidarın tasarruflarını beğenmek ve desteklemek veya en fazla sessiz kalmak hakkına sahip olabileceklerdir. Akıl sınırlarını zorlayan totalitarizm anlayışıyla hazırlanan bu tasarının demokrasimizi Türkmenistan ve Kuzey Kore ile aynı standartlara ulaştıracağından kimsenin şüphesi olmasın.
TCK'dan idam cezası çıkarılmıştır ancak ajanlık suçu, kişinin alacağı cezalar dışında sosyal anlamda bir idamdır.
Bu kadar ağır bir suçlama, daha nesnel diyemeyeceğim, bari biraz nesnel gerekçelerle olmalıdır. Hele ki bu suçlama sosyal medya paylaşımları üzerinden asla yapılmamalıdır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.