Koronavirüs salgınında vaka sayılarının arttığı, ekonomideki sorunların derinleştiği ve dış politikada gerilimlerin arttığı bir dönemden geçtiğimizi kimse inkar edemez.
Türkiye’nin çok önemli sorunları var.
En başta ekonomiye ilişkin işsizlik, geçim sıkıntısı ve hayat pahalılığı gibi. 
Öte yanda Türkiye’nin en önemli sorunlarının başında terör ve kötü yönetim de geliyor.
Bilhassa Koronavirüs salgının doğurduğu olumsuz sonuçlar, artan vaka ve ölüm oranları ile birlikte kriz yönetimindeki başarısızlık, ekonomik anlamda göz ardı edilemeyecek sıkıntılara neden oldu.
Tarım ve hayvancılık sektörünü yazmıyorum bile…
Kısacası yoksulluğa, tükenmişliğe, kriz yönetimdeki başarısızlığa, "ye kürküm ye" anlayışından bunalmışken gün geçmiyor ki kötü bir sürprize uyanmayalım…

30 Ocak 2020 tarihinde 126 emekli büyükelçimizin kaleme alıp imzaladığı basın duyurusuna hiçbir tepki gösterilmezken vatansever 104 emekli amiralimizin Atatürk devrim ve ilkelerini savunmasının neden infial yarattığını sorgulamak gerekir.
Oysa emekli büyükelçilerimiz ile emekli amirallerimizin amaçları her vatanını seven yurttaşımız gibi aynıydı.

Meral Akşener’in “bu bir zevzekliktir”, Devlet Bahçeli’nin “rütbeleri sökülmelidir” söylemleri ya da Kemal Kılıçdaroğlu’nun çekimser tavrının tam aksine alkışlanası bir vatanseverlik örneğidir bu koruma içgüdülü duyurular.
Hiçbir kamusal gücü ve yaptırımı olmayan emekli amirallerin yazdığı bu duyuruda Montrö Antlaşmasının tek bir imza ile iptal edilebileceğine dair bir endişeden söz ediliyor.
Sormak istiyorum: “Endişe duymak suç mudur?”

Diğer yanda ise Deniz Harp Okulu mezunu olmayan tuğamiral Mehmet Sarı’ya ne demeli?
“Sözleşmeli subay” kadrosunda olduğu için Harp Akademisi’ne gitme, dolayısı ile general ve amirallik için gerekli olan “kurmay” olma, albaylıktan daha üst bir rütbeye yükselme hakkı da bulunmuyordu Mehmet Sarı’nın.
Ancak 15 Temmuz sonrası düzenlenen bir kararname ile astsubaylıktan subaylığa geçenler dahil, akademiye gidip kurmay olma koşulu aranmaksızın tüm subaylara Yüksek Askeri Şura (YAŞ) kararı ile general-amiral olma olanağı tanındı.
İşte o olanak tanınanlardan bir olan Mehmet Sarı, resmi elbise ile devletin makam aracını kullanarak elini kolunu sallayarak bir tarikatın tekkesine gidebiliyor(!)
Konuya ilişkin “sosyal medyada bu veya bunun gibi her türlü paylaşım, gerçekliği başta olmak üzere her yönüyle Milli Savunma Bakanlığının ilgili birimleri tarafından inceleniyor” açıklamasında bulunuldu.
Ayrıca açıklamada, “incelemekler hukuk kapsamında yapılacak, hukuki açıdan incelenip gereği yapılacaktır” denildi.
Bizler de halen yapılacak olan açıklamanın beklentisindeyiz.

Kemal Kılıçdaroğlu’nun “bu sahte gündemler tutmaz” sözüne katılmamak ne mümkün?
Zira gösterilen tepkiler ve gündem saptırmalar, ne Yunanlılar tarafından işgal edilen 18 adanın utancını gizler, ne gelecekte nüfusun dörtte birini oluşturacak olan Suriyelilerin durumunu, ne de ülkedeki ekonomik güçlüklerin, işsizliğin, sorgulan-a-mayan zenginleşmenin, yolsuzlukların, köylünün, memurun, işçinin durumunu örtbas etmeye yetmez.

Bu millet her şeyin farkında!

Aşkım Tan
07/04/2021 - Ankara