Fransız Sömürgesini Yenilgiye Uğratan Cezayir Devriminin İkinci Aşaması: Kuzey Konstantin Saldırıları
Kanlı Fransız sömürgeciliğine karşı 1 Kasım 1954’te başlayan Cezayir Kurtuluş Devrimi, birçok saha komutanının öldürülmesiyle sönmeye yüz tutmuşken 20 Ağustos 1955’te Yusuf Ziğud komutasındaki "Kuzey Konstantin Saldırıları" ile yeniden canlandı
AA'nın hazırladığı ve 30 Ağustos'a kadar sürecek “Cezayir kurtuluş devriminin ikinci aşaması Kuzey Konstantin Saldırıları ve sonuçları” konulu haber dosyasının birinci bölümünde, Kuzey Konstantin Saldırıları ve bu saldırılara giden süreç ele alındı.
Cezayir’deki Fransız sömürgeciliğine 68 yıl önce ülkenin kuzeydoğusundaki Konstantin vilayetine bağlı köy ve kasabalarda halkın desteklediği “mücahitler” (Cezayir kurtuluş mücadelesine katılanlara verilen isim) tarafından ağır darbe vuruldu. Planlama ve uygulamadaki bu benzersiz saldırılar, Cezayir’in “şanlı kurtuluş devrimi tarihinde” çok önemli bir yer tuttu ve devrimin ikinci aşaması ya da “İkinci Kasım” olarak adlandırıldı.
Bölge komutanı Yusuf Ziğud komutasında üç gün süren saldırılara kadın-erkek, genç-yaşlı tüm bölge halkı katılmış, böylece “Avras” bölgesindeki kuşatma kırılmış ve Cezayir davası ilk defa Birleşmiş Milletler (BM) gündemine gelmişti.
Murad Diduş’un öldürülmesi saldırıların fitilini ateşledi
Konstantin vilayetine bağlı Sidi Mezğiş bölgesindeki saldırıların fitili, Yusuf Ziğud’un yardımcısı olduğu Kuzey Konstantin Bölge Komutanı Murad Diduş’un 18 Ocak 1955’te Fransız sömürge güçleriyle girdiği Bukerker Savaşı’nda hayatını kaybetmesiyle ateşlendi.
Diduş’tan sonra komutanlığı devralan “Si Ahmed” kod adlı Ziğud tarafından hazırlıkları tamamlanan söz konusu saldırılar, Konstantin’e bağlı Sidi Mezğiş beldesindeki İmam Ali Saalibi Camisi’nde 20 Ağustos 1955'te öğle ezanının vaktinden bir saat erken okunmasıyla başladı.
Ancak Kuzey Konstantin Saldırıları, Fransız sömürge makamlarınca büyük bir şiddetle karşılanmıştır. Yerel ve uluslararası kaynaklara göre, sömürgecilerin burada kadın, erkek, çocuk, yaşlı demeden yaklaşık bir hafta boyunca sivil halka yönelik sürdürdüğü şiddet dalgasında en az 20 bin Cezayirli hayatını kaybetti.
Devrimde yeni bir başlangıç
Skikda Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Hamid Buşuşa, Cezayir Kurtuluş Ordusu'nun İkinci Bölge Komutanlığı Karargahı’nın yanına inşa edilen Murad Diduş Anıtı’nın önünde AA muhabirine yaptığı açıklamada, 20 Ağustos saldırılarının Fransız sömürgeciliğine karşı başlayan Cezayir Devrimi için yeni bir başlangıç mesabesinde olduğunu söyledi.
Buşuşa, "Bu saldırılar, Fransız sömürgesinin Cezayir Devrimi için oluşturduğu kara propagandayı bertaraf eden bir dönüm noktası olmuştur. Bu saldırılar İkinci Bölge Komutanı Murad Diduş’un şehadetinin ardından geldi. Komutayı devralan Yusuf Ziğud’un emriyle başlayan bu saldırılar, hiç şüphesiz tarihin akışını değiştirmiş ve Cezayir devrimine içeride ve dışarıda yeni bir boyut kazandırmıştır." dedi.
Bu saldırıların Fransız sömürge makamlarının mücahitler hakkındaki "halkı temsil etmeyen kanun dışına çıkmış bir grup eşkıya" şeklindeki kara propagandasını tamamen ortadan kaldırdığına dikkati çeken Buşuşa, ülkenin dört bir yanında sömürgecilerle mücadele eden mücahitlere de motivasyon sağlandığını vurguladı.
Buşuşa, bu saldırılarla Cezayir halkındaki sömürge güçlerine karşı oluşan korkunun kırıldığını, böylece Fransız sömürge makamlarına da Cezayir halkının bu devrimi gerçekleştirdiğinin ispat edildiğini belirtti.
Cezayirli akademisyen, Kuzey Konstantin Saldırıları ile sömürge güçlerinin Avras bölgesinde mücahitlere yönelik oluşturduğu kuşatmanın kırıldığını, bununla beraber dünya kamuoyunun da Cezayir’e odaklandığını ve Cezayir Devrimi’nin ilk defa BM gündemine oturduğunu kaydetti.
Mücahitlerin habercisi bir mücahit
Kendisi de bir mücahit olan ve bugün hala Konstantin vilayetine bağlı Ziğud Yusuf Belediyesi Mücahit İşleri Birimi Başkanı olarak çalışan 78 yaşındaki Mesut Leşhem, henüz 10 yaşındayken bölgesindeki aktif devrimciler arasında haber taşıdığını söyledi.
Leşhem, ilk Kuzey Konstantin Bölge Komutanı Murad Diduş’u birçok kez gördüğünü ve kendisinden çevrede konuşlu bulunan mücahitlere haber taşıdığını belirtti.
Cezayirli mücahit, Diduş ve arkadaşlarının Fransız sömürge güçlerince 18 Ocak 1955’te öldürüldüğü yerleri AA muhabirine göstererek o günleri anlattı.
Sömürgeciler havadan bombaladı
Diduş’tan sonra komutayı devralan Yusuf Ziğud’un arkadaşlarıyla 20 Ağustos saldırılarını bir hafta olacak şekilde planladığını aktaran Leşhem, ancak sömürgecilerin, saldırıların üçüncü günü en az 17 uçakla bölgeyi bombalamaya başladığını ifade etti.
Eski adı Semendo olan Ziğud Yusuf beldesine gittiklerinde taş üstünde taş kalmadığını vurgulayan Leşhem, 20 Ağustos saldırılarına büyük bir şiddetle karşılık veren sömürgecilerin çocuk, kadın, genç, yaşlı gözetmeksizin insanları öldürmeye başladığını, hatta hayvanların yakılarak öldürüldüğünü söyledi.
12 dişi işkenceyle çekildi
Cezayir Kurtuluş Ordusu’na henüz 17 yaşındayken katılan mücahit Sebti Mübarek ise, sömürge güçlerinin hem devrim öncesi hem devrim boyunca halka yönelik korkunç işkencelere imza attığını belirtti.
Mübarek, kendisinin de silah bulundurmaktan gözaltına alındığını ve 12 dişinin işkenceyle çekildiğini söyledi.
Dişlerinin çekilmesinin yanı sıra değişik işkence yöntemlerine de maruz kaldığını dile getiren Mübarek, 20 Ağustos saldırıları öncesi tutulduğu hapishaneden kaçmayı başardığını aktardı.
Kuzey Konstantin Bölgesi Komutanı Yusuf Ziğud’un emriyle bir cumartesi günü harekete geçtiklerini belirten Mübarek, Cezayirlilerin kadın-erkek, genç-yaşlı demeden ellerine geçen her türlü ilkel silahla sömürge güçlerine saldırdıklarını ifade etti.
Mübarek, 20 Ağustos 1955’in Fransız sömürgeciler için kara bir gün olduğuna vurgu yaparak, “Biz Fransızlara 'ülkemizden çıkın, sizi bir daha görmek istemiyoruz' dedik. O gün onlar dinlenirken, biz ülkemizin kurtuluşu için kışlalarına, askeri tesislerine, gazinolarına, kafelerine saldırdık.” dedi.
Cezayirli mücahit, "Dünyayı onlara dar ettik. Bizim elimizde av silahları, bıçaklar, baltalar vardı. Pikniğe değil vatanımızın yolunda ölmeye gittik. Fransızları ülkemizden çıkarmak için canımızı ortaya koyduk." ifadelerini kullandı.
Fransızların o gün hiçbir şey yapamadıklarını, ancak sonraki gün harekete geçebildiklerini vurgulayan Mübarek, "Paletli zırhlı araçlarını ateşe verdik. Düşmanı o gün yenilgiye uğratmıştık. O gün Fransızların kara günüydü. O gün öldürülüyorlardı, korku ve panik içindeydiler." dedi.
Öfke ve intikam
Skikda Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi ve Yusuf Ziğud Vakfı Başkanı Hasan Tililani, tarihi Bölge Komutanlığı önünde yaptığı açıklamada, 20 Ağustos saldırılarının Cezayir Devrimi’nde çok stratejik bir öneme sahip olduğunu belirtti.
Tililani, Bölge Komutanı Diduş’un Fransızlarca Bukerker Vadisi’nde öldürülmesinin Ziğud’da büyük bir öfke ve intikam duygusu yarattığını ifade etti.
Kuzey Konstantin Bölge Komutanlığı’nın 6 kenti kapsadığına dikkati çeken Tililani, bu saldırıların, tüm bölgede gerçekleştirildiğini ve devrimin bir kez daha rayına oturması noktasındaki hedefinin başarıya ulaştığını vurguladı.
Her kent ve beldeye 4-5 mücahidin atandığını ve bunların halkın seferber edilmesi için görevlendirildiğini aktaran Tililani, 20 Ağustos saldırılarının, aslında Yusuf Ziğud’un “Devrimi sokağa atın, halk onu kucaklayacaktır.” şeklindeki sözünün vücut bulmuş hali olarak kurtuluş devrimi tarihinde belirleyici bir an olduğunu kaydetti.
Cezayir'deki Fransız sömürge yönetimi 132 yıl süren işgalin ardından 5 Temmuz 1962'de son buldu.
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.