Goldman Sachs: Dolardaki ralli henüz bitmedi
ABD’li yatırım bankası Goldman Sachs, İngiltere merkezli HSBC ve İş Yatırım aynı görüşte. Dolardaki yükseliş henüz sona gelmiş değil ve likidite sorunları ekonomik faaliyet neredeyse durduğu için devam ediyor.
ABD merkezli yatırım bankası Goldman Sachs, geçen hafta devletlerin ekonomiye destek için açıkladığı dev paketlerle sakinleşen dolardaki rallinin henüz sona ermediğini öngörüyor. Banka, Ticaret Ağırlıklı Dolar Endeksi’nin yakın zamandaki zirvelerinin yüzde 3 ila 5 üzerine de çıkabileceğini öngörüyor.
Dolar endeksi geçen hafta destek paketleriyle nispeten artan risk iştahının hisse piyasalarını güçlendirmesine paralel, 103 düzeyinden 98,27 düzeyine düşerek 1986 yılından bu yana en sert haftalık düşüşünü yaşamıştı. S&P 500 endeksi ise yüzde 10’un üzerinde yükseliş kaydetmişti.
‘ABD’nin dolara müdahale etmesi gerekebilir’
Goldman Sachs stratejisti Zach Pandl, reel ticarette kullanılan doların henüz yukarı yönlü yüzde 3 ila 5 daha hareket edeceğini belirtiyor. Pandl FXStreet’in yayınladığı değerlendirmesinde ABD’nin dolara müdahale etmek zorunda kalabileceğine işaret ederek şunları söylüyor: “(Fed tarafından kullanılan) Ticaret Ağırlıklı Dolar Endeksi’nin yakın zamandaki zirvesinin de yüzde 3 ila 5 üzerine çıkabileceğini öngörüyoruz. Bu doları Şubat 2002’de son bulan boğa piyasasının zirvelerine yaklaştıracaktır ve başlıca pariteleri ‘ABD müdahalesi gerekli mi’ tartışmalarını getirecek boyutlara çıkartabilir. Son yıllarda müdahale nadiren olsa da bu anormal yükseliş bir politika tepkisini gerektirebilir.”
İş Yatırım Uluslararası Piyasalar Direktörü / Şant Manukyan: Doları getirecek üç alanda da kırılma var
Dolardaki ralliyi değerlendiren İş Yatırım Uluslararası Piyasalar Direktörü Şant Manukyan da aynı fikirde. Dolardaki yükselişin henüz sona gelmediğini belirten Manukyan şu değerlendirmeleri yapıyor: “Herhangi bir ülkeye dövizin nereden geleceği belli. Turizm; tamamen durmuş durumda. Ticaret; Ordada çok fazla aksama var. Diğeri de portföy yatırımları; Hepsinde kırılma var. Dolar bazında yükümlülükler devam ediyor fakat o doları yaratacak aktivite bir buçuk aydır kesilmiş durumda. 2008’de gördüğümüz dolar fonlama kriziydi. Oradaki sorun bankacılık sektöründe olduğundan Fed likidite musluğunu açtığında sorunu büyük ölçüde çözdü. Şu an bu problemi çözemeyecek diye düşünüyorum çünkü sorun bankacılıkta değil. Şu anda bankacılık dışı finans sektöründe de büyük dolar ihtiyacı var. Fed’in swap hatları baskıyı azaltmış gözüküyor. Ama bankaların bu kadar çabuk aldığı dolarları aşağı aynı hızda aktaracağını öngörmüyorum. Dolayısıyla dolar rallisinin bittiğini söylemek için henüz çok erken.”
HSBC: Gelişen ülke paralarında en riskli döneme yaklaşıyoruz
Londra merkezli HSBC, gelişen ülke (EM) para birimlerinin çok riskli bir döneme girdiğini, iyilemşe öncesinde yeni diplerin görülebileceğini öngörüyor. Gelişmekte olan ülke paralarında iyileşmeye giden yolun beş fazdan oluştuğuna ilişkin bir grafik yayınlayan banka, İnkar (Faz 1), Öfk e/Korku (Faz 2) ve Pazarlık (Faz 3) dönemlerinin ardından ‘Depresyon’ dönemi olarak adlandırılan Faz 4’e yaklaştığımızı belirtiyor. FX Street kurucusunun paylaştığı HSBC değerlendirmesine göre şu aşamada EM paralarının düşüş yaşayacağı riskli bir döneme yaklaşıyoruz. Merkez Bankaları ve hükümetlerin politika adımlarının piyasayı stabilize edemediği durumda bu faz bazı para birimleri için ciddi düşüşler yaşanabileceğine işaret ediyor. Sonrasında ise Kabulleniş fazı (Faz 5) geliyor ve gelişmekte olan ülke paralarının - ülke özelinde etkenlere bağlı olarak - yeniden yükseldiği bir döneme girilmesi öngörülüyor. Başka bir deyişle her bir para biriminin iyileşmesi ülkeye has etkenlere bağlı hareket edecek.
Keynes'in dönüşü: ‘Kamulaştırma’ seçeneği masada
ABD, Almanya, Fransa, İtalya ve son olarak İsveç gibi liberal ekonomilerin yetkilileri, koronavirüs salgınının yol açtığı ekonomik krizle mücadelede ‘kamulaştırma’ adımlarının da kullanılabileceğini belirtiyor. Ekonomi dünyasında ihtiyaç halinde devlet müdahalesinin gerektiğini savunan J.M. Keynes’in tekrar uyandığına ilişkin yorumlar da yapılıyor.
İsveç Maliye Bakanı Magdalena Andersson, pazartesi yayınlanan bir gazete röportajında kamulaştırma seçeneği için “Eğer az sayıda büyük şirketlerden bahsediyorsak, evet bu başvurulabilecek bir yol” ifadelerini kullandı. Andersson, hükümetin şu anda zorluk yaşayan sayıca yüksek küçük şirketler için ise böyle bir adım atacamayacağını söyledi. Son iki hafta içinde büyük liberal ekonomilerden de benzer söylemler geldi. Almanya’da Maliye Bakanı Olaf Scholz, da devletin zordaki şirketleri korumak amacıyla pay alabileceğini söylemiş, “Devlet bu varlıkları gerektiğinden uzun süre elinden tutmayacak” taahhüdü vermişti. Almanya’da açıklanan dev paketin 100 milyar eurosu şirketlerden doğrudan hisse alınmasına ayrıldı.
Fransa’da Maliye Bakanı Bruno Le Maire, hükümetin listesini oluşturduğu bazı şirketlerin salgın nedeniyle ‘sermaye enjeksiyonuna ve hatta doğrudan kamulaştırılmaya’ ihtiyaç duyacağını belirtti. France Info’ya konuşan Le Maire “Kamulaştırma tabii ki son seçenek, ama şu an dışarda bırakamayacağımız bir seçenek. Milyarlarca dolar yatırım yaptığımız sanayi şampiyonlarının 1929’dan bu yana görüşmemiş şiddette bir ekonomik krizde buhar olup uçmasına izin vermeyeceğiz” dedi. Le Maire şirketlere temettüleri düşürmeleri çağrısı yaparak tedarikçilerine zamanında ödeme yapmalarını ‘yoksa kredileri için devlet teminatı alamayacaklarını’ da ekledi.
İtalya’da stratejik sektörler konusunda hükümete özel güçler veren bazı önlemlere hazırlanılıyor. Reuters haberine göre sözkonusu düzenleme hükümetin savunma, enerji, telekomünikasyon, Milan Borsası ve ödeme sistemleri gibi temel finans altyapılarında ‘veto’ hakkı verecek. Kabine müsteşarı Riccardo Fraccaro, stratejik İtalyan şirketleri korumak için bir kalkan oluşturmaya hazır olduklarını belirterek “Her türlü aracı kullanacağız” dedi. ABD’de de Başkan Donald Trump, hükümetin kurtarılma ihtiyacı olan şirketlerden hisse alması fikrini desteklediğini belirtmişti.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.