HANGİ İSLAM/4
Cüneyt Şaşmaz Yazdı : HANGİ İSLAM/4
En başta da “iklim koşulları”nı bileceksin ki, çöldeki “giyim” ve “beslenme” düzenini anlayabilesin!
Herkesin neden “örtündüğü” ve “domuz eti” gibi hızla bakteri üreten, çabuk bozulan gıdaların neden yasaklandığını bir çırpıda anlayabilesin!
Bilmenizi isterim ki, “İslam” üzerine yazdığım analizler benim şahsi görüşlerimdir.
Ben hadisenin özü, yani “mana” ile ilgili olanlardanım!
“Madde” yani “Şekil kısmı” dünyevi boyutuna giriyor.
Çünkü “İslamiyet” dünyadaki tek bireysel din!
“Mümin” yani “Birey” ile “Allah” arasına, “Cami” ve “Hoca” dahil hiçbir kişi ya da kurum girmiyor; giremiyor!
...
“Teolog” değilim!
Ama bir gazeteci sadeliğinde, naçizane, “İslam” üzerine diğer dinler ile mukayeseli bir analiz yapabilirim.
Misal, Hz. Muhammed, “4 kadın alın” demiyor.
Zaten kadınlar o dönemde çok değersiz canlılar olarak görülüyor.
Kız çocukları diri diri toprağa gömülüyor!
Çok eşlilik zaten var.
Bunun üzerine o vakit, “en fazla 4 olsun” diyor.
Yani bu sözü de o günün şartları içinde değerlendirmek lazım!
“Özü” değil “şekli” ile uğraşanlar, yani “mana alemi” ile değil “madde alemi” ile ilgili olanlar hep ana mesajdan kopuyorlar.
Uzaklaşıyorlar!
Türkiye'de “okumuş” ama “anlamamış” o kadar çok cahil Müslüman var ki, yaz yaz bitmez!
Ben de bu nedenle yazılarımda hep öz, yani “ana mesaj” üstüne yazılar yazıyorum.
Dünyada uygulanmaya çalışılan “Siyasal İslam”ın ya da “BOP İslam”ının ise gerçek “İslam”ın özü ile hiçbir alakası yoktur!
İstihbarat servisleri tarafından birçok “hadis” uydurularak, kitleler denetim altında tutulmaya, yönlendirilmeye çalışılmaktadır!
Bu da “mana”yı hedef alan “inanç” ve “yaşam biçimi”nin yörüngeden çıkmasına yol açmıştır.
Misal, “Havra”ya karşı “Kilise”, “Kilise”ye karşı “Camii” gelmiş!
“İslam”da camii kavramı da yoktur, dinsel kıyafet de, mezar kavramı da!
Ölünce sınav biter ve ruh bedenden ayrılır!
O yüzden “3 günden fazla yas Şeytan’ı sevindirir”, der Peygamberimiz!
Eşler hariç.
Onların da yas tutmasına, kendilerine zulmetsinler diye değil, hamilelik var mı yok mu o anlaşılsın diye izin verilmiştir!
Dul kadına evlilik tavsiye edilir, hayat devam ettiği için!
Ama bizde iyi gözle bakılmaz bu tür şeylere!
Yalnız bu tavrın “gelenek” ve “görenek”le alakası vardır ama “İslam”la hiçbir alakası yoktur!
Aslolan “İslam”da Allah’a ulaşmak, kavuşmak ise “ölünce sevinmek” gerekir gerçek “İslam”a göre!
O yüzden fazla gözyaşı yakışmaz gerçek Müslüman’a denir!
Misal; Hz Muhammed'in mezar yeri (bellidir ama) belli değildir!
Neden?!
Türbe yapılmasın diye!
Çünkü Hz Muhammed sadece tebliğcidir.
Allah değildir!
Biz O’nu Peygamberimiz olduğu için severiz!
Ama Hz Muhammed’in aracılığı ile dahi olsa Allah’a ulaşamayız!
Neden?!
Niçin?!
Niye?!
Çünkü, gerçek “İslam”a göre, Allah ile kul arasına Hz Muhammed dahi giremez, o yüzden!
O halde Hz Muhammed’in giremediği yere, Said-i Nursi ya da Fethullah nasıl girsin!
Günümüz dünyasında ise Hz Muhammed’in giremediği yere yani “Kul” ile “Allah” arasına girmeyen neredeyse yok gibi!
En başta da Diyanet!
Hoca, Hacı, İmam vb!
Oysa ki, Diyanet’e düşen görev Allah ile kul arasına girmek olmamalı!
Onun yerine insanların, dinlerini en iyi şekilde yaşama imkanını organize etmek en doğru ve akılcı olanı!
Yoksa Allah'ın karışmadığı, zorlamadığı işi kim, nasıl, neye dayanarak zorlayacak?!
Hülasa:
Günümüzde birçok din önderi denilen faninin, çok gösterişli mezar yerleri vardır.
Hz Muhammed'in yoktur!
Peygamberimiz Muhammed'e hak olmayan bize nasıl helal olacak, orasını anlaşılır değil!
...
“Kara çarşaf” misal, her üç dinde de vardır.
Şu anda AKP’lilerin kullandıkları türban Hint usulüdür!
“Kara çarşaf” ise “Katolik Rahibeleri”nden alınmadır!
Bunun da “İslam”la hiçbir alakası yoktur.
“Yeşil cüppe” de “Hint”lilerden gelmedir.
“Uzun sakal” da üç dinin radikallerinde vardır.
Museviler sadece bıyık uzatmazlar!
Tüm radikallerde sakal vardır!
Oysa “İslamiyet”te ne camii kavramı vardır, ne hoca ne de sakal!
Yüce peygamberimiz “sakal”ı ise bir başka erkeğe nefsin uyanmasın diye, erkek olduğunu hatırla diye, ezcümle “erkekle beraber olma” diye uzat diyor.
Yani “homoseksüelliğin” önlemi olarak günlük yaşama girmiş basit bir ayrıntı!
Şekil!
Hepsi bu kadar!
Yani “nefs”in hakkında uyarıyor.
Şimdi “sakal” için kim diyebilir ki, İslam’ın vazgeçilmezidir!
Ezcümle:
“İslam”, madde değil, mana alemini anlatan en son dindir!
...
Hz Muhammed'in yaşadığı coğrafyayı iyi bilmek, araştırmak şart!
Çünkü “çöl iklimi” çok sıcak bir iklim!
Gündüz ya da gece fark etmez örtünmek zorundasın!
Neden?!
Niçin?!
Niye?!
İklimsel şartlardan dolayı!
Çünkü; gece “kum fırtınası” var!
Gündüz de inanıyor da olsan inanmıyor da olsan fark etmez!
Çünkü Allah’tan önce adamı çölde güneş çarpıyor!
Örtünmezsen başına güneş geçer, yani beyin kanamasından ölürsün!
Onun için İslam’a “akıl dini” denir!
Ya da “İnsanlar, akılları kadar İslam olabilir” diye tarif edilir.
...
Peki, bunları neden yazdım?!
Birincisi, biri “İslam’da Protestanlık” diyorsa, bileceksin ki, bu işin altında bir çapanoğlu vardır, uyanık olmak şart!
İkincisi; İslamiyet çok basit bir din!
Çok basit bir inanç sistemi!
İslamiyet’i zorlaştıranlar “İslamiyet”in içine sızan Yahudi ve Hristiyan kliklerin hakim olduğu gizli servisler!
Ve din bezirganları!
“İslamiyet” benim anlattığım kadar basit ve son nefesini verene dek de Allah’tan başka, Hz Muhammed dahil hiç kimsenin nereye gideceğini bilemediği bir inanç sistemi!
Yani insanların “günah defteri”ni bir başka insan elinde tutamıyor!
“Patates dini”nden mi yoksa “soğan dini”nden mi, olduğuna ancak Allah karar veriyor.
O yüzden Allah diyor ki; “en büyük şaşırtan benim, kalbi de gözü de mühürleyen benim, en büyük affeden de benim, rızkı veren de kesen de benim”!
Hadise bu kadar basit!
Hadise bu kadar net!
Yüce Rabbimiz “yeter ki bana teslim ol ve mücadele et” diyor!
Gerisi Allah’a kalmış!
Hülasa:
“İslam olmak” demek, “Allah” ile “kul” arasına hiçbir şeyin girememesi demek!
Madde değil, mana alemine ait bir boyut bu!
(Devamı Yarın)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.