HDP'li Turan: Günaydın ya!
HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Rıdvan Turan, ''Şimdi bize diyorlar ki ‘İşsizliği toparlıyoruz, istihdamı artıyoruz’. Günaydın ya. Dünyanın parasını zaten siz harcamışsınız. Dünyanın parasını perişan etmişsiniz, betona yatırmışsınız" diye konuştu.
TBMM Genel Kurulu’nda bugün Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Dışişleri Bakanlığı’nın bütçeleri görüşülüyor. Genel Kurul’da HDP Grubu adına söz alan Eş Genel Başkan Yardımcısı ve Mersin Milletvekili Rıdvan Turan, Hazine ve Maliye Bakanlığı'nın bütçesini değerlendirdi. Turan'ın konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:
"Bütçeyi yoksullardan toplayan, zenginlerin vergisini affediyor"
"Size vergi harcamalarından bahsedeyim. Bu bütçede 994 milyar liralık bir vergi harcaması kalemi var. Adının masumluğuna bakmayın. 994 milyar liralık vergi harcamasından asgari ücretin vergi dışı bırakılmasını çıkarırsanız yaklaşık 800 milyar liralık sermayenin, burjuvazinin, patronların alınmayan vergisi var. Yani bütçeyi yoksullardan toplayan, zenginlerin vergisini affediyor.
"Ben, Bakan’a ‘Niye yanlış yapıyorsun’ demiyorum, 20 yılın hesabını soruyorum"
Ben, Bakan’a ‘Niye yanlış yapıyorsun’ demiyorum, 20 yılın hesabını soruyorum. Bu 20 yıl boyunca, dışarıdan gelen likidin de bolluğundan kaynaklı yatırımlar, dış krediler, sıcak para girişi, milli hasılanın yüzde 25’ine denk gelen vergi geliri, 70 milyar dolara yakın bir özelleştirme kalemi, bununla ilgili FETÖ’nün çökülen malları, milyar dolarlık şirketleri hem içeride hem döviz olarak yapılan borçlanma var. Yani Türkiye Cumhuriyeti’nin en fazla kaynak kullanan iktidarından bahsediyoruz.
"Dünyanın parasını zaten siz harcamışsınız"
Şimdi bize diyorlar ki ‘İşsizliği toparlıyoruz, istihdamı artıyoruz’. Günaydın ya. Dünyanın parasını zaten siz harcamışsınız. Dünyanın parasını perişan etmişsiniz, betona yatırmışsınız. Katma değer, teknoloji üretmeyen sektörlere, kendi iktidarınızın destek kıtası olsun diye beş tane müteahhitte bunları vermişsiniz. Ondan sonra diyorsunuz ki ‘Bu kadar kaynak üretmişken makro dengeler yavaş yavaş yerine geliyor’. Burada büyük bir haksızlık, yanlışlık var.
"Türkiye’nin ihracatında yüksek teknoloji ürünleri yüzde 4 bile değil"
‘Toplum olarak zenginleşiyoruz’ algısını yarattılar, toplum olarak yoksullaşıyoruz. İHA’ya, SİHA’ya bağlı bir yeni sanayi ürettiler ama Türkiye’nin ihracatında yüksek teknoloji ürünleri yüzde 4 bile değil. 16,5 trilyonluk borç stoğunu da iç ve dış borçlar olarak yan yana koyduğumuzda ortadaki tablo gerçekten hazin.
"Sizin iktidarınız sonrası gelecek olanlara olağanüstü bir yük bırakıyorsunuz"
Büyüme verilerine bakalım. Dış ticarete, cari açığa, istihdama ve en önemlisi emeğin milli gelirden aldığı paya bakalım. Baktığımızda görünen şudur; Bakan’ın ‘Türkiye Ekonomi Modeli’ dediği yerli-milli ihracata dayalı, düşük Türk lirası-yüksek kur temelli politika yerle yeksan olmuştur, çökmüştür. Bununla devam etmeyin, gözünüzü seveyim. Bununla devam ettiğiniz her gün, bizim çoluğumuza çocuğumuza, sizin iktidarınız sonrası gelecek olanlara olağanüstü bir yük bırakıyorsunuz. Bunu söylemekten dilimizde tüy bitti.
"'Esenler’in pazarına giderseniz daha fazla atık toplayabilirsiniz; daha fazla biber, domates var’ diyor insanlar birbirine!"
İşçi sınıfının, ücretlilerin, emekçilerin milli gelirden aldığı pay yüzde 30’a yakınken şu anda bu pay yüzde 26’ya, işçi sınıfının nicel olarak artışı dikkate alınırsa yüzde 18’lere düştü. Sermayenin aldığı pay ne oldu? Yüzde 51’den 54,8’e çıktı. İşçi sınıfı daha da yoksullaşmaya başladı. Şunu soruyorum; kardeşim, ‘Türkiye Modeli’ dediniz, tek tek saydım verilerin hiçbirinde düzelme yok. Tam tersine Türkiye, bir borç krizine, bir maliye krizine adım adım yürüyor. Veriler böyle söylüyor. Çarşıya, pazara bakalım. İstanbul’da gittiğimiz yerlerde, hangi semtin pazarından daha fazla atık toplanabileceği, artık bir konu haline gelmiş. ‘Esenler’in pazarına giderseniz daha fazla atık toplayabilirsiniz; daha fazla biber, domates var’ diyor insanlar birbirine.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.