HEDEFTEKİ İSİM NGAZETE'YE KONUŞTU: HATAY BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANI LÜTFÜ SAVAŞ, HAVUZ MEDYASI SON SEÇİM SONUÇLARINDAN RAHATSIZ...
Ngazete imtiyaz sahibi Nuray Başaran'ın Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş ile yaptığı Ngazete özel röportajı sizlerle...
HEDEFTEKİ İSİM NGAZETE'YE KONUŞTU:
HATAY BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANI LÜTFÜ SAVAŞ, HAVUZ MEDYASI SON SEÇİM SONUÇLARINDAN RAHATSIZ....
GÖRÜLÜYOR Kİ CHP İKTİDARA YÜRÜYOR, SORUN BU
ETİK YASASINI AK PARTİ ÇIKARMAZ
BİZE AK PARTİLİ BELEDİYELERE YAPILAN DESTEĞİ VERSELER YETER
NURAY BAŞARAN
Lütfü Savaş, son zamanlarda adeta hedefteki isim. Yerel seçimlerde Hatay'ın stratejik konumundan olsa gerek Cumhurbaşkanının 3 kez gittiği Hatay'da çok değişik iddialar ile suçlandı. Bunlara açıklık getirip seçimi kazanan Lütfü Savaş , şimdi de CHP'li belediyeler için gündeme taşınan eş -dost- akraba atamaları ve bir kaç yerden maaş alma iddiaları ile gündeme taşındı.
Sosyal medyada Savaş'a bu iddiaları yapan kişi kısa zamanda özür dilemesine rağmen Savaş'ın, iddialar ile savaşmak durumu ve meramımı anlatması devam ediyor. Tam da bu noktada Hatay'a gittik ve Savaş'a sorduk:
Neden Hedeftesiniz?
Ve daha bir çok soru...
Savaş da çekinmeden açık ve şeffaf cevapladı. Ortaya çok güzel bir sohbet çıktı. Zevkle okuyup çok şey öğrenilecek bir röportaj.
BİZ İŞİMİZE GÜCÜMÜZE BAKIYORUZ
Soru- Yerel seçimler sırasında bir çok konuda Türkiye gündemine geldiniz. Özellikle Sayın Cumhurbaşkanı bir kaç konuda sizi hedefine koydu. Şimdi CHP'li belediye başkanlarının şirketlerde görev alması ve akrabalarını kadroya almaları konusunda Türkiye gündemine geldiniz. Yani hep hedeftesiniz? Neden? Çok mu hatalısınız? Çok mu kıskanılıyorsunuz?
Cevap- Aslında kendi halinde bir belediye başkanıyım. Biz işimizde gücümüzde memleketi kalkındırmaya çalışıyoruz. Ama hep okları üstümüze atıyorlar. Bu da enteresan tabi. Ben çözmüş değilim.
Soru- Daha önce seçim sürecinde de sizinle söyleşi yapmıştık. O dönemi konuşmuştuk. Şimdi CHP'li belediyelerin akrabalarını işe alması ve belediye şirketlerine kendilerini atamaları ile ilgili gündemdesiniz. Kardeşinizi işe aldığınız söyleniyor. Kendinizi de HATSU isimli belediye şirketine yönetim kurulu başkanı olarak atadığınız konuşuluyor.Ne diyorsunuz?
BU İDDİALARI YAZAN ÖZÜR DİLEDİ
Cevap- Şimdi bir gazeteci aslında Twitter'dan üç şey yazmış. Birincisi benim kendimi bir şirketimize ve iştirakimize yönetim kurulu başkanı olarak atadığım, oradan maaş aldığım gibi bir duyum aldım. Yeni çıkan Büyükşehir Belediye Yasasına göre; 'Büyükşehir belediye başkanları kendi su kanal hizmetlerini gören şirketin yönetim kurulu başkanı olur 'diyor. Biz kanun gereği bu görevi yapıyoruz. Önemli kararların sonucunda kanun gereği imza atıyoruz. Buradan ekstra bir maaş aldığımız yok. Bir de belediyelerimizin BİT dediğimiz Belediye İktisadi teşebbüslerimiz var. Biz de de iki tane var. Bir tanesi, İmar Limited Şirketi. Antakya Belediyesi döneminden kalma. Diğeri de Ulaşım Şirketi. Bunların hiç birisinde ne ben ne de birinci derece bir yakınım yok. Burada tamamen dışardan dışardan insanlar atanmıştır. Yönetim kurulu üyeleri de genel sekreter, daire başkanları seviyesinde bütün arkadaşlarımızı atamış durumdayız. Onlar da maaş almıyor. Huzur hakkı alıyor. Çalışanlar da teknik elemanlar. Onlar maaş alıyor.
Soru-Onların içinde bir yakınınız akrabanız var mı?
Cevap- Yok benim bir akrabam yok. Kanun gereği mecburen yaptığım az önce söylediğim bir yönetim kurulu başkanlığım var.
KANUN GEREĞİ YÖNETİM KURULU BAŞKANIYIM
Soru-Nasıl yani o mecburi mi?
Cevap- Evet. Kanun diyor ki, ‘ buranın başkanı sensin.’ Çünkü orada bir sürü sorumluluk var. Hem hizmet anlamında sorumlulk var. Hem idarecilik anlamında.
Hem de ekonomik anlamda sorumluluğumuz var. Bir sürü orada alım satımlar ve ihaleler var. Buradaki önemli kararlarda sizin imzanız oluyor. Bir de üst seviyedeki atamalarda imzanız oluyor. Diğer yanlarını genel müdür yönetiyor. Burada benim ekonomik olarak bir kazanç sağlamam mümkün değil. Dediğim gibi Türkiye'de 30 tane Büyükşehir Belediye Başkanı var. Bunların hepsi otomatik- kanun gereği- orada yönetim kurulu başkanıdır. Çalışan çok insan var. Abimi de bizde çalışıyor göstermişler. Abim benim emekli. Üç iddiadan ikincisi buydu. O da boş çıktı.
Soru-Yani ücret almadan mı çalışıyor?
TEK BİR MAAŞIM VAR
Cevap- Evet ücret almadan çalışıyor. Gönüllü. Maalesef yazan arkadaşın iddiaları boş çıktı. Bir tanesi doğru ama o doğruyu da yanlış bir şekilde yansıtmışlar.
Soru-Nasıl?
Cevap- Küçük kardeşimle ilgili. Küçük kardeşim bende çalışıyor. Ben de çok müdürlük var. Belediye ve su kanal hizmetlerinde çok müdürlük var. Her birinde 5-6-4 müdürlük olduğunu varsayarsak. 100-150 müdürlük var. Ve ben kardeşimi memur yapmış değilim. Kardeşim belediyeye geçtiğinde 25 yıllık memurdu. Ve belediyeye 5 yıl önce geçti.
Soru- O zaman da siz başkandınız. Üniversitede müdür müydü?
Cevap-Yok burada müdür oldu. Keşke bütün müdürler kardeşim gibi olsa. Liyakatlı ve düzgün. 5 yıl önceki konu bugün nasıl gündeme geldi, o da enteresan.
Soru- Sizce neden?
Cevap-Şöyle; bu CHP son seçimde büyük bir ivme kazandı. Bize özel bir durum değil. 11 tane büyükşehiri aldı. En büyük 3 şehri aldı. Özellikle güney Akdeniz sahilini olduğu gibi aldı. Neredeyse Bursa alınıyordu. CHP'nin yükselen bir trendi var. Yükselen trend ile birlikte bizler de Allaha şükür biz görmediğimiz müfettiş, adliyede görmediğimiz mercii kalmadı. Görmediğimiz denetçi kalmadı...
Soru-Kaç soruşturma geçirdiniz?
GEÇİRDİĞİMİZ SORUŞTURMALARIN SAYISINI UNUTTUK
Cevap-Valla bizde bir oda var. Gelene, 'hoş geldin' diyoruz. Ne gerekiyorsa veriyoruz evrak bazında. Şu ana kadar gelen herkes teşekkür edip gitti bize. Havuz Medyası CHP'yi aşağıya çekmek için herşeyi deniyor. Bunlardan bir tanesinin de Hatay Büyükşehir Belediyesi olması doğaldır. İki sebebi var. Biz burada gerçekten büyük bir başarı elde ettik. Bir önceki seçimde bakan ile yariştık. O zamanın ilk beş bakanından birisiyle yarıştık ve ipi göğüsledik. Bu seçimde de fark atarak, Suriyelilere rağmen, İdlib-Afrin'de çalışan bir çok insanın ekstra oy kullanmasına rağmen biz açık ara seçimi aldık. Ve iktidar en çok İstanbul ve Hatay'ı istiyordu. Hatay'ı kaybedince havuz medyası kendine bir meşgale bulup Lütfü Savaş'ın üzerine gelmek istediler. Yani burada esas Hatay'ı çok istemeleri ve son seçimde CHP'nin başarısı ana etken diye düşünüyorum.
Soru- Sizce Hatay'ı neden çok istiyorlardı?
Cevap-Hatay Ortadoğu ile en yakın şehir. 500 bin kişi de Suriyeli var. Şimdi yeni konuşulanlarla birlikte ikametgahı çıkan yerlere Suriyeliler girecek olursa, Biz 700-800 bini buluruz. Herhangi bir önlem alınmadığı durumda. Burası tabii çok önemli. Bir de tabii ki Doğu Akdeniz'deki petrol ve doğalgazın zenginliğinden bahsediliyor. İsrail doğalgaz hattının Hatay'dan geçmesinden bahsediliyor. Ortadoğu'da bir çok hesap- kitaplar hepsi sonunda gelip Hatay'a dayanıyor. Hatay'ı iktidar elinde tutmak istiyordu. Muhtemelen böyle bir beklentisi vardı. Ve buraya da çok geldiler. Nasipten öte bir şey olmaz. Allah bize nasip etti. Biz bu görevi ifaa etmeye çalışıyoruz. Bu nedenle yükleniyorlardır. Ama şu var ki bu iddiaların olduğu tweet'i atan arkadaşı pek ben tanımam da keşke çok daha büyük atamalar var Türkiye'de o atamalardan da bahsetseydi. Hatta miller o atamaları da öğrense.
Soru- Aslında Ankara kulislerinde uzun zamandır sizin de söylediğiniz gibi akraba atamaları konuşuluyor. Şimdi işin içine CHP'li belediyeler katılınca CHP bu konuda kanun çıkarmak için kolları sıvadı. Bu kanun etik olarak bu tür uygulamaları ortadan kaldırır mı? İktidar bundan nasıl etkilenir?
AK PARTİ ETİK YASASINA 'HAYIR' DER
Cevap- Ak Parti Bu yasaya hayır der. Ak Parti bu yasayı istemez. Eğer yakın çevresini önemli görevlere atamayı engelleyecek bir yasa tasarısı sunarsa CHP iktidar partisi buna yanaşmaz. Çünkü şu anda mikroskopla CHP'li tüm belediyelere bakıyorlar ama makraskopla baksanız fersah fersah iktidar partisinde konu-komşu, eş-dost,akraba ataması çok daha fazladır. Hem merkezi hükümet hem belediyeler anlamında. Mesela bende yönetim kurulu üyelerindekilerin hepsi bende çalışandır, bürokrattır. Hiç bir kardeşim benim yönetim kurulu üyesi değil. Hiç biri de zengin değil. Kardeşim Üniversitede personelciydi. Belediye kurulurken ben de üniversiteden geldiğim içim 10 kişi ile birlikte buraya geldi. Burası Büyükşehir olduğunda kurulum aşamasında bilgili kimse bulmak zordu. Biz üniversiyeti de biz kurduğumuz için o tecrübeli 10 personeli de buraya getirdim. Benim kardeşim esas personelci. Özel kaleme geçici olarak bakıyor. Orada bir problem olduğu için. Tecrübesi var diye getirdik. İktidar hiç birşeyi sormadan ve sorgulatmadan her türlü atamayı yapıyor. Havuz medyasından onları da haber yapmalarını bekliyoruz.
Soru- Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan bir terim kullanıyor; 'CHP Belediyeciliği'diye. genellikle bu ‘ iş yapmazlar’ anlamındaydı. Şimdi bir de bu yeni durum eklendi. Bir kaç yerden maaş alan başkanlar. Siz nereden maaş alıyorsunuz?
Cevap-Tek yerden maaş alıyorum. Tek maaşım var Belediye Başkanlığı maaşım. Başka bir yerden maaş almıyorum. Etik de bulmuyorum. Kardeşlerim de öyle. Yönetim kurulu üyesi falan değil hiç biri.
Soru- Bazı belediye başkanları ve bürokratların son zamanda birden çok yerden maaş aldıkları da konuşuluyor. Bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz.
BİRKAÇ YERDEN MAAŞ ALMAK ETİK DEĞİL
Cevap- Şimdi ben iki şeye bakarım. Yasal mı? Tabii en önemlisi vicdanlar kabul ediyor mu?. Vicdan açısından doğru değil. İktidar dini değerleri ön plana çıkararak oy aldı halkımızdan. İslami açıdan da yanlış bir uygulama. Nereden bakarsanız yanlış. Aklaken ve dinen yanlış. Tek yerden maaş alınması en doğrudur. Toplumda şimdi gençlerin üçte biri düpedüz işsizken ,benim aldığım telefonların yüzde 90'ı iş başvurusuyken ve hiç bir yerde gençler iş bulamazken bir belediye başkanının 3-4 yerden 200 milyara yakın maaş alması kesinlikle etik değil, ahlaki değil, İslami anlayışla terstir.
İŞ BAŞVURUSU 100 BİNE DAYANDI
Soru-Yeniden seçildiğinizden bugüne ne kadar iş başvurusu yapıldı belediyeye?
Cevap-Çok. Çok fazla. En az 25 bin kişi. İşsiz çok. Bizde işsiz başvurusu 100 bini geçti. İlk beş yıl 80 bindi. Biz havuz medyasından 200 bin lira 4-5 yerden maaş alanları da havuz medyasının haber yapmasını bekliyoruz. 4 yerden maaş alanlar nasıl ülkeyi düşünebilir? İnsanlar artık palavralara inanmıyor. Bizim abdestimizden şüphemiz yok. Artık bu işlerin tadı kaçtı. İnsanları medya gücüyle, iktidar gücüyle sıkıştırıp iktidarın bu gibi konuları gündeme getirmesini acizlik olarak görüyorum. Bence iktidar kendine ya yeni bir yol bulacak ya da yeni bir yol açacak. Çünkü şu anda iktidarın bildiği bütün yollar kapanmış durumda. Yapacağı iki şey var ya yeni bir yol bulacak, ya yeni bir yol açacak.
Soru-Peki son gelişmelerden sonra CHP genel Merkezinin bu konuda yasa teklifi hazırlığını nasıl buluyorsunuz?
Cevap-Güzel buluyorum. Zaten genel başkanımızın Afyon'daki kampta güzel bir çıkışı oldu. ‘Benim yakınım da olsa, torpil ve kayırmaya göre değil liyakata bakacaksınız ‘dedi. Bu herkes için geçerli. Bizim için de geçerli. Bizim yakınlarımız da işsiz kalacak değil ancak liyakat esas olursa sorun olmaz. Bürokraside iyi yetişmiş eleman bulmak da zor.
Soru- CHP söz konusu yasaya neleri eklemeli? Bir belediye başkanı olarak ne önerirsiniz?
Cevap- Bir defa hırsızlık,ahlaksızlık, yolsuzluk ispat edildikten sonra direkt ceza-i müeyyide uygulanması lazım. Yani bunlar artık Türkiye'de insanların kanıksadığı işler olmaması lazım. Ve bu medyaya da bir düzenleme getirilmesi lazım.
Soru- Nasıl bir düzenleme?
MEDYAYA DÜZENLEME ŞART
Cevap- Şimdi sahipsiz olduğunu düşündüğü birisiyle ilgili bir haber aldığında bunu sosyal medyadan fütursuzca deşifre edememeli, ifşaa edememeli insanlar Haberi araştırsın, doğruysa yapsın. Mesela benim haberi sosyal medyada yazan kişi sonra özür dilemiş. ‘Bilmeden yazdık’ demiş. Mesela o kişi televizyonlara çıkıp dikkatli konuşurken, bir Büyükşehir Belediye Başkanı ile ilgili doğru olup olmadığını araştırmadan fütursuzca bir tweet atabiliyor. Araştırmadan. Sonra da özür diliyor. Ya özür dilemeyeceksin ya da onu yazmayacaksın. Bunun bir cezai bir müeyyidesi olması lazım. Aynı şahıs hükümetin bir bakanı ile böyle bir duyum alsa, bunu böyle aynı rahatlıkla yazabilir mi? Benimle bakan arasında, bir memur ile işçi arasında, bir garibanla zengin arasında kanun önünde eşitlik olması lazım. Ama bugün adam muhalefetin belediye başkanına çok rahat yazabiliyor. Yazsın bir bakan ile ilgili? Ordu belediye başkanını bi yazsınlar bakalım. Yazamayınca tiraj 600 binden düşer işte böyle 30 bine...Yazamayınca insanlar size böyle güvenmez.
Soru- CHP'nin önerdiği böyle bir kanun çıksa?
Cevap- Çıksa ben sevinirim.
Soru- Bir yaptırım gücü olur mu? Yoksa yine bir yerden işlevsiz kalır mı?
Cevap- O iktidarın dirayetine bağlı. İktidar bunun arkasında durabilirse yaptırım gücü yüksek olur. Direkt cezai uygulama olması lazım.
Soru- Az önce Ak Parti'nin bu kanunu desteklemeyeceğinizi söylediniz. Neden?
Cevap-Kesinlikle desteklemez. Bir çok soru önergesi verdi CHP. Zaman zaman İYİ Parti. FETÖ ile ilgili. Niye desteklemediler? Çünkü arka planında bir çok hata ortaya çıkacak.
Soru-Belki bu kez CHP'li belediyeler söz konusu diye de mi desteklemezler.
AK PARTİLİ HİÇ BİR BELEDİYE HESAP VERMİYOR
Cevap- Kendilerine baksınlar biz her gün hesap verirken hiç hesap vermeyen Ak Partili belediyeler var Hatay'da. Şu anda borç batağında. 5 yılda belediyeyi çökertip gittiler. Ama biz çok şükür belediye olarak ayaktayız.
Soru- CHP'nin Afyon Kampı nasıl geçti? Bir fayda sağladı mı? Neler konuşuldu?
Cevap- Çok iyi oldu. Biz büyükşehir belediye başkanları 7 oturum oturup birlikte tartıştık. Tecrübelerimizi paylaştık. Şu çok önemli; iktidara çok yakın olduğumuzu artık hissediyoruz. İktidarlar belediyelerle iktidara geliyor. Şu anda en önemli belediyeler CHP'de. Bu da iktidarın ayak sesi. Bunu kesmek için iki şey yapacaksınız biri karalama kampanyası, diğeri de ekonomik verileri aşağı çekerek iş yapamaz hale getirmek. Sanki şu an ikisi de yapılıyor.
Soru- İkincisi ekonomik veriler noktası, daha önemli sanki?
Cevap-Birincisi de önemli. Bakın seçim döneminde 17-18 saniyelik bir görüşmem üzerinden karalama kampanyası yaptılar. Sayın Cumhurbaşkanına da konuşmanın tamamını vermeden 17-18 saniye ile değerlendirme yaptırttılar. Oysa tamamında bunun bir şakalaşma olduğu açık ortada.
ERDOĞAN'I YANILTIYORLAR
Soru- Peki bu algıyı yaratabiliyorlar mı?
Cevap-Yok burada yaratamazlar. Çünkü halk beni tanıyor. Ben bir insanın evine girebiliyorsam Dereköy'deki kadınların evine girmişim , yemek yemişim. Algı oluştursalar seçimi kazanabilir miydim? Halk artık algı oluşturan medya organına bakıyor? Söyleyene bakıyor kim diye.
Soru-Belediyelerle ilgili halkta şöyle bir algı var. Başkanlar iktidar partisinden değilse, hizmet aksar korkusu. Bugün üstelik de CHP'nin yeni kazandığı belediyelerin çok borçlu oldukları konuşuluyor. Bu durumu nasıl değerlendirirsiniz tecrübeli bir başkan olarak.
MEVCUT DURUMUN DAHA KÖTÜSÜ OLAMAZ
Cevap- Şimdi bir fıkra aklıma geldi. Vatandaşın biri meyhaneye gitmiş, sakiden şarap istemiş. Saki iki tane şarap getirmiş. Bir tanesini açmış ve tatmış. Tattığı şarabı tükürmüş vatandaş ve, ' öbürünü aç onu içicem' demiş. Saki demiş ki, 'ya öbürünü daha tatmadın' demiş. Vatandaş, 'Bundan daha kötü olamaz' diye cevap vermiş. Devir alınan belediyelerde de durum bu. Vatandaş, 'Bundan daha kötü olamaz' diyor. Halk bunun için CHP'ye oy verdi. Yani, 'doyduk' dedi. Sürekli, ‘ gelecekte iyi olacak’ deniyor ama olmuyor. Şu anda her şeye zam geliyor, doğalgaza, elektriğe....Halk artık, ‘ bir de CHP'yi deneyelim' dedi. Bundan daha kötü olamaz yani.
Soru- Merkezi otorite- yani iktidar- bir belediyeye para vermezse , o başkan bu gemiyi götürebilir mi?
Cevap- Yani şöyle, belli tasarruf tedbirleriyle bir yere kadar gidersiniz ama sizin borçlanmanız faizleriyle birlikte gelirlerinizin çok büyük bir kısmını kapsıyorsa, o belediyenin tatmin edici hizmet yapma şansı yok. Şu anda da zaten geçmişteki borçlara ve yeni uygulamalar ekleyip belediye bütçelerini daraltırlarsa, bu belediyeleri sarsar.Şimdi biz Afyon'da aldığımız kararlardan biri de; biz ayda bir büyükşehir belediye başkanları olarak İstanbul'dan başlayarak her ay bir belediyede toplanacağız.
Soru- Bu neyi sağlayacak?
CHP'Lİ BELEDİYELER BİRBİRİYLE TECRÜBELERİNİ PAYLAŞACAK
Cevap- Tecrübelerimizi paylaşmayı sağlar. Bizim yaptığımız çok iyi şeyler var. İzmir'in, Ankara'nın var. Onları paylaşıp faydalanacağız. Mesela bir tane enerji ile ilgili konuştuk. Belediyelerin enerji ile ilgili ödeme yükü çok fazla. Mesela bizim sadece su kanal hizmetlerinin gelirinin yüzde 55'i elektirik ödemesine gidiyor. Ödemezseniz de hemen kesiyor özel sektör. Bunun yüzde 55'ini siz elektrik parasına verirseniz, burada hizmet yapamaz hale gelirsiniz. Çünkü Hatay yeni 5 yıl önce büyükşehir kapsamına alındı. Her yerde alt yapı ihtiyacı ve eksiği var. Ben büyükşehir olduğumda 15 büyük ilçe vardı. Normalde 76 belediye vardı. Bunun 12'si ilçe, gerisi belde idi. Arıtma tesisileri yaptık iki büyük. Şu anda Hassa'ya yapıyoruz. Büyükşehir anlamında çok alt yapı yatırımı yaptık. Yine de ihtiyaç ve eksik var. Onun için de bizim ekonomik olarak çok dar olmaması lazım. Yatırım yapabilmemiz lazım.
Soru- Merkezi hükümetten isteyip de size verilmeyen şeyler var mı?
Cevap- Şöyle benim yolum daha müracaat etmeden burada mecliste kesiliyordu. 5 yıl boyunca böyle oldu. Tabii ben hiç bir zaman merkezi hükümetle kavga etmeyi seçen bir insan değilim. Uzlaşmacı bir insanım. Biz hizmet etmek için geldik. Kavgayla kimseye hizmet edemezsiniz. Zıtlaşarak da. Bu dönem burada meclisle daha uyumlu çalışıyoruz. Diğer siyasi partiler de daha bizimle birlikte ve hizmete katkı sağlamak için çalışıyorlar. Geçen dönem 5 yıl üzüldük. Bir çok hizmetimiz engellendi burada. Bu dönem daha iyiyiz. Özellikle MHP'nin uyumu. İyi Parti bize zaten destek veriyor. Ak Parti ,MHP ilk mecliste biraz sorun oldu. Şu anda birlikte çalışıyoruz. Onun için teşekkür ediyorum.
Soru- Bizim aracılığımızla söylersek; şimdi acil Ankara'nın size neler yapması gerekiyor?
ELBETTE SAYIN CUMHURBAŞKANINA HATAY İÇİN GİDERİM
Cevap-Alt yapı . Çok ihtiyacımız var. Mesela bu Jayka var. Jayka'nın artan paraları var. Şehirlerde proje yok. Ben de şu anda 3 milyar 600 milyonluk proje var. Yani ben bilim adamı olduğum için, biz ilk günden beri Hatay'ın bütün sıkıntılı özellikle alt yapı ile ilgili problemlerine proje yaptık. Şu anda en çok projesi olan belediye biziz. En çok da alt yapı yapan belediye yine biziz. Bu alt yapı projelerinin hibe ve düşük faizli olanları var. Jayka'nın var. AB'nin var. Bizi oralara almalarını istiyoruz. Biz şu an 1 milyon 600 bin kişiye bakmıyoruz sadece, şu an 500 bin Suriyeli var. Bunların da alt yapıya ihtiyacı var. Bu konuda destek istiyoruz. Yine Expo konusunda destek verirlerse ; bu Hatay'a can katacak bir proje. Sadece görsel değil fonksiyonel anlamda da Hatay'ı ayağa kaldıracak , Kırsak kesimi ayağa kaldıracak bir proje.
Biz Expo sayesinde çiçekçilik, tıbbi aromatik bitkiler ve fidan konusunda kırsal kesimi yerinden kalkındırmaya adapte edeceğiz. Kooperatif ve birlik arasında ortaklaşa Avrupadaki gibi malımızı değerli bir şekilde pazarlayacağız. Bunun için Expo çok önemli. 6 aylık bir serüven değil. 6 ay Hatay'a turizm ve ticaret anlamında Hatay'a çok şey katacak ama 6 ay ile birlikte Hatay'a uzun yıllar boyunca ticaretine, turizmine ve tarımına büyük katkı sağlayacak. Şu anda dünyada çiçek ve fidan konusunda 50 milyar euroluk bir pasta var. Bu pastanın 1 milyar eurosu Türkiyeye geliyor. O da Ege ve Marmaradaki üreticilere geliyor. Biz hesapladık. Hatay'ın 10 milyar euroluk bir potansiyeli var. Hiç 10 milyar hevesimiz olmasın 1 milar euroyu yakalasak , Hatay'ın hiç bir şeye ihtiyacı olmaz. Kırsal kesimden de merkeze ve diğer illere göç olmaz.
Soru-Bu konuda merkezi hükümetin kapısını çalacak mısınız? Mesela Sayın Cumhurbaşkanından destek isteyecek misiniz?
Cevap-İşin o boyutunda üzgün olduğum şey var. Bizim için Türkiye Cumhuriyeti'nin devleti kutsaldır. O kutsiyet içerisinde buraya devletimizin hangi kademesi gelirse biz onur duyarız ve karşılarız. Biz istiyoruz ki siyasi parti liderliği ayrı, reis-i cumhurluk ayrı. Yani tüm cumhurun reisi olarak, bizim de reisimiz olarak sadece kendi belediyelerini değil, muhalefet belediyelerini de bir evladı olarak görürse, oradaki belediye başkanı ve o belediye başkanına oy verenler sayın cumhurbaşkanına daha sempatik bakar.
Soru- Bu bir davet mi sayın cumhurbaşkanına?
Cevap- Yok bu sadece benim kendi isteğim değil, tüm belediye başkanları ve ülke olarak bütünlük için benim gibi düşünüyordur. Siyaset daha iyisi ve güzeli için yarışma sanatıdır. Yarış bittikten sonra hiç birimiz birbirimizin düşmanı değiliz. sadece rakiptik. Ama yarış bittikten sonra Türkiye için , kendi bölgemiz ve beldemiz için hizmette nefer olan birer insanız. O neferlerin birleşerek iş yapabilmesi lazım.
Soru-Sayın Cumhurbaşkanını davet ediyor musunuz ya da projeler için kapısını çalacak ve gidecek misiniz?
Cevap- Fırsat olursa gideriz. Bunda bir sıkıntı yok. Allah nasip ederse bu proje Ortadoğu'nun barışına da katkı sağlayacak. Kimseye küskün değiliz. Bu makamlar küsüp oynamıyorum demek için kurulmuş makamlar değildir. Biz sayın cumhurbaşkanıyla da , sayın bakanlar ile de her zaman Hatay için bir araya gelip Hatay'ı anlatmaya hazırız. Gideriz.
Soru- Diyelim ki Sayın Cumhurbaşkanına gittiniz. Expo projenize destek verdi diyelim. Açılışı Sayı Cumhurbaşkanına mı yaptırırsınız? Yoksa Sayın Kılıçdaroğlu'na mı?
Cevap- Böyle güzel bir açılışa ikisini de davet ederim. Burada Türkiye'ye güzel bir mesaj vermelerini isterim. Bir tanesi bu ülkenin cumhurbaşkanı, bir tanesi benim genel başkanım. Yani biri iktidarın diğeri ana muhalefetin lideri. İkisinin de bu güzel ve her tarafı barut kokan coğrafyadan ülkemize ve dünyaya güzel mesaj vermesi için davet ederim. İkisi de bu ülkede en önemli makamlarda. Yani sevmek güzel. Sevilmek daha güzel . Hatay insanı sevildiğini hissetmek istiyor. Sayın Cumhurbaşkanını davet ederiz. Hiç bir sıkıntı yok. Genel başkanımızı da davet ederiz.
Soru- Bölge hala sıkıntılı. Hatay'a bu nasıl yansıyor?
HATAY HALKI SURİYELİLERİN KALMASINI İSTEMİYOR
Cevap- Herkesin ikametgah aldığı yere gönderilmesi demek Hatay'da 200-300 bin daha Suriyeli demek. Biz bunu kaldıramayız. Ben 8 yıl önceden beri hep şunu savundum. Sınırda güvenli bölgeler olsun. O güvenli bölgelerde biz Suriye'den gelen din kardeşlerimize bakalım, barındıralım. Yedirelim, içirelim, sağlık sorunlarını karşılayalım , gıda ihtiyaçlarını karşılayalım. Ama onlar da en uygun dönemde kendi bağlı oldukları coğrafyalarına gitsinler. Biz de huzur içerisinde yaşayalım. Bu Hatay halkı bu konuda çok rahatsız. Hatay halkı hayat boyu Suriyelilerin burada kalmasını istemiyor.
Soru-Ne öneriyorsunuz bugün kısa vadede?
Cevap- Güvenli bölgelerde bunlara çadır ve konteyner kentler kurup orada eğitim ve sağlık alanlarıyla sınırda şimdi İdlib, Afrin bölgelerinde çok güzel yerler var. Oralara Suriye'den gelen insanlarımızı Suriye'ye göndermenin yollarını aramalıyız. Çünkü böyle gitmez. Ki hep söylediğim ben istatistikçiyim, eşim de halk sağlığı ile ilgilendiği için bilimsel konuşuyorum. Savaş zamanı üreme çok oluyor. Bunların birden fazla da eşleri var. Şu anda bizde yüzde 65 Suriyeli doğuyor. Yüzde 35 Hataylı doğum yapıyor. Yani 12 sene sonra filan Suriyeliler bizden fazla olabilir bu coğrafyada.
Soru- Bunu söylediğinizde ırkçılıkla suçlanmaktan korkmuyor musunuz?
HATAY TÜRK YURDU VE ÖYLE KALMASI GEREKİR
Cevap- Ben bunu söylemekle mükellefim. Bütün Hataylılar bunu düşünüyor. Ben de Hataylıların belediye başkanıyım. Hataylılar ben kafamı kuma sokayım diye beni seçmediler. Buradaki gerçekleri ben devletimiz ve hükümetimizle paylaşayım diye beni seçtiler. Hükümetteki bu işle ilgilenen sayın bakan ve bürokratlarımızın da 8 yıllık bu sıkıntıya çözüm bulmaları gerekir. Çocuklarımızın 12 yıl sonra öz yurdunda garip olmasını istemiyoruz. Kanımız ve canımızla almış olduğumuz bu coğrafyada 12 yıl yanlış uygulanacak bir politikayla burada çoğunluğu kaybetmek istemiyoruz.
Hatay Türk yurdudur. Türk yurdu olarak kalması gerekir. Buradaki demografik yapının da bozulmaması gerekir. Ben bir tarihçi değilim. Doktorum. Bilim adamıyım.
Soru-Sayın Cumhurbaşkanı ile yarın görüşseniz kendisinden öncelikle ne istersiniz?
Cevap- Birincisi huzur.
Soru- Siz belediye başkanı olarak burada huzuru sağlayamıyor musunuz?
Cevap-Hayır. Şu anda biz kendi içimizde huzurluyuz ama belli çekincelerimiz var.
Soru-Nasıl?
Cevap- Suriye ve Suriyeliler konusunda. İkincisi bu bölgede teşvik konusunda bir derece geriden geliyoruz. Yani biz dördüncü derece teşvik kapsamındayız ve beşinci dereceyi fazlasıyla hak ediyoruz ama bu hakkı alamıyoruz.
Soru-O olduğunda ne olacak?
Cevap- O olduğunda vergi gelirlerimiz artacak. Çünkü buraya daha fazla yatırım olacak. Ve buraya gelen yatırımlar şu anda Osmaniye ve Kilis'e gidiyor. Çünkü oralar 5. teşvik kapsamında. Bu kapsamda 8-9 tane vergi muafiyeti var. Bir çok alanda yatırımcı daha avantajlı pozisyonda oluyor. Üçüncüsü de bizim alt yapı konusunda kötü bir durum aldık. Bu konuda teşvikler, hibeler ve ucuz kredi konusunda destek istiyoruz. Sadece Ak Partili belediyelere yapılacak destek kadar destek istiyoruz. Kimseye düşman değiliz.
Soru-Sayın Cumhurbaşkanı da belediye başkanlığından geliyor. Bu konuda bir başarı hikayesi de var. Siz de Ekrem İmamoğlu söylemişti, tecrübelerinden faydalanmayı düşünür müsünüz?
Cevap- Benim belediyecilikte üçüncü dönemim olduğu için tecrübem var. Üniversite de hocalığım var. Hatay için önerileri olursa alır ve yaparız biz. Onda bir sorun yok. Ama tecrübe konusunda ben baya tecrübeliyim....
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.