Heniyye Suikastı İran'da "Güvenlik Zafiyeti" Tartışmalarına Yol Açtı

Heniyye Suikastı İran'da "Güvenlik Zafiyeti" Tartışmalarına Yol Açtı

Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Haniye'nin, 31 Temmuz Çarşamba günü, Tahran'da kaldığı konutta suikasta uğraması, İran'daki güvenlik ve istihbarat kurumlarının zayıflığına yönelik tartışmaları da beraberinde getirdi.

Hamas lideri Heniyye, yeni İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan'ın görevi devralma törenine katılmak için geldiği Tahran'da "yüksek korunaklı" bölgede bulunuyordu. Suikast, İsrail dış istihbarat servisi MOSSAD'ın güvenlik birimlerine sızdığına yönelik eleştirileri gündeme taşıdı.

İran Meclisi Ulusal Güvenlik ve Dış Politikalar Komisyonu, olağanüstü toplantıya çağrılırken, İran Genel Başsavcısı, suikastın tüm yönlerinin incelenmesi, "olası ihmal veya hatalarla ilgili" yasal işlem yapılması yönünde talimat verdi.

Olayın yaşandığı ilk günlerde İran makamları detaylara dair açıklama yapmazken, 4 Ağustos'ta İran Devrim Muhafızları Ordusu tarafından resmi misafir olarak bulunduğu konutunda suikasta uğrayan Heniyye'ye düzenlenen suikasta ilişkin incelemelerin sonuçları paylaşıldı.

Suikastın, 7 kilogram savaş başlığı taşıyan kısa menzilli bir roketle gerçekleştirildiği belirtildi.

"Asıl zarar, içimize sızan ajanlardır"

Ilımlı muhafazakarlara yakınlığıyla bilinen Cumhur-i İslami gazetesinde 1 Ağustos'ta yayımlanan makalede, Heniyye suikastı "İsrail unsurlarının İran güvenlik güçlerine sızması" olarak değerlendirildi.

"Sızan unsurları derinden temizlemek" başlıklı yazıda, "Asıl zarar, içimize sızan ajanlardır. Tahran'da tam korunaklı bir alanda bulunan Heniyye'nin odasının penceresinden İsrail'in roketini geçirip onu şehit edebilmesi, bu cani rejimin unsurlarının içimize sızdığı anlamına gelmektedir." ifadelerine yer verildi.

İran istihbarat ve güvenlik birimlerinde "kapsamlı temizlik" yapılması gerektiği vurgulanan yazıda, "İntikam almaktan daha önemlisi, düşmanın sızma yollarını kapatmak ve ihmal ettiğimiz unsurları tespit edip cezalandırmaktır." değerlendirmesi yapıldı.

"İsraillilerin İran'da işbirliği yaptıkları şer odakları var"

İran Meclisi Ulusal Güvenlik ve Dış Politikalar Komisyonu üyesi Ebulfazl Zuhrevend, İsrail'in İran'da işbirliği yaptığı bazı odaklar olduğunu söyledi.

İranlı İşçiler Haber Ajansına (ILNA) konuşan Zuhrevend, şu ifadeleri kullandı:

"İsrail'in Tahran ve İran'da nüfuz ettiği şebekeler var. İran büyük bir ülke olduğu için İsraillilerin İran'da işbirliği yaptıkları ve kendilerini Mossad ağı içerisinde tanımladıkları şer odakları mevcut."

Zuhrevend, Heniyye'nin korunması ve alınan tedbirlerin "doğru ve makul" olmadığını savundu.

"MOSSAD'ın etki ajanlarının rolü kendini gösterdi"

Reformistlere yakınlığıyla bilinen İran Özgürlük Hareketi Başkanı Muhammed Tevessuli ise 4 Ağustos'ta X sosyal medya platformundan yaptığı paylaşımda, MOSSAD'ın İran'da Şah dönemindeki istihbarat birimi SAVAK sonrası güvenlik güçlerine sızdığını iddia etti.

Tevessuli, paylaşımında şu ifadeleri kullandı:

"MOSSAD'ın güvenlik kurumlarındaki ve özellikle Heniyye'nin korunmasından sorumlu Devrim Muhafızları Ordusu içindeki etki ajanlarının rolü bir kez daha kendini gösterdi. Bu nüfuzun, SAVAK'ın oluşumundan sonraki arka planı ve son 40 yıldaki gelişmelerle çöreklenmesi, Pezeşkiyan hükümetinin bu kurumları sağlıklı hale getirmesini zorunlu kılmıştır."

Eski İstihbarat Bakanı Ali Yunusi de daha önce benzer iddiaları gündeme getirmişti. Yunusi, MOSSAD'ın İran'daki geniş nüfuzuna dikkati çekerek, bu durumun ülke yetkilileri için endişe verici olduğunu, yetkililerin suikasta kurban gitmemesi için güvenlik tedbirlerini artırmalarını tavsiye etmişti.

Eski Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani'nin yardımcısı Mansur Hakikatpur da 31 Temmuz'da "Khabar Online" internet sitesine verdiği demeçte, güvenlik zafiyetine vurgu yaptı.

Hakikatpur, suikastın İran hükümeti için "olumsuz güvenlik sonuçları" doğurduğunu, güvenlik yetkililerinin bu durumu telafi etmesi ve sızma sorununu çözecek bir plan yapması gerektiğini kaydetti.

İran'da son yıllarda bilim adamlarına yönelik suikastlar, güvenlik güçlerine casusların sızdığı iddialarını gündeme getirmişti.

Kasım 2020'de nükleer bilimci Muhsin Fahrizade aracına düzenlenen saldırı sonucu hayatını kaybetmişti. Fahrizade suikastına kadar ülkede son 10 yılda 5 nükleer fizikçi suikasta kurban gitmişti.

Kaynak:Haber Kaynağı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler