İçişleri Bakanı Soylu: Şu Ana Kadar 502 Bin Sığınmacı Gönüllü Olarak Geri Döndü
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Şu ana kadar 502 bin kişi (sığınmacı) gönüllü olarak geri döndü. Her hafta ortalama normal zamanlarda 400-500 kişi gönüllü olarak geri dönüyor zaten." dedi.
Esenyurt'taki bir restoranda düzenlenen Esenyurt Karadeniz Dernekler Federasyonu'nun Dernek Başkanları Buluşması'na katılan Soylu, birlikte, bir arada olmanın kendileri için büyük bir ehemmiyet taşıdığını söyledi.
Bugün Türkiye'de birçok meselenin aşıldığına işaret eden Soylu, "Biz hepimiz, bu ülke, Ukrayna'nın karşı karşıya kaldığı durumla karşı karşıya kalabilirdi. Birinci çizgidir bu. Rusya'yla Ukrayna bir savaşa girdi. Batı bu savaşı tahrik etti, hepimiz gördük. Bu savaşın olmasını istediler. Peki olan kime oldu? Oradaki milyonlarca kendi yerinden edilen insanlara oldu, çocuklara oldu. Şu anda sadece 140 binin üzerindeki insan Türkiye'ye geldi Ukrayna'dan. 1100 yetim, annesiz ve babasız çocuklar, şu anda bizim bakımımız altında." diye konuştu.
Ukrayna'dan birçok kişinin Avrupa'ya ve üçüncü ülkelere gittiğine değinen Soylu, şöyle devam etti:
"Peki kime güvendiler? Batı'ya, Amerika'ya, Avrupa'ya güvendiler. Eğer biz Batı'ya, Amerika'ya, Avrupa'ya güvenmiş olsaydık, Irak'ın Kuzey'inden yani Şemdinli'nin hemen yanında yeni yaptığımız Derecik ilçesinden Hatay'a, denize çıkıncaya kadar olan hattı, terör koridoruyla beraber bir terör devleti haline getirmek isteyenlere biz teslim olurduk. Hiç bunun lamı cimi yok. Eğer biz onlara itimat etseydik, onlara güvenseydik, kendi teröristlerini, orada besledikleri, büyüttükleri, lojistik verdikleri, strateji yükledikleri ve moral verdikleri teröristlerini onların temizlemesini, onlara inanarak ve kanarak beklemiş olsaydık şimdi orada bir devletin olduğunu hep beraber görürdük."
"Sığınmacılar güvenli bölgelere geri dönüyor"
İçişleri Bakanı Soylu, Türkiye'nin kendi göbeğini kendisinin kesmeye çalıştığı ve ayakta durduğu için de dünya tarafından çok net bir şekilde ihtiyaç olunduğunda tasvip gören bir ülke haline dönüştüğünü belirterek, Ukrayna ve Rusya meselesinde müracaat edilen ülkenin Türkiye olduğunu söyledi.
Türkiye'de uzun zamanlar beri tartışılan biraz da speküle edilmeye, siyasetin ana konusu haline getirilmeye çalışılan bir mesele olduğunu ifade eden Soylu, bu meselenin de Suriyeli, Afganistanlı, Pakistanlı ve Afrikalı sığınmacılar olduğunu kaydetti.
Kimsenin kendi memleketinden çıkmak istemeyeceğini dile getiren Soylu, buraya gelenlerin kendi memleketlerine geri döneceğini, Türkiye'de zorla tutsak olmadıklarını anlattı.
Soylu, geçen ay İdlib'e gittiğinde "Biz Halep'e dönebilecek miyiz? Bizi kendi memleketimize geri gönderin." diye yüzlerce soruyla karşı karşıya kaldıklarını belirterek, Türkiye'nin insanlık dramına sessiz kalmadığını dile getirdi.
Bu konuyu 2019 seçimlerinde de köpürttüklerini anlatan Soylu, şimdi yine seçim dönemi geldiği için bu konunun malzeme yapılabilmesi konusunda arayış içerisinde olunduğunu belirterek, "Şu ana kadar 502 bin kişi gönüllü olarak geri döndü. Her hafta ortalama normal zamanlarda 400-500 kişi gönüllü olarak geri dönüyor zaten." dedi.
Soylu, sığınmacıların geri döndüğü bölgelerin kendilerinin yaptığı güvenli bölgeler olduğuna dikkati çeken Soylu, bunların Cerablus, Azez, Mare, El Bab, Resulayn ve Tel Abyad olduğunu belirtti.
"Son 6 ayda 1 milyon 250 bin kişi yakalandı"
Türkiye'nin zorlu mevsim şartlarına rağmen sınır güvenliğini sağladığını anlatan Soylu, "Son 6 yılda 2 milyon 600 bin kişinin o sınırlardan Türkiye'ye girmesi engellendi. Teşebbüs etti, tutuldu, 'Duracaksın' dendi. İçeride yaklaşık 1 milyon 250 bin kişi son 6 yılda yakalandı ve bunların 400 bine yakını kendi ülkelerine geri gönderildi. Böyle bir rakam yok dünyada. Dünyanın kaçak göçmeni geri gönderme rakamı yüzde 18-20 civarındadır. Bizde ise yüzde 40-45" şeklinde konuştu.
Soylu, son 6 yılda yaklaşık 700 bin kişinin de Türkiye'den Avrupa'ya geçtiğini açıkladı.
Türkiye'de kalan kaçak göçmenlerin ülkelerine iade edildiğini belirten Soylu, gönüllü geri dönüş yapmak isteyen kişinin de memleketine yani Suriye'ye, oradaki güvenli bölgelere geri götürüldüğünü vurguladı.
İnsanları ateşin, ölümün, yok oluşun içerisine atmanın, Türkiye'ye, Anadolu medeniyetine, inancına, değerlerine, insanlığa yakışacak bir davranış olmadığını vurgulayan Soylu, İdlib'de 57 bin 500 briket ev yapıldığını, 77 bin evin projesinin bittiğini, 100 bininin de hazırlıklarının tamamlandığını dile getirdi.
Soylu, 2019'dan itibaren İstanbul'a sığınmacı kabul etmediklerini, ülkenin her tarafında günlük kaçak göçmen operasyonu yapıldığını dile getirerek, "Türkiye kaçak göçle mücadele ediyor. Sığınmacıya sahip çıkıyor ama onun gönüllü, onurlu ve güvenli geri dönüşü konusunda bir politika sahibi. Sınırlarına sahip çıkıyor. Kaçak göçmeni yakaladığı zaman ülkesine geri göndermeye yönelik politikaları var." ifadelerini kullandı.
Kabil Havalimanı açılır açılmaz irtibata geçerek yardım gönderdiklerini anlatan Soylu, ayrıca Türkiye'de yakalanan ve geri dönmek isteyenleri havayoluyla geri yolladıklarını anlattı.
Soylu, "Yılbaşından itibaren yakaladığımız 100 Afgan'ın 50'sini geri gönderdik, geri göndermeye devam ediyoruz. Her yakaladığımız 100 Pakistanlının, 170'ini geri gönderdik. Nasıl 170 olacak? Geçen seneden kalanları da geri gönderdik." dedi.
İçişleri Bakanı Soylu, Esenyurt Yeşilay Danışmanlık Merkezi'nin açılış töreninde konuştu
Esenyurt Yeşilay Danışmanlık Merkezinin açılış törenine katılan Soylu, bugünün dünyasında uyuşturucu, sanal kumar, sanal bahis, alkol ve sigaranın, insanlığın tamamına saldırdığını söyledi.
Bu konunun, bir masa etrafında toplanıp bir kararla çözülebilecek bir şey olmadığını anlatan Soylu, ancak birlikte mücadele edilerek toplumdaki her bireyin farkındalığını ve tedbirini artırarak direnmesiyle çocukların korunabilmesinin mümkün olduğunu belirtti.
Bağımlılık hikayelerinin aslında hep birbirlerine benzediğini, tuzaklara aynı şekilde düşüldüğünü ifade eden Soylu, şöyle konuştu:
"Bu tuzakları kuranlar, çok profesyoneller. Her türlü şeytanlığı düşünüyorlar. Bir genci uyuşturucuya bağlamak için de bir insanı kumar ve sanal bahse düşürmek için de büyük bir uzmanlıkları var. Bu şeytanlığın karşısında bu mücadelede bize gerek olan samimiyettir. Dünyanın samimi olması lazım. Avrupa, bir yandan rapor üstüne rapor yayınlayıp uyuşturucu rakamlarını paylaşırken, PKK'nın Avrupa uyuşturucu pazarının tamamına hakim olduğunu, buradan büyük bir gelir elde ettiğini, bu raporlarında açıklarken, öte yandan gidip de bu terör örgütüne, PKK'ya destek olmaması lazım. Kırmızı bültenle aradığımız elemanlarını himaye etmemesi lazım. Toplantılarına ev sahipliği yapmaması lazım. Birleşmiş Milletler'in PKK yöneticilerini muhatap alıp çocuk savaşçı anlaşması imzalamaması lazım."
"Batı, Doğu'nun zengin olmasını engelliyor"
Antalya'daki Diplomasi Forumu'nda, dünyadaki sanal bahsin merkezinin İngiltere olduğunu söylediğini aktaran Soylu, İngiltere İçişleri Bakanı ve Bakan Yardımcısına da konuyu anlattığını belirterek, "Dedim ki 'Sadece bir sanal bahsin, sanal kumarın merkezi olmuyorsunuz. Siz dünyada kötülüğün merkezi oluyorsunuz. Kendinizi güneş batmayan bir imparatorluk olarak tarif ederek böyle bir anlayışı bir şekilde sürdürülebilir kılamazsınız.' Bunun üzerinden tekrar müracaat ettiler ve tekrar bütün bilgileri ve belgeleri kendilerine gönderdik." diye konuştu.
Batı'nın, Doğu'nun zengin olmasını engellemek için bir oyun ortaya koyduğunu anlatan Soylu, şöyle devam etti:
"Bazen silahlarıyla bazen uyuşturucusuyla koyuyor, bazen eline geçirdiği Doğu'nun zenginlikleriyle beraber koyuyor, bazen alkolle beraber... Bazen şimdi ortaya koyduğu gibi Doğu'yu müflis etmek, kötü alışkanlıklarını Doğu'ya bulaştırmak için LGBT dahil sapkınlıklarla beraber koyuyor. Bu kadar net. Eğer bu perspektiften bakarsak nasıl pozisyon alacağımız ve nasıl mücadele edeceğimiz ve dünyaya da nasıl katkı sağlayabileceğimiz apaçık ortadadır."
Bu mücadelede yalnız olduklarını bildiklerini ama yine de samimiyetle gayret gösterdiklerini belirten Soylu, arzı engelleme konusunda kolluk anlamında tarihin en yoğun mücadelesini verdiklerini bildirdi.
Yeşilay'ın ortaya koyduğu büyük mücadelenin kutlanması gerektiğini ifade eden Soylu, "Uyuşturucuda, nüfusun ve uyuşturucu arzının arttığı, dağıtım kanallarının çeşitlendirildiği bir dönemde, afyon üretim merkezi Afganistan'da, istikrarsızlık hakimken, dünyada sosyal medya platformlarında sinema sektöründe uyuşturucu romantikleştirilirken, örtülü veya açık propagandası yapılırken, biz tarihimizin en büyük yakalamalarını yapıyoruz ve uyuşturucu kaynaklı ölümleri 2017'den beri Türkiye Cumhuriyeti'nin, devletinin politikasını hep birlikte başarıyla uygulayarak azaltıyoruz." dedi.
Türkiye'de 80 kente Narkotim
ABD Afganistan'ı işgal ettiğinde afyon tarlalarının toplam miktarının 17 bin hektar olduğunu, işgalle birlikte bu miktarın 300 bin hektara çıktığını vurgulayan Soylu, salgınla beraber hareketliliğin azalmasıyla rakamın 220 bin hektara düştüğünü kaydederek, "Kimin bu işinin sahibinin olduğu apaçık ortada ve nettir." diye konuştu.
Türkiye'nin 80 kentinde Narkotimler kurduklarını ve hem okul çevrelerindeki uyuşturucu satıcılarına hem de baronlara yönelik operasyonlar gerçekleştirdiklerini anlatan Soylu, şu bilgileri verdi:
"2015 yılında Narkotimlerimiz, 11 bin 904 narkotik olayına müdahale etmişlerdi. Birlikte bu sayıyı 11 binden 2021 yılında 69 bine çıkardık. Tüm kolluk birimlerimiz tarafından müdahale edilen olay ve operasyon sayımız 2016-2021 yılları arasında 82 binden 215 bine, şüpheli sayımız da 114 binden 294 bin seviyesine çıkmıştır."
Şu anda her hafta 5-6 bin kişinin uyuşturucudan gözaltına alındığını ifade eden Soylu, "Eskiden cami meydanlarında, şehrin meydanlarında böyle zombi gibi çocuklar dolaşırdı. Bir kenara kıvrılmış, uyuşturucu maddeyi almış, kendinden geçmiş. Hepimizin geçerken, 'Bunların hali ne olacak' diye kendi kendimize sorduğumuz durumlar söz konusu olurdu." dedi.
Türkiye'de 2016 yılında yüksek dozdan ölüm sayısının 941 kişi olduğunu anlatan Soylu, hep birlikte yapılan mücadeleyle 2020 yılı sonu itibarıyla 314'e düştüğünü, 2021 yılının rakamlarının henüz açıklanmadığını ama sayının 290 kişi gibi olacağını belirtti.
"UYUMA" uygulamasını 503 bin kişi indirdi
"UYUMA" isimli mobil uygulamadan da bahseden Soylu, 503 bin kişinin bu uygulamayı telefonuna indirdiğini, 42 bin ihbar geldiğini ve bu ihbarların hepsine gidildiğini ifade etti.
Uyuşturucu kaçakçılarından ele geçirdikleri tırları, eğitim tırı yaptıklarını dile getiren Soylu, bu tırlarla 40 ilde 538 bin kişiye eğitim verdiklerini anlattı.
Cumhuriyet tarihinin en ciddi yakalamalarını yaptıklarına işaret eden Soylu, "2016'da 845 kilo kokain yakalandı. 2021 yılında ülkemizde yakalanan kokain miktarı 2 bin 841 kilo." dedi.
Avrupa Uyuşturucu Raporu'ndan da rakamlar okuyan Soylu, şöyle konuştu:
"Buradan muradım şu: Türkiye bu büyük mücadeleyi yaparken Avrupa'dan esen rüzgarlar çerçevesinde burayı bir 'Narkodevlet' gibi kendi devletine iftira edip, bühtan edip yapmaya çalışan siyasiler, Avrupa'nın ortaya koyduğu sözlerle bunu yapmaya çalışan siyasiler, 1 metre önünü göremeyecek kadar bu meselelere cahildirler. Türkiye'nin yaptığı mücadeleye sağırdırlar."
Metamfetamin konusuna da değinen Soylu, bu maddenin Türkiye'ye önemli ölçüde İran'dan geldiğini söyledi. Bu uyuşturucunun ölüm oranının ciddi derecede yüksek olduğuna işaret eden Bakan Soylu, metamfetaminin ortadan kaldırılması için çok ciddi çaba harcandığını kaydetti.
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.