İdlib, Yaşam Standartları ve Kent İdaresiyle Suriye'nin Yeniden İnşasında Umut Veriyor
Suriye'nin İdlib ili, Baas rejiminin devrilmesinin ardından ekonomik kalkınmışlık seviyesi ve cazip yaşam koşullarıyla çevre illerden gelenlerin ilgisini çekiyor
Halep, Lazkiye ve Humus gibi uzun yıllar rejim kontrolünde kalan komşu illerden İdlib'e gelen Suriyeliler, kentin gelişmişlik seviyesi ve modern altyapısı karşısında şaşırıyor.
2015'ten sonra muhaliflerin kontrolüne giren İdlib'de altyapıya verilen önem sayesinde su, elektrik ve ulaşım gibi temel hizmetler aksamadan sürüyor, bu da halkın günlük yaşamını kolaylaştırıyor.
Son yıllarda inşa edilen alışveriş merkezleri (AVM), geniş ürün yelpazesi ve uygun fiyatlarıyla İdlib'i bölgenin cazibe merkezi haline getirirken, çevre illerden gelenlerin ilgisini giderek artırıyor.
İdlib, rejimden kurtarılan bölgelerde yaşayanların hem alışveriş yapmak hem de kentin sunduğu modern yaşamı deneyimlemek için uğrak noktası haline geldi.
Suriye'de 61 yıllık Baas rejiminin devrilmesinden sonra yönetimi yeniden yapılandıran kadroların önemli bir bölümü de İdlib'de kamu hizmetlerini veren sivil yönetimden Şam'a geçen idarecilerden oluşuyor.
"Meğerse özgürlüğü kısıtlananlar bizlermişiz"
Hama şehrinden Muhammed Hurani, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ziyaret için geldiği İdlib'de altyapının sağlamlığı, ulaşımın rahatlığı ve il genelindeki düzenin sağladığı kolaylıklar nedeniyle duyduğu memnuniyeti dile getirdi
Hurani, "Esed rejimi varken kendimizi çok iyi bir yaşam içinde zannederdim. İdlib ile Sermede'ye ziyarete geldiğimde burada her şeyin bulunduğunu gördüm." dedi.
İdlib'i hiç böyle hayal etmediğini kaydeden Hurani, "Esed rejimi, İdlib'i bize teröristlere ait bir bölge olarak ifade ederdi. Tabi insan kendi gözüyle görmediği şeye inanmak istemiyor. Gelip burayı kendi gözlerimle gördüm, maşallah her şey çok güzel." ifadelerini kullandı.
Halepli İbrahim Fellaha da rejim zamanında İdlib'le ilgili kendilerine söylenenlerin iyi olmadığını, ilin, "sürekli bombalanan ve özgürlüğün kısıtlı olduğu" bir yer olarak tanıtıldığını aktardı.
Fellaha, "Meğerse özgürlüğü kısıtlananlar bizlermişiz. İdlib'de alışveriş merkezleri, ekonomi, yiyecek ve içecekler çok farklı. Bizim oralarda böyle şeyler yoktu." diye konuştu.
Yine Halep'ten Revaa Ebu Bekir de İdlib'in Sermede ve Dana ilçelerine ziyaretiyle, ilin Halep'e kıyasla ne kadar gelişmiş olduğuna değindi.
İdlib'de ekonomik anlamda çok güzel işler yapıldığını söyleyen Ebu Bekir, ilin, aklındaki "sürekli bombalanan bölge imajını" yansıtmadığını belirtti.
Suriye'nin özgürleştirilmesine vesile olanlardan ilk isteğinin Halep'te elektrik hizmetini temin etmesi olduğunu ifade eden Ebu Bekir, rejim nedeniyle yaşadığı bölgedeki altyapı olanaklarının oldukça kısıtlı olduğunu vurguladı.
Bekir, sözlerine şöyle devam etti:
"Yeni hükümete güvenim tam, bizi Esed rejiminden kurtardıkları için teşekkür ederiz. Biz çok zulüm gördük. Korkunç bir hayatın içeresinde yaşıyorduk. Önce Allah sonra askeri muhalifler sayesinde ilerlemiş bir Suriye göreceğiz."
Ülkenin batısındaki Lazkiye ilinden Muhammed Mühsiye de İdlib'i ziyaret edene kadar buraya karşı bir önyargıya sahip olduğunu, ancak İdlib'in hayat koşulları açısından yaşadığı yere kıyasla çok daha ileride olduğunu belirtti.
Halk ülkenin geleceğinden umutlu
Parfüm mağazası yöneticilerinden Nurullah Necmi Seyyid ise İdlib'de 3 farklı bölgede hizmet verdiklerini belirterek, son 5 yıldır iş, idare, güvenlik ve emniyet yönünden bölgenin kontrolünün çok iyi sağlandığını söyledi.
Gereken malzemeler ve ürünlerin teminatının bölgede oldukça kolay sağlandığına dikkati çeken Seyyid, "Devlet daireleri kimlik almak için bize çok rahat bir ortam sundu." dedi.
Seyyid, Baas rejiminin çökmesinin ardından Suriye'nin birkaç yıl içinde bütün yönleriyle geçmişe göre "daha müreffeh, güvenli ve emniyetli" bir ülke olacağın dair umutlu olduğunu vurguladı.
İdlibli Nasır Atto ise 13 yıldır yaşamını sürdürdüğü Lübnan'dan İdlib'e yaklaşık 1 hafta önce döndüğünü, İdlib'in çok gelişmiş bir il haline geldiğini ifade etti.
Bölgede internet gibi birçok hizmetten ücretsiz yararlanıldığını belirten Atto, bölgenin Esed rejimi kontrolü altında olduğu dönemden çok daha iyi yönetilmiş olduğunu söyledi.
İdlib sakini Basim Hammudi de İdlib'deki yerel yönetimin idaresinin oldukça iyi, güvenlik konusunda insanların endişelerinin az olduğunu anlatarak, "Gecenin herhangi bir saatinde dışarıya çıkabiliyoruz, içimizde korku yok." ifadesini kullandı.
Yönetimin elektrik, su, ulaşım ve mimari gibi birçok yönden kolaylıklar sağladığını vurgulayan Hammudi, yönetimin kendilerine gıda ve petrol gibi temel malzemeleri temin ettiğini ekledi.
Hammudi, bu yönetimin İdlib'deki başarısını Suriye'nin geneline uygulayacağına inandığını dile getirerek, "Gün geçtikçe umudum daha da artıyor." şeklinde konuştu.
İdlib'deki yaşamı "5 yıldızlı otele" benzeten Hammudi, "İnsanlar buraya gelip gördükçe bize ilk söylenen şey 'meğerse özgürlüğünün kısıtlandığı insanlar bizmişiz'. Evet bizi bombalıyorlardı şehitlerimiz oldu ama biz sabrettik ve zaferi kazandık. Suriye iyi olacak ve eskisinden daha iyi bir şekilde yaşayacağız." dedi.
Bahar Kalkanı Harekatı
Rusya ve rejim güçleri, Mayıs 2019'da İdlib ve çevresindeki tüm bölgeleri ele geçirmek için saldırılara başlamış ve İdlib Gerginliği Azaltma Bölgesi içinde çok sayıda büyük yerleşimi ele geçirmişti
Astana görüşmeleri ve Soçi mutabakatına rağmen sivil yerleşimleri bombalayıp kısa sürede yaklaşık 2 milyon sivili yerinden eden rejim güçleri, 27 Şubat 2020'de İdlib'de görev yapan Türk askerlerine yönelik saldırasında 33 asker şehit olmuştu. Bunun üzerine Türkiye rejim güçlerine karşı Bahar Kalkanı Harekatı başlatmıştı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin arasında 5 Mart 2020'de yapılan toplantının ardından İdlib'de ateşkes konusunda mutabık kalındı. Böylece bölgedeki saldırılar büyük ölçüde durdu ve sivil göçün önüne geçildi.
Türkiye'nin sivil nüfusu koruduğu Bahar Kalkanı Harekatı sayesinde devrik Beşşar Esed rejimi güçlerinin işgalinden kurtulan İdlib, yaşam koşulları, altyapı ve kalkınma konusunda diğer kentler arasında öne çıktı.
Muhabir: Mehmet Burak Karacaoğlu,Zeynep Katre Oran,Irmak Akcan,Eşref Musa
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.