İki Sosyal medya Mesajından Derleme Bir Yazı...
N Gazete yazarı Şevket Bülent Yahnici'nin yeni yazısı...
Ankara Forum Derneği ismiyle faaliyet gösteren, değerli arkadaşların ülke meseleleri için görüş paylaşıp, düsünce üretmeye çalıştıkları bir kuruluş var. Bu arkadaşlarımızın bir de bu düşünceleri paylaşmak ve iletişim için kullandıkları bir sosyal paylaşım sitesi var.
Bu sitede, bugün, değerli bir bürokrat ve iktisatçı dostumuz Hakan Özyildiz'in yazdığı bir kitap hakkında paylaşımlar yer aldı. Hakan dostumuz Türk siyasi hayatındaki hastalıkları anlatıyor ve ülkenin getirildiği çarpık ekonomik düzenin sebebi olan siyaset yanlışlarını dile getiriyordu.
Ya da yaşanan olumsuzluklarda siyaset kurumu ve siyasetçilerin oynadığı rolü anlatmaya çalışıyordu.
İşte, lafın tam burasında ben de bir paylaşım notu ile konuya dahil oldum. Bu paylaşım notumu aynen buraya almak istiyorum.
Hakan bey dostumuz...
Kitabınızdan ancak bu köşe yazısı haberinin aktarımı sebebiyle haberdar oldum. ilk fırsatta edinerek okuyacağım. önemli olduğunu ve her aydının okuması gerektiğini düşünüyorum. Tebrikler...
Dünyada bütün çağdaş ve ilerlemeyi hedef alan demokrasi ve hukuk sistemlerinin hedefinde "iç kontrol", "denetim", "hesap verme", "şeffaflık" gibi konuları en üst seviyede uygulanır hale getirmek vardır. Bu konular, her ne kadar aksak topal yürüse ve yürütülebilse de uzun yıllar Türk hukuk ve demokrasi sisteminin de arayışı olmuştur. Anayasa değişiklikleri, Siyasi Partiler Kanunu, Seçim Kanunu üzerindeki değişikliklerde hep bu hususlar hedeflenmiş "temsil adaleti", "yönetim istikrarı" dengesi ile bu hususlar gözetile gelmiştir. Başarılı olunmuş mudur?
HAYIR... 21.dönem parlamentosunda bu yöndeki arayışlar için mutabakat komisyonları kurulmuş; TBMM çatısı altında ve dışarıda da STK'larda, düşünce kuruluşlarında, yerli ve yabancı düşünce kuruluşu ve vakıflarda, bazı üniversiteler öncülüğünde çalışmalar yapılmıştır. 2003-2004 de devam etmiştir. Gerçi Anayasa değişikliklerine ve ilgili kanun değişikliklerine yansımamıştır ama teori ve düşünce planında çalışılmıştır. Bu çalışmalara 2002 den beri iktidar olan AKP'nin yöneticileri/temsilcileri de katılmışlardır. Konuya ilişkin pek çok çalışmada, (Meclis içi veya dışı ) Çiçek, Gül, Arınç, Şahin gibi isimler partileri adına katılmışlar, konuşmalar yapmışlar, mutabakat metinlerine imza atmışlardır. Bu metinlerden birisi de 2002 sonrası Meclisine ilk is olarak "dokunulmazlık" konusunu getirmeyi vaad eden DYP, CHP, MHP (imza benim),AKP (A.Gül imzali) bir metindir...20 sene geçti." Çıt" duydunuz mu?...
Duymazsınız, duyamazsınız da...Demokrasi ve hukuk sistemimiz artık "ic kontrol", "denetim", "hesap verme", "şeffaflık" derdinde ve arayışında değildir.
Kontrolsüzlüğün, denetimsizliğin, hesap vermezliğin (seffaflık ne kelime ?) uçan halısına(!) bindik, gidiyoruz...
Bu notlar üzerine bahis konusu sitede birçok arkadaşımız bazı paylaşımlarda bulunarak ; bu konularla ilgili olarak yaşadığımız zaaf haline dair acı ama esprili örnekler verdiler. Çoğu örnek doğruluk, dürüstlük, vurguna, soyguna göz açtırmama konusundaki vaadlerin maalesef ki, pek çok insan tarafından hoş karşılanmadığı yönündeki talihsiz örneklere dairdi... Bu örneklerden birisini de Bülent Gürsoy isimli arkadaş yazmıştı. O'nun notu aklıma Rahmetli Serdengeçti ile ilgili yaşanmış esprili bir olayı getirdi ve bu olayı hatırlayabildiğim kadarıyla paylaştım. O paylaşımımı da (belki de boşa gitmesin bencilliğiyle ve hoş bir hatıra olduğu icin) sizlere aktarmak istedim. Şimdi de o not...
Bülent Gürsoy notuna atfen...
Biraz gülün...
Çok çok çok seneler evvel. Çocukluktan çıkmakta, gençliğe evrildiğimiz yıllar.17-18-19 yaşlarımız, ama biz particiyiz. Partinin adi CKMP.
Hangi yıl bilmiyorum 68 olabilir, bir ara seçim var, birkaç ilde secim yapılacak. bu illerden birisi de Ordu... CKMP de teşkilat vs. hak getire...Aday olmaya adam bulunamıyor. Ordu' da eskilerden ve yaşça çok büyüğümüz bir Haki Yener amcamız vardı, İl başkanı... Haki amca Orduda aday olacak talip bulamamış, ya da akli yatmamış ki, Ordulu olmayan, ama yazdıklarıyla milliyetçi - muhafazakar çevrelerce tanınıp, sevilen; AP'nden CKMP'ye geçmiş Osman Yüksel Serdengeçti'yi aday yapmak istiyor. Serdengeçti rahmetli hırpani, kılığa kıyafete önem vermeyen, hayatı boşvermişlikle yaşayan bir adam...Yanına üç- beş genç verilip Ordu'ya öyle gönderilmeli ki, kampanya boyunca hem O'na göz kulak olsunlar, hem de propaganda da yardımcı olsunlar... Bu gençlerden birisi de o zamanlar CKMP saflarında duran ( bilahare İslamcı çizgi ve Diyarbakır uçağının kaçırılması olayı) Yılmaz Yalciner'dir. Yilmaz
dostumuz heyecanlı, pervasız bir genç adam, kampanyada konuşmalar yapıyor; Osman ağabeye yardımcı olmaya calışıyor.
O günün şartlarında Ordu'dan cok az bir oy alındı, secim sonucu hüsran oldu. Ordu'dan döndüler, CKMP genel merkezinin Yüksel Cad. ile Karanfil sokağın kesiştiği köşedeki bahçesinde Kıbrıs motifli havuz etrafında sohbet ediliyor. Serdengeçti anlatıyor. Malum ki, çok esprili bir adamdı, rahmetli... Arkadaşlar soruyor "ağabey seçimi nasıl kaybettin, niye bu kadar az oy aldık?"...
Serdengeçti'nin cevabı :
"Yahu, kardesim, yanıma propaganda yapsın, konuşmalar yapsın diye bir adam kattınız (Yilmaz'i kasdediyor), adam çıktı, her konuşmasında meydana dar ağacları kurup bütün faizcileri, tefecileri sallandıracağız...diye konuştu. "
Meraklanmıştık..."eee sonra?"
"Sonrası ne kardeşim, bize oy verecek kimse kalmadı..."
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.