İmamoğlu: “Biz yaptık; o ‘bizin’ içerisinde bütün İstanbullular var…”
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu; Taksim, Bakırköy ve Kadıköy meydanları ile Salacak sahiliyle ilgili yarışmaları kazanan projelerin ödüllendirildiği törende konuştu.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) bünyesinde kurulan İstanbul Planlama Ajansı’nın (İPA) organize ettiği “İstanbul Meydanlarına Kavuşuyor” konulu yarışmaları kazanan projelerin sahipleri, düzenlenen bir törenle ödüllendirildi. İBB’nin Saraçhane’deki ana yerleşkesinde gerçekleştirilen törende; Taksim, Bakırköy ve Kadıköy meydanları ile Salacak sahiliyle ilgili yarışmaları kazanan projeler, ekip yöneticileri tarafından tanıtıldı. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun katılımıyla gerçekleştirilen törende, Bakırköy Belediye Başkanı Bülent Kerimoğlu ile Kadıköy Belediye Başkanı Şerdil Dara Odabaşı da hazır bulundu.
“MUTLAK ŞEFFAF OLACAĞIZ”
Törende ilk konuşmayı yapan İPA Başkanı Emrah Şahan, yarışma süreciyle ilgili detaylı bilgiler paylaştı. Kazanan projelerin sahiplerine plaketlerini veren İmamoğlu, sözlerine, “Benim için çok gurur verici bir an” diyerek başladı. Törenin, İstanbul için çok kıymetli bir başlangıç olduğuna dikkat çeken İmamoğlu, “Hep söylediğimiz bir şey vardı başından beri: Mutlak şeffaf olacağız, mutlak katılımcılığı destekleyeceğiz ve kesinlikle bizi, en az hatayı yapmaya dönük koruyacak mekanizma olan ortak aklı, her zaman hâkim kılacağız demiştik. Bunu da hala en güçlü şekilde savunuyoruz. Bunun İstanbul adına en tatlı tanımı, ‘İstanbul senin’ tanımlaması” dedi.
“İstanbul Senin” diyerek kentte yaşayan her kesimi yönetim sürecinin içine kattıklarına vurgu yapan İmamoğlu, “Hafta sonu duygusunu dile getiren siyasi partinin grup başkanvekili, ‘Biz yaptık’ dedi. İlk defa ‘biz’ kelimesini kullandırtmanın keyfini yaşıyorum. Evet; biz yaptık, biz yapıyoruz, biz yapmaya devam edeceğiz. Çünkü o bizin içerisinde, bütün İstanbullular var. İstanbullunun parası var, emeği var, alın teri var, hatta ve hatta işte bugün itibarıyla gördüğümüz gibi tasarım gücü de var” şeklinde konuştu.
“MEYDANLAR, HERKESİ KUCAKLAYACAK”
“İstanbul’a kimliğini kazandıran anları konuşuyoruz” diyen İmamoğlu, “İşte Taksim Meydanı… Yüz yıla imzasını vurmuş bir alan. Acısıyla, tatlısıyla ne yazık ki bazen çok kötü anılarıyla, bazen de büyük coşkularıyla kentin çok değerli alanı. Aslında bir Cumhuriyet Meydanı… Taksim Meydanı kadar geçmişteki ismine baktığımızda, Gezi Parkıyla beraber, çevresiyle beraber İstanbul için çok önemli bir alandan bahsediyoruz. Salacak, bana göre kıyıları Üsküdar’ımızın o güzel sahil şeridi dünyanın en güzel manzarasına sahip. Kız Kulesi'nden Dolmabahçe Sarayı'na kadar. Bir taraftan tarihi yarımadada; Topkapı Sarayı'ndan Sultanahmet'e, Ayasofya'ya varıncaya kadar; o güzel silueti, en güzel karşıladığınız, en güzel gördüğünüz yer. Geçmişte bir dönem Kadıköylü bir dönem Bakırköylü bir insan olarak, hem Kadıköy Meydanı'nın milyonlarca insanı ağırladığını hem Bakırköy Meydanı’nın milyonlarca insanı ağırladığını biliyoruz. Dolayısıyla buralar, aslında bütün duygularımızın yansımış haline dönüşsün istiyoruz. Yani asla kimsenin ayırt edilmediği, herkesi kucakladığı, herkesi bir araya getirebildiği, herkin konuşabildiği kendisini ifade edebildiği; ama çağdaş bir biçimde uygar bir biçimde ifade edebildiği alanlara dönüşmesini sağlamak” ifadelerini kullandı.
“TÜRKİYE’NİN YAŞADIĞI OLUMSUZLUKLAR MEYDANLARDA GÖRÜLEBİLİR”
“Bugün Türkiye'de tartıştığımız bazı olumsuzluklar varsa, bu olumsuzlukların fotoğrafını, şu anda gidin o meydanlarda görebilir, aynı fotoğrafı oralarda çekebilirsiniz” diyen İmamoğlu, şunları söyledi:
“Gerginliğin ve ayrışmanın fotoğrafın orada görebilirsiniz. Ne yazık ki uyumsuzluğun, ne yazık ki çırılçıplak bir alanın, insanların buluşamamasının fotoğrafını, şu anki mevcut meydanlarda görebilirsiniz. Sadece betonla kaplı, insana hiç hizmet etmeyen, ‘Önce insan’ demeyen o alanlarda, bugün, Türkiye'nin bütünüyle şikayet ettiği bütün duyguları görebilirsiniz ve hissedebilirsiniz. Biz tam aksine hem bu şehrin hem de bu ülkeye örnek olacak adımları atmak mecburiyetinde olan, İstanbullumuzun bu güzel alanlarından bütün şehre, bütün Türkiye'ye hatta bütün dünyaya çok güzel ve olgun mesajlar vermesini sağlamak zorundayız. İşte bu bağlamda, bu adımlar kıymetli. Her tasarımcının duygusu, hissettikleri, teknik örgüsü kalemi, tasarım gücü onun için çok ama çok ama çok kıymetli. Tabii 16 milyon insanı dahil etmek neredeyse, 400 bine yakın insanın sürece dahil olup, oy kullanması; dünya ölçeğinde çok kıymetli bir katılımcılık. ‘Bu bir başlangıç’ dedim. İki türlü bir başlangıç. Bir tanesi; bu devam edecek. Zaten başka yarışmalarımız olduğu gibi, bundan sonra da hakla buluşarak, halkıyla düşünüp taşınıp karar verme mekanizmaları devam edecek. Bir kişinin karar verdiği birçok konunun, ülkeyi nasıl zora soktuğunu hepimiz yakinen yaşıyoruz. Bunu da tersine çevirmemiz lazım. Onun için bu katılımcılık devam edecek.”
İmamoğlu, törenin ardından gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını da yanıtladı. İmamoğlu’na sorulan sorular ve İBB Başkanı’nın verdiği yanıtlar şunlar oldu:
“KURULLARI BİREBİR TAKİP EDECEĞİM”
- Meydanların uygulanması için Koruma Kurulları’na gidilecek. Yerebatan sürecinde bir sıkıntı yaşanmıştı. Ne zaman uygulama noktasına gelir bu projeler?
“Kurulun bu tarz alanları incelemesi, irdelemesi kadar doğal bir süreç yok. Zaten sorumlulukları bunu gerektiriyor. 2 tane takip edeceğim konu var. Birincisi; buna benzer başka kurum ya da kuruluşların getirdiği birtakım projelerin geçiş hızlarına bakacağım. 16 milyon İstanbullunun onay verdiği bu tasarımlara dair süreçlerin hızlarını takip edeceğim. Bir başka konu da ben, bugüne kadarki kurul süreçlerini uzaktan izledim. Hep bir sabırla izledim. Şu anda kurulda onay bekleyen başka meselelerimiz de var. Başta Saraçhane binasıyla ilgili olsun, başka konularla ilgili olsun… Bu hususları, bundan sonra çok daha yakın mesaiyle, gerekirse fiziksel anlamda oraya giderek, bizzat bilgi alarak da takip edeceğim. Umut ediyorum ki; oradaki kurul üyeleri, oradaki kıymetli meslek organlarının ve kurumların temsilcileri, İstanbul’a yakışan bir tavırla ve anlayışla hareket ederler. Eleştiri ve öneriler de getirilebilir. Onların düzeltilmesi ve değerlendirilmesi süreçleriyle beraber, hızlı bir biçimde sonuca kavuşturulur; birebir takip edeceğim.
“TAKSİM’DEN MEMNUN OLAN BİR KİŞİYİ DUYMADIM”
- Sizden önceki yönetimlerin ilan ettiği meydan projeleri vardı, Taksim ve Salacak gibi… O projelerle uyumlu bir konu var mı?
“Benim bildiğim böyle bir proje tasarım süreci yok. Şu anda Taksim zaten yerinde duruyor. Memnun olan varsa, beni arasın. Ben, memnun olan bir kişiyi duymadım. Zaten tasarım mı değil mi; o da belli değil. Orada, tabiri caizse, bir düzenleme var. Diğer alanlarla ilgili de bazı ofislerde tasarımlar alınmış, ama bu şekilde, katılımcılığı en üst seviyede olan tasarım biçimi, bugüne kadar pek de uygulanmamış ne yazık ki. Bu anlamda ilk diyebiliriz yaptığımız uygulamalara. Biz, şu anda mevcutta, İBB’nin bu tasarımlarıyla kurula gideceğiz.”
“KURAKLIK SORUNU HER GÜN GÜNDEMİMİZ”
- Barajlardaki doluluk oranı, yüzde 20’nin altına düştü. Yağmur bombası tartışılıyor. Böyle bir konu var mı gündeminizde?
“Teknik olarak birçok konu konuşulabilir. Bizim de hem danışmanlarımız hem teknik arkadaşlarımız var. İstanbul’un kuraklık ve çevre sorunları, her gün gündemimiz. Her gün bu şehrin, daha fazla tahrip edilmeden, açıkçası kuraklığı da yaşamadan nasıl İstanbul’u yeşillendirebiliriz, güzelleştirebiliriz; bunla ilgili çalışmalar yapıyoruz. İstanbul’un su sorunu yaşamaması için de A, B, C, D planlarımız söz konusu. Üst yönetim olarak bunu tartışıyoruz, konuşuyoruz, günlük değerlendiriyoruz. Şu anda, ne yazık ki Aralık ayında, mevsim normallerini 5’te 1’i altında bir yağışla geçti. Ocak ayı, iyi başlamadı. Yarından sonra, bir yağmurlu dönemi bekliyoruz meteorolojiden aldığımız bilgiye göre. Yaşayıp, göreceğiz. Bir yandan biz de sorumluluklarımızı yerine getireceğiz. Buradan bütün basın mensuplarına, böyle bir kuraklık dönemi varken, böylesi bir çevre sorununu bütün dünya ve bütün ülkemiz yaşıyorken, -kuraklık İstanbul’un sorunu da değil; bakın bugün sebze fiyatları neredeyse yüzde 25-30 alıyorsa, bunu sebebi aslında tarımdaki üretimin düşme beklentisiyle de paralel ve hatta bunun birinci sıra kaynağı da yaşanan kuraklık- bütün bunlar yaşanıyorken, Çevre ve Şehircilik Bakanı’nın ‘Kanal İstanbul’a başlayacağız’ cümlesine dair, bütün basının gidip soru sormasını bekliyorum. Çevre ve Şehircilik Bakanı’nın birinci meselesi bu mudur, yoksa diğer konular mıdır’ diye soru sormasını beklerim. Lütfen böyle utanacağımız ve utanılacak açıklamalar yapmasınlar. İstanbul’un öncelikleri ile ilgili konuşalım. Birinci sıra depremdir. Ne yazık ki, artık ikinci sıra kuraklıktır.”
- Kesinti bekleniyor mu?
“Şu anda böyle bir kesinti süreci yaşamayacağız.”
- Sayıştay’ın süt dağıtımını engellemesi ile ilgili CHP Grup Başkanvekili Doğan Subaşı bir engelleme olmadığını mevzuatla ilgili olduğunu söyledi. Aranızda farklılık mı yanlış anlaşılma mı var?
“Doğan Bey’le aramızda hiçbir çatışma yok. Ben de ‘Engellendik’ diye bir tarifte bulunmadım. Sayıştay’ın engelleme yetkisi yok zaten. Sayıştay bir rapor düzenler ve ilgili kurumlara dönük tavsiyede bulunur. Sayıştay’ın raporunda mevzuata göre sütle ilgili eleştirisi var. İhale biçimi ile ilgili. Biz üreticiden direkt alıyoruz. Bu süreçler normaldir. Mevzuata dönük eleştiriye karşı bizim de eleştirimiz söz konusu. Doğan Bey’le aynı fikirde ifade de bulunduk.”
- İSTAÇ’ta tanıtım yaptınız. Kemal Kılıçdaroğlu katıldı. Toplantıda iki başörtülü yöneticisinin baretleri yoktu. Bununla ilgili ne diyeceksiniz?
“Arkadaşlarıma yaptığımı direkt esprimi de hatırlıyorum. Hepsinin başında yeşil baret vardı. Kameralara doğru olduğumuz kısımda çıkarmış olabilirler. Gezi ve brifing esnasında iki Parti Meclis üyemizin başında baret vardı. Birinin başı açıktı, birinin başında başörtüsü vardı. Belki sizin gözünüz bareti görmedi, başörtüsünü gördü. Bakışınızla ilgili olabilir.”
- İstanbul’da yapılan anketlerde oyununuz yüzde 58 civarında. Olası bir cumhurbaşkanlığı seçiminde Erdoğan ile karşı karşıya geldiğinizde önde çıkıyorsunuz. Bu konuyla ilgili neler söyleyeceksiniz?
“Benim böyle bir gündemim yok. Ben, İBB Başkanıyım, İstanbul halkının bana karşı teveccühü oluşuyorsa bundan onur gurur duyarım. Diğer konu beni ilgilendirmiyor.”
İŞTE O PROJELER
İstanbul ve Türkiye tarihinin en önemli sembollerinden Taksim Meydanı için düzenlenen yarışmanın galibi, 15 sıra numaralı proje oldu. Ödül; Şerif Süveydan, Burcu Sevinç Yılmaz, Rıfat Yılmaz, Süleyman Yıldız, Sezer Bahtiyar, Murat Güvenç ve Herman Salm’dan oluşan ekibe gitti. Bakırköy Meydanı’nın yapımını, 9 sıra numarasıyla yarışmaya katılan projenin mimarları Ali Önalp, Elif Tan, Güney Gültekin, Burak Yardımcı, Erhan Arslan ve Hatice Kübra Öztürk üstlenecek. Kadıköy Meydanı, 26 sıra numaralı projenin sahipleri Selahattin Tüysüz, Hasan Sıtkı Gümüşsoy, Erhan Vural, Pelin Tüysüz, Nursen Gümüşsoy Kısar ve Serkan Sınmaz tarafından yeniden şekillenecek. Salacak kıyılarının çehresini değiştirecek 42 sıra numaralı projenin uygulayıcıları ise; Mehmet Cemil Aktaş, Pınar Kesim Aktaş, Rümeysa Konuk, Ecem Sevin, Şeyma Kahraman, Ezgi Umut Türkoğlu ve Başak İncekara olacak.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.