İmamoğlu’ndan Soylu’ya ‘özel teftiş’ yanıtı
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, "İSKİ'nin İGDAŞ'ın başına bir şey gelirse nasıl hesap verebiliriz. Bizim derdimiz terörle mücadeledir" diyen İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'ya yanıt verdi: Bakın burada tüm terör örgütlerinin reklamını yapan bir bakan var.
10 CHP’li belediye başkanıyla birlikte CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun ziyaret eden İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, İçişleri Bakanlığı’nın ‘personelden bazılarının terör örgütleriyle iltisaklı/irtibatlı olduğu’ iddiasıyla başlattığı ‘özel’ soruşturmayla ilgili konuştu. İmamoğlu’nun açıklamalarından satır başları şöyle:
TEFTİŞLE İLGİLİ BİR SORUNUMUZ YOK
– Öncelikle teftiş doğaldır. CHP belediyeleri olarak, teftiş edilmekle ilgili hiçbir sorunumuz yoktur. Belediyelerimiz teftiş edilmiştir, edilmektedir, edilecektir. Gelen her müfettişimizi de nasıl karşıladığımızı, nasıl saygın bir biçimde ağırladığımızı, görevlerini en bağımsız şekliyle yapmaları için onlara nasıl imkanlar sunduğumuzu en iyi kıymetli saygın müfettişlerimiz bilirler.
– Ancak, Sayın İçişleri Bakanı'nın terörle ilgili mücadelesini, buradan biz ona öğretecek değiliz. Fakat yanlış giden bir takım hususları, kronolojik olarak, teknik olarak aktarmak isterim.
– İçişleri Bakanlığı’nda oturan zat, 12 Aralık günü, TBMM'de konuşma yaptı ve İBB'de tam 557 terörist olduğunu iddia etti. Bir gün önce yaptığı konuşmada da Türkiye’de toplam terörist sayısının, 160 olduğunu söylemişti. Her verisi yanlış olan Sayın Bakan’a dair şunu hatırlatmak isterim: Dün akşam itibariyle, tam iki hafta üstünden geçti. Tam iki hafta. 15 gün üstünden geçti. Bugüne kadar İçişleri Bakanlığı ne yaptı? Biz ne yaptık? Hiçbir şey duymadık açıkçası yaptığı hususlarla ilgili. Ben, hiçbir şey duymadım. Hiçbir yazı almadım.
– İBB olarak, Belediye Başkanı olarak, bir kısım işlemler başlattık. İBB olarak, devlet adabına uygun bir biçimde, bu beyanı ciddiye alarak, 15 Aralık'ta benim olurumla, teftiş kurulunda bir araştırma ve gerekiyorsa da bir soruşturmaya izin verdim. Bu, 15 Aralık’ta benim soruşturmaya izin verdiğimin belgesidir. Aynı tarihte ise, İçişleri Bakanlığı'na yazı yazdık.
LİSTEYİ YOLLAYIN GEREĞİNİ YAPALIM
– Bizzat bakanlığa ve Sayın Bakanın kendisine yazı yazdık, bilgi istedik. Ne bilgisi istedik? Dedik ki bakanlığa; bize bu konuda bilgi verin. Kimdir bunlar? Listeyi yollayın. Biz de gereğini yapalım. Yani bir terörist ile ilgili tespitiniz varsa, terörist diyorsa bir bakanlık, herhalde bunu ciddiye almalıyız, öyle değil mi? Ciddiye alınmalı mı, alınmamalı mı? Onu tabii zaman içerisinde kamuoyu takdir edecek. Ne yaptı Bakanlık? Buna hiçbir cevap vermedi.
ROL KAPMA ÇABASIYLA ORTAYA ÇIKTI
– Ben, açıkçası devletin Twitter’da bir soruşturma izni vererek başlatmasına, ilk defa şahit oluyorum. Bu teftişin başlatma biçimi böyle olmaz. Demek ki, 15 gün sonra, bir pazar akşamı, böyle bir tweet’le süreci başlatmak aklına geldi. Acaba neden? Çünkü Sayın Cumhurbaşkanı pazar günü İstanbul’la ilgili içi siyaset dolu mesajlar verdi. Sayın Bakan da her zamanki gibi, bir rol kapma çabasıyla ortaya çıktı. Bakın burada, bütün terör örgütlerinin kalın puntolu, kırmızı harfle reklamını yapan bir bakanlık.
ŞAHSİ ÇIKARLARI DEVLET ADABININ ÖNÜNE GEÇİYOR
– Yahu ne teftişi? Sen bakanlıksın. Terörist ise, netleşmişse, tut kulağından, götür at hapse. Yani böyle bir sürecin uygulanması akıllara zarar. Ama kendi siyaset kulvarındaki şahsi çıkarlarının, devlet adabının ve bir bakanlık kültürünün işleyişinin önüne geçtiğini net olarak bu davranışlarla görüyoruz. Kaldı ki İBB'de ve iştiraklerinde bir kişinin işe girmeyle ilgili prosedürleri bellidir. Bu belgelerin içerisinde adli sicil kaydı vardır.
– Adli sicil kaydını istediğiniz kişi de o kaydı, gider Adalet Bakanlığı'ndan alır. O zaman İçişleri Bakanı yanlış yere soruşturma açıyor. Yani soruşturma açması gereken yer, Adalet Bakanlığı. Çünkü biz, işe aldığımız her çalışanın adli sicil kaydını isteriz. Ve temiz kağıdını alırsak da işe giriş işlemini başlatırız.
HAKKINDA SORUŞTURMA AÇILMALI
– Eğer böyle bir tespit var da herhangi bir işlem yapmıyor, gidip o 557 teröristi tutuklamıyorsa, bir başka soruşturma açılması gereken yerin de İçişleri Bakanlığı olduğunu düşünüyorum. Hatta Bakan’ın kendisinin olduğunu düşünüyorum. Bu denli risk taşıyan, güvenliği bu kadar riske taşıdığını gördüğüm bir İçişleri Bakanı’yla ilgili işlem başlatılması için, bir vatandaş olarak, Sayın Cumhurbaşkanı’nı bu anlamda göreve davet ediyorum.
MİLLET ARTIK BUNA GÜLÜYOR
– Aynı kişiler, aynı kurumlar, aynı şahsiyetler, İstanbul seçiminde de bütün sandık görevlilerini ‘terörist' ilan ettiler. ‘Çaldılar' dediler. ‘Hırsız' dediler. Günün sonunda ne oldu? Sıfır elde var sıfır. Tek bir kişiyle ilgili ne bir soruşturma yapıldı, ne bir tutuklama yapıldı, ne bir tespit yapıldı. Millet, buna artık gülüyor.
ERDOĞAN’A ÇOK SERT MEKTUP YANITI
İmamoğlu, Erdoğan’ın “Utanmadan bana mektup gönderiyor, ‘Böyle bir şey yok’ diye” tepkisini de eleştirdi. Terör örgütü PKK lideri Öcalan’ın İstanbul seçimleriyle ilgili yazdığı, HDP’li seçmenlere ‘tarafsız kalın’ çağrısı yaptığı mektubu hatırlattı:
– Sayın Cumhurbaşkanı eğer utanılacak mektup arıyorsa ben hatırlatayım; 31 Mart seçimlerimde rakibim lehinde cezaevinden rica edilen mektup utanılacak bir mektuptur. Benim mektubun hiç utanılacak bir mektup değildir. Benim mektubum bir uyarı mektubudur. Bundan sonra da yazmaya devam edeceğim. Ama açıkçası benim saygılı ve bilgilendirici bir dilim vardır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.