İngiltere'de '10 Numara' İçin 10 Aday
İngiltere’de Theresa May’in istifa etmesinin ardından başlayan liderlik ve başbakanlık yarışında 10 ismin adaylığı kesinleşirken adayların ana gündemini Brexit sorunu belirliyor
LONDRA (AA) - İngiltere’de Başbakan Theresa May’in Muhafazakar Parti liderliğinden istifasının ardından yeni lider adayları için belirlenen başvuru süresi dün akşam doldu. Parti kurallarına göre 8 milletvekilinin desteğini alarak resmen adaylık başvurusu yapanların sayısı 10 oldu.
Adaylar, öncelikle partinin Avam Kamarası grubunda 13 Haziran’da yapılacak oylamada yarışacak. En az 17 milletvekilinin desteğini alan isimler, 17 Haziran’da yapılacak bir sonraki tura kalacak. Bu turda adaylardan en az 33 milletvekilinin oyunu alması beklenecek. Milletvekillerinin ezici çoğunluğu, iki aday arkasında toplanmazsa, kalan adayların bu kez 19 ve 20 Haziran’da benzer oylamalarda yarışması öngörülüyor.
Partinin Avam Kamarası grubunda aday sayısı 2’ye düşürüldüğünde ise bunlar arasındaki seçimi, partinin yaklaşık 125 bin üyesi posta yoluyla gerçekleştirecek. Parti üyeleri 22 Temmuz’a kadar oylamaya katılacak. Oylamanın sonucu 23 Temmuz’da ilan edilecek. Yeni lider aynı zamanda ülkenin yeni başbakanı olarak başbakanlık konutu "10 Numara"nın yeni sakini olacak.
Muhafazakar Parti liderliği ve başbakanlık için yarışacak isimler şöyle:
Boris Johnson ve “Beka sorunu”
Yarışın güçlü adayı olarak öne çıkan 54 yaşındaki Boris Johnson, 2008-2016 yıllarında iki dönem Londra Belediye Başkanlığı ve 2016-2018 yıllarında Dışişleri Bakanlığı yaptı.
Sert Brexit yanlısı Johnson, ülkenin AB’den ayrılması için yapılan kampanyanın lider figürüydü.
Brexit sürecini İngiltere için "Beka sorunu" olarak değerlendirmesiyle öne çıkan Johnson, liderlik kampanyasını "Ülkemiz beka sorunuyla karşı kaşıya ve Brexit'i 31 Ekim’de gerçekleştiremezsek asla affedilmeyeceğiz." ifadesiyle başlattı.
Johnson, ülkenin AB’den anlaşmasız bir şekilde olsa da ayrılmasını isteyenlerin desteğini almış bulunuyor. Johnson’ın liderlik vaatleri arasında ülkenin, AB’ye daha önceki taahhütlerinden kaynaklanan yaklaşık 40 milyar sterlinlik ayrılık ödemesini yapmayacağı da yer alıyor.
Aşırı sağcı Nigel Farage’ın Brexit Partisi'nin Muhafazakar Parti’yi eritmesinin önüne geçebilecek isim olarak da girdiği belediye başkanlığı ve referandum oylamalarında ortaya koyduğu seçim başarısı nedeniyle Johnson öne çıkarılıyor.
Johnson 2016’da dönemin başbakanı David Cameron’ın Brexit referandumunu müteakip istifasının ardından da liderlik için aday olmuş ancak yarıştan son anda çekilmişti.
Johnson’ın liderlik vaatleri arasında orta eğitim bütçesini ve polis sayısını artırmak da bulunuyor.
Johnson, Kurtuluş Savaşı'na muhalefet ettiği için halk tarafından linç edilen Damat Ferit Paşa hükümetinin İçişleri Bakanı Ali Kemal Bey'in, İngiliz eşinden olan torunun oğlu olarak Türkiye ile de kan bağına sahip olmasıyla biliniyor.
"Girişimci lider" Jeremy Hunt
Mevcut Dışişleri Bakanı Jeremy Hunt da güçlü adaylar arasında yer alıyor. 52 yaşındaki siyasetçi, daha önce 2012-2018 yıllarında Sağlık Bakanlığı yapmıştı.
Siyasete iş dünyasından giren Hunt, liderlik yarışında girişimci kimliğini öne çıkarıyor. Girişimci ve siyasetçi olarak kariyeri boyunca pek çok müzakere yürüttüğünü belirten Hunt, Brexit sürecini başarıya ulaştırmada da bu yönünün önemini vurguluyor.
Brexit’i gerçekleştirmemesi halinde Muhafazakar Partinin siyaset sahnesinden silineceğini savunan Hunt, yeni bir müzakere ekibi oluşturarak AB’yi İngiliz parlamentosunun onay vereceği yeni bir anlaşmaya ikna etmeyi vadediyor.
Hunt, parlamentodaki dengeler nedeniyle İngiltere’nin AB’den anlaşmasız ayrılmasının mümkün görünmediğini vurguluyor.
Brexit referandumu sırasında ülkenin AB üyeliğinin sürmesi için kampanya yürüten Hunt, buna rağmen kabinenin sert Brexitçi Savunma Bakanı Penny Mordaunt’ın desteğini almış bulunuyor. Hunt’a, Çalışma Bakanı Amber Rudd da destek veriyor.
Hunt, liderlik yarışında, kurumlar vergisini yüzde 19'dan yüzde 12’ye indirmeyi vadediyor.
"Genç lider" Matt Hancock
Yarışın iddialı adaylarından 40 yaşındaki Matt Hancock, May kabinesinde Sağlık Bakanı olarak görev yapıyor.
Gençliğini öne çıkaran Hancock, "Sadece şu an için değil, gelecek için bir lidere ihtiyacımız var." sloganını kullanıyor.
AB’den anlaşmasız ayrılığın, parlamento dengeleri nedeniyle mümkün olamayacağını, milletvekillerinin bunu daha önce olduğu gibi engelleyeceğini savunan Hancock, Brexit anlaşmasının da köklü bir değişikliğe açık olmadığını savunuyor.
Hancock, Brexit anlaşmasının daha önce parlamentoda reddedilmesinin en önemli nedeni olan "tedbir maddesi"ne, zaman tahdidi getirmeyi vadediyor.
Hancock’un diğer vaatleri arasında Çin’in Huawei şirketine rakip olacak bir iletişim şirketi kurulmasına imkan verecek pazar koşullarını yaratmak yer alıyor.
Eski Başbakan David Cameron ile Eski Maliye Bakanı George Osborne’a yakınlığıyla bilinen Hancock, partiyi merkez siyaset çizgisine oturtma sözü veriyor.
"Dönek" Michael Gove
Yarışın bir diğer iddialı adayı 51 yaşındaki Michael Gove, May kabinesinde Çevre Bakanı olarak görev yapıyor. Daha önce birer yıl Adalet ve Eğitim Bakanlığı da yapan Gove, referandum sürecinde Johnson ile Brexit yanlısı kampanyanın mimarları arasında yer almıştı.
Johnson’ın 2016’daki liderlik adaylığına da destek veren Gove, son anda desteğini çekerek kendi adaylığını ilan etmişti. Bu taraf değiştirme, Johnson’ın adaylıktan çekilmesinde önemli rol oynamıştı.
Gove, yeni liderlik kampanyasını kariyerinde aldığı dönüş kararlarını izah etmeye yönelik olduğu düşünülebilecek "Siyasetçi olarak evrim geçirdim." sloganıyla yürütüyor.
Gazetecilik kökenli Gove, uyuşturucuya karşı kaleme aldığı yazılara rağmen aynı dönemde kendisinin de uyuşturucu kullandığının ortaya çıkmasıyla zor durumda kaldı.
Kabinenin sert Brexitçileri arasında sayılan Gove, buna karşın ülkenin AB’den anlaşmasız ayrılmasına karşı çıkacağını açıkladı. Anlaşmasız ayrılığın ülkede bir erken genel seçimi tetikleyeceğini savunan Gove’a göre, böyle bir seçim de İşçi Partisi iktidarını beraberinde getirebilir.
Gove, AB ile anlaşmaya varılamaması veya mevcut anlaşmanın parlamentoda onaylanmaması durumunda, yeni Brexit tarihi 31 Ekim’in de ileriye alınabileceği sinyalini veriyor.
Gove’un diğer liderlik vaatleri arasında İngiltere’de yaşayan AB vatandaşlarına ücretsiz İngiliz vatandaşlığı vermek yer alıyor.
Müzakereci aday Dominic Raab
Eski Brexit Bakanı Dominic Raab da yarışın dikkati çeken lider adayları arasında yer alıyor. 45 yaşındaki Raab, 6 ay kadar sürdürdüğü bakanlık görevinden May’in AB ile vardığı anlaşmaya itiraz ederek istifa etmişti.
Anlaşmasız Brexit’i masada tutarak AB ile yeniden müzakereye başlamayı vadeden Raab, ayrılık tarihinin bir kez daha ertelenmesine karşı çıkıyor.
Raab, anlaşmanın Kuzey İrlanda sınırına ilişkin "tedbir maddesini" kaldırmayı ve sınır sorununu teknolojiyi kullanan bir yöntemle çözmeyi vadediyor.
Raab’ın diğer vaatleri arasında tüketici haklarının geliştirilmesi ve gelir vergisinde indirime gidilmesi de yer alıyor.
Müslüman aday Sajid Javid
Seçilmesi halinde İngiltere’nin ilk Müslüman başbakanı da olacak 49 yaşındaki Pakistan kökenli Sajid Javid, May kabinesinde İçişleri Bakanı olarak görev yapıyor.
Daha önce iskan, ekonomi ve kültür bakanlığı görevlerinde de bulunan Javid, sert Brexitçi bir çizgiye sahip.
Brexit krizinin çözümünde yeni referandum, erken genel seçim ve Brexit’in iptali gibi seçeneklerin gündeme getirilmesine karşı çıkan Javid de Raab gibi Brexit anlaşmasını yeniden müzakere etmeyi planlıyor.
Javid de anlaşmadaki "tedbir maddesini" kaldırıp sınır sorununa dijital çözüm getirmeyi vadediyor.
Bununla birlikte Javid, parlamentonun Brexit’i erteleme yönünde karar alması halinde buna karşı çıkmayacağını söylüyor.
Javid’in diğer vaatleri arasında 20 bin yeni polis istihdam etmek ve demiryollarına 100 milyar sterlinlik yatırım da yer alıyor.
May'in sonunu hızlandıran aday Andrea Leadsom
Avam Kamarası liderliğinden geçen ay istifa ederek May’in de istifa sürecini hızlandıran 56 yaşındaki Andrea Leadsom, parti liderliğine ikinci kez aday oldu.
Leadsom, Cameron’ın istifasını müteakip, liderlik için May’e rakip olmuştu. Ancak Leadsom, May’in çocuk sahibi olmamasının başbakanlığını da zedeleyeceğini ileri sürmesiyle kamuoyunun tepkisini çekmiş ve yarıştan çekilmek zorunda kalmıştı.
Sert Brexitçiler arasında yer alan Leadsom, ülkeyi 31 Ekim’de "yönetilebilir" bir süreçle AB’den ayırmayı vadediyor.
Mevcut Brexit anlaşmasının öldüğünü savunan Leadsom, bunu yerine çeşitli alanlarda mini anlaşmalarla gerekli düzenlemeleri yapacağını iddia ediyor.
Leadsom’ın diğer vaatleri arasında ayda bir kez halkın sorularını canlı yayında veya sosyal medyada yanıtlamak ve 2020 Birleşmiş Milletler Çevre Konferansına ev sahipliği için aday olmak da yer alıyor.
İkinci kadın aday Esther McVey
May kabinesinde Çalışma Bakanlığı görevi yapan ancak Brexit politikası nedeniyle istifa eden 51 yaşındaki Esther McVey, liderlik yarışına ikinci kadın aday olarak katıldı.
Anlaşmasız Brexit taraftarı McVey, Kuzey İrlanda sınırına teknolojik bir çözüm bulanabileceğini savunan isimler arasında yer alıyor.
McVey’in diğer vaatleri arasında eğitim ve emniyet bütçelerinin artırılması, bunun için de uluslararası yardım bütçesinin kısılması bulunuyor.
"Vatandaş meclisi" öneren aday Rory Stewart
May kabinesinde Uluslararası Kalkınma Bakanlığı yapan 46 yaşındaki Rory Stewart, Brexit konusunda bir ulusal uzlaşma vadediyor.
Halka Brexit konusunda "hayal satılmasına" karşı çıkan Stewart, kırmızı çizgi ve büyük vaat siyasetini bırakmayı ve bir uzlaşmaya varılmasını sağlamayı teklif ediyor.
Stewart bu amaca yönelik 99 üyeli bir "vatandaş meclisi" kurulmasını öneriyor.
Referandum sürecinde AB üyeliğinden yana kampanya yürüten Stewart, sandıktan çıkan sonucu kabul ettiğini ve bunu hayata geçirme hedefine sadık olduğunu vurguluyor.
AB’den anlaşmasız ayrılık seçeneğine karşı çıkan Stewart, Johnson başbakanlığa gelmesi halinde de kabinede görev almayı reddedeceğini ilan etti.
Stewart’ın diğer vaatleri arasında iklim değişikliğiyle mücadeleye dönük dış yardımları arttırmak ile ülkenin dış politikasını Ortadoğu odaklı olmaktan çıkarıp Asya ve Afrika’ya kaydırmak yer alıyor.
Brexit'i erteleyecek aday Mark Harper
David Cameron döneminde partinin grup başkan vekilliği görevini yürüten 49 yaşındaki Mark Harper, AB ile “tedbir maddesi” içermeyen yeni bir anlaşmaya varmayı vadediyor.
Böyle bir anlaşmaya varmak için 31 Ekim tarihinin fazla yakın olduğunu belirten Harper, Brexit’i bir kez daha erteleyeceğini ilan etmiş bulunuyor.
Bununla birlikte Harper, "anlaşmasız ayrılık" ile "Brexit’in iptali" seçenekleriyle karşı karşıya kalması durumunda, tercihini birinciden yana kullanacağını dile getiriyor.
Harper’ın diğer liderlik vaatleri arasında yüksek öğretim bütçesini arttırmak yerine, teknik eğitimi ve çıraklık eğitimini teşvik yer alıyor.
Brexit süreci
Yeni lider seçimi devam ederken May, liderlik görevine vekalet edecek ve başbakanlığı sürdürecek.
Theresa May, AB ile vardığı Brexit anlaşmasının parlamentoda 3 kez reddedilmesinin ardından parti içi muhalefetin baskısına dayanmayarak, geçen ay yaptığı açıklamayla istifa edeceğini duyurmak zorunda kalmıştı.
İngiltere’nin 2016’da yapılan referandumla aldığı AB’den ayrılma kararını 29 Mart’ta hayata geçirmesi öngörülüyordu. Ancak parlamentonun, Brexit anlaşmasını peş peşe yapılan oylamalarla reddetmesinin ardından Brexit, 31 Ekim’e ertelenmişti.
Brexit anlaşması, İngiltere'nin parçası Kuzey İrlanda ile AB üyesi İrlanda Cumhuriyeti arasına sınır girmemesi için formüle edilen ve İngiltere'nin bütününü belirsiz bir süre Gümrük Birliği içinde tutmayı öngören "tedbir maddesi" nedeniyle İngiliz parlamentosunun alt kanadı Avam Kamarası'ndan onay alamamıştı.
Parlamento, bazı milletvekillerinin girişimiyle de ülkenin AB'den anlaşmasız ayrılmasını önleyecek bir yasa çıkarma yönünde adım atmayı başarmış ve sürecin ertelenmesini sağlamıştı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.