İran Dışişleri Bakanlığı, uluslararası nükleer anlaşmanın katılımcılarında değişiklik yapılması ya da herhangi bir yeni müzakere yürütülmesini reddetti. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, anlaşmayla ilgili yapılması olası görüşmelere Suudi Arabistan’ın da dahil edilmesi gerektiğini söylemişti.

İran devlet medyasına göre, Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Said Hatibzade, “Nükleer anlaşma, BM Güvenlik Konseyi 2231 Sayılı Kararı’nca onaylanan çok taraflı bir uluslararası anlaşma, müzakere edilemez ve tarafları da açıkça belli ve değiştirilemez” dedi.

Eski Başkan Donald Trump, BM Güvenlik Konseyi’nin 5 daimi üyesi ve Almanya ile İran arasında imzalanan anlaşmadan ABD’yi 2018 yılında çekmiş ve Tahran’a karşı yaptırımları tekrar yürürlüğe koymuştu. İran da bunun üzerinde anlaşmanın uranyum zenginleştirme konusunda getirdiği kısıtlamalardan geri adım atmaya başlamıştı.

Yeni Başkan Joe Biden yönetimi ise, Tahran anlaşmanın şartlarına tam uyum göstermeye yeniden başladığında anlaşmaya yeniden dahil olacaklarını açıklamıştı.

Suudi Arabistan ve müttefiki Birleşik Arap Emirlikleri, Körfez Arap ülkelerinin de bundan sonraki her türlü görüşmeye dahil edilmesi gerektiğini belirtiyor. İki ülke ayrıca, görüşmelerde İran’ın balistik füze programı ve Ortadoğu genelindeki “vekil” gruplara desteğinin de ele alınması gerektiğini savunuyor.

Fransa Cumhurbaşkanı Macron Cuma günü El Arabiya televizyonunda yayınlanan açıklamasında, anlaşma 2015’te müzakere edildiği sırada bölgedeki diğer ülkelerin dışlanmasının hata olduğu ve bu hatadan kaçınılması gerektiği değerlendirmesinde bulundu.

Yemen dahil olmak üzere bölgede İran’la “vekaletname savaşları” içerisinde olan Suudi Arabistan, Trump yönetiminin İran’a karşı “maksimum baskı” politikasına destek veriyordu.

Macron, İran’la nükleer anlaşma konusunda yapılabilecek her türlü görüşmenin çok “katı” çizgiler içereceğini ve Tahran’ın nükleer silah sahibi olmasını engellemek için çok az zaman kaldığını da söyledi.

İranlı sözcü Hatibzade ise, Macron’un “kendini dizginlemesi” gerektiğini belirterek, “Eğer Fransız yetkililerin, İran Körfezi’ndeki Arap ülkelerine yaptıkları dev silah satışlarıyla ilgili endişeleri varsa politikalarını yeniden gözden geçirmelerinde fayda var. Fransız silahları ve Batı’dan gelen diğer silahlar, sadece Yemen’de binlerce kişinin katliamına yol açmakla kalmıyor, bölgedeki istikrarsızlığın da ana nedeni” dedi.