İsrail, "idari Tutukluluk" Uygulamasıyla Binlerce Filistinliyi Yargılamadan Hapiste Tutuyor
İsrail'in saldırılarla eş zamanlı olarak, Batı Şeria ve Doğu Kudüs'te Filistinlilere yönelik yürüttüğü gözaltı kampanyası, uluslararası insan hakları kuruluşlarınca yoğun şekilde eleştirilen "idari tutukluluk" uygulamasını tekrar gündeme getirdi
Filistin Esirler Cemiyetinden 1 Aralık'ta yapılan açıklamada, İsrail'in işgal altındaki Batı Şeria ve Doğu Kudüs'te 7 Ekim'den bu yana gözaltına aldığı Filistinlilerin sayısının 3 bin 390 olduğu belirtildi.
Filistin Kurtuluş Örgütüne (FKÖ) bağlı Filistin Esir İşleri Heyeti verilerine göre, İsrail'in bu dönemde Batı Şeria'da gözaltına aldığı Filistinlilerin yüzde 80'i savcılık tarafından herhangi bir suç isnadı yapılmadan "idari tutukluluk" uygulamasıyla hapishanelere atıldı.
İdari tutukluluk nedir?
İsrail'in 1967'den beri Filistinlilere uyguladığı "idari tutukluluk", İngiliz sömürge dönemindeki Olağanüstü Hal Yasası'ndan uyarlanan İsrail askeri yasaları içinde yer alıyor.
İsrail ordusu işgal altındaki Batı Şeria'da "ileride suç işleyebileceği" gerekçesiyle Filistinlileri "idari tutuklu" olarak gözaltına alabiliyor.
Bu şekilde tutuklanan kişi, hakkındaki suçlamayı ya da bununla ilgili delilleri "güvenlik" gerekçesiyle öğrenemiyor.
Gözaltındaki Filistinliler 8 gün içinde askeri mahkemeye çıkarılıyor. Ancak burada tutuklu Filistinli veya avukatı, askeri savcının mahkemeye sunduğu tutuklama gerekçesini, bununla ilgili delilleri "güvenliğe zarar verebileceği" mazeretiyle öğrenemiyor. Bu nedenle tutuklunun kendini savunabileceği bir yargı süreci başlamıyor.
İsrailli insan hakları örgütlerine göre, askeri mahkemeler tutuklanan kişiler hakkında "otomatik onay mercileri" gibi karar alıyor.
Filistinliler, haklarındaki suçlamayı öğrenemeden, kendilerini savunma hakkından mahrum olarak 6 aya kadar hapse atılabiliyor. Altı ay sonra yeniden askeri mahkemeye sevk edilen ancak neyle suçlandığından habersiz bir Filistinlinin tutukluluğu 5 yıla kadar uzatılabiliyor.
50 binden fazla Filistinli böyle hapse atıldı
Filistin Esirler Cemiyeti verilerine göre İsrail, 1967'den itibaren Filistinlilere yönelik "idari tutukluluk" uygulamasını sık sık kullandı. 1977'de nispeten azalan uygulama, 1987-1994 arasındaki "Birinci İntifada" döneminde yeniden arttı. İsrail, bu dönemde 19 bin, 2000-2007 arasında süren "İkinci İntifada" sırasında ise 18 bin Filistinliyi bu çerçevede yargılamadan hapse attı.
FKÖ'ye bağlı Filistin Esir İşleri Heyetine göre, İsrail'in 1967'den 2014'e kadar tutukladığı 805 binin üzerindeki kişinin, 50 bini idari tutukluluk uygulamasıyla hapis yattı.
İsrail'in 7 Ekim'den bu yana gözaltına aldığı Filistinlilerin yüzde 80'i "idari tutuklu"
İsrail merkezli "HaMoked" insan hakları örgütünün 5 Ekim'de açıkladığı verilere göre, İsrail hapishanelerinde 5 bin 192 Filistinli bulunuyordu. Bunlardan 2 bin 410'u hüküm giydi, 1463'ünün yargılanma süreci devam ediyor, 1319'u ise "idari tutuklu" olarak yargılamaya tabi tutulmadan hapiste tutuluyor.
HaMoked'e göre, ekim ayı başı itibariyle İsrail hapishanelerindeki Filistinlilerin yüzde 25'i "idari tutukluluk" uygulamasıyla tutuluyor. Ancak bu oran İsrail'in Gazze'ye saldırılarının başladığı 7 Ekim tarihinden sonra hızla arttı.
İsrail ordusu, Gazze'ye saldırılarının başlamasından bu yana günde ortalama 60 Filistinliyi gözaltına aldı. Bunların yüzde 80'i "idari tutukluluk" kapsamında İsrail hapishanelerine atıldı.
Filistinli Esirler Cemiyetine göre, İsrail’in saldırılara başlamasından bu yana geçen iki aya yakın sürede, Batı Şeria ve Doğu Kudüs'te gözaltına aldıklarının sayısı 3 bin 390 oldu.
Filistin Kurtuluş Örgütüne (FKÖ) bağlı Esirler ve Serbest Bırakılanlar Heyeti verilerine göre ise gözaltına alınan bu kişilerin yüzde 80'i savcılık tarafından herhangi bir suç isnadı yapılmadan "idari tutukluluk" uygulamasıyla İsrail hapishanelerine atıldı.
İdari tutukluluk yalnız Filistinlilere tatbik ediliyor
AA’ya konuşan İsrailli akademisyen ve aktivist Nurit Peled Elhanan, İsrail'deki sosyal bilimler okul kitaplarında idari tutukluluğun, "demokrasinin terörizme karşı korunması için Yahudilere kısa bir süre, Filistinlilereyse süresiz olarak uygulanabileceği" ifadelerinin geçtiğini söylemişti.
İsrailli insan hakları örgütü B'Tselem uzmanı Roy Yellin de, idari tutukluluğun neredeyse tamamen Filistinlilere uygulandığını, çok nadir olarak da İsrailli aşırılıkçı gruplara tatbik edildiğini belirtmişti. Yellin, Aralık 2021'de İsrail hapishanelerinde yüzlerce Filistinli idari tutuklu bulunduğuna, buna karşın hiç İsrailli Yahudi olmadığına dikkati çekmişti.
Filistinli idari tutukluların erken tahliye imkanı ellerinden alındı
İsrail'in aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben Gvir, temmuz ayı sonunda aldığı bir kararla, Filistinli "idari tutukluların" serbest bırakılma şartlarına ilişkin kanunda erken tahliye olasılığını ortadan kaldıran bir değişiklik yaptı.
Geçmişte cezaevlerinde yer kalmadığı için her yıl yüzlerce "idarin tutuklu" serbest bırakılırken, yapılan son değişiklikle bu durum iptal edildi.
Değişiklik, İsrail Yüksek Mahkemesinin 2017'de verdiği "her tutukluya duş ve tuvalet dahilse 4,5 metrekarelik, dahil değilse 4 metrekarelik bir yaşam alanı sağlanması" şartı getiren kararına rağmen yapıldı.
Bu durum, İsrail’de konu Filistinliler olduğunda hukukun ve insan haklarının hiçe sayılabildiği yönünde eleştirileri arttırdı.
İsrail'deki Arap Azınlık Haklarını Koruma Hukuk Merkezi "Adalah", bu adımı eleştirerek, Ben Gvir'in "haksız davrandığını ve hapishanelerdeki mahkum yoğunluğunu artırdığını" belirtti.
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.